Dindarlık sebepleri
Dindar olmak insan hayatının tamamını etkileyen önemli bir seçimdir. Dindarlığın boyutları kişinin tercihleri ve çevresel etkenlere göre değişiklik gösterir. Hangi inançtan olursa olsun dindarlık kuralları olan bir yapıdır.
Dindarlığın boyutları ve dindar insanın özellikleri psikoloji alanında çok sayıda araştırmaya konu olmuştur. Bu alanda yapılan çalışmalar ile çeşitli dindarlık ölçeği kriterleri geliştirilmiştir.
Bireylerin dindarlaşmasına fıtrat kaynaklı yorumlar getirenler olduğu gibi ideolojik sebeplerle yorum getirenler de bulunmaktadır. Bu kesimlerin başlıcası ateistlerdir. Aslında dindarlık konusunda ileri sürdükleri tezler gerçekte kendilerini inandırmak istedikleri argümanlardır. Ateistlere göre insanların dindarlaşmasının başlıca sebepleri şunlardır:
1-Korkular
2- Cahillik
3- Fakirlik
İlk maddeden başlayarak bu iddiaların mantıklı bir temeli var mı analiz edelim.
1- Korkular: Ateistler bu konuyu insanlığın en eski zamanlarına veya günümüzde de örnekleri bulunan ilkel kabileler seviyesine taşıyarak insanların açıklayamadığı doğa olayları karşısında dindar olduklarını iddia etmektedirler. Günümüze baktığımızda bu doğa olaylarının neredeyse tamamı açıklandı ama yine de farklı kültür ve seviyelerde her toplumdan çok sayıda dindar insan bulunmakta. Örneğin depremlerin fay hatlarının hareketi ile oluştuğunun keşfedilmesi Dine olan inançta hiç bir değişiklik yapmaz. İnançlı bir insan bilir ki Allah her şeyi zaten bir sebebe bağlamıştır. Bu açıklamalar tam tersine çoğu insanın dindarlığını arttırmaktadır. Bilimsel keşifler dindar bir insan için Allah’ın sanatının tefsiridir.
2- Cahillik: İnanç seviyesi ile eğitim veya zeka seviyesi arasında hiç bir ilişki yoktur. Çok iyi eğitimli ve zeki dindar insanlar olduğu gibi aynı özelliklere sahip ateistlerde bulunmaktadır. Örneğin bu özelliklere sahip her iki kesimden de akademisyen ve profesör seviyesinde çok sayıda insan bulunmaktadır. İnanç bir tercih meselesidir, çok zeki ve iyi eğitimli olabilirsiniz ama dünyayı ahirete tercih ediyorsunuzdur, yada tam tersi.
3- Fakirlik: Fakirlik dindarlaşma için neden olamaz çünkü dindar fakir insanlar olduğu gibi çok sayıda zengin dindarda bulunmaktadır. Ülkeler bazında da baktığımızda bu tezin doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Örneğin Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri Dünya’nın en gelişmiş ekonomileri olmalarının yanında dindarlıkları ile tanınmaktadır. Çoğunda başkanlar göreve başlarken İncil üzerine yemin etmektedir. Bunun yanında Afrika, Güney Amerika ve Asya’ hem fakir hemde dinden uzak çok sayıda toplum bulunmaktadır.
İdeolojik tezler bir yana kişilerin dindar olma sebepleri bireysel olarak farklılık göstermektedir.
Dindarlık tipleri
İnsanların dindarlaşmasının farklı sebepleri vardır:
1- Dindar bir aile ve çevrede yetişmek. Dindarlığın tercih edilen değil öğretilen bir yaşam şekli olması. Bu tarz dindarlıkda samimiyet olup olmadığı ilerleyen yaşlarda ortaya çıkmaktadır.
2- Kişinin kendisinin veya yakınlarının ciddi bir hastalık yada felaket yaşaması. Depresyon, bunalım gibi psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle sığınma ve yardım isteği.
3- Yaşın ilerlemesi, kişiyi ölüm korkusu sarması, fiziksel yetersizlik ve kronik hastalıklar sebebiyle artık istese de çoğu şeyi yapamaması.
4- Önemli mevkilerdeki dindar görünümlü kişi ve çevrelere menfaat icabı şirin görünme isteği veya siyasi çıkar elde etmek için halka dindar görünme çabası.
5- Bu sayılan etkenlerin hiç biriyle karşılaşmadığı halde kişinin sadece kendi iç sesiyle dine yönelmesi. Bu tarz dindarlıkta çevresel etkenler kural koyucu değildir. Ancak bir ibret alma yada düşünme vesilesidir. Bu en sağlıklı ve samimi dindarlık sebebidir.
Dindarlık kendi başına iyi bir şey olarak tanımlanamaz. Bir putperest veya diğer herhangi bir batıl din mensubu da dindar olabilir. Mesele neyin dindarı olduğunuzdur.
Ali İmran 19: ”Allah katında din İslam’dır…”
Akıllara hiç hayatında Kuran görmemiş yada İslamı duymamış insanların durumu ne olacak (Bknz. İslam’dan haberi olmayanların durumu-Tebliğ ulaşmayanlar) sorusu gelebilir bunun cevabı Kuran’da veriliyor:
Maide 69: ”Muhakkak ki, iman edenler, yahudiler, sabîler ve hristiyanlardan Allah’a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.”
Hz. Adem’den beri gelen hak dinin adı İslam’dır. İnsan dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun Müslüman olabilir. İslam ve Müslümanlık kelime anlamı ”silm” yani teslimiyet kökünden gelmektedir. Sadece kelime anlamı bile bu konuyu açıklıyor.
Gerçek müslümanlar kimlerdir sorusunun cevabına ulaşmanın tek yolu Kuran’dan geçer. Dindarlığı Geleneksel hurafe kültüründe aramak insanı ancak felakete götürür. Müslümanlığın kriterleri her boyutuyla Kuran-ı Kerim’de belirlenmiştir.
Bazılarının yaptığı gibi sadece dindar olmak istiyorum demekle veya dindar olmak için dua aramak gibi garip işlerle dindar insan olunmaz. İslam dininde hakiki mümin nasıl olmalı başlığı altında öncelikle müslümanın günlük hayatı ön plana çıkar. Bir müslümanın sosyal ilişkileri İslami değerlere göre şekillenmelidir.
Samimi bir dindarlığa ancak gönülden ikna olunarak ulaşılabilir. Çevresel etkenler ne olursa olsun Allah aklı başında her insana iman edecek çok sayıda delil vermiştir. İçinde yaşadığımız toplum veya çevresel etkenler ancak ders çıkarmamızı ve düşünmemizi sağlar. Hiç biri iman için kaynak değildir.
Sadece çevresel etkenler veya çıkar sebebiyle yaşanan dindarlık kişiyi ahirette cehenneme götüreceği gibi din düşmanı çevrelerede bolca malzeme vermektedir. Sahte dindarlığın yani münafıklığın İslam’a verdiği zararı din düşmanları bile veremez.
Dindar olmak insan hayatının tamamını etkileyen önemli bir seçimdir. Dindarlığın boyutları kişinin tercihleri ve çevresel etkenlere göre değişiklik gösterir. Hangi inançtan olursa olsun dindarlık kuralları olan bir yapıdır.
Dindarlığın boyutları ve dindar insanın özellikleri psikoloji alanında çok sayıda araştırmaya konu olmuştur. Bu alanda yapılan çalışmalar ile çeşitli dindarlık ölçeği kriterleri geliştirilmiştir.
Bireylerin dindarlaşmasına fıtrat kaynaklı yorumlar getirenler olduğu gibi ideolojik sebeplerle yorum getirenler de bulunmaktadır. Bu kesimlerin başlıcası ateistlerdir. Aslında dindarlık konusunda ileri sürdükleri tezler gerçekte kendilerini inandırmak istedikleri argümanlardır. Ateistlere göre insanların dindarlaşmasının başlıca sebepleri şunlardır:
1-Korkular
2- Cahillik
3- Fakirlik
İlk maddeden başlayarak bu iddiaların mantıklı bir temeli var mı analiz edelim.
1- Korkular: Ateistler bu konuyu insanlığın en eski zamanlarına veya günümüzde de örnekleri bulunan ilkel kabileler seviyesine taşıyarak insanların açıklayamadığı doğa olayları karşısında dindar olduklarını iddia etmektedirler. Günümüze baktığımızda bu doğa olaylarının neredeyse tamamı açıklandı ama yine de farklı kültür ve seviyelerde her toplumdan çok sayıda dindar insan bulunmakta. Örneğin depremlerin fay hatlarının hareketi ile oluştuğunun keşfedilmesi Dine olan inançta hiç bir değişiklik yapmaz. İnançlı bir insan bilir ki Allah her şeyi zaten bir sebebe bağlamıştır. Bu açıklamalar tam tersine çoğu insanın dindarlığını arttırmaktadır. Bilimsel keşifler dindar bir insan için Allah’ın sanatının tefsiridir.
2- Cahillik: İnanç seviyesi ile eğitim veya zeka seviyesi arasında hiç bir ilişki yoktur. Çok iyi eğitimli ve zeki dindar insanlar olduğu gibi aynı özelliklere sahip ateistlerde bulunmaktadır. Örneğin bu özelliklere sahip her iki kesimden de akademisyen ve profesör seviyesinde çok sayıda insan bulunmaktadır. İnanç bir tercih meselesidir, çok zeki ve iyi eğitimli olabilirsiniz ama dünyayı ahirete tercih ediyorsunuzdur, yada tam tersi.
3- Fakirlik: Fakirlik dindarlaşma için neden olamaz çünkü dindar fakir insanlar olduğu gibi çok sayıda zengin dindarda bulunmaktadır. Ülkeler bazında da baktığımızda bu tezin doğru olmadığı ortaya çıkmaktadır. Örneğin Amerika ve bazı Avrupa ülkeleri Dünya’nın en gelişmiş ekonomileri olmalarının yanında dindarlıkları ile tanınmaktadır. Çoğunda başkanlar göreve başlarken İncil üzerine yemin etmektedir. Bunun yanında Afrika, Güney Amerika ve Asya’ hem fakir hemde dinden uzak çok sayıda toplum bulunmaktadır.
İdeolojik tezler bir yana kişilerin dindar olma sebepleri bireysel olarak farklılık göstermektedir.
Dindarlık tipleri
İnsanların dindarlaşmasının farklı sebepleri vardır:
1- Dindar bir aile ve çevrede yetişmek. Dindarlığın tercih edilen değil öğretilen bir yaşam şekli olması. Bu tarz dindarlıkda samimiyet olup olmadığı ilerleyen yaşlarda ortaya çıkmaktadır.
2- Kişinin kendisinin veya yakınlarının ciddi bir hastalık yada felaket yaşaması. Depresyon, bunalım gibi psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle sığınma ve yardım isteği.
3- Yaşın ilerlemesi, kişiyi ölüm korkusu sarması, fiziksel yetersizlik ve kronik hastalıklar sebebiyle artık istese de çoğu şeyi yapamaması.
4- Önemli mevkilerdeki dindar görünümlü kişi ve çevrelere menfaat icabı şirin görünme isteği veya siyasi çıkar elde etmek için halka dindar görünme çabası.
5- Bu sayılan etkenlerin hiç biriyle karşılaşmadığı halde kişinin sadece kendi iç sesiyle dine yönelmesi. Bu tarz dindarlıkta çevresel etkenler kural koyucu değildir. Ancak bir ibret alma yada düşünme vesilesidir. Bu en sağlıklı ve samimi dindarlık sebebidir.
Dindarlık kendi başına iyi bir şey olarak tanımlanamaz. Bir putperest veya diğer herhangi bir batıl din mensubu da dindar olabilir. Mesele neyin dindarı olduğunuzdur.
Ali İmran 19: ”Allah katında din İslam’dır…”
Akıllara hiç hayatında Kuran görmemiş yada İslamı duymamış insanların durumu ne olacak (Bknz. İslam’dan haberi olmayanların durumu-Tebliğ ulaşmayanlar) sorusu gelebilir bunun cevabı Kuran’da veriliyor:
Maide 69: ”Muhakkak ki, iman edenler, yahudiler, sabîler ve hristiyanlardan Allah’a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır.”
Hz. Adem’den beri gelen hak dinin adı İslam’dır. İnsan dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun Müslüman olabilir. İslam ve Müslümanlık kelime anlamı ”silm” yani teslimiyet kökünden gelmektedir. Sadece kelime anlamı bile bu konuyu açıklıyor.
Gerçek müslümanlar kimlerdir sorusunun cevabına ulaşmanın tek yolu Kuran’dan geçer. Dindarlığı Geleneksel hurafe kültüründe aramak insanı ancak felakete götürür. Müslümanlığın kriterleri her boyutuyla Kuran-ı Kerim’de belirlenmiştir.
Bazılarının yaptığı gibi sadece dindar olmak istiyorum demekle veya dindar olmak için dua aramak gibi garip işlerle dindar insan olunmaz. İslam dininde hakiki mümin nasıl olmalı başlığı altında öncelikle müslümanın günlük hayatı ön plana çıkar. Bir müslümanın sosyal ilişkileri İslami değerlere göre şekillenmelidir.
Samimi bir dindarlığa ancak gönülden ikna olunarak ulaşılabilir. Çevresel etkenler ne olursa olsun Allah aklı başında her insana iman edecek çok sayıda delil vermiştir. İçinde yaşadığımız toplum veya çevresel etkenler ancak ders çıkarmamızı ve düşünmemizi sağlar. Hiç biri iman için kaynak değildir.
Sadece çevresel etkenler veya çıkar sebebiyle yaşanan dindarlık kişiyi ahirette cehenneme götüreceği gibi din düşmanı çevrelerede bolca malzeme vermektedir. Sahte dindarlığın yani münafıklığın İslam’a verdiği zararı din düşmanları bile veremez.