Dervent Deresini Duman Bürüdü Bir tek Dervent Deresi'ni mu duman bürümüş fakat? Kara bulutlar dolaşıyor yurdun çoğu yeninde Fransızlar Adana'da, Antep'te, Mersin'de cirit atarken, Yunan Ege'yi parsellemiş İngiliz'in, Alman'ın hesapları daha diğer Sözün kısası, sömürgeciler, pay etmiş yurdumuzu Buna razı olmayanlar, yer yer çeteler kurmuş, kimi dağa çıkmış, kimi ovada vuruşuyor Baştakiler derseniz, önceden belirlenmiş zaten, sen bana ilişme, ben sana Görev cumhuriyet öncesi Ege dağları da çatal yüreklerle batmış Yurdun işgaline gönlü razı olmayanlar, efeler, zeybekler, kızanlarını toplayıp çıkmış dağa Bir yana düşmanla savaşıyor, öte taraftan onlara yardım edenlerle Toz duman, dost düşmana karışmış Bir yanda hakiki yurtseverler, canını dişine takmış yurdunu savunanlar; öte yandan işgalciler ve onların şakşakçıları bundan başka çapulcular var Fırsatı ganimet bilip, soygun için, yol kesmek, ırza geçmek için dağlara çıkan var Böylesine toz dumana karmakarışık Kimin ne olduğu muhakkak değil Kendine Efediyen çıkıyor dağa Vuruyor, kırıyor, yol kesiyor, bel kesiyor Salıyor adamlarını aşağı meşhur bir efenin adını verip, para istiyor, mal istiyor En fazla da bunlar uğraştırıyor çeteleri Bir tek yol, bel kesmekle kalmıyor bunlar, diğer taraftan düşmana ihbarcılık, şakşakçılık yapıyorlar Sözün kısası, Ege dağları firari dolu Kanlıkısık'ta çakırcalı, Kahrat,'ta Gökçen Efe, Bozdağ'da Avcı, Aydın dağlarında Poslu Efe tirim tirim titretiyor yöreyi Olandan alıp, olmayana dağıtıyor bunlar Bunların aralarında üstelik Gavur Ali var O da kendine Efe dedirtenlerden Ama işbirlikçi İşgalcilerin adamı Yol kesen cinsinden Türkümüze konu olan olayın bir ayağı işte bu Ali Namı diğer Gavur Ali Ödemiş'in Kaymaklı köyünden Gavur Ali Varsıl bir ailenin oğlu diğer taraftan kızkardeşi var Ali'nin Güzelliği dillerde Boylu, poslu endamlı bir kız Ayşe Köyde kimse adıyla çağırmıyor Ayşe'yi, tatlı dili sebebiyle cümbür cemaat Dududiyor Ayşe'ye Dudu aşağı, Dudu yukarı Bu türkünün öyküsünü anlatanlar, benzer köyden Süleyman'dan söz ettiler Türkünün kahramanının adı Süleyman onlara tarafından Ne oysa türküyü okuyanlardan kimi Musaolarak okuyor Kimi yazılmış kaynaklarda da Terbiyeliolarak geçiyor kahramanın adı Kitabın girişinde de açıkladığımız gibi, televizyon programı için türküde geçen adın Süleyman olduğunu saptadıkları için biz de öykümüzü Süleyman üstüne kurduk Türkünün de Süleyman adının geçenini seçtik Elimize geçen Musalı notayı da kitabın sonuna ekledik Gerçekte bu şart ilk olarak bu türküyle çıkmıyordu karşımıza Ne ki, bu türkü birkaç isimle lakin benzer ezgiyle okunduğu için, daha göze batıyordu Bunları açıkladıktan sonra, dönelim öykümüze Ödemiş'in Kaymaklı köyünden Süleyman Aynı köyden Dudu'ya tutkun Ne ki Süleyman, fazla türkümüzün öyküsünde olduğu gibi, Dudu'ya kadar daha fakir Lakin gönül bu! diğer taraftan şu var ancak, kimseye de eyvallahı yok Bir tek Dudu'ya boynu eyik Dudu'ya ast ara sıra gizlice buluşup söyleşiyorlar yol yordam arıyorlar Babam keçi inatlıdır bir kere yok dedi mi, he dedirtemezsin Nuh der Peygamber demez Ali abim dersen, gavurun teki Kendini düşünür Bizi dileyimizce başgöz etmez bunlar En iyisi kaçıp gidelim Abim zaten dağda Araya vakit girince hepsi yumuşar Birkaç ay başka yerlerde kalırız sonra da, onların gönlü olur Döner geliriz köyediyor Dudu Süleyman dünden hazırlanmış Tek kaygısı Gavur Ali'nin kini Ali kinlidir Dağa çıkalı burnu daha da büyüdü Rahat komaz İz sürüp ayırır bizidiyor bir yanlamasına; öte taraftan da başka çıkar yolumuz yok Kaçacağız Kinleri bitene dek görünmeyiz Yarına hazırlanmış ol Dudu'm Yarından tezi yok gidelimVarıp anasına da açıyor durumu Süleyman Böyleyken böyle Yarın gece Dudu'yu alıp gidiyorum ben Bu işin başka oluru yok Dudu da böyle istiyor Anası basası karaçalı Aradan çekilmiyorlar Görsünler el mi yaman, bey mi?Anası karşı duruyor Aman oğul, onların şerrini üstümüze çekme Ali gavuradını boş yere almadı Elin gavuruyla bir olup, bizim efeleri ele veriyor Zalim adamdır Gavur Ali Deve kinlidir dahası Vazgeç oğul Biraz daha sabret Şayet taş yürekleri yumuşar Gün doğmadan neler doğar Bakarsın efeler haller Gavur Ali'yi Ali giderse belleri kırılır Rıza gösterir anası babası Şunu diyor, bunu diyor Lakin Süleyman duymuyor Dudu'yu yarın gece kaçıracağım Bu işin bekleri değil Nerden inceyse orda kırılsın Ne desin anası Gözünün nuru, evinin direği bir oğul Kendini iyi kolla Bu gavur hınzırı şeytanla çomak oynar İyi de iz sürer Faka bastırmasın seni Tuzağa düşme Al, uzaklara götür Dudu'yu Bizi de habersiz komaGün aşıp akşam olunca, atını eğerleyip, heybesini terkisine atmış Süleyman Gecenin karanlığında varıp beklemiş Dudu'yu kavil yerinde çok geçmeden Dudu gelmiş elinde bohçasıyla Kuş gibi çarpıyor yüreği Dudu'nun Tez elden boşçayı yerleştirmişler heybeye Binmiş atın terkisine Dudu Dehlemişler Dervent Deresi'ne çevirmiş başını atın Vurmuş mahmuzları Sabaha yakın Ödemiş'i tutmuşlar Varıp bir arkadaşının kapısını çalmış Süleyman Zaten haberli arkadaşı Bekliyorlar Buyur etmişler içeri Gereken izzet ikramı göstermişler Ertesi gün Dudu'nun evinde anlaşılmış mesele Anasıbabası cin atında Vay gahbenin oğlu vay! Gidinin oğlu! Demek bunu yapacaktın bize Alacağın olsun Bunu yanına bırakırsakdiye haykırıyorlar çok geçmeden de Gavur Ali iniyor köye Vay gahpe analı vay! Ulan şerefimizi beş paralık ettin be! Bunu kormuyum yanına Beş mecitlik kurşun helal olsun sana Gördüğüm yerde mıhlamasam da Gavur Ali demesinler Benim bacımı kaçıracan ha! Alacağın olsundeyip bangır bangır bağırıyor köy kahvesinde Şu da var oysa, köylü doğru içten keviniyor Oh oldu! Dinsizin hakkından, imansız gelir! İyi etti Süleyman Oh etti! Burnu sürtsün azıcık gavurun Anlasın dünyanın kaç bucak olduğunudiyor Gavur Ali fellik fellik arıyor Süleyman'ı Haber salmadığı yer kalmıyor İzini sürüyor Arıyor tarıyor boş Süleyman'la Dudu kayıp Aradan haftalar geçiyor, ııh! Aylara geçiyor Yok Bir haber çıkmıyor Gavur Ali küplerde Deliler gibi dönüyor ortalıkta Bakıyor olacak gibi yok İşin şeytanlığına kaçıyor Canım ne var oysa aramızda İki gönül bir olup, karar vermişler Kan davası mı var aramızda Gençler Bir hatadır yapmışlar Gelsin el öpsünler barışalım Et tırnaktan ayrılır mı? Ne de olsa eniştemiz sayılır Cümbür Cemaat hatalı yapabilirdiye rivayet salmış ortalığa Bu sözler varıp Süleyman'ın kulağına ulaşmış Bir yana yakalanmak korkusu, bir yandan arkadaşına fazla siklet olma duygusu, zaten üzüyor Süleyman'ı Köylüleri gelip Gavur Ali'nin yumuşadığını söyleyince seviniyor Süleyman Ivedi elden hazırlığnı yapıyor Dudu'ya da anlatıyor durumu Ali'nin yüreği yumuşamış Gelsin el öpsünler, barışalım diyesiymiş Usandım gizlenmekten Bitsin bu nefret Bu kaçış Gider babanın, ananın elini öperiz Üçemmi dayı da girer araya Olur biterDudu kararsız Dudu korkulu Sen onları bilmezsin Deve kini vardır bizimkilerde Şeytanlığına düşünüyorlar bu işi Benim gönlüm razı yok Fakat sen bilirsinSözün kısası, akşama dürüst atlarına binip, koyulmuşlar yola Dervent Deresini yatsıya dürüst tutmuşlar Dervent Deresi de dere Dumanlı dere Boranlı dere Göz gözü görmüyor Şiddet kuvvet yol buluyorlar Gecenin bir yarısında da Kaymaklı'ya ulaşıyorlar Anası babası sarmaş dolaş Süleyman'ın Süleyman'ı bırakıp Dudu'ya sarılıyorlar; onu bırakıp tekrar Süleyman'a sarılıyorlar Durumu sergiliyor baba Gavur Ali'nin gönlü oldu Gelip el öpsünler dermiş Babası anası da onun ağzına bakıyor Sabahtan üçbeş büyük de bulalım, birlikte gidersiniz Olur biterSabahı kuvvet etmiş Süleyman Çabuk elden kalkıp kahveye inmiş İnmiş fakat büyüklerden birkaç birey alıp, kayınbabasına gitsinler Girip selamlama vermiş kahvedekinlere Dostlarla sarmaş dolaş, hoşbeş Demeye kalmadan, kahve kapısı bir tekmeyle gevşemiş Gavur Ali hışınla girmiş içeri Süleyman arkadaşlarıyla masada oturuyor Sayesinde Süleyman'a yürümüş Ali Vay gahpe dölü vay Vay ki düştün tuzağıma sonunda Sen kim, benim bacımı kaçırmak kim? Benim şerefimle oynayacak adam mısın sen?deyip, belinden beşlisini çıkarmış Alnına çevirmiş namluyu Süleyman ne olduğunu anlamaya fırsat kalmadan yıkılmış yere Kaymaklı kahvesi anababa günü Masalar sandalyeler girmiş birbirine Gavur Ali silahını kınına koyup, çıkmış dışarı Dağ yolunu tutmuş baştan Dudu haberi duyunca yerlere atmış kendini Süleyman'ın anasıbabası çılgın ane Yediler oğlumu Kalleşlikle yedilerdeyip yerlerde sürünüyorlar Olay halkın diline başka yansıyor Dervent Deresi'nden alıp, Kaymaklı kahvesine türküyle taşıyorlar olayı Varıp varıp günümüze de türküyle ulaşıyor DERVENT DERESİ Dervent Deresi'ni duman bürüdü, Dumanın içinde Dudum yürüdü, Kaldır Dudum kollarını göster yüzünü, Dudumun yollarında kıydım canımı Kaymakçı kahvesinde masa kuruldu, Masanın başında Süleyman vuruldu, Saatine varmadan Ödemiş'e duyuldu, Kaldır Dudum kollarını, göster boyunu, Dudumun yollarında kıydım canımı