Bu etkenler; Diş plağı(bakteri plağı), karbonhidratlı gıdalar(un, şeker gibi), dişin ve tükürüğün yapısı üzere yapısal etkenlerdir. Diş çürüğünün en erken klinik göstergesi beyaz lezyonlardır. Bu aşamada dişte rastgele bir kavite yani oyuk oluşmaz. Bazen bu lezyon kahverengi bir renk alabilir. Beyaz ve kahverengi lezyonlar yıllarca ağızda bu halde kalabilir.
Daha ileri aşamalarda bu nahiyede oyuklar meydana gelmeye başlar. Bu oyukların içindeki plaklar gereğince temizlenemez ve çürük, dentin ismi verilen dişin bir alt tabakasına ulaşır. Dentin mineden çok daha ziyade organik husus içerir. Bu aşamada çürük daha süratli ilerler lakin çürüğün ilerleme suratı kimseden kimseye ve dişten dişe değişir. Diş çürüğünde diş doktoruna başvurmayı gerektiren en değerli belirti ağrıdır. Çürük ilerlediği hengam hastada sıcak, soğuk, tatlı yahut ekşi hassasiyeti görülebilir. Şayet tedavi edilirse bu şikâyetler ortadan kalkar lakin tedavi edilmeyen çürüklerde ağrılar bir vade sonra mütemadi olmaya baslar. Şayet ağrı mütemadi hale gelirse çürük damar hudut paketinin toplandığı dişin pulpa tabakasına etkilemiştir ve kanal tedavisi gereklidir.
Diş çürükleri dişin çiğneyici yüzeylerinde görülebileceği üzere, dişin boyun kısmında ve iki komsu diş arasındaki temas noktalarında da görülebilir. Mahsusen temas noktalarındaki çürükler uzun mühlet fark edilmeyebilir. Diş çürüğünün tespit edilmesinde klinik muayene ve röntgen görüntüleme teknikleri büyük değer taşır.