Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Dinin Kaynağı

Dinin Kaynağı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İslâm inancına göre dini vahiy yoluyla bildiren Allah’tır; bütün gerçek dinler Allah’tan gelmiş ve safiyetlerini korudukları sürece yürürlükte kalmıştır İlk insan aynı zamanda ilk peygamberdir ve kendisine bildirilen din de tevhid dinidir Allah’ın varlığı ve birliği ile nübüvvet ve âhiret inancı bütün ilâhî dinlerde değişmez ilkeler olarak yer alır Bundan dolayı Hz Âdem’den Hz Muhammed’e kadar bütün peygamberlerin getirdiği hak dinlerin ortak adı İslâm’dır Ancak tarihin akışı içinde insanlar hak dinden uzaklaşmış ve beşerî zaaf neticesinde yanlış yollara, bâtıl inanç ve yaşayışlara yönelmişler, dinde meydana gelen bu bozulma ve farklılaşma sebebiyle Allah peygamberler göndererek insanları ya eski dinlerini aslî şekilde öğrenip uygulamaya çağırmış veya yeni bir din ve şeriat göndermiştir

Bu bakımdan İslâm’ın insan ve din telakkisi, insanın ve dinin evrim iddialarıyla bağdaşmaz İslâm’a göre insan başlangıçta en güzel bir kıvamda yaratılmıştır (etTîn 954) Hz Âdem’den itibaren bütün insanlar, Allah tarafından gönderilen tevhid dininin esaslarını kavrayıp benimseyecek ve hayatlarını bu esaslara göre düzenleyecek seviyede zihnî, ruhî ve bedenî kapasiteye sahip kılınmıştır Allah’ın başlangıçtan itibaren insanlara bildirdiği dinin tevhid dini olduğu ve onların bu dini benimsemeye yatkın bir fıtratta yaratıldığı belirtilmiştir (erRûm 3030)

İslâm bilginleri Kur'an'ın bu konudaki açıklamalarına dayanarak insanda hak dini benimseme temayülünün fıtrî olduğunu ifade ederler Yine İslâm bilginlerinin çoğuna göre âyette (erRûm 3030) geçen fıtratullah tabiri Allah’ın dini demektir ki o da İslâm ve tevhiddir Âyet ve hadislerde hak dinlerin ilâhî kaynaklı olduğu ısrarla vurgulandığından İslâm âlimlerinin din tariflerinde de bu kayıt daima yer alır Bu sebepledir ki herhangi bir hak dinin, peygamberine veya ortaya çıktığı kavme nisbet edilerek adlandırılması İslâmî literatürde pek kabul görmez

Batı'da XVI yüzyıldan başlayarak ilkel kabilelerin hayat ve dinlerine ilgi duyulmuş; XVIII yüzyıldan itibaren dinin kaynağı konusunda kutsal kitapların verdiği bilgi dışında bazı kaynakların tesbitine çalışılmış; arkeolojik, antropolojik çalışmalarla elde edilen bulgular değerlendirilerek geçmişteki milletlerin, hatta tarih öncesi toplumların dinleri ve inançları üzerine bazı tezler ileri sürülmüştür Meselâ ilk dönemlerde insanların tabiat olaylarının etkisi altında kalıp onlara kutsallık atfettiği (natürizm), ruhlara, özellikle de ecdat ruhlarına tapındığı (animizm), büyüye, bitki ve hayvanların kutsallığına inandığı (totemizm) veya kutsalı toplumun ve sosyal yaptırımın belirlediği, ilkel toplumlara ait bu inanışların ileri dönem dinlerinin temelini oluşturduğu gibi teori ve var sayımlar ileri sürülmüştür XIX yüzyılın ortalarından itibaren Batı'da etkili olan pozitivist ve materyalist propagandalar ile evrim teorisinin, kutsal kitaplarla çatışan iddia ve faraziyelere kaynaklık ettiği söylenebilir Dinin en basit, en yalın ve sade şekline ilkel kavimlerde rastlanabileceği fikrinden yola çıkan bu teoriler, zamanla bunu, araştırmalarının dayandığı bilimsel yöntem olarak da benimsediler Söz konusu teoriler, tekâmül nazariyesini esas almakta ve dinin kaynağının hurafe türünden inançlar, bâtıl itikadlar ve çok tanrıcılık olduğunu, evrim neticesinde insanlığın tek Tanrı inancına ulaştığını savunmaktaydı

Bu teorilerin yanında yine aynı bilimsel yolları takip eden ve fakat tümüyle farklı neticelere varan bir başka teori daha vardır ki o da ilkel monoteizm teorisidir Bu teze göre insanoğlunun en eski inancı tek Tanrı inancıdır Taylor'un animizm nazariyesine karşı ilk ciddi itirazda bulunan öğrencisi Andrew Lang, Güneydoğu Avustralya ilkel kabilelerinde animizme rastlanmadığını fakat insanların ahlâkî âdâba uyup uymadıklarını denetleyen ve gökte bulunan bir yüce Tanrı kavramına her yerde rastlandığını ortaya koydu Buna benzer bir ilkel tek tanrıcılık Wilhelm Schmidt tarafından da savunuldu O, bütün ilkel kabilelerde bir yüce varlık inancının delilleri bulunduğunu ispat etti Bütün dinî gelişmelerin başlangıcında görülen her şeye kadir bir yüce varlık inancının tarihîkültürel değişmeler sonucu daha sonraları politeizm, animizm gibi inançlara dönüştüğü, bununla beraber bu eski inancın izlerinin hâlâ mevcut olduğu tezi ilmî çevrelerce açıklandı

Dinin kaynağı konusunda en son ilmî neticeler vahyin bildirdiğini desteklemekte ve dinin kaynağının tevhid inancı olduğunu ortaya koymaktadır

Kaynak: İlmihal I İman ve İbadetler Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları
 

Similar threads

Dinlerle ilgili ilmî araştırmalara paralel olarak dinler değişik açılardan çeşitli kıstaslara göre tasnife tâbi tutulmuş ve ele alınan kıstaslara göre farklı tasnif şemaları ortaya çıkmıştır Batıda din tasnifleri genelde Tanrı kavramı, sosyolojitarih ve coğrafyatarih açılarından olmak üzere üç...
Cevaplar
0
Görüntüleme
70
Din hakkında yapılan tartışmalar hem medyada, hem de halkın arasındaki tartışmalarda sürekli gündeme gelmektedir Bu tartışmalarda kimin haklı olduğuna, hangi fikrin dini gerçeklere uygun olduğuna nasıl karar vereceğiz? Neden din adına farklı doğrular ileri sürülmektedir? Gerçek dini din adına...
Cevaplar
0
Görüntüleme
100
Dinin amacı nedir? (cevabını makale içindeki başlıkta bulabilirsiniz) İnsanlığın ilk dini hangisidir?(cevabını makale içinde bulabilirsiniz) –Din nedir? –Dinin amacı nedir? -İslâm Dini ve Diğer Dinler -İnsan Hayatında Dinin Yeri Nedir? -Dinin Fertlere ve Cemiyete Sağladığı Faydalar Nelerdir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
173
Din, Allah’ın, hem bütün kâinat üzerinde hem de bizzat kendimiz üzerinde yegâne hâkim güç olduğunu kabul edip O’na ruhi bağlarla bağlanmak demektir İnanma, insanın gururundan, nefsinden, iktidarının vehminden sıyrılmasıdır Din, hak yolculuğunda tökezlemeden yürüme maksadına nail olabilmek...
Cevaplar
0
Görüntüleme
95
Bir çok diplomat, devlet, ilim ve fen, hatta din adamlarının müslüman oluşları, İslâmiyetin büyüklüğüne hayran kaldıklarındandır Misyonerler, milyarlar harcayarak Hıristiyanlık propagandası yapıyorlar Hâlbuki propagandasız birçok yabancı, İslâmı seçmiştir Bu sebeplerin birkaçı şöyle: 1...
Cevaplar
0
Görüntüleme
74
858,466Konular
981,158Mesajlar
29,534Kullanıcılar
Üst Alt