Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Her pazartesi bizim için yeni bir başlangıçtır. Kendimize laflar veririz, amaçlar belirleriz. Pazar akşamı kimimiz bütün hafta yapılacak işleri düşünür kimimiz de önümüzdeki erken uyanılması gereken beş günü… Ancak büyük çoğumuz için ortak bir manası vardır pazartesilerin: Pazar en sevdiğimiz yiyeceği büyük bir iştahla yanız, gülümseriz ve ‘’ Evet yarın diyete başlıyorum.’’ deriz.
Pekala diyet yapmak bizim için neden bu kadar değerlidir? Zayıflamak herkes için farklı manalar söz eder. Kimileri zayıflayınca daha şık görüneceğine inanır kimileri iradesini eşine dostuna en kıymetlisi kendisine kanıtlamak velev. Yalnızca sıhhat için kilo vermeliyim diyenlerin sayısı da hayli ziyadedir. Karşılığımız ne olursa olsun o yanıt aslında bizim gayemiz ve bizim için diyetin mealidir. Diyet nedir? Dolabımızın bir zaviyesinde kalmış atmaya kıyamadığımız ve çok sevdiğimiz pantolonu yine giyebilmektir! Hedefimizi belirledikten sonra sıra ne yapacağımız sorusuna gelir ancak evvel ne yapmamalıyız, ona yanıt arayalım. Umumide birinci yapılan internetten tanınan diyetleri araştırmak olur. Bu diyetler herkes için ortak planlanmış, çok düşük kalori içeren ve ne yazık ki sıhhatimizi önemli formda tehdit eden diyetlerdir. Yerkürede kilo meselesi olan her insanın sorunun kademesine bakılmaksızın sabah ,öğle ve akşam birebir yemekleri birebir ölçülerde yemesi epey yanlıştır. Gün içinde uyku saatlerimiz, yemeğe ayırdığımız vakit, işimiz, etrafımız, alışkanlıklarımız, aktivite seviyemiz, ruh halimiz farklılıklar gösterir. Bu kadar içtimaî farklılığa bir de uzunluğumuz, kilomuz üzere fizikî özelliklerimiz ve sıhhat durumumuz, kan kıymetlerimiz üzere biyolojik özellikler de eklenince diyetin bireye şahsi bir diyetisyenle birlikte planlanması gerçeği ortaya çıkar.
Alışkanlıkları değiştirmek çok zordur. Beslenme konusunda da durum farklı değil fakat yapacağımız küçük değişiklikler başta bizi zorlasa da sonuçları görmeye başlayınca olmazsa olmazlarımız arasında mahal alacaktır. Gelelim yapılması gerekenlere:
Spor; kendimiz için yapabileceğimiz istersek eşimizi, arkadaşımızı ya da komşumuzu da dahil edebileceğimiz aktivitelerdir. Kuşkusuz en ekonomik ve kolay spor yürüyüştür. Her gün 45 dakika yapılan tertipli yürüyüşler metabolizmayı hızlandırır ve kilo vermeye yardımcı olur. Fakat unutulmaması gereken nokta spora aç olarak gitmemektir. Kahvaltıdan iki saat sonra ya da bir bardak süt tükettikten yarım saat sonra yapılan yürüyüşler kan şekerinizin ani düşmesini ketler ve daha sürdürülebilirdir.
Günde 8-10 bardak su tüketmeliyiz. Unutulmamalıdır ki çay, kahve , meyve suları su tarafına geçmez. Şayet gün içinde ne kadar su tükettiğimizi bilmiyorsak yahut su içmeyi unutuyorsak yarım litrelik dört küçük şişe hazırlayıp görebileceğimiz bir yana koyabilir, gideceğimiz alanlara kolaylıkla şişelerden birini de götürebiliriz.
Pastalar, börekler, çikolatalar hepsi sahiden çok lezzetliler. Buzdolabımızda bu türlü göz alıcı yiyecekler varsa biz de acıkmışsak, canımız sıkılmışsa ya da çok memnunsak bize eşlik edebilecek dostlar üzere görünebilirler. Fakat karşı koymanın çok kolay bir yolu var: Konutumuzda hiç bulundurmamak! Bu mümkün değilse tercihimizi gerçek dostlardan yana kullanmak.
Tüketeceğiniz bir orta uzunluk elma, bol yeşillikli bir salata birinci başta kocaman çikolatalı bir pastanın noktasını tutmasa da sonuçları almaya başlayınca hakikaten vazgeçilmez olacaklardır. Günde beş porsiyon meyve ve zerzevat tüketmek hem iştah hem de kilo denetiminde en büyük yardımcılarımızdandır.
Ekmek tercihimizi beyaz ekmek alanına tam tahıllı ekmekten yana kullanmak da nispeten kıymetli bir ayrıntıdır. Kan şekerini beyaz ekmeğe nazaran daha yavaş yükselten tam tahıllı ekmekler kalp damar illetleri, diyabet üzere marazlardan korunmamızı sağlayan posadan da zengindirler. Alışverişte lezzetli görünen alanına sağlıklı olanı seçmek ve kendimiz için bir şeyler yapmak hiç de güçlükle değil. Bugün bakkalda ‘’bir ekmek alabilir miyim? ‘’ tarafına ‘’ tam tahıllı bir ekmek alabilir miyim ?’’ sorusuyla başlayabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
DİYETİSYEN NURTEN YAVUZ
Pekala diyet yapmak bizim için neden bu kadar değerlidir? Zayıflamak herkes için farklı manalar söz eder. Kimileri zayıflayınca daha şık görüneceğine inanır kimileri iradesini eşine dostuna en kıymetlisi kendisine kanıtlamak velev. Yalnızca sıhhat için kilo vermeliyim diyenlerin sayısı da hayli ziyadedir. Karşılığımız ne olursa olsun o yanıt aslında bizim gayemiz ve bizim için diyetin mealidir. Diyet nedir? Dolabımızın bir zaviyesinde kalmış atmaya kıyamadığımız ve çok sevdiğimiz pantolonu yine giyebilmektir! Hedefimizi belirledikten sonra sıra ne yapacağımız sorusuna gelir ancak evvel ne yapmamalıyız, ona yanıt arayalım. Umumide birinci yapılan internetten tanınan diyetleri araştırmak olur. Bu diyetler herkes için ortak planlanmış, çok düşük kalori içeren ve ne yazık ki sıhhatimizi önemli formda tehdit eden diyetlerdir. Yerkürede kilo meselesi olan her insanın sorunun kademesine bakılmaksızın sabah ,öğle ve akşam birebir yemekleri birebir ölçülerde yemesi epey yanlıştır. Gün içinde uyku saatlerimiz, yemeğe ayırdığımız vakit, işimiz, etrafımız, alışkanlıklarımız, aktivite seviyemiz, ruh halimiz farklılıklar gösterir. Bu kadar içtimaî farklılığa bir de uzunluğumuz, kilomuz üzere fizikî özelliklerimiz ve sıhhat durumumuz, kan kıymetlerimiz üzere biyolojik özellikler de eklenince diyetin bireye şahsi bir diyetisyenle birlikte planlanması gerçeği ortaya çıkar.
Alışkanlıkları değiştirmek çok zordur. Beslenme konusunda da durum farklı değil fakat yapacağımız küçük değişiklikler başta bizi zorlasa da sonuçları görmeye başlayınca olmazsa olmazlarımız arasında mahal alacaktır. Gelelim yapılması gerekenlere:
Spor; kendimiz için yapabileceğimiz istersek eşimizi, arkadaşımızı ya da komşumuzu da dahil edebileceğimiz aktivitelerdir. Kuşkusuz en ekonomik ve kolay spor yürüyüştür. Her gün 45 dakika yapılan tertipli yürüyüşler metabolizmayı hızlandırır ve kilo vermeye yardımcı olur. Fakat unutulmaması gereken nokta spora aç olarak gitmemektir. Kahvaltıdan iki saat sonra ya da bir bardak süt tükettikten yarım saat sonra yapılan yürüyüşler kan şekerinizin ani düşmesini ketler ve daha sürdürülebilirdir.
Günde 8-10 bardak su tüketmeliyiz. Unutulmamalıdır ki çay, kahve , meyve suları su tarafına geçmez. Şayet gün içinde ne kadar su tükettiğimizi bilmiyorsak yahut su içmeyi unutuyorsak yarım litrelik dört küçük şişe hazırlayıp görebileceğimiz bir yana koyabilir, gideceğimiz alanlara kolaylıkla şişelerden birini de götürebiliriz.
Pastalar, börekler, çikolatalar hepsi sahiden çok lezzetliler. Buzdolabımızda bu türlü göz alıcı yiyecekler varsa biz de acıkmışsak, canımız sıkılmışsa ya da çok memnunsak bize eşlik edebilecek dostlar üzere görünebilirler. Fakat karşı koymanın çok kolay bir yolu var: Konutumuzda hiç bulundurmamak! Bu mümkün değilse tercihimizi gerçek dostlardan yana kullanmak.
Tüketeceğiniz bir orta uzunluk elma, bol yeşillikli bir salata birinci başta kocaman çikolatalı bir pastanın noktasını tutmasa da sonuçları almaya başlayınca hakikaten vazgeçilmez olacaklardır. Günde beş porsiyon meyve ve zerzevat tüketmek hem iştah hem de kilo denetiminde en büyük yardımcılarımızdandır.
Ekmek tercihimizi beyaz ekmek alanına tam tahıllı ekmekten yana kullanmak da nispeten kıymetli bir ayrıntıdır. Kan şekerini beyaz ekmeğe nazaran daha yavaş yükselten tam tahıllı ekmekler kalp damar illetleri, diyabet üzere marazlardan korunmamızı sağlayan posadan da zengindirler. Alışverişte lezzetli görünen alanına sağlıklı olanı seçmek ve kendimiz için bir şeyler yapmak hiç de güçlükle değil. Bugün bakkalda ‘’bir ekmek alabilir miyim? ‘’ tarafına ‘’ tam tahıllı bir ekmek alabilir miyim ?’’ sorusuyla başlayabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
DİYETİSYEN NURTEN YAVUZ
