Sabır ve metanetle geçen 9 ayın sonunda, doğumunuzun en hafif şekilde gerçekleşmesine ve bebeğinizi en sağlıklı şekilde kucağınıza almanıza yardımcı olacak pek çok doğum tekniği var.
DOĞUM YÖNTEMİNE NASIL KARAR VERMELİ?
Doğum zamanı yaklaştıkça, verilmesi gereken en önemli kararlardan biri de doğum için hangi tekniğin doğru olacağıdır. Bünyeniz kadar psikolojiinizi de yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili doğum bilgileri edinmeli ve en doğru kararı verebilmek için iyi değerlendirmelisiniz. Genellikle 18 - 36 yaş aralığında olan ve ilk doğumunu yapacak annelerin normal doğum yapabilme ihtimali yüksektir. Ama daha genç ya da daha ileri yaşlarda olan anneler için bu seçenek risklidir.
İçinizdeki sesi dinlemenin yanı sıra doktorunuza da danışarak, en ideal doğum yöntemini belirlemelisiniz.
Normal doğum nedir, nasıldır?
-
Gerekli şartlar yerine geldiğinde doğumun vajinal yolla ve normal koşullarda gerçekleşmesine denir. -
Zamanı geldiğinde gerçek doğum kasılmaları başlar. Önceleri seyrek olsalar da düzenli aralıklarla gelen ağrılar, giderek daha sık, daha uzun süreli ve daha şiddetli olmaya başlar. -
Belli bir standartı olmasa da, saatte bir gelen ve 15 - 20 saniye kadar süren düzenli ağrılar başladığında doktorunuzla temasa geçmeniz gerekir. -
Normal doğumlar kendiliğinden olabildiği gibi, vakum veya forseps gibi müdahaleler de gerektirebilir. -
Doğumun birinci evresinde, ağrıların başlamasından hemen sonra serviks açılır. Açılma uzunluğu 10 cm'e kadar çıkar. -
Doğumun ikinci evresinin başlaması için serviksin tam olarak açılması gerekir. Bebeğin dışarı çıkmasına kadar süren bu 2. evrede, şiddetli ve düzenli kasılmalarla itilen bebek, incelen serviksten kolaylıkla geçer ve vajinaya ulaşır. -
Doğumun üçüncü ve son evresi, bebeğin dışarı çıkmasıyla başlar ve plasentanın dışarı çıkmasıyla son bulur. Bebek tamamen dışarı alındığında, plasenta ile bağlantı sağlayan göbek kordonu kesilerek anneden ayrılır. -
Genel olarak doğum ortalama 14 - 15 saat sürer ama daha kısa sürmesi de mümkündür.
-
Zamanı geldiğinde başlaması gereken sancılar her şeyin uygun olmasına rağmen başlamadığında ya da var olan kasılmaları desteklemek gerektiğinde kullanılır. -
Anneye serumla ‘oksitosin’ hormonu verilir. Bu hormon annede suni kasılmalar başlatır. -
Oksitosin, normal şartlarda beynin ‘hipofiz’ denilen bölgesinden salgılanır ve rahimde kasılmalar yaratmak dışında, sütün memeden dışarı atılmasını sağlar. -
Suni sancı ile oluşan kasılmalar, doğal kasılmalardan daha sık, daha düzenli ve daha şiddetli olur. -
Uygulanan bu tekniğe rağmen yine de doğum ilerlemezse sezaryene geçilir.
-
Normal doğum sırasında bebeğin doğumunu kolaylaştırmak ve doğumda oluşabilecek yırtıkları önlemek için çıkış bölgesinin kesilmesidir. -
Doğumda bölgeyi genişletmek için kesilir ve doğum sonrasında yeniden dikilir. -
Bu kesiğe epizyotomi denir ve bebeğin çok daha kolay çıkabilmesini sağlar. -
Gerekmediği sürece yapılmaz ama bölgenin anatomik yapısının bozulma riski varsa bölgeyi korumak amacıyla uygulanır. -
Operasyon sırasında lokal anestezi uygulandığı için ağrı duyulmaz.
-
Bebeğin kulak çevresinden geçerek başını tamamen kavrayan, metal alete 'forseps' denir. -
Çan şeklindeki metal başlığı bebeğin başına yaslayarak, vakumla dışarı doğru çekilmesine ise vakumla doğum denir. -
Bebeğiniz sıkıntı belirtileri gösteriyorsa veya doğum kanalında sıkışırsa ya da siz yeterince hızlı itemiyorsanız, bu aletler bebeğinizin hayatını kurtarmaya yardımcı olur. -
Bu tür sıkıntılı durumlarda eğer sezaryen olmak istemiyorsanız, bu teknikler normal doğum yapabilmenizi sağlar. -
Genel olarak anne için vakum daha az travmatik olurken, bebek içinse forseps daha az risklidir. -
Bebek açısından kalıcı ve tehlikeli riskler taşımaması için, her iki yöntem de usulüne göre uygulanmalıdır.
-
Sezaryen bir operasyon olduğu için, operasyona ilişkin genel riskleri de taşır. Bu yüzden prensip olarak ilk seçeneğin normal doğum olması gerekir. -
Bebeğin rahim içindeki durumu önemlidir. Anne veya bebeği tehdit eden ve beklenmeyen herhangi bir durumda sezaryen gerekli olabilir. -
Günümüzde çoğunlukla ilk doğumlarda ya da bebeğin baş bölgesinden gelmemesi gibi pozisyonlarda sezaryen tercih edilir. -
Tıbbi gereklilikler yüzünden, zorunlu olarak sezaryenin seçilmesi de söz konusu olabilir. Bu gereklilikler hamileliğin son dönemlerine doğru netleşir ve sezaryen planlı bir şekilde gerçekleştirilir. -
Seyrek olarak, normal doğum sırasında gelişebilecek acil durumlarda da sezaryene geçilebilir. -
Sezaryene başlamadan önce hazırlıklar konusunda anne bilgilendirilmelidir. -
Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra epidural anestezi ya da Spinal anestezi ile anne acıya karşı duyarsızlaştırılır ve karın bölgesinin alt kısmından yaklaşık 8 - 9 cm’lik, yatay bir kesi yapılır. -
Karın duvarı açılır ve kesik derinleştirilerek tüm karın katları açıldıktan sonra rahim duvarına gelinir. -
Ardından bebeği anne karnında besleyen ‘plasenta’ rahmin içinden çıkartılır ve bebek uygun şekilde kesikten dışarı alınır. -
Normal doğumda olduğu gibi sezaryende de göbek kordonu kesilir. Plasenta rahmin içinden alınır. -
Annenin karın içi temizlenir, kanayan yerler kontrol edilir, varsa müdahale edilir ve karın duvarı tekrar anatomisine uygun olarak dikilir. -
Son olarak cilde estetik dikiş yapılır. Ameliyat ortalama 30 - 35 dakika sürer. Ardından anne 10 - 15 dakikalık gözlemin ardından doğum servisine gönderilir.
-
İstenilen bölgenin tamamen uyuşturulmasına denir. Yani bir tür lokal anestezidir. -
Omuriliğin etrafını saran tabakanın dış kısmına ‘epidural’ aralık denir. -
Eğer anne tercih ederse epidural anesteziyle bu aralığa ilaç uygulanır ve bölge uyuşturularak, ağrıların giderilmesini sağlar. -
Bu yöntem hem normal doğum da hem de sezaryende güvenle kullanılabilir. Her ikisinde de amaç ağrıların giderilmesidir. -
Uygulanan ilacın dozu doğru ayarlandığında, sadece his kaybı oluşur ama fonksiyonlarda kayıp olmaz. -
Bu yöntem genel anesteziye göre daha az komplikasyon sağlar. -
Rahim ağzı belli bir açıklığa geldikten sonra epidural anestezi uygulamaya devam etmek mümkün değildir. -
Bazı durumlarda epidural anestezi doğumun ilk safhasını etkilemez ama ikinci safhayı uzatabilir. Böyle durumlarda forsepsle veya vakumla doğuma devam edilir.
-
Spinal ve epidural anestezi aynı etkiye sahiptir. Uygulama farkı; spinal anestezi sıvı dolu kese içerisine enjeksiyonu yoluyla yapılır. Epidural anestezide ise kese dışındaki alana (epidural aralık) enjeksiyon yapılır. -
Spinal kord ve sinirler, içinde spinal sıvı (beyin omurilik sıvısı) bulunan kesede yer alır. Bunun etrafında ise epidural alan bulunur..
-
Annenin 35 - 37 derecede sıcak suyla dolu bir havuzda gerçekleştiği alternatif bir doğum tekniğidir. -
Doğum sırasında sıcak suyun gevşetici etkisinden yararlanılır. Sıcak su, doğal sancılanma sürecinin başlamasına yardımcı olur ve anneye herhangi bir ilaç, ağrı kesici veya suni sancı verilmez. -
Su, vücudu rahatlatan endorfin hormonunun salgılanmasını kolaylaştırarak doğum gerilimini azaltır. -
Doğum başladıktan sonra bebeğin kalp atışları ve annenin tansiyon ölçümleri yapılır. -
Bebek, anne rahminde de suda olduğu için bir su ortamından başka bir su ortamına rahatlıkla geçer ve şoka uğramaz. -
Doğum gerçekleştikten sonra anne normal doğum masasına alınır ve kanama kontrolü yapılır. -
İlk kez doğum yapan annelere ve riskli gebelik grubundakilere önerilmez. Ayrıca HIV, hepatit ve aktif genital enfeksiyonu olan anneler, daha önce sezaryenle doğum yapan veya çok kilolu olan anneler, bebeğin ters gelmesi, çoğul gebelik, bebeğin 4 kilonun üstünde olması, erken doğum, annenin; astım, kalp, şeker veya yüksek tansiyon gibi hastalıklarının olması, su kesesinde sorun olması gibi durumlarda suda doğum yapılamaz.