Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Diğer Gezegenlerde Yaşam Olasılığı

Diğer Gezegenlerde Yaşam Olasılığı
0
72

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,764
Etkileşim
87
Puan
48
F-D Coin
0
http:bilgilihocamcominternaldatasdigergezegenlerdeyasamolasiligi5c352163dbb12alt sat2 216 234Satranç oyununun, hatta sonraları olimpiyatları düzenlenen bir spor dalı olarak kabul edilmiş bu starteji savaşının tarihi, Türkler ’e dayanmamaktadır; fakat tarihin ilk satranç otomatı olan makinenin ismi, The Turk ’dür Satranç oynayan otomat (The Turk), 1769 yılında çalışmalarına başlanılarak, 6 ay gibi bir sürede hazırlanmış, 1770 ’de de öncelikle İmparatoriçe Maria Theresa için görücüye çıkarılmıştır Bu otomatın mucidi ise, Viyana ’da İmparatoriçe Maria Theresa ’nın hizmetinde çalışan mekanik erbabı Wolfgang Von Kempelen ’dırİmparatoriçe Maria Theresa için yapılan otomat, tekerlekli bir platform üstüne satranç tahtasının çizilmesinden mütevellit, başına pelerinli, sarıklı ve bıyıklı bir Türk figürü oturtulmuş halde bulunmaktaydı Uzunluğu 120 cm, genişliği 105 cm, ve yüksekliği 60 cm olan bu makine, akça ağaçtan yapılmıştı Makinenin önündeki kapak açılarak İçi incelendiğinde, bir çok makara ve kaldıraç ile de karşılaşılmaktaydı Alıştırma prensibi, kurmalı aletlerde olduğu gibiydi Kurulduktan sonradan karşısına oturan gönüllü ile oynayan Türk, arada kafasını hareket ettiriyor, gözleri ile de satranç tahtasını tarıyordu Yalnızca oyunu oynayabilsin diye yapılmadığı ise, rakiplerini ara sıra yenebilecek kadar iyi hamleler yapmasından anlaşılıyordu Öyle ama, zamanın meşhur yöneticileri Napolyon ve Benjamin Franklin ’i de yenerek, şöhretini artırıyorduTürk, hamlesi bittiği vakit başını 3 kere sallıyordu, bu nedenle saldırı sırası karşısında tarafa geçmiş oluyordu Kimi süre, karşılaşmalar sonunda soru soran izleyicilere, bir tepside sunulan harfleri birleştirerek yanıt veriyordu Tarihteki birincil satranç otomatı olan The Turk, başarılı oyunlar çıkarması ve nasıl çalıştığı ile ilgili bir fazla sırrı korumayı başardı Türk ’ü izleyen millet, alıştırma tekniği ile ilgili bir fazla kuram de geliştirdiler Bunlardan geniş yankı bulan 2 teoriden biri, Türk ’ün içine bir çocuğun ya da bir satranç ustasının oturtulduğuydu Bir öteki garip kuram ise, taşların içinde mıknatıslar olması ve bu mıknatısların etkileşimine tarafından taşların hareket ediyor oluşuydu Genel kabul görebilecek çalışma şekli ise, bu iki teorinin bazı bölümlerinin birleştirilmiş haliydi Buna kadar, Kempelen, satrancı makineye yok, kutunun içinde görülmeyen bir ustaya satranç oynatmaktaydı Makinenin içinin abes olduğu seyircilere gösterildikten sonra, bir şekilde içine ustanın girmesi sağlanıyordu Günümüzün ilizyon gösterilerindeki aldatmacalar gibi, seyirciler makinenin abes olduğunu zannediyor, ama içindeki satranç ustası, oyunu çok az bir ışık altında peşine düşüp takip ediyordu Diğer Taraftan diğer taraftan, ergonomik olarak baskı koşullar altında makineyi yöneterek, rakibini yenmeyi başarıyordu Buradaki göz yanılsaması ise, mekanizmanın yapısı itibariyle, bölümlerinin katlanabilir durumda olmasından kaynaklanıyordu Buna ilave olarak, kabinin tamamı, önden bakılınca görülecek gibi dizayn edilmemişti Yine bu teoriye tarafından, kabinin içinde ikinci bir satranç tahtası bulunmaktaydı Bu Nedenle, kabindeki satranç ustası, oyunu daha sıcacık peşine düşüp takip edebilmekteydi Türk ’ün oynadığı esas satranç tahtasının altında, her karenin ve taşın altına tam eşit gelecek şekilde mekanizma ve mıknatıslar bulunmaktaydı Bu sistemler bütünü baştan sona, asıl tahtadaki oyun aracısız ikinci tahtaya yansıyor, aynı şekilde ustanın hamleleri de belli başlı tahtaya aktarılarak otomat teftiş edilebiliyorduhttp:bilgilihocamcominternaldatasdigergezegenlerdeyasamolasiligi5c3521643a481alt sat4 217 232 Kempelen, bu yöntemle, seyircilerden para da topluyor, ama kazandığı paranın çoğunu, güç koşullar altında makineyi idare eden satranç ustasına veriyordu Bu, her ne kadar kanıtlanmamış ve rivayet halinde kalmış bir söylem olsa da, bir fazla bilim adamı ve mekanikçi, Kempelen ’i şarlatanlıkla suçlamaktaydı Bunun sebebi ise, insanları makinenin içinde insan taşıyarak kandırması ve bunu ticari ayla getirmesiydi Dr Gamaliel Bradford ve zamanın ünlü yazarı Edgar Allen Poe, üretilen onlarca teorinin içinde, rasyonel çözümleri ortaya dökebilenlerden olmuşlardı Edgar Allen Poe, bu otomat hakkında yazdığı “Maelzel ’s Chess isimli yazısında, The Turk ’ü şu şekilde tasvir ediyordu: “Oyunu kazanmadan önce, kafasını bir zafer edasıyla sallıyor, kendini beğenmiş bakışlarla etrafına göz gezdirdikten sonradan, sol kolunu her zamankinden daha geriye doğru çekiyor ve parmaklarını bir süre dinlendiriyorFakat bütün bu anlatılan ve söylenen teoriler, kanıtlanamadığı için genel geçer bir kabul görmüyordu Türkün sahipleri ve sırrı bilen yakın çevredeki millet, kesinlikle sırrı paylaşmıyorlardı Bu sırrın gizemi ise, Türk ’e olan ilgiyi daha da artırmaktaydı Kempelen, 1804 ’de Viyana ’da öldü O ’nun ölümünden sonradan, The Turk bir kaç defa el değiştirdi En son, Beethoven ’ın yakın arkadaşı olan Johann Maelzel adlı bir alet mühendisinin eline geçti İlerleyen zamanlarda ilk metronomu yapacak ve böylelikle mucit olacak olan Maelzel, The Turk ’ü Kempelen ’in oğlundan satın almıştı Makinenin maksimum şöhrete kavuştuğu dönem, bu dönemdi 1809 ’da Napolyon ile satranç oynayan otomat, 18171837 tarihlerinde bütün Avrupa ve Amerika ’yı gezdi Satranç otomatı, 1820 ’de, bilgisayarın babası sayılan Charles Babbage ’la da bir maç yaptı Maelzel, borçları sebebiyle Avrupa ’yı terk ederek Amerika ’ya dürüst yola çıktı Amerika ’da iyi bir turne gerçekleştirdikten sonra, otomatı Küba ’ya götürmeye karar verdi Ancak Küba ’da, sekreteri ve sırdaşı olan satranç ustası William Schlumberger öldü Sırdaşının ölümünün peşinde Güney Amerika ’da iflas eden Maelzel, ABD ’ye dönüş yolunda, kendi kabininde ölü olarak bulundu ve cesedi denize atıldı Küba ’da, sırdaşı ve satranç ustası olan Schlumberger ’in ölümünün hemen ardından iflas etmesi dolayısıyla, bu süre diliminde otomatın içinde bulunan kişinin Schlumberger olduğu bahis edildi Ama kanıtlanamadı Mezata çıkarılan The Turk ’ü, doktor John Mitchell aldı Mitchell, bir kulüp kurarak, üyelerine belirli bir ücret karşılığında The Turk ’ün sırlarını anlatmaya ve göstermeye başladı Ilk Olarak küçük çaplı bir şöhrete kavuşsa da, Maelzel değin başarılı olamadı The Turk, 1854 yılında Philedelphia ’daki bir müzeye bağışlandı Yapımından 85 sene sonra, satranç otomatı The Turk, “Büyük Philedelphia Yangınında yanıp tarih oldu Mitchell ’in oğlu, The Turk ’ün sırlarını açıkladığını öne sürdüğü bir kitap yayınladı Ortaya çıkışından yanıp kül olana değin 15 satranç ustası, The Turk ile karşılaşmıştıhttp:bilgilihocamcominternaldatasdigergezegenlerdeyasamolasiligi5c35216485021alt sat5 212 237Çalışma mekanizması, teorik anlamda açıklanabilme ihtiyacı ve halk üzerindeki etkisi sebebiyle, çoğu kitap ve makaleye konu oldu Bu çalışmalardan en önemlisi ise, Edgar Allen Poe ’nun, Kempelen hakkında yazdığı makaleydi Satranç oynayan Türk hakkında çokça detaylı veri içeren “The Turk, Chess Automaton (Gerald Levitt) isimli kitapta, otomatın o güne kadar oynadığı bazı oyunların ve içlerinde Napolyon ’la oynanan oyunun da bulunduğu 52 adet maçın ayrıntılarını bulmak mümkündü Söz konusu oyunların detaylarını, 1820 yılında, Londra ’daki gösteriler esnasında, Maelzel ’in bir arkadaşı tescil altına almıştı Bu süre dilimi içinde yer alan 17871837 yılları arasında, otomatın içindeki kişinin JacquesFrançois Mouret olduğu bahis edilmektedir Kempelen ise, yalnızca The Turk ile ün kazanmamıştır Bratislava Kalesi ’ne su taşıma sistemi, Tuna nehrinin üstünde yer alan ve günümüzde de kullanılan sarkaç şeklindeki köprü, körler için yazma makinesi gibi bir fazla çalışmanın aşağıda, Kempelen ’in imzası bulunmaktadır İmparatorluğun güzel sanatlar akademisi üyesi de olan Kempelen ’in, el yazması gravürleri ve çizimlerinin de bulunması, mucidin sanatkar yönünün dinç motiflerinden olmuştur Peki, bu değin serüven ve olaylar döngüsünün içinde, “The Türk biçiminde anılan bu satranç otomatının, Türk adı ile ne ilgisi vardı? Dönemin Türk kültürü, Avrupa ’da oldukça alaka çekiciydi Bu bağlamda, bir fazla Türk akınıyla da karşılaşan Avrupa ’da, zinde bir amblem haline gelen Türk figürü, bu satranç makinesine “The Turk isminin verilmesinde büyük bir niçin oluşturmaktaydı Bu hafıza yürütmeler dışarıya, herhangi bir tanımlama, bu anlamda yapılmadı Çalışma prensibi ve daha bir fazla sırrı gibi, isminin niçin Türk olduğu da, otomatın bir sırrı olarak tarihe geçti Kaynakça: http:wwwsatrancnetindexphpsatrancadairanigoezlemalintilar122lksatrancoynayanmakinaturk http:trwikipediaorgwikiT%C3%BCrk(satran%C3%A7otomat%C4%B1) http:wwwgazeteblognetwptheturktarihinilksatrancmakinesi sizlere bilgilihocamcom farkıyla sunulmuştur
 
858,496Konular
982,239Mesajlar
30,153Kullanıcılar
hxhdbdbsbdzbSon üye
Üst Alt