Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Müslümanlar aleminin kutsal günü kabul edilen Cuma gününde vatandaşlar mescitlere giderek cemaatlık yaparak ibadetlerini gerçekleştiriyorlar. Cuma gününe müslümanlar, bu haftanın Cuma Hutbesi konusunun ne olduğunu araştırmaya devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı 4 Şubat 2022 Cuma Hutbesi'ni yayınladı. Büyük bir merakla beklenen Cuma Hutbesi'nin konusu 'Söz ve davranışlarımızda yanlışsız olalım’ oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her hafta cuma gününden evvel Cuma hutbesi yayınlanıyor. Cuma namazı için mescitlere doluşacak Müslümanlara her hafta öteki husustan oluşan Cuma hutbesi konusunun bu hafta ne olduğunu araştırıyor. 4 Şubat Cuma Hutbesi, Perşembe akşamı Diyanet'in web sitesinde yayınlandı. Bu haftaki Cuma hutbesi konusu ne sorusunun karşılığı da aşikâr oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından yayımlanan Cuma hutbesinin bu haftaki başlığı, ‘Söz ve davranışlarımızda yanlışsız olalım’ oldu.
4 Şubat Cuma Hutbesi
Saygıdeğer Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Cenâb-ı Hak şöyle buyuruyor: “Emrolunduğun üzere dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Elbet Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz, doğruluk insanı düzgünlüğe, yeterlilik de cennete götürür. Kişi devamlı hakikat söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında sıddîk olarak tescillenir. Palavra insanı berbatlığa, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı palavra söyler, palavra peşinde koşarsa Allah katında yalancı olarak tescillenir.”
Aziz Müminler!
Ulu dinimiz İslam, istikamet üzere, dosdoğru bir ömür geçirmemiz için bizlere gönderilmiştir. Ulu Rabbimiz, niyet ve inancımızda, kelam ve davranışlarımızda hakikat ve dürüst olmamızı emretmiştir. Bununla birlikte İslam, palavrası ve palavraya götüren her türlü davranışı asla tasvip etmez. Latife bile olsa palavra söylemeyi, insanları eğlendirmek için dahi palavra konuşmayı beğenilen karşılamaz.
Değerli Müslümanlar!
Doğruluk, imanın özü, müminin şiarıdır. Palavra, toplumun huzurunu bozan, insanları birbirine düşüren makûs bir hastalıktır. Doğruluk, ailede inancı tesis eder, sevgi ve saygıyı kalıcı kılar. Bin bir emekle kurulan yuvaları dağıtan ise bir palavradır. Doğruluk, ticaretin rahmeti; palavra ise felaketidir. Dürüst ve sağlam tüccar, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir. Doğruluk, mal ve mülkü iyi kılar. Palavrayla kazanılan maldan hayır gören yoktur.
Kıymetli Müminler!
Maalesef, günümüzde palavranın en çok ve en süratli yayıldığı yerlerin başında toplumsal mecralar gelmektedir. Oysa gerçek âlemde haram olan palavra, sanal âlemde de haramdır. Hakikat dünyamızdan kopmadan, sanal ortamlara mahkûm olmadan toplumsal medyada doğruluğu hâkim kılmak da biz müminlere düşen bir görevdir. Duyduğumuz her haberi araştırmadan paylaşmak, bilerek yahut bilmeden palavranın yayılmasına sebebiyet vermek, dini ve ahlaki bir sorumluluktur. Hakikaten Peygamberimiz (s.a.s), “Her duyduğunu söylemesi bireye palavra olarak yeter!” buyurmaktadır.
Aziz Müslümanlar!
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla birlikte olun.” Evet, doğruluk değerlidir. Lakin bundan da kıymetlisi yanlışsız kimselerle birlikte olmaktır. Çünkü Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in dikkatlerimizi çektiği şu kelamı çok kıymetlidir: “Kişi dostunun dini üzerinedir.”
Öyleyse geliniz, hem toplumsal hayatta hem de sanal âlemde arkadaşlarımızı gerçek kimselerden seçelim. Kalbimizi doğruluğun merkezi kılalım. Özümüz ve kelamımız hakikat, davranış ve tutumlarımız dengeli olsun. Unutmayalım ki kelamı yanlışsız olanın işi hakikat olur. İşi hakikat olanın kalbi yanlışsız olur. Kalbi gerçek olanın dini gerçek olur. Dini yanlışsız olanın varacağı yer ise lakin cennettir.
Hutbemi Hucurât müddetinin 6. ayetinin mealiyle bitiriyorum: “Ey iman edenler! Şayet bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.”
