İnsan derisinde normalde hastalık yapmadan yaşayan çok sayıda saprofıt, az sayıda ise patojen mikroorganizma bulunur. Bu bakteriler deri florasını oluştururlar. Deri florası, kalıcı ve değişken flora olmak üzere iki çeşittir. Açık bölgelerde bakteri dansitesi diğer bölgelere nazaran daha fazladır. Bu bölgelerde staph. aureus, diğer bölgelere göre daha fazla oranda bulunur. Koltuk altı, kasık gibi kapalı ve katlantılı bölgelerde ise, gram negatif koliform bakteriler daha fazla görülür.
Bakteriyel deri enfeksiyonlarının tanı ve tedavisinde bazı ilkeler vardır. Lezyondaki bakteri türünün ayırt edilmesi önemlidir; lezyondan uygun örnek alınması, gram boyasının iyi değerlendirilmesi, kültür için uygun besiyerinin seçilmesi gerekir.
Stafilokokların yaptığı piyodermiler: impetigo, fronkül, karbonkül, sikozis simpleks, hordeolum,akne keloid, hidroz adenit, haşlanmış deri sendromu (ritter hastalığı), stafilokokların yaptığı sistemik enfeksiyonlar, toksik şok sendromu.
Streptokokların yaptığı piyodermiler: impetigo, ektima, erizipel, sellülit, lenfanjit, streptokokların yaptığı sistemik enfeksiyonlar ve kızıl.
İmpetigo
Derinin süperfisyel, bulaşıcı, sık görülen yüzeyel bir piyodermasıdır. İki klinik formu mevcuttur; non-büllöz impetigo (streptekok) (impetigo kontagiozum, kurutlu, %70), büllöz impetigo (stafilokok). Genellikle çocuklarda görülür. Küçük bir travmanın ardından bir eritem görülür. Sonra hızla vezikül ve püstüle, bazen de büle döner. Püstülle seyreden tiplerin daha çok streptokoksik, büllü seyredenlerin ise, stafilokoksik olduğu düşünülmektedir. Bu elemanlar hızla açılır. Seröz veya pürülan içeriği akar, daha sonra yerinde kalan erozyon kurutla kaplanır. Bal renkli kurutlar tanı için kolaylık sağlar. Lezyonlar 7-10 gün içerisinde kendiliğinden iyileşir ve iz bırakmaz. Postinflamatuvar hiper veya hipopigmentasyon gelişebilir. Kurutlar kopartılıp oynanırsa, ekzema, uyuz ve atopik dermatit varlığında tablo daha uzun sürebilir. En çok yüzde yerleşir. Çocuklarda her yerde yerleşebilir. Oldukça bulaşıcı olan lezyonlar aile içinde, kreşte direk temas yoluyla bulaşabilir.Genellikle bölgesel adenopati vardır. Tek ciddi komplikasyon poststreptokoksik glomerülonefritdir (18-21 gün) (kızıl, ürtiker, eritem multiforme). Klinik ve hızlı yayılması sebebiyle tanı zor değildir. Subkorneal püstüler dermatoz, sifiliz püstülleri, büllü tipte çocuk pemfigoidi, duhring hastalığı (dermatitis herpetiformis) ayırıcı tanıda akla gelebilir.
Sikozis Simpleks
Sakal bölgesinin bakteriyel bir folikülit ve perifolikülitidir (kıl folikülünde gelişen papül ve püstül). Erkeklerde görülür; dudak üstü, mandibulanın açılandığı alanlar. Etken stafilokokus aureuslardır (burun taşıyıcılığı). Herhangi bir travma oto veya hetero inokülasyon hastalığı başlatabilir. Basit tek bir folikülit şeklinde başlayıp hızla yayılır. Kaşıntı ve traş yayılmayı kolaylaştırır.Folikülitler derinleşebilir. Çok şiddetli durumlarda vejetan veya granülomatöz reaksiyonlar görülebilir.Kıllar genellikle dökülmez ve skatris seyrektir. Ayırıcı tanısında tinea barbae,lupus vulgaris akla gelmelidir. Tedavide antiseptik pansuman, antibiyotikli pomat ve sistemik antibiyotikler kullanılır. Nazal burun taşıyıcılığı kronik olgularda araştırılıp antibiyotikli pomad ve kremler kullanılır.
Hidrozadenit
Hidradenitis süpürativa, köpek memesi. Apokrin ter bezlerinin kronik süpürativ ve skatrisleşmeye giden bir hastalğıdır. Puberteyle menapoz arasındaki yaşlarda sık görülür. Şişmanlık ve seboreik zemin kolaylaştırıcı faktörlerdir. Genellikle S.aureusla olan bir enfeksiyondur. Aksillada çok görülen tablo daha seyrek olarak inguinal ve genital bölge gibi apokrin bezlerin bulunduğu diğer alanlarda da görülür. Önce ağrılı eritemli bir nodül görülür. Birkaç tane olabilir. Haftalarca böyle kalabilir veya püstülleşir. Püstül açılınca koyu bir cerahat boşalır. Burada nekrotik tıkaç yoktur. Yerlerinde skatrisler kalır, üst üste gelen skatrisler fonksiyon bozukluğu yapabilir. Anogenital bölgede komplikasyon olarak fistüller görülür. Klinik görünüm tanı için yeterlidir. Aksillada skrofuloderma ,inguinalde buna ek olarak ulkus molle bubonu ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Tedavide sistemik antibiyotikler uzun süre kullanılmalı. Kozmetikler, antiperspiranlar yasaklanmalı. Flüktuasyon veren lezyonlar insizyonla açılır. Antiseptik solüsyon ve antibiyotikli pomatlar yararlıdır. Retinoidler kullanılır. Çok inatçı vakalarda cerrahi olarak bezler çıkartılır.
Ektima
Genelde grup A beta hemolitik streptokoklara bağlıdır; en sık streptococus pyogenes. Piyodermanın derin ve ülseratif tipidir. Alt ekstremitelerde ve gluteal alanlarda yerleşir. Gelişmiş ülkelerde en sık çocuklarda, gelişmekte olan ülkelerde malnütrisyon ve kötü hijyen koşulları ile her yaşta görülür. Bir pikür veya küçük bir travmanın ardından eritemli bir zeminde yüzeyel veziko-püstüler elemanlarla başlar. Hızla derinleşip ülserleşir. Üzerinde yapışık sert ve kalın bir kurut vardır. Kurut kaldırıldığında yerinde 2-3 mm derinliğinde kenarları dik, zemini kanamalı cerahatli ülser ortaya çıkar. Genelde lezyon sayısı azdır. Birkaç haftada sikatris bırakarak iyileşir. Tanıda zorluk çekilmez. Derinliği impetigodan ayırmaya yarar. Tedavide kurut kaldırılır. Pansuman ve antibiotikli pomadlar uygulanır. Sistemik olarak antibiyotik verilir. Hijyen ve beslenme koşullarının iyileşmesi,predispozisyon yaratacak diğer hastalıklarının tedavisi önemlidir.
Erizipel
Etken A grubu streptokoklardır (daha az G, B, C, D). Deri ve deri altının yüzeyel akut bakteryel deri enfeksiyonudur. Etken, küçük bir sıyrık veya erozyondan girebilir. Başlangıçta küçük parlak eritemli bir plak olur. Hızla yayılır. Birden ateş yükselmesi titreme gibi semptomlarla kendini gösterebilir. Olgun lezyon sert, ödemli, sıcak, parlak ve eritemli olup 10-15 santim çapına varabilir. Çoğu kez de tektir. Sağlam deriden hafif kalkık olup keskin bir sınırla ayrılmıştır. Lezyon oldukça ağrılıdır.Çok şiddetli enfeksiyonlarda vezikül ve büller gelişir, peteşi, ekimoz eklenebilir hatta gangren görülebilir. Lezyon gerilerken deskuamasyon, postinflamatuar hiperpigmentasyonla gerileyebilir. Yüksek ateş titreme halsizlik gibi sistemik belirtiler hastalığa eşlik eder. 15.000-20.000 civarında lökositoz vardır, ASO yüksektir. Tanı klinik özelliklerle konur. Ayırıcı tanıda; yüzde anjiyonörotik ödem, kontakt dermatit, DLE , PLE, SLE düşünülmelidir. Tedavi için penisilin en iyi ilaçtır ya da 2,4 mu im benzatin penisilin verilir. Allerji varsa eritromisin veya azitromisin makrolid grubu verilebilir. Yüksek doz en az 10 gün uygulanmalı. Yatak istirahati ve semptomatik önlemler hastayı rahatlatır; soğuk pansumanlar, bacak elevasyonu yapılabilir. Şiddetli hastalarda, bebeklerde, yaşlılarda, immunsuprese ıv pen G 600000-2mu 4×1 verilebilir. Staf düşünülüyorsa dikloksasilin, nafsilin, penisilinaza dirençli. Daha dirençli tedavilerde klindamisin, metilmisin 2 hafta önceden rekürren öykü varsa 3 haftalık tedavi verilir. Lenfödem gibi durumlarda oral pen G 1gr/gün ya da eritromisin verilebilir. Ayak elevasyonu, ıslak pansuman yapılmalıdır.
Sellülit
Stafilokokus aureus tek veya streptekoklarla birlikte bu enfeksiyona neden olur. 2 yaşa kadar Haemophilus influenzae tip B yüzdeki sellülitlerin sebebibidir. Eritem, ödem, ısı artışı şiddetli olgularda bül ve nekroz görülebilir. Rekürren olgularda kronik hasar sonucu lenfödem görülür. Tedavi erizipelle aynıdır.