Diyetisyenlere sıkça sorulan sorular

Zayıflama Çayları ve Birtakım Bitkisel Çaylar Zayıflatır mı?

Bu çayların vücuttaki suyun atılmasını hızlandırıcı tesirleri mevcuttur. Münasebetiyle tasarrufları ile birlikte vücuttan ziyade ölçüde su idrarla dışarı atılacak ve bu durum zayıflama halinde algılanacaktır. Gelgelelim şişmanlık; vücutta bulunan yağ ölçüsündeki artışı tanımlamaktadır. Halbuki bu tıp çaylar vücuttaki suyu kaybettirmektedir. Su içildiğinde tekrar eski kiloya geri ulaşılmaktadır. Başkaca zayıflama emelli kullanılan bu diüretik çaylar / otlar kalın bağırsakta bulunan “mikrovillüs” ismi verilen tüycüklerin kısalmasına yahut düzleşmesine yol açtığı için peristaltik hareketleri azaltmakta, yani kabızlığa yol açmaktadır. Tasarrufa ara verildiği taktirde alışılagelmiş dışkılama gerçekleşmemekte, kişi tekrardan bu çaylarla dışarı çıkabilmektedir. Bu kısır döngüye girmemek ismine, mümkünse hiç bulaşmamak daha uygun sonuçlar verecektir. Tahlili posalı (lifli) besinlerin tüketimine tartı vererek, bol su içerek ve hareket ederek sağlamak en doğal ve yanlışsız formüldür.

Diyet Yaparken Neden Yüzüm Çöküyor, Neden İstediğim Bölgeden Kilo Veremiyorum?

Yağ hücrelerinin ağır olduğu konumları genetik yapı belirler. Istikrarlı bir diyet ve spor ile sıkıntılı ortamları eritmek / inceltmek mümkündür. Yalnız diyet yaparak, alınan güç ölçüsünü çok ziyade kısıtlayarak kilo verme uğraşı, vücudun incelmesinden fazla, yüzün çökmesi ile sonuçlanmaktadır. Sabırlı olmak kural. Gelgelelim sıkıntılı yer vücudun yapısından ötürü hiçbir devir incecik olamamaktadır.

Yalnızca Salata Yiyorum, Lakin Kilo Veremiyorum. Neden?

Yalnızca sebzelerle beslenmek yerinde protein alınamamasına ve vücuttaki kasların kısmen kaybına yol açar. Bu da metabolizma suratının düşmesine yani daha az kuvvet harcamamıza yol açar. Sonuçta aç kalınmasına karşın kilo verilememektedir. Önerilen, farklı besin öbeklerinden çeşitlilik sağlayarak güç açısından çoka kaçmadan beslenmek ve spor ile diyeti desteklemektir.

Ülkü Kilo Kaybı Ne Kadar Olmalı?

Yerküre Sıhhat Örgütü haftalık tartı kaybının 0.5 – 1.0 kg. arasında olması gerektiğini vurgulamaktadır. Şayet ki birey ağır noktada şişman ise yahut obeziteye bağlı birtakım komplikasyonlar kelam konusu ise; denetimli olarak haftada 1.5 kg. yük kaybını müsait görmektedir. Velev Yerküre Sıhhat Örgütü'nün son sıhhat raporunda haftada 250 – 900 gram tartı kaybı tutarlı görülmektedir. Ayda 4 - 6 kg. üzerindeki tartı kaybı metabolik olarak birtakım sıhhat sıkıntılarını da beraberinde getirmektedir. Bu yüzden 20 senede aldığımız kiloları 20 günde vermeye kalkmamalıyız.

Yumurtayı Ne Sıklıkta Yiyebilirim?

Yumurta doymuş yani berbat yağ içeriğinin ve kolesterolünün yüksek olması ile dikkatleri çekmektedir. Öte yandan yumurtanın sahip olduğu doymamış yağ asitleri tam istek edilen oranlardadır. Bununla birlikte içermiş olduğu protein “örnek protein” olarak tanımlanmaktadır. Yani ana sütü'ndeki proteine eşdeğerdir. Tamamı vücut proteinlerine dönüşebilmektedir. O nedenle münhasıran büyüme ve gelişme çağındaki bireylerde epey değerli bir besin öğesidir. Bunun yanında sarısında “lesitin” isminde bir unsur bulunmaktadır ki, sanılanın tersine bizlerin kan kolesterolünü o kadar da yükseltmemektedir. Bu nedenlerle sağlıklı bireyler şayet istek ederse günde 1 adet yumurta yiyebilirler. Şayet ki şeker illeti, kolesterol yahut tansiyon yüksekliği, karaciğer yağlanması yahut safra kesesi sorunu olanların ise yumurtayı farklı günlerde olmak koşulu ile haftada en çok 2 adet tüketmeleri önerilmektedir. Tabi pişirme prensipleri de büyük değer taşımaktadır. Kıymalı, pastırmalı, sucuklu, tereyağlı yahut katı margarinli olarak pişirirsek 2 + 2 maatteessüf 5 eder. Önerilen haşlama, menemen yahut çılbır halinde (yağsız) pişirilmesidir.

Sauna Zayıflatır mı?

Terleme ile birlikte yalnızca su kaybedilir. Su içildiğinde kaybedilen su tekrar geri alınır. Yükte bir değişiklik olmaz. Zati şişmanlık, vücut yağ ölçüsünün artışı olarak tanımlanmaktadır. Tartıdaki her azalma zayıflama olarak algılanmamalıdır. Kıymetli olan vücut yağ ölçüsünün azalmasıdır, su yahut kas ölçüsünün değil.

Zayıflama İlaçları Tesirli midir?

Bu tıp ilaçların ishal, gaz, karın ağrısı, vitamin eksikliği, kabızlık, uykusuzluk, ağız kuruluğu, yüksek tansiyon üzere yan tesirleri mevcuttur. Hengamında piyasadan kaldırılan kimi ilaçların bağımlılık, katarakt, irtihal üzere sonuçlara yol açtığını bilinmektedir. İlaç tedavisinin ölçüsüz şişmanlarda, tabip ve diyetisyen denetiminde kullanılması gerektiğini unutmamanız gerekir. İlaç tedavisinin yararlı olması için kesinlikle, bireye kişisel bir diyetle birlikte kullanılması, yapılan günahlı davranışların tarafına hakikat beslenme alışkanlıkların kazandırılması gerekmektedir. Aksi taktirde ilaçlar kullanıldığı sürece faaldir ve ilacın kesilmesiyle birlikte kaybedilen yükün süratle geri gelmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Yapay Tatlandırıcılar Kanser Yapar mı?

Yapay tatlandırıcılar birinci olarak 1900'lü yılların başında ortaya çıkmış, 1940'lardan beri tüm yerkürede hem şeker hastaları hem de sıhhatine ihtimam gösterenler tarafından ağır olarak kullanılmaktadırlar. Günümüzde en çokça kullanılan yapay tatlandırıcılardan biri olan aspartam üzerinde 200'ü aşkın ilmî çalışma yapılmış, yüksek dozlarda tasarrufunda dahi zararlı bir tesire sahip olmadığı görülmüştür. Aspartam tasarrufu Yerküre Sıhhat Örgütü tarafından onaylanmıştır.

1939 yılında yapılan küçük çapta bir araştırmada sakarin içeren yapay tatlandırıcıların sıçanlarda mesane kanserine yol açtığı saptanmıştır. Fakat bunu izleyen çalışmaların hiçbirinde emsal bir tesire rastlanmamıştır. Aslında bilim yerküresinde “hayvan modelinde karşılaşılan bir durum kişilerde da motamot gerçekleşir” diye bir durum laf konusu değildir. 67 yıldır yapılan çalışmalarda çok daha yüksek dozlarda kişilere verilen bu yapay tatlandırıcılarda emsal bir yan tesirin görülmemesi üzerine, bugün bizler danışanlarımıza Yerküre Sıhhat Örgütü'nün onay verdiği bu yapay tatlandırıcıları önermekte ve tasarruflarında bir sakınca görmemekteyiz. Bu biçimde bir kanının oluşmasında 20. yüzyılın sonlarına akıllıca bulunan aspartamın rolü büyüktür. Aspartam piyasada sakarinin önüne geçmiştir. Sonraları sakarinin aspartama “çamur at izi kalsın” mantığı ile misilleme olarak unutkanlık yaptığına dair demeçlerin verilmesi sonucu her 2 küme yapay tatlandırıcı da “kötü” olarak hafızalara kazınmıştır. Ama tüm tatlandırıcılar gerek diyabetliler gerekse formuna dikkat edenler ve aileleri tarafından rahatlıkla kullanılabilirler. Formda kalmak, şekerin zararlı tesirlerine maruz kalmamak ve ağız tadından vazgeçmemek için yapay tatlandırıcılar inançla kullanılabilir.