Duygusal problemler, yeme bağımlılığını tetikliyor
Beyinde oluşan kimyasal etki ile meydana gelen bağımlılıkların nedenleri, yalnızca alkol ve madde ile sınırlı değil. Gıdaların da beyinde benzer bir bağımlılığa yol açtığını vurgulayan uzmanlar; şeker, tuz, un ve yağ içeren ürünlerin bağımlılık yapan gıdaların başında.
Bağımlılık yapan faktörler; alkol ve madde ile sınırlı değil!
Nasıl ki alkol ya da maddenin oluşturduğu kimyasal etki beyinde bir bağımlılık oluşturuyorsa, özgül bazı gıdaların da beyinde benzer bir bağımlılığı oluşturabildiği düşünülmektedir.
Bağımlılık yapan gıdalar sıklıkla şeker, tuz, un ve yağ içeriği yüksek gıdalardır. Cips, kurabiye, pasta, dondurma, çikolata gibi gıdalar en sık görülen örneklerdir.
Tokluk halinde bile, yeme isteği devam ediyor
Bu gıdaların tüketimi, beyinde haz alımından sorumlu olan ‘ödül merkezi’ni uyararak keyif duygusu yaşanmasını sağlar.
Yeme bağımlılığı olan kişiler tok olsalar bile belirli gıdalara karşı bir açlık (aşerme) hissederler, yedikten sonra suçluluk duyarlar ve bu gıdaları yemeyi bırakma çabaları sıklıkla başarısızlıkla sonuçlanır. Kişiler kısa süre sonra tekrar keyif alma isteği ile bu tür gıdaları tüketmekte normal sınırları aşarlar, bu davranışı kontrol etmekte zorlanırlar, kendileri için olumsuz sonuçlar doğuracağını bildikleri halde bu gıdaları aşırı tüketme davranışlarını durduramazlar. Kişiler zamanlarının çoğunda bu gıdaları arama, bulma, tüketme gibi davranışları gösterirler.
TV karşısında tüketilenler, bağımlılığa yol açabilir!
Yeme bağımlılığının başlaması duygusal problemlerin varlığı ile tetiklenebilir. Lezzetli gıdaların keyif verici etkisi duygusal sorunların verdiği rahatsızlıkla baş etmede kullanılır. Bazense kişilerin, kilo verme amacıyla yapılan oldukça kısıtlayıcı diyetler sonrasında gıdalarla olan ilişkisi bozulabilir. Televizyon karşısında farkında olmadan bu tür gıdaların tüketilmesi de bağımlılığın gelişmesini başlatıcı bir etken olabilir.
Yeme bağımlılığı, tedavi edilebilir mi?
Tedavide amaç; yeme ataklarının sıklığını azaltmak, kilo kaybı sağlamak ve ilişkili psikolojik sorunların çözülmesini hedeflemektir. Sıklıkla kullanılan yöntemler bilişsel davranışçı terapiler, beslenme danışmanlığı, duruma göre atidepresan ve/veya antikonvülzan ilaçları içeren farmakoterapilerdir. Bilişsel davranışçı terapilerde kişilerin bu bozukluğu tanımaları için psikoeğitim verilir. Sonrasında işlevsel olmayan düşüncelerin fark edilmesi ve değiştirilmesi amaçlanır. Ayrıca davranışsal müdahalelerde bulunulur. İlaç tedavileri ise eşlik eden psikiyatrik hastalığa göre ve muayenede anlaşılan belirtilerin yoğunluğuna göre hekim tarafından planlanır. Beslenme danışmanlığı ile ise kişinin sağlıklı beslenme davranışlarını edinmesi sağlanır.