Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

DoĞru ve yanliŞ sİyaset

DoĞru ve yanliŞ sİyaset

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Siyaset ; insanların ihtiyaçlarını, belli ölçülere dayandırarak giderme, oluşan maslahatlara cevap verebilmektir

O halde insan burada başroldedir, işe insanın tarifini yaparak başlayıp , neden siyasete ihtiyaç duyduğunu açıklamak gerekir

İnsan ; içgüdülerine bağlı uzvi ve Fıtri ihtiyaçları olan, düşünebilen , yaşam alanı sınırlı , toplumsal varlık

İnsanda var olan iç güdüler ise ;
Beka ; Varlığını devam ettirme
Nevi ; Türünü devam ettirme

Tedeyyün ; Takdis etme, kendinden güçlüye meyil etme , Tapınma
Bu üç iç güdünün , beka ve nevi olanının tezahürü , insanın günlük yaşamında onun için gerekli ihtiyacı açığa çıkarır ve onu bu ihtiyaçları karşılama yolunda harekete geçirir Yine bu iç güdülerden tedeyyün olanının diğerlerinden farkı tek tezahürü olması ki bu yaratıcıyı takdis etme ve tapınmadır

İnsan toplumsal bir varlık ve toplum içerisinde ihtiyaçlarını gideriyor ise bunu belli kurallar dahilinde yapması kaçınılmazdır , var olan ihtiyaçları insanı harekete geçirirken bunu düzenleyen bir kanun yok ise o, bu konuda sınır tanımadan toplumda yaşayan diğer insanlara zulmetme pahasına kendini tatmin eder O halde bunları düzenleyecek bir siyaset lazımdır
İnsan hayatı doğrular ve yanlışlar ile kurulu iken , siyasetin tek çıkışlı olması düşünülemez O halde , doğru ve yanlış siyaset vardır

İnsanlar tarihleri boyunca kendisini yönetecek bir lider ve kendi üzerinde maslahatlarına cevap verebilecek nizamlar altında yaşamışlardır, bu nizam insanın yaşam tarihi boyunca yaratıcı tarafından
insanlara ulaştırılmış , fakat insan değişik zamanlar içerisinde nefsinin daha fazla şeyi arzulamasıyla kuralların dışına çıkmış ve helak olmuştur Buna örnek Lut , Nuh ,Semud kavimleridir Yine insanoğlunun yaşadığı cahiliye döneminde ALLAH cc

insanların yaşamlarını kendine kulluk edilmesi yönünde düzenleyen elçisini göndermiş ve kitabı , yaşam şeklini hak olarak indirmiştir

Ve o gün, bütün ümmetlerin içinde, onların üzerine, onların kendilerinden bir şahit beas ederiz (vazifeli kılarız) Ve seni de onların üzerine şahit olarak getirdik
Ve sana, herşeyi beyan eden (açıklayan), hidayete erdiren ve rahmet olan Kitab'ı, müslümanlara müjde olarak indirdik Nahl 89

Bu yaşam şeklini insan kendi aklıyla oluşturamaz mı? Bu soruya cevap ise ;
İnsanın aklını ne kadar ve neye göre kullanabilmesi ile alakalıdır Çünkü insan kendisinde bir ön bilgi olmaksızın eşya veya konular hakkında fikir yürütemez yani 1400 lü yıllardan günümüze birini getirsek ve bir cep telefonu göstersek o, ancak bu eşyayı kendinde varolan bilgi ışığında çağrışım yolu ile yorumlayabilir ve tahmini bir yaklaşımla fikir yürütür
Yine insan , insanlar arasındaki ilişkileri , İhtiyaçları düzenleyecek siyaseti , ancak deneme yanılma yolu ile bulur, her deneme sonucunda , yanılmalar meydana gelir
Bu uygulama bir grup insanı mutlu eder iken bir grubu rahatsız edebilir , günümüzde sıcak olarak bu konuyu çok basit bir şekilde örneklendirebilirizEv sahibi ve kiracı kanunun, bir ev sahibinden , bir kiracıdan taraf olduğunu görmek mümkündür

Birisinin düşüncesi bir diğeri için tatmin edici olmaz İnsan her daim kendi aklı ile kurduğu nizamı değiştirmek, değiştirdikcede yine değiştirme ihtiyacı duymakta ama bir türlü toplumu ferah bir yaşama iletecek siyaseti gerçekleştirememektedir Bu döngü ebedi sürsede insan bundan tatmin olamayacaktır

Bu tür insan aklından kaynaklanan nizamlar , insanlığa doğru siyaseti sunamadığı için yok olmaya mahkumdur

Buna verilecek en yakın örnek Komünizmdir Ömrü ancak yetmiş sene sürmüştür
Ortaya çıkış sebebi ise yine insan aklından çıkan kapitalizmin , hayat sahasında insanlara verdiği fikir ve hürriyetlerden kaynaklanan güçlünün güçsüze hükmetmesi , paranın , güç ve kalkınma unsuru gösterilmesi , akabinde oluşan dengesizlik ve güçlüyü hep güçlü, fakiri ise ekmeği peşinde koşan bir mahluka dönüştürmesi sonucunda , arayış içine giren insan aklıdır

Fakat bu nizam yaratıcıyı reddetmesi , etrafında her şeyi madde olarak kabul etmesi , insan fıtratı ile çelişmesinden dolayı , çok çabuk hayat sahnesinden uzaklaşmıştır ve yok olmuştur

Hali hazırda var olan Kapitalizmin , hayat sahnesinde yerini koruması onun insan fıtratına aykırılığı bir yana , yapısı itibarı ile bukalemun misali kendisine tehdit olabilecek unsurlara , kolayca nüfus edebilme ve kendini ondanmış gibi gösterme yeteneğindendir

Fakat insan aklından çıkması ve toplumu aşırı uç kutuplara itmesi (çok zenginlik ve çok fakirlik) yaratıcıyı reddetmemesi fakat hayat sahnesinde saymayan bir akideye (laiklik) sahip olması , onun da yok olmasını sağlayacaktır

De ki: “Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı?(Bakara 140)

Dünya işlerinin , insan ihtiyaçlarının ALLAH ile olan ilişkisine gelince bunu ancak yaratan bilir ve kendisine kulluk edilmesi boyutunda , her şeyi kapsayan bir fikri insana ulaştırması , insan için büyük bir lütuf dur

Şöyle ki ; ALLAH cc insanı ancak kendine kul olması için yaratmış

Ve Ben, insanları ve cinleri (başka bir şey için değil, sadece) Bana kul olsunlar diye yarattım (Zariyat 56)

Ve nasıl bir kulluktan razı olacağını bize bildirmiştir

Bugün sizin dininizi sizin için kemale erdirdimSizin üzerinizdeki Nimetimi (lütuflarımı) tamamladım ve size din olarak islam`ı seçtim (yanlız islam`dan razı ve ondan hoşnud oldum)(elmaide,3)

Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin ( Bakara 172)

Yukarıdaki ayetlerden de anlaşıldığı gibi ALLAH cc , insanoğlunun yaşamsal ihtiyaçlarını , hiç kimsenin kimseye zulm etmeden sağlayabileceği , herkesin ve kendisinin razı olabileceği bir nizam getirmiştir Bu nizama uymamızı başkada hiçbir nizamı kabul etmemizi emretmiştir

Bununla ilgili olarak örnek teşkil etmesi , insanların işlerinin dosdoğru şekilde siyaset edilmesi için elçisini göndermiştir

“İnin oradan (cennetten) hepiniz Tarafımdan size bir yol gösterici (peygamber) gelir de kim ona uyarsa, onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir dedik (Bakara 38)

Biz sana kitabı, insanlar arasında Allah'ın sana gösterdiği gibi hükmedesin diye bir gerçek olarak indirdik, hainleri savunma( Nisa 105)

Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar (Nisa 65)

İşte böyle insanlar arasındaki siyasetin yalnız ALLAH cc dan gelene göre yapılması , insana bu dünyada ALLAH’a kulluğu , izzeti ve şerefi , Ahiretde ebedi Cenneti kazandıracaktır

Doğru siyaset ancak budur

Müslümanların hayatlarını yeniden kontrol edip yaratıcıyı tabiat olaylarını düzenleyen bir varlık olarak görmemeleri lazım
ALLAH tam hüküm ve hikmet sahibi tek ilahtır

“Siz Allah’ı bırakıp; sadece sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlere (düzmece ilâhlara) tapıyorsunuz Allah, onlar hakkında hiçbir delil indirmemiştir Hüküm ancak Allah’a aittir O, kendisinden başka hiçbir şeye tapmamanızı emretmiştir İşte en doğru din budur Fakat insanların çoğu bilmezler (YUSUF 40
)
 
858,498Konular
982,055Mesajlar
30,042Kullanıcılar
SarrafffSon üye
Üst Alt