Günümüzde birçok hamile kadının yaşadığı en büyük endişe ve streslerden birisi de doğum korkusudur. Doğum korkusu nedeniyle normal doğumdan sezaryen doğuma rağbet görülen toplumumuzda anne adaylarının içini rahatlatacak önerileri sizlere derledik. Sizde normal doğum korkusu yaşıyorsanız, bu haberi mutlaka okumalısınız! Normal doğum korkusu nedir? Doğum korkusu neden olur? Tokofobi nedir, tokofobi belirtileri neler?
Anne olma duygusunu tatmak için sabırsızlıkla beklenen o günün yaklaşması ile beraber bir yandan sevinç ve heyecan artarken bir yandan da bebeğine bir şey olma riski nedeniyle ya da doğum stresine dair birtakım endişeler yaşanmaktadır. Özellikle de ilk defa doğum yapacak olan kadınların doğum anına dek çevresinden duyduğu olumlu-olumsuz tecrübeler, televizyonlarda seyrettiğimiz çığlık çığlığa olan doğum sahneleri bilinç altına biz fark etmeden o kadar yerleşir ki bir zaman sonra kişi kendi doğum vaktinde da başına aynı şeylerin geleceğini düşünerek büyük bir stres ve korku altına girer. Hamilelik döneminde görülen bedensel farklılıkların dışında hormonlar nedeniyle daha da duygusallaşan ve her şeyden daha çabuk etkilenen anne adayları, olumsuzluklar üzerine oldukça takılı kalabilir. Halbuki doğum korkusuna odaklanmak yerine bebeği kucağına alacakları o ana kendilerini verseler her şey çok daha güzel olacaktır. Sadece bir ya da iki kadının değil yüzlerce, binlerce kadının doğum yaptığını hatta birden fazla doğum gerçekleştirdiğini düşünmek bile rahatlamaları için yeterli bir sebeptir. Normal doğum korkusu nedeniyle sezaryen doğum yöntemini tercih etmeyi düşünen kadınların doğum korkusu ile ilgili bilmeleri gereken tavsiyeleri sizlere derledik...
(TOKOFOBİ) DOĞUM KORKUSU NEDİR? DOĞUM KORKUSU KAÇ ÇEŞİT GÖRÜLÜR?
Halk arasında daha çok doğum korkusu olarak adlandırılan ancak tıpta 'Tokofobi' olarak geçen psikolojik rahatsızlıklardan olan bu durum anne adaylarının yaşamını olumsuz etkilemektedir. Doğum korkusu nedeniyle çocuk sahibi olmaya bile endişe ile yaklaşan kadınların bazıları bu durumu 'Sezaryen' doğum ile çözmeye çalışabiliyor. Tokofobi olarak nitelendirilen doğum korkusunun kişi üzerinde bazı farklı etkileri vardır. Peki bu etkiler neler, tokofobi türleri hangileridir?
1- Premer Tokofobi: Doğum öncesinde depresyonun eşlik etmesiyle görülen Premer Tokofobi, günümüzde çok ciddiye alınmayan ama travmaya kadar sürükleyen bir rahatsızlıktır. Yeni evlenen kişilerde yaygın görülen bir türdür.
2- Sekonder Tokofobi: Birkaç defa üst üste düşük yapan kadınlarda görülen Sekonder tokofobi, bebeğin ölü doğması ile sonuçlanabilir. Sekonder tokofobinin oluşumunu tetikleyen etkenlerden birisi de önceki yapılan doğumlarda gelişen olumsuz vakalar, ağrı ve sancılardan yola çıkarak görülen sancılardır. Başlangıçta hamile kalma korkusu ya da doğum korkusu yaşamayan kimselerde sonradan çıkan bir rahatsızlıktır.
TOKOFOBİ BELİRTİLERİ:
Uykusuzluk
Aşırı uyku
Yorgunluk
Enerji kaybı
Sinirlilik hali
Ağlama krizleri
Kalp çarpıntısı
Kabus görme
Panik ataklar
Yeme alışkanlığında değişiklik
Fiziksel yakınmalar
Bedensel hareketlilik
Odaklanma zorluğu.
DOĞUM KORKUSU NEDEN OLUR? NORMAL DOĞUM KORKUSU NEDENLERİ:
İlk defa anne olacak olan kadınların eş, dostlarından ya da arkadaşlarından duydukları olumsuz vakalar, psikolojik anlamdaki hassaslıklarından dolayı çok çabuk etkilendikleri bir durumdur. Daha önce hiç yaşamadıkları bu özel anda anne adayının yeterli bilince sahip olmaması veya çevredeki olumsuzluklara gereğinden fazla takılı kalma gibi faktörler etkindir. Doğumdan korkan kadınların neredeyse birçoğunun göz ardı ettiği düşünce her kadının doğumunun farklı, kendine özel olabileceğidir. Doğumda sancısı biraz fazla olan kadının bir diğer doğumunda aynı şiddette sancısının olma kesinliği olmadığı gibi ağrılı geçen doğumun bir başka bedende kolay doğum yapabileceği gibi. Doğum korkusuna sahip olan kadınların genel olarak zihinlerindeki düşünce şudur: Doğum sırasında bebeğine bir şey olma korkusu, ölme, sakat veya ölü doğum gibi ciddi vakalar... Doğum vakti yaklaştıkça bebeğin kapladığı yerin büyüklüğü dolayısıyla oluşan baskı, iç organlarının sıkışması ya da stres gibi faktörlerde artışlar olabiliyor.
Bu durumun yaşanmaması için hamile kadının ne hissettiğini doktoruna açık açık söylemesi gerekir. Böylelikle de anne adayının doktoru kişiyi rahatlatabilir ve izlenecek adımlardan bahsedebilir. Doğum ile ilgili bu bilgilendirmelerin doğum zamanında değil de hamileliğin başından anlatılması elbette ki daha uygun olacaktır. Tüm bilgilendirmelere rağmen anne adayı bir türlü rahatlatılamıyorsa uzman bir psikologdan yardım almak faydalı olacaktır.
DOĞUM KORKUSUNU YENMENİN YOLLARI! DOĞUM STRESİNİN GEÇMESİ İÇİN..
Anne adayının kendisini doğuma hazır hissetmesi için öncelikli olarak motive olması gerekir. Motivesini alt üst eden faktörlerin listesini çıkarıp bu bilgileri doktoruyla paylaşmakta fayda vardır. Çünkü korkular birileriyle paylaştıkça azalır, hele ki bu sizin doktorunuzsa... Eğer geç kalınmamışsa hamileliğin başlangıcından itibaren bol bol bilgilenmenizi sağlayacak doğru kaynaktan hamilelik kitapları okuyun. Bebeğinizin gelişim sürecini takip edebilecek ve ne gibi değişikliklerin sizi beklediğini öğrenmeniz iyi olacaktır.
Doğum korkusunu yenmek ve bilgilenmek amaçlı atabileceğiniz önemli adımlardan birisi de doğuma hazırlık kurslarıdır. Doğum belirtilerini, rahat doğum pozisyonlarını doğumu kolaylaştıran egzersiz gibi çok önemli teknik bilgileri bu kurslarda öğrenebilirsiniz.
DOĞUMA GİRMEDEN ÖNCE OKUNACAK DUA VE SURELER
Dini kaynaklarda geçen bazı rivayetlere göre, Sevgii Peygamber Efendimiz (SAV)'in kızı Fâtıma (r.a)'un doğumunda okuttuğu duanın şu şekilde olduğu öne sürülmektedir. Doğum yapacak anne adayının ilk önce Âyete’l-Kürsî sonrasında da Felâk ve Nâs sûrelerini okuması tavsiye edilmiştir. Devamında ise şu ayet okunabilir:
"İnne rabbekümüllahüllezi halekas semavati vel erda fi sitteti eyyamin sümmesteva alel arşi yuğşil leylen nehara yatlübühu hasisev veş şemse vel kamera ven nücume müsehharatim bi emrih ela lehül halku vel emr tebarakellahü rabbül alemin."(A'raf, 7/54)
Manası:
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş'a istivâ eden, geceyi, durmadan kendisini kovalayan gündüze bürüyüp örten; güneşi, ayı ve yıldızları emrine boyun eğmiş durumda yaratan Allah'tır. Bilesiniz ki, yaratmak da emretmek de O'na mahsustur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir!