Çevremizdeki kişilerle iletişim kurmanın en güçlü yolu dil ve konuşmaktır. Dil ve konuşmak ortak kavramlar gibi algılansa da aslında birbirinden farklı iki kavramdır. Kişi kendi düşüncelerini anlatmakta ve başkalarını anlamakta güçlük çekiyorsa bu durum dil bozukluğuyla ilişkilidir. Kişi kendi dilinin anlamlandıramıyor ve çözemiyorsa "dili anlamlandırma ve algılama bozukluğu" vardır. Dil sisteminin kurallarını bilmiyor, ya da uygulayamıyorsa, düşüncelerini de bu sebebe bağlı olarak ifade edemiyorsa da o kişinin "dili ifade etme bozukluğu" vardır. Algılama ve ifade bozuklukları genel olarak bir arada görülürler. Konuşma bozukluğu ise; seslerin, harflerin ve heceleri düzgün ve akıcı telaffuz edilememesi ve konuşmanın akıcı olmaması durumudur. Konuşma bozukluğuna konuşmayı mümkün kılan organların doğru hareket ettirilememesi ya da kontrol edilememesi yol açmaktadır. Konuşma bozukluklar; konuşma seslerinin yanlış ya da eksik üretilmesi (artikülasyon bozukluğu), konuşmanın akıcılığında sorun (kekemelik, takipemi), ses bozukluğu (ses kısıklığı ya da kaybı) motor konuşma bozukluğu (apraksi), konuşma ile ilgili kasların zayıflığı ya da aşırı gerginliği (dizarti) olarak ortaya çıkmaktadır.
Dil ve Konuşma Bozuklukları Nelerdir?
Dil ve konuşma bozuklukları doğuştan ya da sonradan oluşmaktadır. Her ikisi de kişide bir arada görülürken aynı zamanda birbirinden farklı sebeplerle de ortaya çıkabilir. Örneğin, dil bozukluğu olmayan birinde konuşma bozukluğu görülebilir.
- Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozukluğu: Büyüme çağında olan çocuğun konuşması, konuşma gelişimi açısından beklenenden yavaş ya da çok geri ise bu durum ortaya çıkar. Bu konuda her çocuğun gelişimi birbirinden farklılık göstermiş olsa da dil ve konuşma becerilerinin gelişmesinin oluştuğu beklenen ortalama bir süreç bulunmaktadır. Bu beklenen süreç; gelişim dönemlerine göre çocuğun 12-18 ay arasında ilk kelimeleri kurması, 24. aydan itibaren cümle düzeyinde konuşması şeklindedir. Normal gelişim gösteren bir çocuktan 2 yaşında ünlü seslerin tamamının edinmesi; 4 yaşında ise bir yetişkine benzer konuşması beklenir. Bu süreçte çocuğun olması gereken zamanda konuşmaya başlamaması ve yaşıtlarına göre geri kalması gecikmiş dil ve konuşma bozukluğuna neden olur. Prematüre doğum, motor gelişim geriliği, işitme kayıpları, genetik bozukluklar, yarık damak, ailede gecikmiş dil öyküsü, zeka geriliği, otizm ve çevresel uyaranların az olması ve ailenin yanlış tutumları gibi çevresel koşullardan kaynaklı ortaya çıkmaktadır.
- Kekemelik-Takipemi Bozukluğu: Konuşma sırasında kişinin akıcı konuşmasını engelleyen bozukluktur. Kelimelerin konuşma esnasında tekrar edilmesi ya da uzatılması gibi durumlarda kekemelik ortaya çıkar. Konuşma ritminin rahatsız edici şekilde düzensiz olması ve konuşmanın normalden daha hızlı gerçekleşmesiyle de takipemi ortaya çıkar. Bu durum sosyal iletişimi de olumsuz etkilemektedir.
- Ses Bozuklukları: Bireyin sesin çıkış şiddetinin ve kalitesinin benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre farklı olmasına ses bozukluğudur. Farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkmaktadır. Sigara ve alkol tüketmek, yüksek sesle konuşmak, bağırmak, çeşitli hastalıklar, sese bağlı oluşan tıbbı nedenler (gırtlak ameliyatı, tiroid ameliyatı gibi) ve nörolojik bozukluklar sebepler arasındadır. Fiziksel bir rahatsızlık yoksa on günden fazla oluşan ses bozukluklarında mutlaka doktora başvurulmalıdır.
- Motor Konuşma Bozuklukları: Dizarti ve apraksi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Merkezi sinir sistemi veya çevresel sinir sistemi ya da her iki sistem hasarına bağlı olarak gelişir. Dizarti, konuşma düzeneğindeki kas kontrolünde anormallik, koordinasyon bozukluğu, konuşma mekanizmasında fiziksel olarak görülen güçsüzlük ve istemsiz kontrolsüzlük gibi sorunlardan dolayı konuşmanın olumsuz etkilenmesiyle oluşur. Konuşmanın güç ve beceri gerektiren kısımlarında zayıf ve güçsüzlük yaşanması durumudur. Farklı kas ve sinir hastalıklarından dolayı ortaya çıkar. Apraksi ise motor konuşma becerileri yerindedir fakat yetenek gerektiren konuşma performansının sergilenememektedir. Edinilmiş konuşma apraksisi ve çocukluk çağı konuşma apraksisi olmak üzere iki şekilde görülür.
- Artikülasyon Bozukluğu: Konuşurken ağızdan çıkan hecelerin ve seslerin dile uygun şekilde üretilememesi (eksik ya da yanlış üretilmesi) sonucunda karşıdaki kişi tarafından anlaşılamama durumudur. Bu durumda karşıdaki kişi ne söylendiğini anlamaz o yüzden ne söylendiğinden çok nasıl söylendiğine bakılması gerekir.
- Afazi (Edinilmiş Dil Bozuklukları): Nörojenik olarak ortaya çıkmaktadır. Konuşma ve dil bozukluğu olmayan bir kişinin geçirilen bir hastalık sonucu beyinde hasar kalması edinilmiş dil bozukluklarına neden olmaktadır. Beyinde yer alan dil ve konuşma merkezlerinin hasara uğraması sonucu konuşulanları anlamakta güçlük çekme ve konuşmada zorluk çekmeye neden olabilir. Bunun yanı sıra karar verme becerisinin kaybedilmesi, söylenenleri tekrarlama, sorun çözme yeteneğinin azalması da görülür.
- Yutma Bozuklukları: Genellikle nörolojik bir sebeple kendini gösterir ve yemek yerken yiyeceklerin ağız boşluğundan geçme esnasında yanlış bir hareketten dolayı nefes borusuna kaçmasıyla ortaya çıkar.
Konuşma Bozukluğunun Nedenleri
- Gelişimsel dil gecikmesi
- Erken doğum ve büyüme gelişme geriliği
- Ailesel dil gecikmesi
- Konuşmayı sağlayan kas ve kemik yapılarındaki değişiklikler
- İşitme kayıpları, işitmede algı bozukluları
- Beyin ya da sinirlerde meydana gelen problemler
- Dil bağı, yarık damak ve diş problemleri
- Parkinson, als gibi nörolojik bozukluklar
- Beyin hasarı ve zeka geriliği yapan hastalıklar (otizm, down sendromu gibi hastalıklar)
- Psikososyal uyaran eksikliği
- Çeşitli hastalıklar ( reflü, polipler, nodüller, ses tellerindeki rahatsızlıklar ve gırtlak kanseri gibi hastalıklar)
Konuşma Bozukluğunun Belirtileri
- Konuşmaların kolay anlaşılmaması
- Konuşurken güçlük çekilmesi
- Konuşma sesinin ritminin düzgün şekilde ayarlanamaması, çok yüksek ya da kısık sesle konuşmak ve olması gerekenden daha hızlı konuşmak
- Kelime haznesinin dar olması ve cümle kurmakta güçlük çekilmesi
- Seslerin ve heceleri yutarak konuşmak
- Akıcı bir konuşma sağlanmaması
- Sözcüklerin ağzıda gevelenerek anlaşılamaz olması
- Konuşarak kişi kendini ifade edemediği için işaretlerle iletişim kurmaya çalışması
Konuşma Bozukluğunun Tedavisi
Konuşma bozukluğunun tedavisi mümkündür. Tanının konulması için dil ve konuşma sorunları geniş bir çerçevede ele alınır. Konuşma bozukluğunun türü ve hangi aşamada olduğunu anlamak için kişinin hangi sesleri çıkarıp çıkaramadığına bakılır. Diğer yandan konuşmanın akıcılığını ve kalitesini belirlemek için de testler uygulanmaktadır. Konuşma bozukluğu tedavisinde kişinin ses kalitesinin arttırılması, kelimelerin anlaşılır bir şekilde çıkarılmasıyla konuşma bozukluğunun ortadan kaldırılması amaçlanır. Kelimelerin anlaşılmasını, kelimeleri tam çıkarabilmeyi, cümle yapısını ve dilin doğru bir şekilde kullanılmasını amaçlayan tedavide anlama ve çözümlemeyi geliştirici dil egzersizleri, dudak egzersizleri, yanak ve çene egzersizleri yapılır. Dil bağı, damak anomalileri gibi problemler varsa cerrahi müdahale ile bunları düzeltmek gerekebilir. Ayrıca işitme kaybı tespit edilirse işitme cihazı ya da biyonik kulak gibi tedaviler düşünülebilir.
Aynı zamanda bu sorunu yaşayan kişilerin aile çevrelerinin tutumları da tedavi sürecinin olumlu geçmesine katkı sağlar. Bu süreçte sabırlı ve anlayışlı olunması hasta kişilerinde kendilerini daha iyi hissederek tedaviye olumlu yanıt vermelerini sağlayacaktır. Eğer konuşma bozukluğuna neden olan bir sağlık sorunu ise o zaman bu hastalığın tedavisi yapılır. Gerekli görülen durumlarda terapist, işitme testi ya da nörolojik muayene de istenebilir. Yetişkinlerde ortaya çıkan konuşma bozukluklarının tedavisi için hızlı okuma kursu, diksiyon kursu gibi eğitim kurumlarından yardım almaları önerilebilir. Çocuklukta ortaya çıkan konuşma bozukluklarında ailenin tutumu tedaviyi olumlu yönde etkilemektedir. Ailenin çocuğa doğru model olması gerekmektedir. Konuşma bozukluğu yaşanması durumunda sürekli uyarılmak çocuğu duygusal olarak etkileyeceği için bu konuda uzman birinden destek alınmalıdır. Dil ve konuşma bozukluklarının ilerlemesinin önlenerek düzeltilmesi mutlaka uzman yardımıyla gerçekleşir.