Din ve İnsanın İç Dünyası Arasındaki İlişki Nasıldır?

Dindarlıkta insanın kendinden üstün olan ‘ ’aşkın ’ ’ bir varlığa bağlanışı söz konusudur Bu aşkım varlığın insan psikolojisine tesir etmesi kaçınılmazdır Nitekim dindar ırk hayatlarını dininin isteklerini yerine getirecek şekilde veya yasaklarından kaçınacak şekilde tasarlamaya itina gösterir Din dindar insanın ruh sağlığında, karakterini tamamlamasında kayda değer bir etkiye sahiptir Bu yazımızda bu etkileri inceleyeceğiz
Ruh sağlığı, ola ki de dinin insan hayatına etkileri aralarında en önemli yere sahiptir Dinin ruh sağlığına etkisi konusunda iki farklı yorumlama vardır Birincisi dinin insanın ruh sağlığına yaptığı olumlu katkı, ikincisi bundan böyle savunulacak bir tarafının kalmadığı görünen o ki olumsuz etkidir
Dinin insanın iç dünyasına olumlu etkilerinin olduğunu düşünenler başta dinin insanın en esas ruhsal ihtiyaçlarına karşılık verdiğini belirtir Bu ihtiyaçların karşılanmasını şu şekilde sıralayabiliriz:
* Dindar insanlar hayatın anlamı nedir diye düşünmezler çünkü hayatın anlamını tanrısal metinler açıklamıştır ’ ’Ben görünürgörünmez, bilinirbilinmez bütün iradeli varlıkları yalnızca Bana kulluk etsinler diye yarattım(Zariyat 56) ’ ’
*Dindar ırk başlarına gelen fena olaylarla psikolojik olarak daha basit çaba edebilir Çünkü ortada bir tahammül varsa, mükâfatında olacağını bilirler Keza Allah sevgili olarak görüldüğü için Allah ’ın sınavlarını aleyhinde alçakgönüllü ile karşılarlar Öyle fakat vaktiyle dervişler başları sıkışmadığı zaman üzülür, ‘ ’ Allah ’ın gücüne gidecek bir şey mi yaptık? ’ ’ diye düşünürlermiş Zaten Semavi Dinlerin tarihlerine bakınca Peygamberlerin çektiği çileler görülür ve bu da ‘ ’İnsan derdi kadar büyüktür ’ ’ düşüncesine ön ayak olur
(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yokluk ve can sıkıntısı onlara öylesine dokunmuş ve o kadar sarsılmışlardı ama, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah ’ın yardımı ne süre! dediler Bilesiniz ancak Allah ’ın yardımı yakındır(Bakara 214)
*Dindar ırk yalnızlık duygusuyla daha basit başa çıkar Çünkü dindar insana tarafından onu kollayıp gözeten bir Tanrı vardır Öyle oysa insan Allah ’tan başka arkadaş aramaz ayla gelir Şu Ayeti Kerime bu hususta çok önemlidir;
‘ ’Allah ’ın aşağısından (berisinden) dostlar edinenlerin durumu, kendine ev edinen örümceğin durumu gibidir Hâlbuki evlerin de en çürüğü şüphesiz örümcek evidir Ah keşke bilselerdi! (Ankebut 41) ’ ’
*Dindar millet çok darda kaldıkları anlarda bile iyi düşünme halinden vazgeçmezler Dini tabirle kaygı yapmazlar Çünkü vesvesenin İnsanın azılı düşmanı Şeytan ’dan geldiğini bilirler Bunun aksine iyimserlik Allah ’tandır Şu Ayeti Kerimeyi vermeden geçemeyeceğim;
‘ ’ Eğer siz ona (Resulullah ’a) yardım etmezseniz (bu önemli yok); ona Allah destek etmiştir: Hani, kâfirler onu, iki kişiden biri olarak (Ebu Bekir ile birlikte Mekke ’den) çıkarmışlardı; hani onlar mağaradaydı; o, arkadaşına üzülme, çünkü Allah bizimle beraberdir, diyordu Bunun üzerine Allah ona (sükûnet karşılayan) emniyeti indirdi, onu sizin görmediğiniz bir ordu ile destekledi ve kâfir olanların sözünü alçalttı Allah ’ un sözü zaten yücedir Çünkü Allah üstündür, hikmet sahibidir
*Dindar halk müziği da intihar vakaları çok nadir görülür Çünkü dinde intihar büyük günahlar arasında yerini alır
‘ ’ Ey İman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, batıl (hileli ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin Ve kendinizi öldürmeyin Kuşkusuz Allah, sizi esirgeyecektir
*Dindar halk müziği da vefat kaygısı daha az görülür Din vefat kaygısı olan dindarlarda deha bu kaygıyı azaltan bir etki barındırır Çünkü din insanı baki bir yaşama çağırır Dindar ahali şuanda yaşadığı hayatı zaten ölüme diğer adıyla gerçek ve baki olan hayata geçişe, harcar Baki yaşam hakkındaki bazı birçok Ayeti kerime vardır bunlardan bir tanesini veriyorum;
‘ ’(Evet) Firdevs ’e varis olan bu kimseler, orada baki kalıcıdırlar(Müminun 11) ’ ’
Dinin insanın iç dünyasına olumlu etkilerinden yalnızca bazılarını belirttim Şimdide Sigmund Freud ’ un başını çektiği ve dinin, insanın iç dünyasını negatif olarak etkilediğini söyleyenlerin iddialarını belirteceğim;
*Freud ve takipçilerine tarafından din, içinde bulunan kurallar itibariyle zorlayıcıdır Hâlbuki tarihin karanlık sayfalarına baktığımız süre zorunlu olan din değil, kendini din adamı olarak tanıtan insanlardır Şu ayeti Kerimelere dikkat çekmezsem vicdanım bakımlı etmez
‘ ’ Sonradan bunların izinden art arda peygamberlerimizi gönderdik Meryem oğlu İsa ’ yı da arkalarından gönderdik, ona İncil ’i verdik; ona uyanların kalplerine şefkat ve merhamet vermiştik Uydurdukları ruhbanlığa gelince, onu biz yazmadık Ama kendileri Allah rızasını için yaptılar Fakat buna da gereği gibi uymadılar Biz de onlardan iman edenlere mükâfatlarını verdik İçlerinden birçok da yoldan çıkmışlardır(Hadid 27) ’ ’
‘ ’Dinde baskı yoktur Bundan Böyle doğrulukla çarpıklık birbirinden ayrılmıştır O halde kim tağutu reddedip Allah ’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır Allah işitir ve bilir(Bakara 256) ’ ’
*Freud ve takipçilerine tarafından cezalandırılma korkusu insanın psikolojisini bozar Bakalım dinimiz ne diyor?
‘ ’ Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun güya bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah ’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) da çağırın Bunu yapamazsanız oysa şüphesiz yapamayacaksınız yakıtı, insan ve taş olan cehennem ateşinden sakının Çünkü o ateş kâfirler için hazırlanmıştır(Bakara 2324) ’ ’ Bu ayette altını çizdiğim bölüme bakılırsa takva sahibi bir Müslüman için alev söz konusu değildir Allahu Alem
Keza dinimizde Tövbe olgusu vardır Zaten Allah insandan günahsızlık beklemez, insanın günahsız olmaya çalışmasını ve günaha girdiği zamanlarda pişmanlık etmesini bekler
‘ ’ Oysa tövbe edip durumlarını düzeltenler ve gerçeği dobra dobra ortaya koyanlar başkadır Zira ben onların tövbelerini kabul ederim Ben tövbeyi bolca kabul eden ve oldukça çok esirgeyenim(Bakara 160) ’ ’
*Freud ve takipçilerine göre insan nefsanî arzularını bastırmamalıdır, din insanın nefsanî arzularını bastırdığı için kötüdür Hâlbuki din nefsani arzuları yoluna koyar Mesela cinsel istek gayet insani bir duygudur, hem insan nesli bu sayede çoğalır Fakat din izaç öncesi cinselliği yasaklar Evlilik sonrası insanın eşi açık havada ilişki kurmasını ve livatayı(zıt ilişki) yasaklar Evlilik öncesi cinsellik bir kere aile bağlarını koparır insanın eşine olan saygısını yitirmesine yol açar Livata kadına eziyettir, eğer bu özgür olsaydı vay kadınların haline! Bu mesele hakkında yazdıkça yazarım fakat konu dağılsın istemiyorum… Içki konusu da böyledir Maddesel manevi telafi edilemez zararlara yol açar Bunun aksini bahis eden ve ben inanmıyorum bana ayet sunma diyenler Batı ’da Freud akımını takip edenlerin istatistiksel verilerini inceleyebilir Ensest, boşanma, dejenerasyon vs insanın iç ve dış dünyasını korkutma eden çoğu şart, nefsin arzularının serbest bırakılması nedeniyle oluşmuştur
Ben Hıristiyan ve Yahudi ilahiyatını bilmediğim için bahşedilen cevapları kendi dinim olan İslam ilahiyatına kadar nacizhane vermeye çalıştım Daha yazılacak fazla şey var ve istatistik vermedim çünkü okurken sıkılmanızı istemiyorum Buradan anlamamız gereken sadece dinin insanın iç dünyasına yaptığı olumlu paha biçilemez katkılardır Selametle