Donanım İnceleme - Alienware M17 Dizüstü Oyun Bilgisayarı

Uzun devirdir incelediğimiz en kaslı oyuncu bilgisayarlarından biri Alienware M17. Ancak bu donanım kaslarından bahsetmeden evvel çok kısa bir şey hatırlatmak istiyorum. Gerçi hepiniz hatırlamayabilir lakin 80’lerin, 90’ların evlatları için bir hayaldi Alienware. Bugün oyuncu markası bildiklerimizin hiçbiri yoktu o devranlar. Bir rahmetli 3dfx vardı ekran kartı üreten, bir de hayal üzere oyuncu bilgisayarları üreten Alienware. Daha Dell’in bünyesinde de değildi ve Türkiye’ye gelemezdi. Zenginler Amerika’dan getirirdi o metalik fıstık yeşili kasayı. İçimiz giderdi… PC Gamer’da editörlüğe başlayınca ne yapıp edip o kasanın Çin imalatı bir taklidini bulmuştum, içini de sağlam bileşenlerle doldurup, kendi çakma Alienware Area-51’imi yapmıştım. Haneye gelen arkadaşlar aklını kaçırırdı. Yirmi yıldır de bu havasından, karizmasından bir şey kaybetmedi Alienware. O yüzden benim için yanı hep başkadır.

Alienware M17, aslında bu karizmatik mirasın damar bir temsilcisi. Zira Alienware’in özünde güçlü oyun performansı ve o performansı yansıtan yırtıcı dizaynlar vardır. M17’ye dıştan bakınca bu yırtıcılığı görüyorsunuz, içinde de tam bir canavar yatıyor: Intel i7-8750H işlemci, GeForce RTX 2070 Max-Q GPU, 32GB çift kanal bellek ve 512GB yüksek performans M2 SSD. Sonucu söylememe gerek var mı, Full HD Ultra ayarlarda Shadow of Tomb Raider ve Battlefield V üzere sıkı oyunlarda bile 80 - 100 fps’leri bulan bir performans. Üstelik en zorlandığı tarafta bile 60 fps’nin altına düşmüyor. Online oyunlardaysa çakılı 120 fps’yle akıp gidiyor.

Donanımda hakikat tercihler

Fakat biz performansla derhal aklımızı kaybetmeyiz, sonuçta yüksek konfigürasyonu herkes bir araya getirir, değerli olan onu gerçek kullanıp kullanmadıkları. Zira bu kadar güçlü bir donanım yüksek ısı ve gürültüyü de beraberinde getiriyor. Alienware bu iki sorunu aşmak için M17’de epey güçlü bir soğutma sistemi kullanmış. Burası çok kıymetli, sadece tasarım yapacağız diye soğutmadan ödün vermemişler, düdük üzere öten ince havalandırma ızgaraları koymamışlar. M17’nin altında nispeten geniş bir hava girişi var ve yüksek performanslı iki fan havayı buradan alarak bakır ızgaralardan geçiriyor, yan ve artta dört geniş noktadan dışarı atıyor. Havalandırma sistemi geniş olduğu için de çok gürültü yapmıyor. Elbette performans arttıkça fan sesi de artıyor fakat oyun oynarken hoparlörün bastıramayacağı bir seviyeye çıkmıyor. Isınma da daha çok klavyeyle monitör arasındaki kısımda hissediliyor. Oyun oynarken bilgisayarın alttan rahat hava alabildiğinden emin olmakta, velev evdeyseniz soğutmalı bir stand kullanmakta yarar var.


Yalnızca soğutma değil, Alienware M17’deki birçok tasarım tercihi, “aman bir milim daha ince olsun” diye değil performans ve donanım açısından hakikat tahlil olduğu için alınmış. Mesela sürücü yuvaları... İki tane M2 bir tane SATA var. Yani üç sürücü takabiliyorsunuz. Birden fazla ince oyuncu bilgisayarı tek sürücü yuvasıyla geliyor artık, kapasitenizi yükseltmek için eski sürücüyü çöpe atıyorsunuz. Fakat M17’de hali hazırda boş bir M2 yuvası var. Ya da çift kanal 32GB bellek kullanılmış olması. Birden fazla üretici tek 16GB’lık belleği takıp geçiyor, ya da 2 tane 8GB koyuyor. Birinde bellek veriyolunda darboğaz yaşıyorsunuz, oburunu yükseltemiyorsunuz. Sistem tercihi yaparken gözden kaçan bu detaylar uzun tasarruflarda önemli fark yaratıyor.

Alienware M17’nin 60WHr’lık epey güçlü bir pili var. 4-5 saat masaüstü tatbikleri, 1 saatin üzerinde de oyuna yetiyor. Ancak dışarılarda çok geziyorsanız SATA yuvasından feragat edip (nasıl olsa çift M2 var) pili 90WHr’lık %50 daha yüksek kapasite olana çıkarabiliyorsunuz. O hengam gün uzunluğu masaüstü pratiklerini kullanmak ve iki saate yakın oyun oynamak mümkün olabiliyor. Bence cihaz standart bu türlü gelse daha düzgünmüş, lakin en azından bu türlü bir opsiyonumuz olması da çok yeterli.

Ekranlarda yeni standart

Akıllı tercihlerin biri de M17’nin ekranında. Yeni nesil oyuncu bilgisayarlarında ikisinden birini tercih etmeniz gerekiyor: 4K çözünürlük yahut 144Hz tazeleme. Yani hoş imaj yahut akıcı imaj, ikisini birden yapabileni şimdi görmedik. Alienware mealli bir şey yapmış ve 1440p çözünürlük ve 120Hz tazeleme orantısında bir ekran kullanmış. Yani Full HD’den iki misli çokça piksel, 4K’dan iki kat çokça tazeleme suratı var. Böylelikle hem şık hem de akıcı imaj elde ediyorsunuz. Üstelik 144 fps alıcam,  4K çözünürlükte oynicam diye GPU’nuzla boğuşmuyorsunuz. Bence 1440p’nin bütün oyuncu notebook’larında standart olması lazım.

Üstelik tüm bu özellikler yalnızca 2.3cm kalınlığında ve 2.63kg yükünde bir kasaya sığmış. Hafif olması için kapakta şahsi bir magnezyum alaşımı kullanılmış. Kasanın her noktası pek sağlam ve dayanıklı hissettiriyor. Üzerinde de üç adet USB 3.0, Thunderbolt, RJ45 ethernet, HDMI, Display ve kulaklık portları var. Ayrıyeten Alienware’in kendi kişisel portuyla harici ekran kartı da bağlanabiliyor. Ön tarafa bakan hoparlörler ve monitörün üzerindeki webcam de pek yerinde.


Klavye ve touchpad de kullanış olarak epey rahat. Standart İngilizce olarak gelen klavyede tuş yükseklikleri çok düzgün. Yazı yazarken de oyun oynarken de çok rahat ediyorsunuz. Ayrıyeten dört kesimli RGB aydınlatması var. Klavyenin yanı sıra, kapağın ve açma tuşunun üzerindeki Alienware logolarının aydınlatmalarını Alienware Command Center yazılımıyla denetim edebiliyorsunuz. Aslında fan suratlarından overclock özelliklerine bu yazılım acilen her şeyi denetim edebilmenizi sağlıyor. Çok detaylı olduğundan bütün özelliklerini çözmeniz biraz vakit alabilir lakin denetimin sizde olması âlâ bir şey.

Uzun kelamın kısası Alienware sahih tercihler ve akıllıca donanımı bir araya getirip manalı bir sistem ve yırtıcı bir performansı yakalamış, bunu çok şık kasası ve ergonomik özellikleriyle birleştirince ders niteliğinde bir sistem ortaya koymuş. Alienware M17’nin fiyatı farklı konfigürasyonlara nazaran değişiyor ve 16.000 TL’den başlıyor.