Ağızda direkt olarak gördüğünüz diş tabakası hemen diş etlerinin üzerinde yer alan ‘’mine’’ tabakasıdır. Minenin doğal rengi beyazdır ancak yarı saydam oluşu nedeniyle altındaki tabakaların rengini de yansıtmaktadır. Minenin hemen altında yer alan doku ‘’dentin’’ olarak adlandırılır. Normal rengi sarıdır ve pürüzlü bir yapısı vardır. Birey yaşlandıkça pulpadan gelip içine nüfuz eden materyaller zamanla rengini daha koyu kahverengi/sarı bir renge dönüştürmektedir. Dolayısıyla ağız içindeki bir dişe baktığımızda gördüğümüz renk, yarı saydam mine, zamanla rengi koyulaşan dentin ve altında yatan ‘’pulpa’’ dokusunun kompozisyonudur.
Bu nedenle yaşımız ilerledikçe dişlerimizi düzenli fırçalasak dahi renginin koyulaşmasının önüne geçemeyiz. İstediğiniz kadar fırçalayın dişin içinden yansıyan kompozisyonun rengini değiştiremezsiniz.
Dişlerdeki renk değişikliklerinin sebepleri:
Başlangıç rengi: Tüm bireylerin sarı-kahverengiden yeşil-griye kadar değişkenlik gösteren kendine has doğal bir diş rengi vardır. Sarı-kahverengi tonunu taşıyan dişler beyazlatma işlemine daha olumlu cevap vermektedir.
Şeffaflık ve kalınlık: Şeffaflık ve kalınlık zamanla daha da belirginleşen genetik özelliklerdir. Tüm dişler belli bir şeffaflık gösterse de opak ve kalınlığı fazla olanlar daha açık renk görünür ve beyazlatmaya daha çok cevap verirler. Daha şeffaf ve ince yapılı dişler beyazlamaya eğilimli pigmentleri daha az oranda içerirler.
Beslenme alışkanlıkları: Kırmızı şarap, kahve, çay, kola, havuç, portakal vb. renk verici gıdaların uzun süre kullanımı zaman içinde gözle görülür bir renk değişikliğine neden olmaktadır. Bununla birlikte limon veya sirke gibi bazı asidik gıdalar da mine yüzeyinde aşınmaya sebep olmaktadır. Sonuç olarak diş yüzeyi daha transparan hale gelmekte ve dentinin sarımsı rengi daha fazla gözlenebilmektedir.
Tütün Kullanımı: Nikotin zamanla diş yapısına geçen ve içsel renklenmeye neden olan kahverengimsi birikintiler bırakmaktadır.
İlaç ve kimyasallar: Diş oluşumu sırasında tetrasiklin kullanımı diş dokusu üzerinde uzaklaştırması oldukça güç koyu gri veya kahverengi lekeler bırakmaktadır. Aşırı florid kullanımı da dişte beyaz lekelere neden olan florozise yol açmaktadır.
Diş gıcırdatma: Çoğunlukla strese bağlı ortaya çıkan diş gıcırdatma alışkanlıkları dişlerde mikro kırıklara neden olabilmektedir. Kırık hatların ısırma yüzeyinde bulunan kısımlarında koyulaşma meydana gelebilir.
Travma: Herhangi bir kaza sonucu dişte meydana gelen yaralanmalar, kırıklarla o bölgede yoğun debris birikimi sonucu renklenme olabilmektedir.
Diş beyazlatma nasıl uygulanır?
İlk adım hekim tarafından yapılan kapsamlı bir muayene ve temizlik işlemidir. Beyazlatma uygulanacak diş yüzeyi sağlıklı ve lekelerden arınmış olmalıdır. Tedavi edilecek durumdaki bir dişe estetik amaçlarla ilk önce beyazlatma yapmak etik değildir!
Bilmeniz gereken bir nokta da, ışınlı kompozit dolgular (beyaz dolgular) da dahil olmak üzere ön yüzeyinde dolgu olan dişlerde beyazlatmadan sonra dolgunun renginde bir açılma olmayacaktır. Dolayısıyla dolgulu ön dişlerde beyazlatma işleminden sonra renk uyumunu sağlamak açısından çoğu zaman bu dolguları değiştirmek durumunda kalabiliriz.
İkinci aşamada, beyazlatma jeli hekim tarafından dişlere uygulanır, 20-30 dk. bir süreyle ışık uygulanarak beklenir. Daha sonra dişlerin bir kalıbı alınarak kişiye özel bir kaşık hazırlanır. İkinci seansta bu kaşık ve hastanın evde kullanacağı jel hastaya teslim edilir. Bundan sonraki görev evde hastaya düşmektedir. Düzenli bir şekilde 7-10 gün süreyle uygulanan home-bleaching işlemiyle gayet kalıcı ve memnun edici bir beyazlatma elde edilebilmektedir.