iltasyazilim
FD Üye
Diatom nasıl bir bitkidir
Diatomun özellikleri
Diatomlar çok iyi mimarlardır Kendilerine denizin içinde opalden evler yapı ederler Bu evler, ara sıra parıldayan bir kozalağı, ara sıra bir spirali, ara sıra de parlak kristal bir avizeyi andırır Acayip olan ise, yirmibeşbinden artı diatom türü olmasına karşın hiç birisinin kabuğunun bir diğerine benzememesi Tıpatıp bir kar tanesinin diğerine benzememesi gibi
Diatomlardaki görkem yalnızca bir mücevheri hatırlatan görünümleri ile kısıtlı değildir Yeryüzündeki yaşamın devamı için son derece manâlı görevlerde üstlenmişlerdir: Hatta yeryüzündeki en yaşamsal canlılar oldukları dahi söylenebilir:
Dünyadaki o kadar fazla su kitlesinin içerisinde inanılmayacak sayılarda dolanır, salınır ve yuvarlanırlar Bir litre deniz suyundaki diatomların sayısı, on milyondan fazladır Bu nedenledir oysa denizdeki en esas yemek yemek kaynaklarının aralarında yer alırlar
Denilebilir ama karada yaşamış canlılar, millet da dahil elde etmek üzere, diatomlara borçludurlarDiatomlar yaptıkları fotosentez sayesinde bizim soluduğumuz oksijenin büyük bir kısmını üreten minik bitkilerdir
Bu altın sarısı, kahverengi renkli küçük canlılara, ışık, su, karbondioksit ve gerekli besinlerin olduğu baştan rastlayabilirsiniz Bunun yanına tüm diatomlar suda bulunmaz Bazları toprak üzerinde, yosunlara tutunarak ağaçlarda ve hatta tuğla duvarlarda yaşayabilirler Alt nem varsa
Büyüklükleri açısından değişkenlik göstermekle beraber en büyüğü 1 milimetre çapındadır Eğer çıplak gözle bakarsanız bir mücevhere benzeyen bedensel yapısını farkedemezsiniz Diatomlar, fitoplankton olarak adlandırılan bitkilerin en sık rastlanan türüdür ve bilhassa soğuk okyanuslarda çok sayıda bulunurlar Bazıları denizin kıyısında dolaşırken içlerinden bazıları çamura deha yerleşebilirler Ama çoğunluğu ışığı emebilmek için yüzeyde dolaşırlar
Baştada değindiğimiz gibi diatomların en etkileyici özellikleri kabuk yapı etmeleridir Estetik değeri büyük olan bu inşaatlar manâlı bir kimyasal işlem sonunda gerçekleşir: Çözünmüş silikonu kıymetli bir taş olan opale benzeşen silikaya çevirirlerBu değişim sonucunda ortaya meydana çıkan kabuklar fantastik çeşitliliğe ve çok iyi bir mimariye sahiptirler
Derhal tasarım yeteneği olan bir mimarı düşünün Oysa bu mimarın araç gereç bilgisinin yetersiz olduğunu ya da mimari tasarım yapması için gerekli malzemeyi bulamadığını düşünün tek başına tasarım yeteneği bir manâ açıklama eder mi? Şüphesiz hayır Ama diatomlar fakat simyacı hikayelerinde rastlanabilecek bir maharetle bazı kimyasal düzenlemeler yapmakta ve bunların sonucunda da mükemmel eserler ortaya çıkmaktadır Dikkat edin, burada önce kimya, gerisinde da mimarlık fakültesini bitirmiş üstün başarılı bir insandan bahsetmiyoruz Iddia konusu, toplu iğne başı büyüklüğünde, asap sistemi ya da beyin oluşumu olmayan mikroskobik bir canlı
Bu durumda bir birinden öbür iki dalda eğitimli bir insanın bile gerçekleştirmesi şüpheliyken, diatomların tüm bunları tesadüfen gerçekleştirebilmesi muhtemel müdür?
1702 yılında Anton van Leeuwenhoek bu küçük canlıları keşfettikten daha sonra, fotosentez yapıp oksijen ürettikleri için onların bitki olarak sınıflandırılmışlardı
Oksijen Üreten Mikro Fabrikalar *
Diatomun özellikleri
Diatomlar çok iyi mimarlardır Kendilerine denizin içinde opalden evler yapı ederler Bu evler, ara sıra parıldayan bir kozalağı, ara sıra bir spirali, ara sıra de parlak kristal bir avizeyi andırır Acayip olan ise, yirmibeşbinden artı diatom türü olmasına karşın hiç birisinin kabuğunun bir diğerine benzememesi Tıpatıp bir kar tanesinin diğerine benzememesi gibi
Diatomlardaki görkem yalnızca bir mücevheri hatırlatan görünümleri ile kısıtlı değildir Yeryüzündeki yaşamın devamı için son derece manâlı görevlerde üstlenmişlerdir: Hatta yeryüzündeki en yaşamsal canlılar oldukları dahi söylenebilir:
Dünyadaki o kadar fazla su kitlesinin içerisinde inanılmayacak sayılarda dolanır, salınır ve yuvarlanırlar Bir litre deniz suyundaki diatomların sayısı, on milyondan fazladır Bu nedenledir oysa denizdeki en esas yemek yemek kaynaklarının aralarında yer alırlar
Denilebilir ama karada yaşamış canlılar, millet da dahil elde etmek üzere, diatomlara borçludurlarDiatomlar yaptıkları fotosentez sayesinde bizim soluduğumuz oksijenin büyük bir kısmını üreten minik bitkilerdir
Bu altın sarısı, kahverengi renkli küçük canlılara, ışık, su, karbondioksit ve gerekli besinlerin olduğu baştan rastlayabilirsiniz Bunun yanına tüm diatomlar suda bulunmaz Bazları toprak üzerinde, yosunlara tutunarak ağaçlarda ve hatta tuğla duvarlarda yaşayabilirler Alt nem varsa
Büyüklükleri açısından değişkenlik göstermekle beraber en büyüğü 1 milimetre çapındadır Eğer çıplak gözle bakarsanız bir mücevhere benzeyen bedensel yapısını farkedemezsiniz Diatomlar, fitoplankton olarak adlandırılan bitkilerin en sık rastlanan türüdür ve bilhassa soğuk okyanuslarda çok sayıda bulunurlar Bazıları denizin kıyısında dolaşırken içlerinden bazıları çamura deha yerleşebilirler Ama çoğunluğu ışığı emebilmek için yüzeyde dolaşırlar
Baştada değindiğimiz gibi diatomların en etkileyici özellikleri kabuk yapı etmeleridir Estetik değeri büyük olan bu inşaatlar manâlı bir kimyasal işlem sonunda gerçekleşir: Çözünmüş silikonu kıymetli bir taş olan opale benzeşen silikaya çevirirlerBu değişim sonucunda ortaya meydana çıkan kabuklar fantastik çeşitliliğe ve çok iyi bir mimariye sahiptirler
Derhal tasarım yeteneği olan bir mimarı düşünün Oysa bu mimarın araç gereç bilgisinin yetersiz olduğunu ya da mimari tasarım yapması için gerekli malzemeyi bulamadığını düşünün tek başına tasarım yeteneği bir manâ açıklama eder mi? Şüphesiz hayır Ama diatomlar fakat simyacı hikayelerinde rastlanabilecek bir maharetle bazı kimyasal düzenlemeler yapmakta ve bunların sonucunda da mükemmel eserler ortaya çıkmaktadır Dikkat edin, burada önce kimya, gerisinde da mimarlık fakültesini bitirmiş üstün başarılı bir insandan bahsetmiyoruz Iddia konusu, toplu iğne başı büyüklüğünde, asap sistemi ya da beyin oluşumu olmayan mikroskobik bir canlı
Bu durumda bir birinden öbür iki dalda eğitimli bir insanın bile gerçekleştirmesi şüpheliyken, diatomların tüm bunları tesadüfen gerçekleştirebilmesi muhtemel müdür?
1702 yılında Anton van Leeuwenhoek bu küçük canlıları keşfettikten daha sonra, fotosentez yapıp oksijen ürettikleri için onların bitki olarak sınıflandırılmışlardı
Oksijen Üreten Mikro Fabrikalar *