Deniz Zeyrek 'Üzerime Yürüdü' Demişti: Sözcü'den Kılıçdaroğlu'nun Danışmanına Tepki

Sözcü muharriri Deniz Zeyrek dünkü yazısında Ankara'da Güçlendirilmiş Parlamenter Sitem Mutabakat Metni imza merasiminde ismini vermediği CHP'li bir danışmanın üzerini yürüdüğünü yazdı. Sözcü gazetesi bugün sürmanşetten verdiği haberinde kelam konusu ismin Kılıçdaroğlu'nun danışmanı Ömer Topsakal olduğunu belirterek reaksiyon gösterdi. 





Sözcü gazetesi muharriri Deniz Zeyrek, CHP’nin şimdiye kadar kendisine uyguladığı akreditasyon yasaklarını, çağrıldığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sitem Mutabakat Metni imza merasiminde ismini paylaşmadığı CHP’li bir danışmana yansıttığını, bunun akabinde müdafaayla birlikte kendisinin üzerine yürüdüklerini dün köşesine taşımıştı.

Deniz Zeyrek'in ismini vermediği kişinin CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu'nun Basın Danışmanı Ömer Topsakal olduğu ortaya çıkmıştı. 

Sözcü gazetesi ise bugünkü sürmanşetinde hususa yer ayırdı. Sözcü  “Böyle danışman CHP’ye yakışmıyor' başlıklı haberinde şunları aktardı:


"Koruma kıyafeti bulunan biri omzundan tutup geri çekti"




Ankara'da 28 Şubat'ta altı siyasi partinin önderi Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatını imzaladıktan sonra müellifimiz Deniz Zeyrek'i dövmeye kalkan CHP Basın Danışmanı Ömer Topsakal'a her bölümden reaksiyon yağdı.

Yazarımız Deniz Zeyrek, mutabakat kitapçığını haberde görsel gereç olarak kullanmak üzere başkanlara imzalatmak istedi. Bu maksatla, elindeki kitapçığı DÜZGÜN Parti Basın Danışmanı Murat İde'ye verdi. Kitapçık, bir müddet sonra “olmaz” karşılığıyla birlikte CHP'nin Basın Danışmanı Ömer Topsakal'dan döndü.

Topsakal'ı CHP toplantılarında kendisine akreditasyon yasağı uyguladığı için uzun müddettir muhatap dahi almayan Deniz Zeyrek, kitapçığın Topsakal'dan geldiğini görünce, “Ben senden bir şey istemedim” diye kitapçığı geri aldı.

Ve İde'ye de “Bu beyefendiden istesem kendisine verirdim. Neden beni muhatap ediyorsun” diye reaksiyon gösterdi. Bu sırada CHP'li danışman, “Bu nasıl üslup, sen kimsin, gerizekalı” diye sesini yükseltmeye başladı. Kısa bir tartışmanın akabinde müellifimiz, salondan ayrılmak üzere kapıya yöneldi.

Merdivenlerden çıkarken, üzerinde siyah polar, tişört ve asker pantolonundan oluşan muhafaza kıyafeti bulunan biri omzundan tutarak Zeyrek'i geriye çekti. İki basamak aşağısında da Ömer Topsakal vardı.

Deniz Zeyrek, “Bana dokunamazsın” diye reaksiyon gösterince muhafaza geri adım attı. Murat İde, gazeteciler Murat Ehil ve Ali Haydar Fırat devreye girince Ömer Topsakal geldiği yere dönmek zorunda kaldı.


"İftira atmaya kalktı"



Deniz Zeyrek


Deniz Zeyrek, yaşadığı sorunu birebir gün CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu'na iletti.

Kılıçdaroğlu, hüznünü lisana getirmekle birlikte, yapılan bu berbat davranışla ilgili hiçbir adım atmadı.

Ömer Topsakal, Medya Koridoru isimli siteye isimsiz yaptığı açıklamada, müellifimiz Deniz Zeyrek'in kendisini eliyle dışarı çağırdığını, bu yüzden peşinden gittiğini sav etti.

Yazarımız bu türlü bir şey yapmadığına dikkat çekerken, Murat Ehil, Ali Haydar Fırat ve Murat İde'yi de şahit gösterdi.

Ali Haydar Fırat, “Ben Deniz Zeyrek'in yanındaydım. Büyütmemesini söyledim. Birlikte sohbet ederek kapıya yürümeye başladık. Ne bir işaret ne kelam oldu. Fakat o muhafaza kıyafetli şahıs ve Topsakal koşarak geriden saldırmaya çalıştı” dedi.

Danışman Topsakal, “Beni dışarı çağırdı” palavrasıyla yetinmediği üzere muharririmizin “ayrıcalık” istediğini ileri sürdü.

“Ayrıcalık” sözüyle muharririmizin bir menfaat elde etmeye çalıştığını ima etmesi tek sözle aşağılık ve nahoş bir argümandır. Kitapçığı başkanlara imzalatıp haberde görsel gereç olarak kullanmak bir ayrıcalık talebi değildir.

Bu ortada, muharririmizin mevzuyu yazısına taşımasından sonra Ankara'da CHP'yi takip eden çok sayıda muhabir ve müelliften, CHP'lilerden, Topsakal'ın vazifeye geldikten sonra havaya girdiğini, kendisiyle uygun geçinmeye çalışanlar dışında bütün gazetecilere, siyasetçilere berbat davrandığını anlattılar.

Yazarımız Deniz Zeyrek, “Böyle bir olayın muhatabı olduğum için üzgünüm. Oturduğu koltuğu kaldıramayan, kompleksli genç bir arkadaş. Atatürk'ün partisi koskoca CHP'ye, bu türlü tecrübesiz, liyakatsiz bir danışman yakışmıyor. Sayın Kılıçdaroğlu, kendisine danışman olarak yakıştırıyorsa benim için sorun yok. Herkes hak ettiği danışmanlarla çalışır” yorumunu yaptı.

Bu ortada müdafaa, yazarımızdan özür diledi ve “Ömer Topsakal'ın geriden size gerçek koştuğunu görünce ben de geldim ve refleks olarak sizi tutup ortaya girdim” dedi.