Yoğun olarak uyguladığımız işlemler:
- Yanak dolgusu
- Dudak dolgusu
- Şakak dolgusu
- Göz altı dolgusu
- Boyun dolgusu
İlerleyen yaş ve ultraviyole ışınlarının etkisi başta olmak üzere dış etkenlerin neden olduğu kırışıklık ve çizgilerden kurtulmak, yüzü yeniden biçimlendirmek ve hatları düzeltmek amacı ile yapılan tedavi yöntemlerinden birisi de dolgu uygulamasıdır. Bu yöntemde kişinin kendi yağ dokusu, kollajen, hyalüronik asit, hidroksiapatit, hidrofilik polisilamid jel gibi çok sayıda kalıcı veya geçici maddeler kullanılabilmektedir. Geçici maddelerin kalıcı maddelere göre avantajı, zaman içinde eriyerek vücuttan atılmasıdır. Kalıcı maddeler ise uygulama esnasında ya da bir süre geçtikten sonra tepki verebilir ve zamanla değişen yüz çizgilerine uyum sağlayamadığından rahatsız edici derecede belirginleşebilir.
Son yıllarda dolgu uygulamalarında en sık kullanılan madde ise hyalüronik asitir. Hyalüronik asit bir polisakkarit, yani doğal şekerdir ve insan vücudunda, canlılarda doğal olarak bulunur. Hücre bölünmesi, eklemlerin kayganlığının sağlaması ve cildi gergin tutması gibi çok önemli görevleri vardır. Ayrıca kendi hacminden bin kat fazla su tutabilme ve enjekte edildiği yerde uzun süre şeklini muhafaza edebilme özelliği bulunup, çok ideal ve en çok tercih edilen dolgu maddesidir. Bu dolgularda allerjik reaksiyon görülmediğinden herhangi bir alerji testi de gerekmez. En sık uygulanan alanlar; nazolabial çizgiler (burundan dudak yan taraflarına uzanan çizgiler), dudak kenarlarından aşağıya inen çizgiler (marionette çizgiler), dudak üstündeki mimik çizgiler (perioral çizgiler-sigara çizgileri), derin sivilce ve yara izleri yanısıra dudak dolgunlaştırma, burun kaldırma, elmacık, şakak ve çene kemiklerini şekillendirmedir.
Uygulama tek seansta gerçekleşir. Ortalama kalıcılığı 6-12 ay arasında değişmekle birlikte ürünün yoğunluğu ve enjekte edilen bölgenin özelliğine göre değişmektedir. Hareketli kasların çevresinde daha hızlı azalırken alın, burun gibi hareketsiz bölgelerde süre uzamaktadır. Enjeksiyon uygulamasından sonra kişinin 4 saat yemek yememesi, yüz mimiklerini aşırı kullanmaması önerilir. Ayrıca beraberinde kullanılan bakım kremleri ve güneşten koruyucu kremler ile ışığın etkileri giderilerek tam bir destek sağlanması amaçlanır.