Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Diş erüpsiyonu fizyolojik bir hadise olmakla birlikte diş eti epitelinde ve bağ dokusunda da bir ekip değişiklikler olmaktadır. Diş erüpsiyonunda kemik doku üzerine gelen basıncın tesiriyle o ortamda kimyasal bir aktivite başlıyor ve kemik bağ doku ve epitelde yıkılmalar başlamaktadır. Kesimin vaskülarizasyonu yani damarlanmasında artış olmakta. Binaenaleyh nahiyede ağrı ve kızarıklık gözlenmekte. Bütün bu hadiseler meydana gelirken vücütta histamin salınımı meydana gelmektedir.
Histamin salınımı ve enzimlerin yerde ağırlaşarak dişin ağız boşluğuna sürebilmesi için sarfettikleri efor bölgesel kaşıntılara sebep oluyor.
Histamin salınımı gunduz saat 11 de en az, gece saat 03 te en ziyadedir. Bu nedenle şikayetlerin geceleri arttiğini farketmek doğaldır. Şikayetleri baskılayıp evladı rahatlatmak ismine antihistaminik şurup kullanılabilir. Örneğin Avil surup 2x1 olacak biçimde öğlen ve akşam verilebilir, uyku verme özelliği de bulunmaktadır.
Sonuç olarak lokal ısı artışı ve kaşıntı evlatta gerilime sebep oluyor ve bu kaşıntıyı geçirmek için kendince tahlillere yönlendiriyor evladı. Bu da ağza yabancı cisimlerin alınıp nahiyenin kaşınılarak uyarılması biçiminde oluyor. Evlatların immün sistemi bizimkilere nazaran çok daha yüksektir (elbetteki her türlü mikroorganizmada bu beğenilen değil). Binaenaleyh ağza alınan rastgele birşey evlatta hastalık oluşturacak ya da ishal yapacak kadar tesirli olmuyor.
Ateş 38 kademeyi geçerse seconder marazlar araştırılmalı
Noktaların ve evladın ağzına alabileceği cisimlerin aklığına bir ölçü değer vererek ve çok küçük cisimleri ağzına almasını önlereyerek evladınızı özgür bıraktığınız taktirde hem küçük ve az ölçülerdeki mikroorganizmalarla evladınızın immün sistemini bir nebze güçlendirebilirsiniz hem de bebek psikolojisinin temelinde yatan bir şeyleri ağza götürerek kavrama yetisini kısıtlamayarak ruhsal basınç altına sokmamış olursunuz. Bu hem bebeğinizin daha sağlıklı bir psikolojiye kavuşmasını sağlar hem de immün sistemini güçlendirir.
Histamin salınımı ve enzimlerin yerde ağırlaşarak dişin ağız boşluğuna sürebilmesi için sarfettikleri efor bölgesel kaşıntılara sebep oluyor.
Histamin salınımı gunduz saat 11 de en az, gece saat 03 te en ziyadedir. Bu nedenle şikayetlerin geceleri arttiğini farketmek doğaldır. Şikayetleri baskılayıp evladı rahatlatmak ismine antihistaminik şurup kullanılabilir. Örneğin Avil surup 2x1 olacak biçimde öğlen ve akşam verilebilir, uyku verme özelliği de bulunmaktadır.
Sonuç olarak lokal ısı artışı ve kaşıntı evlatta gerilime sebep oluyor ve bu kaşıntıyı geçirmek için kendince tahlillere yönlendiriyor evladı. Bu da ağza yabancı cisimlerin alınıp nahiyenin kaşınılarak uyarılması biçiminde oluyor. Evlatların immün sistemi bizimkilere nazaran çok daha yüksektir (elbetteki her türlü mikroorganizmada bu beğenilen değil). Binaenaleyh ağza alınan rastgele birşey evlatta hastalık oluşturacak ya da ishal yapacak kadar tesirli olmuyor.
Ateş 38 kademeyi geçerse seconder marazlar araştırılmalı
Noktaların ve evladın ağzına alabileceği cisimlerin aklığına bir ölçü değer vererek ve çok küçük cisimleri ağzına almasını önlereyerek evladınızı özgür bıraktığınız taktirde hem küçük ve az ölçülerdeki mikroorganizmalarla evladınızın immün sistemini bir nebze güçlendirebilirsiniz hem de bebek psikolojisinin temelinde yatan bir şeyleri ağza götürerek kavrama yetisini kısıtlamayarak ruhsal basınç altına sokmamış olursunuz. Bu hem bebeğinizin daha sağlıklı bir psikolojiye kavuşmasını sağlar hem de immün sistemini güçlendirir.
