Dipsiz Göl’de ‘define‘ söylentisi üzerine ismi açıklanmayan iki kişi, kazı için başvuruda bulunmuş, Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün olumlu görüşleri üzerine Gümüşhane Müze Müdürlüğü’nce ilgili kişilere define arama ruhsatı verilmişti. 6 Kasım’da jandarma yetkililerinin eşlik ettiği kazıda suyu tahliye edilen göl alanı, iş makineleri ile kazılmış, kaynağı ve akarı olmayan gölde dört gün sürdürülen kazı çalışmaları define bulunamayınca sonlandırılmıştı. Buzul Çağı’ndan kalma, 12 bin yıllık Dipsiz Göl’de tamamlanan kazı çalışmalarının ardından ekipler, alandan ayrılmış, yol seviyesi ile birleştirilen göl alanı taş ve toprak yığını haline dönmüştü.
İki müdür, bir memur açığa alındı
Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gümüşhane valiliği tarafından başlatılan çifte soruşturma kapsamında Kültür ve Turizm İl Müdürü Hüseyin Ateş, Gümüşhane Müzesi Müdürü Elif Öktem ve müze çalışanı Yunus Ağa açığa alındı.
Valilikçe de kazı izni raporunun özensiz hazırlandığı açıklandı.
Göle su veriliyor
Kazı sonrası toprak doldurularak kapatılan Dipsiz Göl’ün eski haline dönüştürülmesi için başlatılan çalışma sürüyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nca hazırlanan dört maddelik Eylem Planı kapsamında göl için alana dökülen, dayanıksız toprak çıkarıldı. Yerine ise suya dayanıklı kireçli ve killi toprak döküldü.
Silindirle tabanı hazırlanan göl alanına, yandaki dereden boru hatlarıyla doğal kaynak suyu verilmeye başladı.
Göl çevresinin flora ve endemik türlerinin korunmasına yönelik de çalışma başlatıldı.
Suç duyurusunda bulunuldu
Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi ve Ankara Barosu, Dipsiz Göl’de define arama ruhsatı veren sorumlular hakkında ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan kamu davası açılması için savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu belirtildi.
Ankara Barosu da aynı suçlamayla suç duyurusunda bulunmuştu.
‘Gölün dengesi bozuldu’
Dipsiz Göl’ün define kazısıyla tahrip edilmeden önce kendi dengesi olduğunu ve kazılarak suyun boşaltılmasının gölün dengesini bozduğunu kaydeden Jeomorfoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu şunları söyledi: “Karlar eriyerek bu çukurlukta birikiyordu. Gölün zemininde ana kaya kırıntılarının oluşturduğu bir örtü malzeme var. Bu nedenle su, kısmen hareket edebilme yeteneğine sahip. Gölün, hem yüzeyden hem yer altından da beslenme imkanı vardı ve kendi ekosistemini oluşturmuştu. Bu düzen hidrolojik bir denge içerisinde devam ediyordu. Kazıldıktan sonra bu denge bozuldu. Şu anda kotlara da baktığımız vakit doğal kotlardan çok farklı. Şekil özelliği de bozuldu. Şu anda başka bir şey var burada.”
‘Suyu doldurursanız ancak havuz olur’
Çevreden su takviyesiyle gölün eski haline döndürme çalışmalarının, gölü eski haline dönüştüremeyeceğini belirten Turoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Gölün kazılmadan ve suyun boşaltılmadan önceki haliyle, belki görsel olarak benzetebilirsiniz ama bilimsel anlamda şimdi başka bir şey var. Tankerle gelip bu yeni yapılan çanağa suyu doldurursanız ancak havuz olur. Şu an serili olan killi ve kireçli malzeme geçirimsizdir. Suyla dolmaya başladığında su birikir ama zaten üzerinde buz var ve gece burası donacak. Buranın oluşmasında etkili olan kar yine burada olacak. Burada yapay bir göl yapmış oluyorsunuz. Karlar eridikten sonra içerisinde su kalabilir belki ama hiçbir zaman o ilk doğal halini sağlayamazsınız.”