nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 36
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 90
Dört Halife Dönemi ve Altınçağ
Hz Muhammed (iddia)'in vefatından sonradan yaşanan Dört Halife Dönemi, İslam dininin Arap Yarımadasının sınırlarını aşarak yaygınlaştığı bir dönemdir Parlak zaferlerin kazanıldığı ve Müslümanların refah ve huzur içinde bir hayat sürdürdükleri bu dönem, Peygamberimiz (sav)'in müjdelediği Altınçağ'ın geçmişteki güzel bir örneğidir
Bu dönemde İslam Devleti'nin sınırları batıda Trablusgarp, doğuda Horasan ve kuzeyde Kafkasya'ya kadar genişletilmiş; böylece Arap Yarımadası dışına taşan İslamiyet, Asya ve Afrika'daki farklı alanlara yönlendirilmiş milletlerce benimsenmiştir Kurulacak olan yeni İslam devletlerinin siyasi ve hukuki temelleri de bu dönemde atılmıştır Sırasıyla halife olan Hz Ebu Bekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali, Peygamber Efendimiz (iddia)'in yolunu izlemiş, Kuran ahlakının başat olduğu adil düzeni daha geniş bir coğrafyaya yayarak devam ettirmişlerdir bu nedenle Dört Halife Dönemi, Dürüst Yolda Dışarı Giden Olgun Halifeler Dönemianlamına gelen Hulefai Raşidin Dönemiolarak adlandırılır Halifeler seçimle başa getirildikleri için benzer dönem 'Cumhuriyet Devri' biçiminde de tanımlanır
ALTINÇAĞ ’DA YAŞANACAKLAR
Dört Halife Dönemi'ndeki Altınçağ sanki ortamı kavrayabilmek için, Peygamberimiz (tez)'in haber verdiği Altınçağ'ı kısaca tahlil etmek uygun olacaktır
İslami kaynaklara göre Altınçağ, kıyamete yakın bir zamanda, Kuran ahlakının başat olacağı ve din ahlakının halk müziği arasında yaygın olarak yaşanacağı bir dönemi ifade eder Bu dönemde insanların kolaylık ve güven içinde yaşayabilmeleri için gereken her türlü durum mevcut olacaktır Önceki dönemlerde yaşanan tüm sıkıntıların yerini bereket, bereket ve yargı alacaktır Bu dönemde din ahlakına uygunsuz her türlü ahlaksızlık, haksızlık, sahtekarlık ve dejenerasyonun tüm çeşitleri ortadan kalkacaktır Bu müjdeli dönem, tüm inanan insanların asırlardır özlemini duyduğu barış, rahat, yargı ve bolluğun, İslam ahlakının hakim olduğu kutlu bir dönemdir (Detaylı bilgi için bkz Harun Yahya, Altınçağ) Ulu Allah Kuran'da inanan kullarına, İslam ahlakının yeryüzünde baskın olacağını şöyle müjdelemektedir:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vaat etmiştir: Hiç kuşkusuz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine oturmuş kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından daha sonra güvenliğe çevirecektir Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi müşterek koşmazlar Kim bundan sonra red ederse, işte onlar fasıktır (Nur Suresi, 55)
Peygamberimiz Hz Muhammed (tez) de Altınçağ'ı 14 asır önce ayrıntılı olarak tanımlama etmiştir Söz konusu dönemin cennet sanki özellikleri hadisler kanalıyla bizlere ulaşmıştır Her çeşitlilik mahsul ve mal bolluğu, emniyet, güven ve adaletin temini, rahatlık ve saadet, her türlü teknolojik gelişmenin insanların rahatı, konforu, neşesi ve huzuru için kullanılması, gereklilik içinde olan kimsenin kalmaması, isteyene istediğinden sayılmadan, kat kat fazlasıyla verilmesi, bu devrin belli başlı özelliklerindendir Hadislerde bildirildiği gibi o dönem silahların susacağıbir dönem olacak ve bu devirde yeryüzü özlemini çektiği barışla dolacaktır Altınçağ'da, önceden devletler ve halklar aralarında devamlı husumet ve anlaşmazlıklar son bulacak, bu halklar aralarında koskocoman bir kardeşlik yaşanacak ve tüm kavgaların yerini uzlaştırma, dostluk ve sevgi alacaktır
Peygamber Efendimiz (sav)'in Altınçağ ortamını anlatan bazı hadisleri şöyledir:
… Küçükler keşke ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben ufak olsaydım diye temenni ederler İyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır1
Yeryüzü, işkence ve zulüm yerine adaletle dolacaktır2
… Dünya hak ve hakların yerini bulması ile dolar3
Yargı böylece bol olacak fakat, zor kullanarak alınan her mülk sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade edilecektir Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç bayan, yanlarında hiç erkek olmaksızın, rahatlıkla, hacca gidecektir4
Altınçağ, Allah'ın emirlerinin eksiksiz olarak yerine getirildiği, adaletin, fedakarlığın, yardımseverliğin en yoğun olarak yaşandığı, kutlu bir dönem olacaktır Bu kutlu dönemde malı olan hiçbir sıkıntı duymadan ihtiyacı olana verecek, herkes birbirinin rahatını, refahını ve konforunu düşünecektir Bu paylaşmanın sonunda herkes eşdeğer huzur seviyesine ulaşacak, arzu, yokluk gibi o kadar çok sorun kendiliğinden çözülecektir
Altınçağ'da yaşanacak olan bütün bereket, teknolojik gelişmeler ve sanatsal güzelliklerin yanısıra toplum yaşantısı da son derece huzurlu olacaktır Allah, iman eden ve dinine yönelen insanlara, o döneme kadar görülmemiş güzellikte bir hayat sunacaktır Çünkü Allah Kuran'da güzellik yapan, Kuran ahlakına uyan kullarına alımlılık taahhüt ettiğini bildirmiştir:
Allah uzlaştırma yurduna çağırır ve kimi dilerse direkt olarak yola yöneltipiletir Çekicilik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır (Yunus Suresi, 2526)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, konuya ilişkin bildirilen bir diğer haber ise, İslam ahlakına uymayan din anlayışının en ince ayrıntısına kadar ortadan kalkışıdır Altınçağ'da Peygamberimiz (tez)'den sonra ortaya meydana çıkan bidatlar (dine sonradan girmiş hurafeler) ortadan kalkacak, Kuran ahlakı özüne dönecektir İslam anlayışı tamamen düzelecek ve din ahlakı aslına dönecektir Hadislerde bu konu ile ilgili olarak, ahir zamanda kaldırılmadık bidatın kalmayacağı ve benzer Peygamberimiz (sav) dönemindeki gibi dinin icablarının yerine getirileceğiaçıklama edilmektedir5
O dönem geldiğinde, insanların Allah'a yakınlaşmasını, O'nun dinini yaşamasını engelleyen tüm bu çarpıklıklara son verilecek, din ahlakının fiilen olmayan, sonradan ilave edilmiş birçok batıl inanç, inanış ve ibadet şekilleri İslam'dan temizlenecektir
Üstünde durulması gereken bir nokta da, din ahlakının aslına döndürülmesinde arkadaşça Müslümanların gösterdikleri çaba ve gayrettir Bu dönemde İslam alemi içindeki ihtilaflar, ayrılıklar ortadan kalkacaktır İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi Fütühatül Mekkiyeisimli eserinde bu konuda şu tespitte bulunmuştur:
din Peygamberin zamanında olduğu gibi tıpkı uygulanacaktır Yeryüzünde mezhepleri kaldıracak Halis reel dinden diğer hiçbir mezhep kalmayacak
Bu özet bilgiler bile Altınçağ'ın zihinde canlandırılabilmesi için yeterlidir Şimdi halifelerin yönetim anlayışları, kişilikleri ve icraatları doğrultusunda nasıl Altınçağ güya bir ortam meydana getirdiklerini inceleyelim *
Hz Muhammed (iddia)'in vefatından sonradan yaşanan Dört Halife Dönemi, İslam dininin Arap Yarımadasının sınırlarını aşarak yaygınlaştığı bir dönemdir Parlak zaferlerin kazanıldığı ve Müslümanların refah ve huzur içinde bir hayat sürdürdükleri bu dönem, Peygamberimiz (sav)'in müjdelediği Altınçağ'ın geçmişteki güzel bir örneğidir
Bu dönemde İslam Devleti'nin sınırları batıda Trablusgarp, doğuda Horasan ve kuzeyde Kafkasya'ya kadar genişletilmiş; böylece Arap Yarımadası dışına taşan İslamiyet, Asya ve Afrika'daki farklı alanlara yönlendirilmiş milletlerce benimsenmiştir Kurulacak olan yeni İslam devletlerinin siyasi ve hukuki temelleri de bu dönemde atılmıştır Sırasıyla halife olan Hz Ebu Bekir, Hz Ömer, Hz Osman ve Hz Ali, Peygamber Efendimiz (iddia)'in yolunu izlemiş, Kuran ahlakının başat olduğu adil düzeni daha geniş bir coğrafyaya yayarak devam ettirmişlerdir bu nedenle Dört Halife Dönemi, Dürüst Yolda Dışarı Giden Olgun Halifeler Dönemianlamına gelen Hulefai Raşidin Dönemiolarak adlandırılır Halifeler seçimle başa getirildikleri için benzer dönem 'Cumhuriyet Devri' biçiminde de tanımlanır
ALTINÇAĞ ’DA YAŞANACAKLAR
Dört Halife Dönemi'ndeki Altınçağ sanki ortamı kavrayabilmek için, Peygamberimiz (tez)'in haber verdiği Altınçağ'ı kısaca tahlil etmek uygun olacaktır
İslami kaynaklara göre Altınçağ, kıyamete yakın bir zamanda, Kuran ahlakının başat olacağı ve din ahlakının halk müziği arasında yaygın olarak yaşanacağı bir dönemi ifade eder Bu dönemde insanların kolaylık ve güven içinde yaşayabilmeleri için gereken her türlü durum mevcut olacaktır Önceki dönemlerde yaşanan tüm sıkıntıların yerini bereket, bereket ve yargı alacaktır Bu dönemde din ahlakına uygunsuz her türlü ahlaksızlık, haksızlık, sahtekarlık ve dejenerasyonun tüm çeşitleri ortadan kalkacaktır Bu müjdeli dönem, tüm inanan insanların asırlardır özlemini duyduğu barış, rahat, yargı ve bolluğun, İslam ahlakının hakim olduğu kutlu bir dönemdir (Detaylı bilgi için bkz Harun Yahya, Altınçağ) Ulu Allah Kuran'da inanan kullarına, İslam ahlakının yeryüzünde baskın olacağını şöyle müjdelemektedir:
Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara vaat etmiştir: Hiç kuşkusuz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine oturmuş kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından daha sonra güvenliğe çevirecektir Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi müşterek koşmazlar Kim bundan sonra red ederse, işte onlar fasıktır (Nur Suresi, 55)
Peygamberimiz Hz Muhammed (tez) de Altınçağ'ı 14 asır önce ayrıntılı olarak tanımlama etmiştir Söz konusu dönemin cennet sanki özellikleri hadisler kanalıyla bizlere ulaşmıştır Her çeşitlilik mahsul ve mal bolluğu, emniyet, güven ve adaletin temini, rahatlık ve saadet, her türlü teknolojik gelişmenin insanların rahatı, konforu, neşesi ve huzuru için kullanılması, gereklilik içinde olan kimsenin kalmaması, isteyene istediğinden sayılmadan, kat kat fazlasıyla verilmesi, bu devrin belli başlı özelliklerindendir Hadislerde bildirildiği gibi o dönem silahların susacağıbir dönem olacak ve bu devirde yeryüzü özlemini çektiği barışla dolacaktır Altınçağ'da, önceden devletler ve halklar aralarında devamlı husumet ve anlaşmazlıklar son bulacak, bu halklar aralarında koskocoman bir kardeşlik yaşanacak ve tüm kavgaların yerini uzlaştırma, dostluk ve sevgi alacaktır
Peygamber Efendimiz (sav)'in Altınçağ ortamını anlatan bazı hadisleri şöyledir:
… Küçükler keşke ben büyük olsaydım, büyükler de keşke ben ufak olsaydım diye temenni ederler İyi insanların iyiliği artar, kötülere karşı bile iyilik yapılır1
Yeryüzü, işkence ve zulüm yerine adaletle dolacaktır2
… Dünya hak ve hakların yerini bulması ile dolar3
Yargı böylece bol olacak fakat, zor kullanarak alınan her mülk sahibine geri verildiği gibi, bir insanın başkasına ait olup da, dişinde kalmış birşey bile sahibine iade edilecektir Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç bayan, yanlarında hiç erkek olmaksızın, rahatlıkla, hacca gidecektir4
Altınçağ, Allah'ın emirlerinin eksiksiz olarak yerine getirildiği, adaletin, fedakarlığın, yardımseverliğin en yoğun olarak yaşandığı, kutlu bir dönem olacaktır Bu kutlu dönemde malı olan hiçbir sıkıntı duymadan ihtiyacı olana verecek, herkes birbirinin rahatını, refahını ve konforunu düşünecektir Bu paylaşmanın sonunda herkes eşdeğer huzur seviyesine ulaşacak, arzu, yokluk gibi o kadar çok sorun kendiliğinden çözülecektir
Altınçağ'da yaşanacak olan bütün bereket, teknolojik gelişmeler ve sanatsal güzelliklerin yanısıra toplum yaşantısı da son derece huzurlu olacaktır Allah, iman eden ve dinine yönelen insanlara, o döneme kadar görülmemiş güzellikte bir hayat sunacaktır Çünkü Allah Kuran'da güzellik yapan, Kuran ahlakına uyan kullarına alımlılık taahhüt ettiğini bildirmiştir:
Allah uzlaştırma yurduna çağırır ve kimi dilerse direkt olarak yola yöneltipiletir Çekicilik yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır Onların yüzlerini ne bir karartı sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır (Yunus Suresi, 2526)
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, konuya ilişkin bildirilen bir diğer haber ise, İslam ahlakına uymayan din anlayışının en ince ayrıntısına kadar ortadan kalkışıdır Altınçağ'da Peygamberimiz (tez)'den sonra ortaya meydana çıkan bidatlar (dine sonradan girmiş hurafeler) ortadan kalkacak, Kuran ahlakı özüne dönecektir İslam anlayışı tamamen düzelecek ve din ahlakı aslına dönecektir Hadislerde bu konu ile ilgili olarak, ahir zamanda kaldırılmadık bidatın kalmayacağı ve benzer Peygamberimiz (sav) dönemindeki gibi dinin icablarının yerine getirileceğiaçıklama edilmektedir5
O dönem geldiğinde, insanların Allah'a yakınlaşmasını, O'nun dinini yaşamasını engelleyen tüm bu çarpıklıklara son verilecek, din ahlakının fiilen olmayan, sonradan ilave edilmiş birçok batıl inanç, inanış ve ibadet şekilleri İslam'dan temizlenecektir
Üstünde durulması gereken bir nokta da, din ahlakının aslına döndürülmesinde arkadaşça Müslümanların gösterdikleri çaba ve gayrettir Bu dönemde İslam alemi içindeki ihtilaflar, ayrılıklar ortadan kalkacaktır İslam tarihinin en büyük alimlerinden biri olan Muhyiddin Arabi Fütühatül Mekkiyeisimli eserinde bu konuda şu tespitte bulunmuştur:
din Peygamberin zamanında olduğu gibi tıpkı uygulanacaktır Yeryüzünde mezhepleri kaldıracak Halis reel dinden diğer hiçbir mezhep kalmayacak
Bu özet bilgiler bile Altınçağ'ın zihinde canlandırılabilmesi için yeterlidir Şimdi halifelerin yönetim anlayışları, kişilikleri ve icraatları doğrultusunda nasıl Altınçağ güya bir ortam meydana getirdiklerini inceleyelim *