iltasyazilim
FD Üye
NAMAZ DUALARI
1768 Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet süküt buyurmuştur Ben:
Ey Allah'ın Resûlü, dedim, anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki süküt esnasında ne okuyorsunuz?Bana şu cevabı verdi:
Ey Allahım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım Allahım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıkadiyorum
Buhârî, Ezân 89; Müslim, Mesâcid 147, (598); Ebû Dâvud, Salât 123, (781); Nesâî, İftitâh 15, (2,128,129)
Ebû Dâvud, Nesâî (ve Buhârî'nin) rivâyetlerinin başında şu ziyade vardır: Allahım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kıl,
1769 İbnu Ömer (radyallahu anhumâ) anlatıyor: Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden:
Allahu ekber kebîrâ, velhamdü lillâhi kesîrâ, subhânallâhi bükraten ve asîlâ (Allah, büyükte büyüktür, Allah'a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allah'adır!dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz:
Bu sözleri kim söyledi?diye sordu Söyleyen adam:
Ben, ey Allah'ın Resûlüdedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesellâm) efendimiz:
O sözler hoşuma gitti Sema kapıları onlara açıldıbuyurdu İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) der ki: Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim
Müslim, Mesâcid 150, (601); Tirmizî, Daavât 137, (3586); Nesâî İftitâh 8, (2,125)
Nesâî, bir rivâyette şu ziyâdede bulunmuştur: On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm
1770 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve:
Allahu ekber, Elhamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mubâreken fîhi (Allah büyüktür, çok temiz ve mübârek hamdler Allah'adır!)dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazı bitirince:
Şu kelimeleri hanginiz söyledi?diye sordu Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zîra fena bir şey söylemiş değil)dedi Bunun üzerine adam:
Ben, ey Allah'ın Resûlü!dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:
Ben on iki melek gördüm Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı
Müslim, Mesâcid 149, (600); Ebû Dâvud, Salât 121, (763): Nesâî, İftitâh 19, (2,132,133)
1771 Hz Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza başlarken tekbir getirir, sonra (bazan) şunu okurdu: İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi Rabbi'lâlemîn Lâ şerîke lehu ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'lmüslimîn Allahümmehdinî liahseni'l a'mâli ve ahseni'lahlâki Lâ yehdî liahseniha illâ ente Ve kınî seyyie'la'mâl ve seyyie'lahlâk Lâ yakî seyyiehâ illâ ente (Namazım, ibâdetim hayatım ve ölümüm âlemlerin Şeriksiz Rabbi Allah içindir Ben bununla emrolundum Ben bu emre teslim olanların ilkiyim Ey Allah'ım, beni amellerin ve ahlâkın en iyisine sevket Bunların en iyisine senden başka sevkeden yoktur Beni kötü amellerden ve kötü ahlâktan koru, bunların kötülerinden ancak sen korursun
Nesâî, İftitâh 16, (2,129)
1772 Muhammed İbnu Mesleme (radıyallâhu anh)anlatıyor:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) nâfile namaz kılmak için kalktığı vakit (bazan) şunu okurdu:
Allahu ekber veccehtü vechiye li'llezî fatara'sSemâvâti ve'1arza hanîfen müslimen ve mâ ene mine'lmüşrikîn (Allah büyüktür Yüzümü Hanîf ve Müslüman olarak semâvat ve arzı yaratan Allah a yönelttim Ben müşriklerden değilim) )
Devamını Hz Câbir (radıyallâhu anh)'in rivâyetinde olduğu şekilde zikretti Sonra şunu okudu:
Allahümme ente'lMeliku Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke ve bihamdike Allahım (kâinatın gerçek) Meliki sensin Senden başka ilah yoktur Seni hamdinle takdîs ederim Sonra kıraata geçti
Nesâî, İftitâh 17, (2,131)
1773 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza (iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu:
Subhâneke Allahümme ve bihamdike ve tebârekesmüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruke (Allah'ım seni her çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederim, hamdim sanadır Senin ismin mübârek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur)
Tirmizî, Salat 179, (243); Ebû Dâvud, Salat 122, (776); İbnu Mâce, İkâmeti'sSalat 1, (804)
RÜKÜ VE SECDELERDE OKUNACAK DUALAR
1774 İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Haberiniz olsun, ben rükü ue secde hâlinde Kur'ân okumaktan men edildim Öyleyse rüküda Rabb Teâlâ'yı tâzim edin, secdede ise dua etmeye gayret edin, (zira secdede iken yaptığınız dua) icâbet edilmeye Iâyıktır
Müslim, Salât 207 (479); Ebü Dâvud, Salât 152, (876); Nesai, İftitâh 98, (2,189)
1775 Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) hazretleri anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), secdelerinde şunları söylerdi: Allahümmağfirli zenbi küllehu, dıkkahu ve cüllehu, evvelehu ve âhirehu, sırrahu ve alâniyyetehu (Allahım! Büyükküçük birinci sonuncu, gizliaçik, bütün günahlarımı mağfiret buyur
Müslim, Salât 216, (483); Ebu Dâvud, Salât 152, (878)
1776 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resullulah (aleyhissalatu vesselâm) rüküsunda ve secdelerinde şu duayı çokca okurdu:
Sübhânekallâhümme Rabbenâ ve bihamdike, Allahümmağfirli (Allah'ım, seni takdis ve tenzih ederim Rabbimiz! Takdisimiz hamdinledir Ey Allahım, beni mağfiret et)Bu duayı okumakla Kur'ân'a yani Kur'ân'ın: Rabbini hamd ile tesbih et(Nasr 3) âyetineuyuyordu
Buhâri, Ezân 123, 139, Meğâzi 50, Tefsir, İzâcâe nasrullahi ve'lFeth; Müslim, Salât 217, (484); Ebü Dâvud, Salât 152, (877); Nesâi, İftitâh 153, (2, 219)
Müslim, Ebu Dâvud ve Nesâi'de gelen bir rivâyette şöyle denir: Resüllullah (aleyhissalatu vesselâm) rükü ve secdesinde şöyle derdi: Subbühun kuddüsün Rabbü'lmelaiketi verRühi, (Münezzehsin, mükaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin)
1777 Muvatta, Tirmizi ve Ebu Davud'un bir rivâyetinde şöyle denir: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ı yatakta kaybettim ve araştırdım, derken elim ayağının altına rastladı Secdede idi ve: Allahümme inni eüzu birızâke min sahtike ve eüzu bimuâfâtike min ukübetike ve eüzu bike minke Lâ uhsi senâen aleyke Ente kemâ esneyte alâ nefsike (Allahım! Senin rızanı şefaatçi kılarak öfkenden sana sığınıyorum Affını şefaatçi yaparak cezandan sana sığınıyorum Senden de sana sığınıyorum Sana layık olduğun senâyı yapamam Sen kendini sena ettiğin gibisin)diyordu
1778 İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Sizden biri rükü edince üç kere Sübhâne rabbiyel azim (Büyük Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdirdesin Bu, en az miktardir Secde yapınca da üç kere Sübhane Rabbiye'l a'lâ (Ulu Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdirdesin Bu da en az miktardır
Ebu Dâvud, Salât 154, (886); Tirmizi, Salât 194, (261)
1779 Hz Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), rükü yaptığı zaman: AIIahümme Ieke reka'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü ente Rabbiye, haşaa sem'i ve basari ve Iahmî ve demi ve izâmi IiIIahi Ràbbi'Iâlemin (Ey AIIahım sana rükü yapıyorum, sana inandım, sana teslim oldum, sana tevekkül ettim Sen Rabbimsin, kulağım, gözüm, etim, kanım ve kemiklerim ÂIemIerin Rabbi olan Allah önünde haşyette, tezeIIüIdedir
Nesâi, İftitâh 104, (2,192) Bu rivâyet Müslim'de gelen uzun bir rivayetin bir parçasıdır (Salâtu'lMüsâfirin) 201, (771)
1780 İbnu Ebi Evfâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) sırtını rüküdan kaldırdığı zaman: SemiaIlâhu Iimen hamideh, Allahümme Rabbenâ Ieke'Ihamdü mil'essemâvâti ve miI'eIarzi ve miI'e mâ şi'te min şey'in ba'du (AIIah, kendisine hamd edeni işitir Ey AIIahım, ey Rabbimiz, semâlar dolusu, arz dolusu ve bunlardan başka istediğin her şey dolusu hamdler sana olsun
Müslim, Salat 204, (476); Ebu Dâvud, Salat 144, (846)
1781 İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) iki secde arasında: Allahümme'ğfir li ve'rhamni, ve'cbürni, ve'hdini ve'rzukni (Allahım bana mağfiret et, merhamet et, beni zengin kıl, bana hidâyet ver, bana rızık ver) derdi
Ebü Dâvud, Salât 145, (850); Tirmizi, Salât 211, (284); İbnu Mâce, Salât 23, (898)
1782 Hz Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) secde ettiği vakit şöyle dua okurdu: Allahım sana secde ettim, sana inandım, sana teslim oldum Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, ona kulak, göz takan yaratanına secde etmiştir Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir(Hacc 14)
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın teşehhüdle selam arasında okuduğu en son duası: Allahümmağfir Ii mâ kaddemtü ve mâ ahhartü ve ma esrertü ve mâ a'Ientü ve maesreftü ve mâ ente a'Iemu bihi minnî ente'Imukaddim ve ente'Imuahhir Lâ ilâhe illâ ente (Allahım, geçmiş ömrümde yaptıklarımı, gelecekte yapacaklarımı, gizli işlediklerimi, aleni yaptıklarımı, israflarımı, benim bilmediğim fakat senin bildiğin kusurlarımı affet İlerleten sen, gerileten de sensin, senden başka ilah yoktur)
Müslim, SalâtulMüsâfirin 201, (771), Tirmizi, Daavât 32, (3417, 3418, 3419); Ebü Dâvud, Salât 121, (760); Nesâi, İftitâh 17, (2,130)
1783 Abdullah İbnu Amr İbni'lAs (radıyallâhu anhüma) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, Hz Ebü Bekir (radıyallâhu anh) gelerek:
Bana namazda okuyacağım bir dua öğretdedi Resülullah (aleyhissalatu vesselam) ona şu duayı okumasını söyledi:
Allahümme inni zalemtü nefsi zulmen kesiran ue lâ yağfiru zzünübe illâ ente fà'ğfir li mağfireten min indike verhamni inneke ente'lğàfüru'rrahim (Allahım ben nefsime çok zulmettim Günahları ancak sen affedersin Öyle ise beni, şanına layık bir mağfiretIe bağışla, bana merhamet et Sen affedici ve merhamet edicisin
Buhâri, Sıfâtu'sSalât 149, Daavât 17, Tevhid 9; Müslim, Zikr 48, (2705); Tirmizi, Daavât 98, (3521); Nesâi, Sehiv 58, (3, 53)
TEŞEHHUDDEN SONRA OKUNACAK DUA
1784 İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) hazretleri anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) teşehhüdden sonra şunu okurdu: Allahümme inni eüzu bike min azâbi cehennem ve eüzu bike min azâbi'Ikabri ve eüzu bike min fitneti'dDeccâl ve eüzu bike min fitneti'Imahyâ ve'Imemât (AIIahım, ben cehennem azabından sana sığınırım Kabir azabından da sana sığınırım Deccal fitnesinden de sana sığınırım, hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım)
Ebu Dâvud, Salât 184, (984)
SELAMDAN SONRA OKUNACAK DUA
1785 İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: ÂlIahım! Senden, katından vereceğin öyIe bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma ameli sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun
Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım
Allahım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunIa kurtuluş istiyorum, (kurbuna mazhàr olan) şühedâya has makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum!
Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına indiriyor (karşılanmasını senden taleb ediyorum) Ràhmetine muhtacım, halimi arzediyorum (İhtiyacım ve fakrim sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb kilan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helâke dâvetten, kabir azabindan korumanı diliyorum
Allahım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlukatindan birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun husülü için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum
Ey Allahım! Ey (Kur'ân gibi, din gibi) kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sahibi! Kâfirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de huzuri kibriyana ulaşmış mukarrebin meleklerle, (dünyada iken çok) rükü ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet istiyorum Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen (seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın (Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine getirirsin)
Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hidâyete ermiş hidâyet rehberleri kıl Dostlarına sulh (vesilesi), düşmanlarına da düşman kıl Seni seveni (sana olan) sevgimiz sebebiyle seviyoruz Sana muhâlefet edene, senin ona olan adâvetin sebebiyle adavet (düşmanlık) ediyoruz
Allahım! Bu bizim duamızdır Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin
Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy!
Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver!
İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zât münezzehtir Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zât münezzehtir Tesbih ve takdis sadece kendine layık olan Zat münezzehtir Fazl ve nimetler sâhibi Zàt münezzehtir Azamet ve kerem sahibi Zât münezzehtir Celal ve ikrâm sâhibi Zat münezzehtir
Tirmizi, Daavât 30, (3415)
1786 Hz Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) selam verip (namazdan çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup: Âllahümme entesselâm ve minke'sseIâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'Iikrâm (Allahım sen selamsın Selàmet de sendendir Ey celâl ve ikrâm sâhibi sen münezzehsin, sen yücesin)derdi
Müslim, Mesâcid 135, (591); Tirmizi, Salât 224, (300); Ebu Dâvud, Salât 360 (1513); Nesâi, Sehv 80, (3, 68)
1787 Kà'a İbnu Ucre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) duyurdular ki: Namazın takipçileri (muakkibât) var Onları her namazın peşinden söyleyenler veya yapanlar (cennet ve mükafaat hususunda) hüsrâna uğramazlar Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuzdört adet tekbir'dir
Müslim, Mesâcid 144, (596); Tirmizi Daavât 25, (3409); Nesâi, 91, (3, 75)
Nesâi'nin Zeyd İbnu Sâbit (radıyallâhu anh)'ten yaptığı bir rivâyette şöyle denmektedir: Bu emredildiği zaman Ensâr'dan bir adam rüyasında görür ki bir kimse: Bunu yirmi beş yapın, tehlili de ilâve edindemektedir Sabah olunca bunu Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'aanlattı Efendimiz : Söylendiği şekilde yapın!buyurdu
1788 Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim sabah namazının arkasından yüz kere tesbihde ve yüz kere tehlilde bulunursa, deniz köpüğü gibi çok bile olsa günahları affedilir
Nesai, Sehv 95, (3, 79)
1789 Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) her namazın arkasından muavvizâtı okumamı emretti
Ebu Dâvud, Salât 361, (1523); Nesâi, Sehv (79, (3, 68)
TEHECCÜD NAMAZI ESNASINDA DUA
1790 Hz İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) teheccüt namazı kılmak üzere geceleyin kalkınca şu duayı okurdu: AIIahım, Rabbimiz! Hamdler sanadır Sen arz ve semâvatin ve onlarda bulunanIarın kayyumu ve ayakta tutanısın, hamdler yalnızca senin içindir Sen semâvat ve arzın ve onlarda bulunanların nûrusun, hamdler yalnızca sanadır Sen haksın, va'din de haktır Sana kavuşmak haktır, sözün haktır Cennet haktır, cehennem de haktır Peygamberler hàktır, Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) de haktır Kıyamet de haktır
AIIahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim Sana yöneldim Hasmına karşı senin (bürhanın) iIe dâva açtım Hakkımı aramada senin hakemliğine başvurdum Önden gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatalarımı affet Gizli işlediğim, aleni yaptığım, benim bilmediğim, senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı da affet! İlerleten sen, gerileten de sensin Senden başka ilah yoktur
Buhâri, Teheccüt 1, Daavât 10 Tevhid 8, 24, 35; Müslim, Salâtu'lMüsâfirin 199, (769); Muvatta, Kur'ân 34, (1, 215, 216); Tirmizi, Daavât 29, (3414); Ebü Dâvud, Salât 121, (771); Nesâi, Kıyâmu'lLeyl 9, (3, 209, 210))
AKŞAM VE SABAH YAPILACAK DUALAR
1791 İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) akşam olunca şu duayı okurdu:
Elhamdulillah geceye erdik Mülk de, Allah için geceye erdi AIlah'tan başka ilâh yoktur Tektir, ortağı yoktur Mülk O'nundur, hamdler 0'nàdır, O, her şeye kâdirdir Rabbim! Bu gecede olacak hayrı, bundan sonra olacak hayrı senden taleb ediyorum Bu gecede olacak şerden ve bundan sonra olacak şerlerden sana sığınıyorum Ràbbim! TembeIlikten yaşlılığın kötülüklerinden sana sığınıyorum Rabbim! Cehennem azabından, kabir azabından sana sığınıyorum!
İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) devamla, Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın sabah olunca şu duayı okuduğunu söyledi:
ElhamduIiIIah sabaha erdik Mülk de AIIah için sabaha erdi
Müslim, Zikr 75, (2723); Tirmizi, Daavât 13, (3387); Ebu Dâvud, Edeb 110, (5071)
1792 Ebu Selâm, Hz Enes (radıyallâhu anh)'ten naklediyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: Kim akşama ve sabaha erdiği zaman: Rabb olarak Allah, din olarak İslâm'a, resül olarak Muhammed (aleyhissalatu vesselâm)'e razı oldukderse onu razı etmek de Allah üzerine bir hak olmuştur
Rezin bu duaya: Kıyamet günüifadesini ilave etmiştir
Ebü Dâvud, Edeb 110, (5072) İbnu Mâce, Dua 14, (3870)
1793 Abdullah İbnu Gannâm elBeyâzi (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim sabaha erdiği zaman: Allahım, benimle veya mahlukatından herhangi biriyle hangi nimet sabaha ermişse bu sendendir Sen birsin, ortağın yoktur, hamdler sanadır, şükür sanadırderse, o günkü şükür borcunu ödemiştir Kim de aynı şeyler akşama erince söylerse o da o geceki şükür borcunu eda eder
Ebu Dâvud, Edeb 110, (5073)
UYUMA VE UYANMA DUALARI
1794 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman şu duayı okurdu: Bize yedirip içiren, ihtiyaçlarımız görüp bizi barındıran AIIah'a hamdolsun İhtiyacını görecek, barınak verecek kimsesi olmayan niceleri var!
Müslim, Zikr 64, (2715); Tirmizi, Daavât 16, (3393); Ebü Dâvud, Edeb 107, (5053)
1795 Hz Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ve Kul hüvallahu ahad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi
Buhari Fedâilu'lKur'ân 14, Tıbb, 39, Daavat 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2, 942); Tirmizi, Daavât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902)
1796 Hz Huzeyfe İbnu'lYemân (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girince şu duayı okurdu:
Allahım! Senin adınla hayat bulur, senin adınla ölürüm
Sabah olunca da şu duayı okurdu:
Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren AlIah'a hamdolsun! Zaten dönüşümüz de O'nadır
Buhâri, Daavat 7, 8, 16, Tevhid 13; Tirmizi, Daavât 29, (3413); Ebü Dâvud, Edeb 177, (5049)
1797 Hz Berâ (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Yatağına girdiğin zaman şu duayı oku: Allahım nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, işlerimi sana emanet ettim sırtımı sana dayadım Senin rahmetinden ümitvarım, gazabından da korkuyorum Senin ikabına karşı, senden başka ne melce var, ne de kurtarıcı İndirdiğin Kitab'a, gönderdiğin Peygamber (aleyhissalâtu uesselâm)'e imàn ettim
Eğer bunu okuduğun gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun Şayet sabaha erersen hayır bulursun
Buhâre, Daavât 7, 9; Tevhid 34; Müslim, Zikr 56, (2710); Tirmizi, Daavat 76, (3391); Ebu Dâvud, Edeb 107, (5046, 5047, 5048)
Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: Resülullah (àleyhissalâtu vesselâm), uyumak isteyince sağ yanı üzerine dayanır ve şöyle dua ederdi: Allàhım! Kullarını topladığın veya yeniden dirilttiğin gün, beni azâbından koru
1798 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) geceleyin uyanınca şu duayı okurdu: Allahım! Seni hamdinle tenzih ederim, Senden başka ilah yoktur Günahım için affını dilerim, rahmetini taleb ederim Allahım ilmimi artır, bana hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma Katından bana rahmet lutfet Sen lutfedenlerin en cömerdisin
Ebu Dâvud, Edeb 108, (5061)
1799 Hz Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) yatacağı sırada şu duayı okurdu:
Allahım, kerim olan Zât'ın adına, eksiği olmayan kelimelerin adına, alınlarından tutmuş olduğun hayvanların şerrinden sana sığınırım Allahım sen borcu giderir günahı kaldırırsın Allahım senin ordun mağlub edilemez, và'dine muhalefet edilemez Servet sahibine serveti fayda etmez, servet sendendir Allahım seni hamdinle tesbih ederim
Ebu Dâvud, Ebed 107, (5052)
1800 Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: Bir gün, Hâlid İbnu Velid elMahzumi (radıyallâhu anh):
Ey Allah'ın Resülü, bu gece hiç uyuyamadımdiye Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e yakındı
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu tavsiyede bulundu:
Yatağına girdinmi şu duayı oku: Ey yedi kat semânın ve onların gölgelediklerinin Rabbi, ey arzların ve onların taşıdıklarının Rabbi, ey şeytanların ve onların azdırdıklarının Rabbi! Bütün bu mahlükâtının şerrine karşı, bana himâyekâr oI! 0l ki hiç birisi, üzerime âni çullanmasın, saldırmàsın Senin koruduğun aziz olur Senin övgün yücedir, senden başka ilah da yoktur, ilah olarak sâdece sen varsın
Tirmizi, Daavât 96, (3518)
1801 İmam Mâlik'ten rivayete göre, ona şu haber ulaşmıştır: Hâlid İbnu'lVelid (radıyallâhu anh), Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e:
Ben uykuda iken korkutuluyorum (Ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?)diye sordu Ona şu tavsiyede bulundu:
Allah'ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile O'nun gadabından, ikabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve (beni kötülüğe atan) beraberliklerinden AIlah'a sığınırım! de!
Muvatta, Şi'r 9, (2, 950)
EVDEN ÇIKIŞ VE EVE GİRİŞ DUALARI
1802 Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselam) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu: Allah'ın adıyla Allah'a tevekkül ettim AIIahım! zillete düşmekten, dalâlete düşmekten, zulme uğramaktan, cahillikten, hakkımızda cehalete düşülmüş olmasından sana sığınırız
Tirmizi, Daavât 35, (3423); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5094); Nesâi İstiâze 30, (8,268); İbnu Mâce, Dua 18, (3884)
1803 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Evinden çıkınca kim: Allah'ın adıyla, Allah'a tevekkül ettim, güç kuvvet Allah'tandırderse kendisine: İşine bak, sana hidâyet verildi, kifâyet edildi ve korundun dadenir, ondan şeytan yüz çevirir
Tirmizi, Daavât 34, (3422); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5095); Nesâi, İstiâze (8,268)
1804 Ebü Mâlik eIEş'àri (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kişi evine girince şu duayı okusun: AIIahım! Senden hayırlı girişler, hayırlı çıkışlar istiyorum AIIah'ın adıyla girdik, AIIah'ın adıyla çıktık, Rabbimiz AIIah'a tevekkül ettik Bu duayı okuduktan sonra ailesine selam versin
Ebu Dâvud, Edeb, 112, (5096)
OTURMAKALKMA DUALARI
1805 Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) hazretleri buyurdular ki: Kim, malâyâni konuşmaların çok olduğu bir yere oturur da, oradan kalkmazdan önce şu duayı okursa bu yerde oturmaktan hasıl olan günahından arınmış olur:
Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim Senden başka ilah olmadığına şehâdet ederim Senden mağfiret diliyorum, Sana tevbe ediyor (af taleb ediyorum)
Tirmizi, Daavât 39, (2329)
1806 İbnu Ömer hazretleri (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir cemaatte oturduğu zaman, ashâbı için şu duayı okumadan nadiren kalkardı:
Allahım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu, sana karşı işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun İtaatinden öyle bir nasib ver ki, o bizi cennete ulaştırsın Yakîninden öyle bir hisse lutfet ki dünyevi musibetlere tahammül kolaylaşsın
Allahım! Sağ olduğumuz müddetçe kulaklarımızdan, gözlerimizden, kuvvetimizden istifade etmemizi nasib et Aynı şeyi bizden sonra gelecek olan neslimize de nasib et İntikamımızı, bize zulmedenlerden almışlardan kıl (mazlumlardan değil) Bize tecavüz edenlere karşı bizi muzaffer kıl Bize, dini musibet verme Dünyayı, ne asıl gayemiz kıl, ne de ilmimizin son hedefi Bize merhametli olmayanı bize musallat etme
Tirmizi Daavât 73, (3497)
SEFERDE OKUNACAK DUA
1807 İmam Mâlik'e ulaştığına göre Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) sefer arzusuyla ayağını bineğinin özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu:
Bismillah! Allahım! Sen seferde arkadaşım, ailemde vekilimsin Allahım, bize arzı dür, seferi kolaylaştır Allahım, yolun meşakkatlerinden, üzüntülü dönüşten, mal ve ailede vuküa gelecek kötü manzaralardan sana sığınıyorum
Muvatta, İsti'zân 34, (2, 977)
1808 İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm), seferden dönerken, uğradığı her tümsekte üç kere tekbir getirir, arkadan da: Lâ ilâhe iIlaIIâhu vahdehu Iâ şerike Ieh, Iehü'Imülkü ve Iehü'Ihamdü ve hüve aIâ külli şey'in kadir (AIIah'tan başka ilah yoktur O tekbir, ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'nadır O herşeye kadirdir) dönüyoruz, tevbe ediyoruz, kulluk ediyoruz, secde ediyoruz, Rabbimize hamdediyoruz AIIah va'dinde sâdık oldu, kuluna yardım etti (Hendek Harbi'nde) müttefik orduları tek başına helâk ettiderdi
Buhâri, Daavât 52, Ömer 12, Cihâd 133, 197, Megâzi 29; Müslim, Hacc 428, (1344); Muvatta, Hacc 243, (1,421); Tirmizi, Hacc 104, (950); Ebu Dâvud, Cihâd 170, (2770)
1809 Hz Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Bir adam Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e:
Ey Allah'ın Resülü, ben sefere çıkmak istiyorum bana tavsiyede bulun!diye talepte bulundu Efendimiz:
Sana Allah'tan korkmanı ve (yol boyu aştığın) her tepeııin başında tekbir getirmeni tavsiye ediyorum!buyurdu Adam döneceği sırada şu duada bulundu: Allah'ım! Ona uzaklığı dür, yolculuğu kolay kıl
Tirmizi Daavat 47, (3441)
1810 Abdullah elHatmi (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) birisiyle vedalaştı mı şöyle derdi: Dininizi emânetinizi ve işlerinizin âkibetini Allah'ın muhafazasına bırakıyorum
Ebu Dâvud, Cihâd 80 (2600); Tirmizi, Daavât 45, (3439)
1811 Hz Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) seferde iken gece olunca şu duayı okurdu:
Ey arz, benim de senin de Rabbimiz Allah'tır Senin de, (sende bulunanların da sende yaratılmış olanların da, senin üzerinde yürüyenlerin de şerrinden Allah'a sığınırım Arslanın, iri yılanın, yılanın, akrebin ve bu beldede ikâmet eden (insilerin ve cinni)lerin, İblis'in ve İblis neslinin şerrinden de Allah'a sığınırım
Ebu Dâvud, Cihâd 80, (2603)
1812 Havle Bintu Hàkim (radıyallâhu anh ) anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurmuşlardır ki: Kim bir yerde konakladığı zaman şu duayı okursa, oradan ayrılıncaya kadar ona hiçbir şey zarar vermez: Eüzü bikelimâtillahi'ttâmmât min şerri mâ halâka (Allah'ın eksiksiz, mükemmel kelimeleri ile, yarattıklarının şerrinden AIlah'a sığınıyorum)
Müslim, 54, (2708); Muvatta, İsti'zân 34 (2, 978); Tirmizi, Daavât 41, (3433)
ÜZÜNTÜ VE TASA HALİNDE DUA
1813 Hz Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Balığın karnında iken, Zü'nNün'un yaptığı dua şu idi: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni küntü mine'zzâlimin (Allahım! Senden başka ilâh yoktur, seni her çeşit kusurlardan tenzih edirim Ben nefsime zulmedenlerdenim)Bununla dua edip de icâbet görmeyen yoktur
Tirmizi, Daavât 85 (3500)
1814 Hz İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: Halim ve azim olan Allah'tan başka ilah yoktur Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur Kıymetli Arş'ın Rabbi, arzın Rabbi, Semâvât'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur
Buhâri, Daavât 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavât 40, (8431); İbnu Mâce, Dua 17, (3883)
1815 elHudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün Mescid'e girdi Orada Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı Ona:
Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?diye sordu
Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah'ın Resülüdiye cevap verdi Bunun üzerine Hz Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):
Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder
Evet, ey Allah'ın Resülü, öğret!dedim
Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: AIlahım üzüntüden ve kederden sana sığınırım Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım Borcun galebe çaImasından ve insanların kahrından sana sığınırım
(Ebü Ümâme) der ki: Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi
Ebü Dâvud, Salât 367, (1555)
1816 Hz Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Fâtıma (radıyallâhu anhâ) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti Resülullah ona:
Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)dedi:
Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arşı Âzam'ın Rabbisin Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin Tevrat, İncil ve Furkân'ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir) Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir Sen bâtınsın, senin dışında bir şey yoktur Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl
Tirmizi, Daavât 68, (3477); İbnu Mâce, Dua, 2 (3831)
1817 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir şey üzecek olsa şu duayı okurdu: Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu (Ey diri olan, ey Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum)Ve keza şöyle derdi: Elizzu biyâze'lcelâli ve'lİkrâm(Yâ ze'lcelâli ve'likrâm)i devamlı söyleyin!
Tirmizi Daavât 99, (3522)
1818 Esmâ Bintu Umeys (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: Sana sıkıntı zamanında okuyacağın bir duayı öğreteyim mi?diye sordu ve şu duayı söyledi: Allâhu, Allâhu Rabbi lâ üşriku bihi şey'en (Rabbim Allah'tır, Allah! Ben ona hiçbir şeyi ortak koşmam!)
Ebu Dâvud, Salât 361, (1525), İbnu Mâce, Dua 17, (3882)
1819 İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun:
Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum, câriyenin oğluyum, senin avucunun içindeyim, alnım senin elinde Hakkımdaki hükmün caridir Kazan ne olursa hakkımda adalettir Kendini tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur'ân'ı kalbimin baharı, sıkıntı ve gamlarımın atılma vesilesi kılmanı dilerim
Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir
Mecmau'z Zevaid'de (10, 136) mevcuttur Hâkim'in Müstedrek'inde de (1,509) kaydedilmiş
HAFIZAYI GÜÇLENDİRME DUALARI
1820 Hz İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Hz Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyallâhu anh) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: Annem ve bâbam sana kurban olsun, şu Kur'àn göğsümde durmayıp gidiyor Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorumdedi Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı verdi: Ey EbülHüseyin! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?
Hz Ali (radıyallâhu anh): Evet, ey Allah'ın Rasülü, öğret bana!dedi Bunun üzerine Hz Peygamber şu tavsiyede bulundu:
Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhüd bir andır O anda yapılan dua müstecabtır Kardeşim Yà'kub da evlatlarına şöyle söyledi: Sizin için Rabbime istiğfàr edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsinEğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk Bunda da muvàffàk olamazsan gecenin evvelinde kalk Dört rek'àt namaz kıl Birinci rek'atte, Fâtiha ile Yàsin süresini oku, ikinci rek'atte Fâtiha ile Hâmim, edDuhân süresini oku, üçüncü rek'atte Fâtiha ile Eliflammim Tenzilü'ssecde'yi oku, dördüncü rek'atte Fatiha ile Tebareke'lMufassal'ı oku Teşehhüdden boşaldığın zaman Allah'a hamdet, Allah'a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salat oku, güzel yap Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü'min kardeşlerin için istiğfar et Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:
Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek merhamet eyle Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı Seni benden râzı kılacak şeylere hüsni nâzar etmemi bana nasib et Ey semâvât ve arzın yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allahım Ey Allah! ey Rahman! celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbâr et Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et Ey semâvât ve arzın yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah'tandır Ey Ebu'lHasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın Allah'ın izniyle duana icâbet edilecektir Beni hak üzere gönderen Zâtı Zülcelâl'e‚ yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü'min icâbetten mahrum kalmadı
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki: Allah'ayemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş veya yedi cuma geçti ki Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar gelerek:
Ey Allah'ın Resülü! dedi, geçmişte dört beş âyet ancak öğrenebiliyordum Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) bu söz üzerine Hz Ali (radıyallâhu anh)'ye: Ey Ebü'lHasan! Kâbenin Rabbine yemin olsun sen mü'minsin!dedi
Tirmizi, Daavât 125, (3565)
1821 Şeddad İbnu Evs (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) namazda şu duayı okumamızı öğretiyordu:
Allàhım! Senden işte (dinde) sebat etmeyi, doğruluğa da azmetmeyi istiyorum Keza nimetine şükretmeyi, sana güzel ibadette bulunmayı taleb ediyor, doğruyu konuşan bir dil, eğriliklerden uzak bir kalb diliyorum AIIahım, senin bildiğin her çeşit şerden sana sığınıyorum, bilmekte olduğun bütün hayırları senden istiyorum, bildiğin günahlarımdan sana istiğfàr ediyorum!
Tirmizi, Daavât 22, (3404); Nesâi, Sehv 61
GİYİNME VE YEMEK DUALARI
1822 elHudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalatu vesselam) elbiseyi yenilediği zaman şu duayı okurdu:
Allahım! Hamd sanadır (giydiği şey ne ise) ismen söyleyerek Bunu bana sen giydirdin Bunun hayırlı olmasını, yapılış gayesine uygun olmasını diliyor, şerrinden ve yapılış gayesine uygun olmamasından da sana sığınıyorum
Ebu Dâvud, Libas 1, (4020); Tirmizi, Libâs 29, (1767)
1823 Ebu Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) yeni bir elbise giymişti ve şöyle dua etti: Avretimi örtebileceğim ve hayatta güzellik sağlayabileceğim bir elbise giydiren AIlah'a hamd olsun
Sonra şunu söyledi: Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim: Kim yeni bir elbise giyer, böyle söyler, daha sonra da eskittiği elbiseyi tasadduk ederse, sağken de öldükten sonra da Allah'ın himâyesi, hıfzı ve örtmesi altında olur
Tirmizi, Daavât 119, (3555); İbnu Mâce, Libâs 2, (3557)
1824 Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir şey yeyip içti mi şu duayı okurdu: Bize yedirip içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah'a hamdolsun
Tirmizi, Daavât 75, (3453); Ebu Dâvud, Et'ime 53, (3850); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3283)
1825 Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim bir şey yer ve: Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah'a hamdolsunderse geçmiş günahları aff olunurdedi
Ebu Dâvud, Libâs 1, (4023); Tirmizi, Da'avât 75, (3454); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3285)
Ebu Dâvud'un rivayetinde şu ziyâde var: Kim bir elbise giyer ve: Bunu bana giydirip, tarafımdan bir güç ve kuvvet olmaksızın beni bununla rızıklandıran Allah'a hamdolsunderse geçmiş ve gelecek günahları affedilir
1826 Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) der ki: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Muhakkak ki Allah, kulun bir şey yiyip hamdetmesinden veya bir şey içip hamdetmesinden razı olur
Müslim, Zikr 89, (2734); Tirmizi, Et'ime 18, (1817)
1827 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd İbnu Ubâde'nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti Sonunda şöyle bir dua buyurdu:
Yanınızda oruçlular yemek yesin, yemeğinizden ebrarlar yesin, üzerinize melekler dua etsin
Ebu Dâvud, Et'ime 55, (3854)
Ebu Dâvud'un Hz Câbir (radıyallâhu anh)'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir:
Ebû'lHeysem bir yemek hazırladı, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ve Ashâbın'ı (radıyallâhu anhüm) dâvet etti Hz Peygamber yemekten kalkınca: Kardeşinizi mükâfaatlandırın!buyurdu Ashâb: Mükâfaatı da ne?diye sordular Efendimiz: Kişinin evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi ev sâhibi için dua edilir İşte bu onun mükâfaatıdırcevabını verdi
KAZAYI HACET DUASI
1828 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) kazâyı hâcet için helâya girdiği zaman şu duayı okurdu:
Allahümme inni eüzu bike mine'lhubsi ve'lhabais (Allahım, pislikten ve (cin ve şeytan gibi) kötü yaratıklardan sana sığınırm
Buhâri, Vudü 9, Da'avât 15; Müslim, Hayz 122, (375); Tirmizi, Tahâret 4, (5); Ebü Dâvud Tahâret 3, (4,5); Nesâi, Tahâret 18, (1, 20)
1829 Hz Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çıkınca: Gufrâneke (affını taleb ediyorum) derdi
Ebu Dâvud, Tahâret 17, (30); Tirmizi, Tahâret 5, (7); İbnu Mâce, Tahâret 10, (300)
Tirmizi'nin Hz Ali'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Helâya girdiği zaman insanoğlunun avretleri ile cinnilerin gözleri arasındaki perde, kişinin bismillahdemesidir
MESCİDE GİRİŞ ÇIKIŞ DUALARI
1830 Fâtıma Bintu'lHüseyin İbni Ali, büyükannesi Fâtımatu'lKübrâ (radıyallâhu anhâ)'dan naklen anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) mescide girdiği zaman Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'e salât (dua) okur, sonra da: Rabbim! günahımı affet, rahmet kapılarını bana açderdi, Çıkarken de yine Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'e salât okur, sonra da: Rabbim! günahımı affet, lütuf kapılarını benim için açderdi
Tirmizi, Salât 234, (314)
HİLALİ GÖRÜNCE OKUNACAK DUALAR
1831 Talha İbnu Ubeydillah (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) hilâli görünce şu duayı okurdu: Allahım, Ay'ın hilâl devresini bize bereketli, imanlı, selâmetli ve İslâm üzere geçir (Ey hilâl) benim de senin de Rabbin Allah'tır
Tirmizi, Daavât 52, (3447)
1832 Katâde (rahimehullah)'ye ulaştığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) hilâli görünce şu duayı okurmuş: Hayırlı ve istikametli bir ihtilaI (devresi diliyorum)bunu üç kere söyledikten sonra, Seni yaratan AIIah'a inandım
Bunu da üç kere tekrar ettikten sonra: Ayını çıkarıp Ayını getiren Allah'a hamdolsundermiş
Ebu Dâvud, Edeb 111 (5092)
Ebü Dâvud'un yine Katâde'den kaydettiği bir diğer rivâyetinde:
Resulullah (aleyhissalatu vesselâm), hilâli görünce yüzünü ondan çevirirdidenmektedir
GÖK GÜRLEYİNCE, RÜZGÂR ESİNCE, BULUT ÇIKINCA OKUNACAK DUA
1833 İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) gök gürleyip, şimşek çakınca şu duayı okurdu:
Allah'ım bizi gadabınla öldürme, azabınla da helâk etme, bu (azabı)ndan önce bize afiyet (içinde ölüm) ver
Tirmizi, Daavât 51, (3446)
1834 Hz Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ufukı semâda bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı okurdu: Allah'ım, bunun şerrinden sana sığınırımYağmur başlarsa: Allah'ım, boI yağmur, faydalı yağmur (ver)derdi
Ebü Dâvud, Edeb,113, (5099); İbnu Mâce, Dua 21, (3889)
1835 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) rüzgâr estiği zaman şu duayı okurdu: AIIah'ım, senden bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınıyorum
Buhâri, Bed'ülHalk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizi, Daavât 50, (3445)
1836 Yine Tirmizi'de Übey İbnu Kà'b (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: Rüzgâra küfretmeyin Hoşunuza gitmeyen bir rüzgar görünce: Allah'ım, senden bunun hayrını taleb ediyorumdeyin
Tirmizi, Fiten 64, (2253)
AREFE GÜNÜ VE KADİR GECESİ DUASI
1837 Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Duaların en faziletlisi àrefe günü yapılan duadır Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh lehü'lmülkü ve lehü'lhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir (Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir O, herşeye kâdirdir) sözüdür
Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizi, Da'avât 133, (3579)
1838 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Ey Allah'ın Resülü, dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?Şu duayı okumamı söyledi:
Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'lafve fa'fu anni (Allahım! Sen affeedicisin, affı seversin, beni affet
Tirmizi, Da'avât 89, (3508)
HAPŞIRANIN DUASI
1839 Âmir İbnu Rebia (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın arkasında namaz kılan birisi, namazda hapşırdı ve şu duayı okudu: Mübarek (heyrı boI), ihlaslı ve çok hamdle Allah'a hamdederiz, tâ Rabbimiz razı oluncaya kadar; dünya ve âhiret işindeki rızasından sonra da (hamdimize devam ederiz)Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıktıktan sonra: Namazda dua okuyan kimdi?diye sordu Ancak okuyan kişi süküt etti Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) tekrar sordu:
Duayı kim okudu? Zira fena bir şey söylemediBunun üzerine adam: Bendim, bu dua ile sâdece hayır murad ettimdedi Efendimiz:
(Duanız) Rahman'ın Arşına kadar yükseldibuyurdu
Ebü Dâvud, Salât 121, (770, 774); Tirmizi, Salât 296, (404); Buhâri, Ezan 115, (muhtasaran); Muvatta, Kur'àn 25, (1, 212); Nesâi, İftitah 112 (2,196)
1840 Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Sizden biri hapşırınca Elhamdülillah alâ külli hâl(Her hal için elhamdülillah) desin Kardeşi de yahut arkadaşı da ona Yerhamükâllahdiye cevap versin (Kardeşi bunu) kendisi için söyleyince, hapşıran da Yehdikümullah ve yuslih baleküm (Allah size de hidâyet versin ve işinizi düzeltsin) desin
Buhâri, Edeb 126, Ebü Dâvud, Edeb 99, (5033)
HZ DAVUD (aleyhisselam)'UN DUASI
1841 Ebü'dDerdâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Hz Dâvud (aleyhisselâm)'un duaları arasında şu da vardır: Allahım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak ameli taleb ediyorum Allah'ım! Senin sevgini nefsimden, âilemden, malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl
Ebü'dDerdâ der ki: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz Dâvud'u zikredince, onu insanların en âbidi (yani çok ve en ihlaslı ibadet yapanı)olarak tavsif ederdi
Tirmizi, Da'avât 74, (3485)
Hz YUNUS (aleyhisselam) KAVMIN DUASI
1842 Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) Resülullah'a ref ederek demiştir ki: Yunus kavminin duaları arasında şu da vardı: Ey diri olan, ey (mahlükata) kıyam veren, ey hiçbir hayat sâhibinin olmadığı zamanda hayat sâhibi olan, ey hayat veren, ey ölüm veren, ey celâl ve ikrâm sâhibi!
Rezin ilavesidir
BELAYA UĞRAYANI GÖRÜNCE OKUNACAK DUA
1843 Hz Ömer ve Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anhümâ) anlatıyorlar: Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Kim bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa: Seni imtihan ettiği şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan Allah'a hamdolsun!Artık yaşadığı müddetçe, bu bela ne olursa olsun ona mâruz kalmaktan muaf kılınır
Tirmizi, Da'avât 38, (3427, 3428); İbnu Mâce, Dua 22, (3892)
Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin bir rivayetinde sâdece: Bu bela ona isâbet etmezdenmiştir
SEBEBE VE VAKTE BAĞLI OLMAYAN DUALAR
1844 Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) dua ederken şunu söylerdi: Allahım, dinimi doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir Dünyamı da doğru kıl, hayatım onda geçmektedir Ahiretimi de doğru kıl, dönüşüm orayadır Hayatı benim için her hayırda artma (vesilesi) kıl Ölümü de her çeşit şerden (kurtularak) rahat(a kavuşma) kıl
Müslim, Zikr 71, (2720)
1845 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah'ın duasının çoğu: Allahümme âtina fi'ddünya haseneten ve fi'l âhireti haseneten ve kınâ azâbe'nnâr (Allahım bize dünyada da bir hayır, ahirette de bir hayır ver, bizi cehennem azâbından koruidi
Buhâri, Daavât 55, Tefsir, Bakara 36; Müslim, Zikr 26, (2690; Ebü Dâvud, Salât 381, (1519)
1846 Yine Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim cenneti üç kere isterse, cennet: AIIah'ım onu cennete koyder Kim AIIah'tan üç sefer ateşe karşı koruma taleb ederse, cehennem: AIIah'ım onu ateşten koruder
Tirmizi, Cennet 27, (2575); Nesâi, İsti'âze 56, (8, 279); İbnu Mâce, Zühd 39, (4340)
1847 Hz AIi (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre, Bir mükâteb ona gelerek: Kitâbet borcumu ödemekten âciz kaldım, bana yardım etdedi Ona şu cevabı verdi: Sana, Resülullah (aleyhissalâtu vesseIâm)'ın bana öğretmiş bulunduğu bir duayı öğreteyim (Onu okuduğun takdirde) Sıyr dağı kadar borcun da olsa, Allah onu sana bedel öder Şöyle diyeceksin: AIIah'ım, yeterince helalinden vererek beni haramından koru Lütfunla ver, başkasına muhtaç etme
Tirmizi, Daavât 121, (3558)
1768 Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet süküt buyurmuştur Ben:
Ey Allah'ın Resûlü, dedim, anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki süküt esnasında ne okuyorsunuz?Bana şu cevabı verdi:
Ey Allahım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım Allahım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıkadiyorum
Buhârî, Ezân 89; Müslim, Mesâcid 147, (598); Ebû Dâvud, Salât 123, (781); Nesâî, İftitâh 15, (2,128,129)
Ebû Dâvud, Nesâî (ve Buhârî'nin) rivâyetlerinin başında şu ziyade vardır: Allahım, benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arası gibi uzak kıl,
1769 İbnu Ömer (radyallahu anhumâ) anlatıyor: Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte namaz kılarken, cemaatten biri aniden:
Allahu ekber kebîrâ, velhamdü lillâhi kesîrâ, subhânallâhi bükraten ve asîlâ (Allah, büyükte büyüktür, Allah'a hamdimiz çoktur, sabah akşam tesbihimiz Allah'adır!dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) efendimiz:
Bu sözleri kim söyledi?diye sordu Söyleyen adam:
Ben, ey Allah'ın Resûlüdedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesellâm) efendimiz:
O sözler hoşuma gitti Sema kapıları onlara açıldıbuyurdu İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) der ki: Söylediği günden beri o zikri okumayı hiç terketmedim
Müslim, Mesâcid 150, (601); Tirmizî, Daavât 137, (3586); Nesâî İftitâh 8, (2,125)
Nesâî, bir rivâyette şu ziyâdede bulunmuştur: On iki adet meleğin, bu sözleri (yükseltmek üzere) koşuştuklarını gördüm
1770 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılarken nefes nefese bir adam geldi ve:
Allahu ekber, Elhamdü lillâhi hamden kesîran tayyiben mubâreken fîhi (Allah büyüktür, çok temiz ve mübârek hamdler Allah'adır!)dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazı bitirince:
Şu kelimeleri hanginiz söyledi?diye sordu Cemaat bir müddet sessiz kaldı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
(Kim söylediyse çekinmesin, benim desin), Zîra fena bir şey söylemiş değil)dedi Bunun üzerine adam:
Ben, ey Allah'ın Resûlü!dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da:
Ben on iki melek gördüm Her biri, bu kelimeleri (Allah'ın huzuruna) kendisi yükseltmek için koşuşmuşlardı
Müslim, Mesâcid 149, (600); Ebû Dâvud, Salât 121, (763): Nesâî, İftitâh 19, (2,132,133)
1771 Hz Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza başlarken tekbir getirir, sonra (bazan) şunu okurdu: İnne salâtî ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillâhi Rabbi'lâlemîn Lâ şerîke lehu ve bizâlike ümirtü ve ene evvelü'lmüslimîn Allahümmehdinî liahseni'l a'mâli ve ahseni'lahlâki Lâ yehdî liahseniha illâ ente Ve kınî seyyie'la'mâl ve seyyie'lahlâk Lâ yakî seyyiehâ illâ ente (Namazım, ibâdetim hayatım ve ölümüm âlemlerin Şeriksiz Rabbi Allah içindir Ben bununla emrolundum Ben bu emre teslim olanların ilkiyim Ey Allah'ım, beni amellerin ve ahlâkın en iyisine sevket Bunların en iyisine senden başka sevkeden yoktur Beni kötü amellerden ve kötü ahlâktan koru, bunların kötülerinden ancak sen korursun
Nesâî, İftitâh 16, (2,129)
1772 Muhammed İbnu Mesleme (radıyallâhu anh)anlatıyor:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) nâfile namaz kılmak için kalktığı vakit (bazan) şunu okurdu:
Allahu ekber veccehtü vechiye li'llezî fatara'sSemâvâti ve'1arza hanîfen müslimen ve mâ ene mine'lmüşrikîn (Allah büyüktür Yüzümü Hanîf ve Müslüman olarak semâvat ve arzı yaratan Allah a yönelttim Ben müşriklerden değilim) )
Devamını Hz Câbir (radıyallâhu anh)'in rivâyetinde olduğu şekilde zikretti Sonra şunu okudu:
Allahümme ente'lMeliku Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke ve bihamdike Allahım (kâinatın gerçek) Meliki sensin Senden başka ilah yoktur Seni hamdinle takdîs ederim Sonra kıraata geçti
Nesâî, İftitâh 17, (2,131)
1773 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaza (iftitah tekbiri ile) başlayınca şunu okurdu:
Subhâneke Allahümme ve bihamdike ve tebârekesmüke ve teâlâ ceddüke ve lâ ilâhe gayruke (Allah'ım seni her çeşit noksan sıfatlardan takdîs ederim, hamdim sanadır Senin ismin mübârek, azametin yücedir, senden başka ilah da yoktur)
Tirmizî, Salat 179, (243); Ebû Dâvud, Salat 122, (776); İbnu Mâce, İkâmeti'sSalat 1, (804)
RÜKÜ VE SECDELERDE OKUNACAK DUALAR
1774 İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Haberiniz olsun, ben rükü ue secde hâlinde Kur'ân okumaktan men edildim Öyleyse rüküda Rabb Teâlâ'yı tâzim edin, secdede ise dua etmeye gayret edin, (zira secdede iken yaptığınız dua) icâbet edilmeye Iâyıktır
Müslim, Salât 207 (479); Ebü Dâvud, Salât 152, (876); Nesai, İftitâh 98, (2,189)
1775 Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) hazretleri anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), secdelerinde şunları söylerdi: Allahümmağfirli zenbi küllehu, dıkkahu ve cüllehu, evvelehu ve âhirehu, sırrahu ve alâniyyetehu (Allahım! Büyükküçük birinci sonuncu, gizliaçik, bütün günahlarımı mağfiret buyur
Müslim, Salât 216, (483); Ebu Dâvud, Salât 152, (878)
1776 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resullulah (aleyhissalatu vesselâm) rüküsunda ve secdelerinde şu duayı çokca okurdu:
Sübhânekallâhümme Rabbenâ ve bihamdike, Allahümmağfirli (Allah'ım, seni takdis ve tenzih ederim Rabbimiz! Takdisimiz hamdinledir Ey Allahım, beni mağfiret et)Bu duayı okumakla Kur'ân'a yani Kur'ân'ın: Rabbini hamd ile tesbih et(Nasr 3) âyetineuyuyordu
Buhâri, Ezân 123, 139, Meğâzi 50, Tefsir, İzâcâe nasrullahi ve'lFeth; Müslim, Salât 217, (484); Ebü Dâvud, Salât 152, (877); Nesâi, İftitâh 153, (2, 219)
Müslim, Ebu Dâvud ve Nesâi'de gelen bir rivâyette şöyle denir: Resüllullah (aleyhissalatu vesselâm) rükü ve secdesinde şöyle derdi: Subbühun kuddüsün Rabbü'lmelaiketi verRühi, (Münezzehsin, mükaddessin, meleklerin ve Ruh'un Rabbisin)
1777 Muvatta, Tirmizi ve Ebu Davud'un bir rivâyetinde şöyle denir: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ı yatakta kaybettim ve araştırdım, derken elim ayağının altına rastladı Secdede idi ve: Allahümme inni eüzu birızâke min sahtike ve eüzu bimuâfâtike min ukübetike ve eüzu bike minke Lâ uhsi senâen aleyke Ente kemâ esneyte alâ nefsike (Allahım! Senin rızanı şefaatçi kılarak öfkenden sana sığınıyorum Affını şefaatçi yaparak cezandan sana sığınıyorum Senden de sana sığınıyorum Sana layık olduğun senâyı yapamam Sen kendini sena ettiğin gibisin)diyordu
1778 İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Sizden biri rükü edince üç kere Sübhâne rabbiyel azim (Büyük Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdirdesin Bu, en az miktardir Secde yapınca da üç kere Sübhane Rabbiye'l a'lâ (Ulu Rabbim (her çeşit kusurdan) münezzehdirdesin Bu da en az miktardır
Ebu Dâvud, Salât 154, (886); Tirmizi, Salât 194, (261)
1779 Hz Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm), rükü yaptığı zaman: AIIahümme Ieke reka'tu ve bike âmentü ve leke eslemtü ve aleyke tevekkeltü ente Rabbiye, haşaa sem'i ve basari ve Iahmî ve demi ve izâmi IiIIahi Ràbbi'Iâlemin (Ey AIIahım sana rükü yapıyorum, sana inandım, sana teslim oldum, sana tevekkül ettim Sen Rabbimsin, kulağım, gözüm, etim, kanım ve kemiklerim ÂIemIerin Rabbi olan Allah önünde haşyette, tezeIIüIdedir
Nesâi, İftitâh 104, (2,192) Bu rivâyet Müslim'de gelen uzun bir rivayetin bir parçasıdır (Salâtu'lMüsâfirin) 201, (771)
1780 İbnu Ebi Evfâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) sırtını rüküdan kaldırdığı zaman: SemiaIlâhu Iimen hamideh, Allahümme Rabbenâ Ieke'Ihamdü mil'essemâvâti ve miI'eIarzi ve miI'e mâ şi'te min şey'in ba'du (AIIah, kendisine hamd edeni işitir Ey AIIahım, ey Rabbimiz, semâlar dolusu, arz dolusu ve bunlardan başka istediğin her şey dolusu hamdler sana olsun
Müslim, Salat 204, (476); Ebu Dâvud, Salat 144, (846)
1781 İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) iki secde arasında: Allahümme'ğfir li ve'rhamni, ve'cbürni, ve'hdini ve'rzukni (Allahım bana mağfiret et, merhamet et, beni zengin kıl, bana hidâyet ver, bana rızık ver) derdi
Ebü Dâvud, Salât 145, (850); Tirmizi, Salât 211, (284); İbnu Mâce, Salât 23, (898)
1782 Hz Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) secde ettiği vakit şöyle dua okurdu: Allahım sana secde ettim, sana inandım, sana teslim oldum Yüzüm de, kendisini yaratıp şekillendiren, ona kulak, göz takan yaratanına secde etmiştir Yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir(Hacc 14)
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın teşehhüdle selam arasında okuduğu en son duası: Allahümmağfir Ii mâ kaddemtü ve mâ ahhartü ve ma esrertü ve mâ a'Ientü ve maesreftü ve mâ ente a'Iemu bihi minnî ente'Imukaddim ve ente'Imuahhir Lâ ilâhe illâ ente (Allahım, geçmiş ömrümde yaptıklarımı, gelecekte yapacaklarımı, gizli işlediklerimi, aleni yaptıklarımı, israflarımı, benim bilmediğim fakat senin bildiğin kusurlarımı affet İlerleten sen, gerileten de sensin, senden başka ilah yoktur)
Müslim, SalâtulMüsâfirin 201, (771), Tirmizi, Daavât 32, (3417, 3418, 3419); Ebü Dâvud, Salât 121, (760); Nesâi, İftitâh 17, (2,130)
1783 Abdullah İbnu Amr İbni'lAs (radıyallâhu anhüma) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a, Hz Ebü Bekir (radıyallâhu anh) gelerek:
Bana namazda okuyacağım bir dua öğretdedi Resülullah (aleyhissalatu vesselam) ona şu duayı okumasını söyledi:
Allahümme inni zalemtü nefsi zulmen kesiran ue lâ yağfiru zzünübe illâ ente fà'ğfir li mağfireten min indike verhamni inneke ente'lğàfüru'rrahim (Allahım ben nefsime çok zulmettim Günahları ancak sen affedersin Öyle ise beni, şanına layık bir mağfiretIe bağışla, bana merhamet et Sen affedici ve merhamet edicisin
Buhâri, Sıfâtu'sSalât 149, Daavât 17, Tevhid 9; Müslim, Zikr 48, (2705); Tirmizi, Daavât 98, (3521); Nesâi, Sehiv 58, (3, 53)
TEŞEHHUDDEN SONRA OKUNACAK DUA
1784 İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) hazretleri anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) teşehhüdden sonra şunu okurdu: Allahümme inni eüzu bike min azâbi cehennem ve eüzu bike min azâbi'Ikabri ve eüzu bike min fitneti'dDeccâl ve eüzu bike min fitneti'Imahyâ ve'Imemât (AIIahım, ben cehennem azabından sana sığınırım Kabir azabından da sana sığınırım Deccal fitnesinden de sana sığınırım, hayat ve ölüm fitnesinden de sana sığınırım)
Ebu Dâvud, Salât 184, (984)
SELAMDAN SONRA OKUNACAK DUA
1785 İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın geceleyin namazdan çıkınca şu duayı okuduğunu işittim: ÂlIahım! Senden, katından vereceğin öyIe bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidayet, işlerime nizam, dağınıklığıma tertip, içime kâmil iman, dışıma ameli sâlih, amellerime temizlik ve ihlâs verir, rızana uygun istikâmeti ilham eder, ülfet edeceğim dostumu lutfeder, beni her çeşit kötülüklerden korursun
Allahım, bana öyle bir iman, öyle bir yakin ver ki, artık bir daha küfür (ihtimali) kalmasın Öyle bir rahmet ver ki, onunla, dünya ve ahirette senin nazarında kıymetli olan bir mertebeye ulaşayım
Allahım! Hakkımızda vereceğin hükümde lütfunIa kurtuluş istiyorum, (kurbuna mazhàr olan) şühedâya has makamları niyaz ediyorum, bahtiyar kulların yaşayışını diliyorum, düşmanlara karşı yardım taleb ediyorum!
Allahım! Anlayışım kıt, amelim az da olsa (dünyevi ve uhrevi) ihtiyaçlarımı senin kapına indiriyor (karşılanmasını senden taleb ediyorum) Ràhmetine muhtacım, halimi arzediyorum (İhtiyacım ve fakrim sebebiyledir ki) ey işlere hükmedip yerine getiren, kalplerin ihtiyacını görüp şifâyâb kilan Rabbim! Denizlerin aralarını ayırdığın gibi benimle cehennem azabının arasını da ayırmanı, helâke dâvetten, kabir azabindan korumanı diliyorum
Allahım! Kullarından herhangi birine verdiğin bir hayır veya mahlukatindan birine vaadettiğin bir lütuf var da buna idrakim yetişmemiş, niyetim ulaşamamış ve bu sebeple de istediklerimin dışında kalmış ise ey âlemlerin Rabbi, onun husülü için de sana yakarıyor, bana onu da vermeni rahmetin hakkında senden istiyorum
Ey Allahım! Ey (Kur'ân gibi, din gibi) kuvvetli ipin, (şeriat gibi) doğru yolun sahibi! Kâfirler için cehennem vaadettiğin kıyamet gününde, senden cehenneme karşı emniyet, arkadan başlayacak ebediyet gününde de huzuri kibriyana ulaşmış mukarrebin meleklerle, (dünyada iken çok) rükü ve secde yapanlar ve ahidlerini ifa edenlerle birlikte cennet istiyorum Sen sınırsız rahmet sahibisin, sen (seni dost edinenlere) hadsiz sevgi sahibisin, sen dilediğini yaparsın (Dilek sahipleri ne kadar çok, ne kadar büyük şeyler isteseler hepsini yerine getirirsin)
Allahım! Bizi, sapıtmayıp, saptırmayan hidâyete ermiş hidâyet rehberleri kıl Dostlarına sulh (vesilesi), düşmanlarına da düşman kıl Seni seveni (sana olan) sevgimiz sebebiyle seviyoruz Sana muhâlefet edene, senin ona olan adâvetin sebebiyle adavet (düşmanlık) ediyoruz
Allahım! Bu bizim duamızdır Bunu fazlınla kabul etmek sana kalmıştır Bu, bizim gayretimizdir, dayanağımız sensin
Allahım! Kalbime bir nur, kabrime bir nur ver; önüme bir nur, arkama bir nur ver; sağıma bir nur, soluma bir nur ver; üstüme bir nur, altıma bir nur ver; kulağıma bir nur, gözüme bir nur ver; saçıma bir nur, derime bir nur ver; etime bir nur, kanıma bir nur ver; kemiklerime bir nur koy!
Allahım nurumu büyüt, (söylediklerimin hepsine bedel olacak) bir nur ver, (söylenmiyenleri de kuşatacak) bir nur daha ver!
İzzeti bürünmüş, onu kendine alem yapmış olan Zât münezzehtir Büyüklüğü bürünmüş ve bu sebeple kullarına ikramı bol yapmış olan Zât münezzehtir Tesbih ve takdis sadece kendine layık olan Zat münezzehtir Fazl ve nimetler sâhibi Zàt münezzehtir Azamet ve kerem sahibi Zât münezzehtir Celal ve ikrâm sâhibi Zat münezzehtir
Tirmizi, Daavât 30, (3415)
1786 Hz Sevbân (radıyallahu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) selam verip (namazdan çıkınca) üç kere istiğfarda bulunup: Âllahümme entesselâm ve minke'sseIâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'Iikrâm (Allahım sen selamsın Selàmet de sendendir Ey celâl ve ikrâm sâhibi sen münezzehsin, sen yücesin)derdi
Müslim, Mesâcid 135, (591); Tirmizi, Salât 224, (300); Ebu Dâvud, Salât 360 (1513); Nesâi, Sehv 80, (3, 68)
1787 Kà'a İbnu Ucre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) duyurdular ki: Namazın takipçileri (muakkibât) var Onları her namazın peşinden söyleyenler veya yapanlar (cennet ve mükafaat hususunda) hüsrâna uğramazlar Bunlar otuz üç adet tesbih, otuz üç adet tahmid, otuzdört adet tekbir'dir
Müslim, Mesâcid 144, (596); Tirmizi Daavât 25, (3409); Nesâi, 91, (3, 75)
Nesâi'nin Zeyd İbnu Sâbit (radıyallâhu anh)'ten yaptığı bir rivâyette şöyle denmektedir: Bu emredildiği zaman Ensâr'dan bir adam rüyasında görür ki bir kimse: Bunu yirmi beş yapın, tehlili de ilâve edindemektedir Sabah olunca bunu Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'aanlattı Efendimiz : Söylendiği şekilde yapın!buyurdu
1788 Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim sabah namazının arkasından yüz kere tesbihde ve yüz kere tehlilde bulunursa, deniz köpüğü gibi çok bile olsa günahları affedilir
Nesai, Sehv 95, (3, 79)
1789 Ukbe İbnu Amir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) her namazın arkasından muavvizâtı okumamı emretti
Ebu Dâvud, Salât 361, (1523); Nesâi, Sehv (79, (3, 68)
TEHECCÜD NAMAZI ESNASINDA DUA
1790 Hz İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) teheccüt namazı kılmak üzere geceleyin kalkınca şu duayı okurdu: AIIahım, Rabbimiz! Hamdler sanadır Sen arz ve semâvatin ve onlarda bulunanIarın kayyumu ve ayakta tutanısın, hamdler yalnızca senin içindir Sen semâvat ve arzın ve onlarda bulunanların nûrusun, hamdler yalnızca sanadır Sen haksın, va'din de haktır Sana kavuşmak haktır, sözün haktır Cennet haktır, cehennem de haktır Peygamberler hàktır, Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) de haktır Kıyamet de haktır
AIIahım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim Sana yöneldim Hasmına karşı senin (bürhanın) iIe dâva açtım Hakkımı aramada senin hakemliğine başvurdum Önden gönderdiğim ve arkada bıraktığım hatalarımı affet Gizli işlediğim, aleni yaptığım, benim bilmediğim, senin benden daha iyi bildiğin hatalarımı da affet! İlerleten sen, gerileten de sensin Senden başka ilah yoktur
Buhâri, Teheccüt 1, Daavât 10 Tevhid 8, 24, 35; Müslim, Salâtu'lMüsâfirin 199, (769); Muvatta, Kur'ân 34, (1, 215, 216); Tirmizi, Daavât 29, (3414); Ebü Dâvud, Salât 121, (771); Nesâi, Kıyâmu'lLeyl 9, (3, 209, 210))
AKŞAM VE SABAH YAPILACAK DUALAR
1791 İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) akşam olunca şu duayı okurdu:
Elhamdulillah geceye erdik Mülk de, Allah için geceye erdi AIlah'tan başka ilâh yoktur Tektir, ortağı yoktur Mülk O'nundur, hamdler 0'nàdır, O, her şeye kâdirdir Rabbim! Bu gecede olacak hayrı, bundan sonra olacak hayrı senden taleb ediyorum Bu gecede olacak şerden ve bundan sonra olacak şerlerden sana sığınıyorum Ràbbim! TembeIlikten yaşlılığın kötülüklerinden sana sığınıyorum Rabbim! Cehennem azabından, kabir azabından sana sığınıyorum!
İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) devamla, Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın sabah olunca şu duayı okuduğunu söyledi:
ElhamduIiIIah sabaha erdik Mülk de AIIah için sabaha erdi
Müslim, Zikr 75, (2723); Tirmizi, Daavât 13, (3387); Ebu Dâvud, Edeb 110, (5071)
1792 Ebu Selâm, Hz Enes (radıyallâhu anh)'ten naklediyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim: Kim akşama ve sabaha erdiği zaman: Rabb olarak Allah, din olarak İslâm'a, resül olarak Muhammed (aleyhissalatu vesselâm)'e razı oldukderse onu razı etmek de Allah üzerine bir hak olmuştur
Rezin bu duaya: Kıyamet günüifadesini ilave etmiştir
Ebü Dâvud, Edeb 110, (5072) İbnu Mâce, Dua 14, (3870)
1793 Abdullah İbnu Gannâm elBeyâzi (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim sabaha erdiği zaman: Allahım, benimle veya mahlukatından herhangi biriyle hangi nimet sabaha ermişse bu sendendir Sen birsin, ortağın yoktur, hamdler sanadır, şükür sanadırderse, o günkü şükür borcunu ödemiştir Kim de aynı şeyler akşama erince söylerse o da o geceki şükür borcunu eda eder
Ebu Dâvud, Edeb 110, (5073)
UYUMA VE UYANMA DUALARI
1794 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman şu duayı okurdu: Bize yedirip içiren, ihtiyaçlarımız görüp bizi barındıran AIIah'a hamdolsun İhtiyacını görecek, barınak verecek kimsesi olmayan niceleri var!
Müslim, Zikr 64, (2715); Tirmizi, Daavât 16, (3393); Ebü Dâvud, Edeb 107, (5053)
1795 Hz Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girdiği zaman, ellerine üfleyip Muavvizeteyn'i ve Kul hüvallahu ahad'i okur ellerini yüzüne ve vücuduna sürer ve bunu üç kere tekrar ederdi Hastalandığı zaman aynı şeyi kendisine yapmamı emrederdi
Buhari Fedâilu'lKur'ân 14, Tıbb, 39, Daavat 12; Müslim, Selâm 50, (2192); Muvattâ, Ayn 15, (2, 942); Tirmizi, Daavât 21, (3399); Ebu Dâvud, Tıbb 19, (3902)
1796 Hz Huzeyfe İbnu'lYemân (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) yatağına girince şu duayı okurdu:
Allahım! Senin adınla hayat bulur, senin adınla ölürüm
Sabah olunca da şu duayı okurdu:
Bizi öldürdükten sonra tekrar hayat veren AlIah'a hamdolsun! Zaten dönüşümüz de O'nadır
Buhâri, Daavat 7, 8, 16, Tevhid 13; Tirmizi, Daavât 29, (3413); Ebü Dâvud, Edeb 177, (5049)
1797 Hz Berâ (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Yatağına girdiğin zaman şu duayı oku: Allahım nefsimi sana teslim ettim, yüzümü sana çevirdim, işlerimi sana emanet ettim sırtımı sana dayadım Senin rahmetinden ümitvarım, gazabından da korkuyorum Senin ikabına karşı, senden başka ne melce var, ne de kurtarıcı İndirdiğin Kitab'a, gönderdiğin Peygamber (aleyhissalâtu uesselâm)'e imàn ettim
Eğer bunu okuduğun gece ölecek olursan fıtrat üzere ölmüş olursun Şayet sabaha erersen hayır bulursun
Buhâre, Daavât 7, 9; Tevhid 34; Müslim, Zikr 56, (2710); Tirmizi, Daavat 76, (3391); Ebu Dâvud, Edeb 107, (5046, 5047, 5048)
Tirmizi'nin bir rivayetinde şöyle denmiştir: Resülullah (àleyhissalâtu vesselâm), uyumak isteyince sağ yanı üzerine dayanır ve şöyle dua ederdi: Allàhım! Kullarını topladığın veya yeniden dirilttiğin gün, beni azâbından koru
1798 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) geceleyin uyanınca şu duayı okurdu: Allahım! Seni hamdinle tenzih ederim, Senden başka ilah yoktur Günahım için affını dilerim, rahmetini taleb ederim Allahım ilmimi artır, bana hidayet verdikten sonra kalbimi saptırma Katından bana rahmet lutfet Sen lutfedenlerin en cömerdisin
Ebu Dâvud, Edeb 108, (5061)
1799 Hz Ali (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) yatacağı sırada şu duayı okurdu:
Allahım, kerim olan Zât'ın adına, eksiği olmayan kelimelerin adına, alınlarından tutmuş olduğun hayvanların şerrinden sana sığınırım Allahım sen borcu giderir günahı kaldırırsın Allahım senin ordun mağlub edilemez, và'dine muhalefet edilemez Servet sahibine serveti fayda etmez, servet sendendir Allahım seni hamdinle tesbih ederim
Ebu Dâvud, Ebed 107, (5052)
1800 Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: Bir gün, Hâlid İbnu Velid elMahzumi (radıyallâhu anh):
Ey Allah'ın Resülü, bu gece hiç uyuyamadımdiye Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e yakındı
Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu tavsiyede bulundu:
Yatağına girdinmi şu duayı oku: Ey yedi kat semânın ve onların gölgelediklerinin Rabbi, ey arzların ve onların taşıdıklarının Rabbi, ey şeytanların ve onların azdırdıklarının Rabbi! Bütün bu mahlükâtının şerrine karşı, bana himâyekâr oI! 0l ki hiç birisi, üzerime âni çullanmasın, saldırmàsın Senin koruduğun aziz olur Senin övgün yücedir, senden başka ilah da yoktur, ilah olarak sâdece sen varsın
Tirmizi, Daavât 96, (3518)
1801 İmam Mâlik'ten rivayete göre, ona şu haber ulaşmıştır: Hâlid İbnu'lVelid (radıyallâhu anh), Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e:
Ben uykuda iken korkutuluyorum (Ne yapmamı tavsiye buyurursunuz?)diye sordu Ona şu tavsiyede bulundu:
Allah'ın eksiksiz, tam olan kelimeleri ile O'nun gadabından, ikabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve (beni kötülüğe atan) beraberliklerinden AIlah'a sığınırım! de!
Muvatta, Şi'r 9, (2, 950)
EVDEN ÇIKIŞ VE EVE GİRİŞ DUALARI
1802 Ümmü Seleme (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselam) evinden çıktığı zaman şu duayı okurdu: Allah'ın adıyla Allah'a tevekkül ettim AIIahım! zillete düşmekten, dalâlete düşmekten, zulme uğramaktan, cahillikten, hakkımızda cehalete düşülmüş olmasından sana sığınırız
Tirmizi, Daavât 35, (3423); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5094); Nesâi İstiâze 30, (8,268); İbnu Mâce, Dua 18, (3884)
1803 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Evinden çıkınca kim: Allah'ın adıyla, Allah'a tevekkül ettim, güç kuvvet Allah'tandırderse kendisine: İşine bak, sana hidâyet verildi, kifâyet edildi ve korundun dadenir, ondan şeytan yüz çevirir
Tirmizi, Daavât 34, (3422); Ebü Dâvud, Edeb 112, (5095); Nesâi, İstiâze (8,268)
1804 Ebü Mâlik eIEş'àri (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kişi evine girince şu duayı okusun: AIIahım! Senden hayırlı girişler, hayırlı çıkışlar istiyorum AIIah'ın adıyla girdik, AIIah'ın adıyla çıktık, Rabbimiz AIIah'a tevekkül ettik Bu duayı okuduktan sonra ailesine selam versin
Ebu Dâvud, Edeb, 112, (5096)
OTURMAKALKMA DUALARI
1805 Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) hazretleri buyurdular ki: Kim, malâyâni konuşmaların çok olduğu bir yere oturur da, oradan kalkmazdan önce şu duayı okursa bu yerde oturmaktan hasıl olan günahından arınmış olur:
Allahım! Seni hamdinle tesbih ederim Senden başka ilah olmadığına şehâdet ederim Senden mağfiret diliyorum, Sana tevbe ediyor (af taleb ediyorum)
Tirmizi, Daavât 39, (2329)
1806 İbnu Ömer hazretleri (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir cemaatte oturduğu zaman, ashâbı için şu duayı okumadan nadiren kalkardı:
Allahım! Bize korkundan öyle bir pay ayır ki, bu, sana karşı işlenecek günahlarla bizim aramızda bir engel olsun İtaatinden öyle bir nasib ver ki, o bizi cennete ulaştırsın Yakîninden öyle bir hisse lutfet ki dünyevi musibetlere tahammül kolaylaşsın
Allahım! Sağ olduğumuz müddetçe kulaklarımızdan, gözlerimizden, kuvvetimizden istifade etmemizi nasib et Aynı şeyi bizden sonra gelecek olan neslimize de nasib et İntikamımızı, bize zulmedenlerden almışlardan kıl (mazlumlardan değil) Bize tecavüz edenlere karşı bizi muzaffer kıl Bize, dini musibet verme Dünyayı, ne asıl gayemiz kıl, ne de ilmimizin son hedefi Bize merhametli olmayanı bize musallat etme
Tirmizi Daavât 73, (3497)
SEFERDE OKUNACAK DUA
1807 İmam Mâlik'e ulaştığına göre Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) sefer arzusuyla ayağını bineğinin özengisine koyduğu zaman şu duayı okurdu:
Bismillah! Allahım! Sen seferde arkadaşım, ailemde vekilimsin Allahım, bize arzı dür, seferi kolaylaştır Allahım, yolun meşakkatlerinden, üzüntülü dönüşten, mal ve ailede vuküa gelecek kötü manzaralardan sana sığınıyorum
Muvatta, İsti'zân 34, (2, 977)
1808 İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissâlatu vesselâm), seferden dönerken, uğradığı her tümsekte üç kere tekbir getirir, arkadan da: Lâ ilâhe iIlaIIâhu vahdehu Iâ şerike Ieh, Iehü'Imülkü ve Iehü'Ihamdü ve hüve aIâ külli şey'in kadir (AIIah'tan başka ilah yoktur O tekbir, ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'nadır O herşeye kadirdir) dönüyoruz, tevbe ediyoruz, kulluk ediyoruz, secde ediyoruz, Rabbimize hamdediyoruz AIIah va'dinde sâdık oldu, kuluna yardım etti (Hendek Harbi'nde) müttefik orduları tek başına helâk ettiderdi
Buhâri, Daavât 52, Ömer 12, Cihâd 133, 197, Megâzi 29; Müslim, Hacc 428, (1344); Muvatta, Hacc 243, (1,421); Tirmizi, Hacc 104, (950); Ebu Dâvud, Cihâd 170, (2770)
1809 Hz Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Bir adam Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselam)'e:
Ey Allah'ın Resülü, ben sefere çıkmak istiyorum bana tavsiyede bulun!diye talepte bulundu Efendimiz:
Sana Allah'tan korkmanı ve (yol boyu aştığın) her tepeııin başında tekbir getirmeni tavsiye ediyorum!buyurdu Adam döneceği sırada şu duada bulundu: Allah'ım! Ona uzaklığı dür, yolculuğu kolay kıl
Tirmizi Daavat 47, (3441)
1810 Abdullah elHatmi (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) birisiyle vedalaştı mı şöyle derdi: Dininizi emânetinizi ve işlerinizin âkibetini Allah'ın muhafazasına bırakıyorum
Ebu Dâvud, Cihâd 80 (2600); Tirmizi, Daavât 45, (3439)
1811 Hz Abdullah İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) seferde iken gece olunca şu duayı okurdu:
Ey arz, benim de senin de Rabbimiz Allah'tır Senin de, (sende bulunanların da sende yaratılmış olanların da, senin üzerinde yürüyenlerin de şerrinden Allah'a sığınırım Arslanın, iri yılanın, yılanın, akrebin ve bu beldede ikâmet eden (insilerin ve cinni)lerin, İblis'in ve İblis neslinin şerrinden de Allah'a sığınırım
Ebu Dâvud, Cihâd 80, (2603)
1812 Havle Bintu Hàkim (radıyallâhu anh ) anlatıyor:
Resülullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurmuşlardır ki: Kim bir yerde konakladığı zaman şu duayı okursa, oradan ayrılıncaya kadar ona hiçbir şey zarar vermez: Eüzü bikelimâtillahi'ttâmmât min şerri mâ halâka (Allah'ın eksiksiz, mükemmel kelimeleri ile, yarattıklarının şerrinden AIlah'a sığınıyorum)
Müslim, 54, (2708); Muvatta, İsti'zân 34 (2, 978); Tirmizi, Daavât 41, (3433)
ÜZÜNTÜ VE TASA HALİNDE DUA
1813 Hz Sa'd (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Balığın karnında iken, Zü'nNün'un yaptığı dua şu idi: Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke inni küntü mine'zzâlimin (Allahım! Senden başka ilâh yoktur, seni her çeşit kusurlardan tenzih edirim Ben nefsime zulmedenlerdenim)Bununla dua edip de icâbet görmeyen yoktur
Tirmizi, Daavât 85 (3500)
1814 Hz İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) üzüntü sırasında şu duayı okurdu: Halim ve azim olan Allah'tan başka ilah yoktur Büyük Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur Kıymetli Arş'ın Rabbi, arzın Rabbi, Semâvât'ın Rabbi olan Allah'tan başka ilah yoktur
Buhâri, Daavât 27, Tevhid 22, 23; Müslim, Zikr 83, (2730); Tirmizi, Daavât 40, (8431); İbnu Mâce, Dua 17, (3883)
1815 elHudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gün Mescid'e girdi Orada Ensâr'dan Ebü Ümâme (radıyallahu anh) denen kimse ile karşılaştı Ona:
Ey Ebu Ümâme, niçin seni namaz vakti dışında Mescid'de oturmuş görüyorum?diye sordu
Peşimi bırakmayan bir sıkıntı ve borçlar sebebiyle ey Allah'ın Resülüdiye cevap verdi Bunun üzerine Hz Peygamber (aleyhissalatu vesselâm):
Sana bazı kelimeler öğreteyim mi? Bunları okursan, Allah, senden sıkıntını giderir ve borcunu öder
Evet, ey Allah'ın Resülü, öğret!dedim
Öyleyse, dedi, akşama çıktın mı sabaha erdin mi şu duayı oku: AIlahım üzüntüden ve kederden sana sığınırım Aczden ve tembellikten sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım Borcun galebe çaImasından ve insanların kahrından sana sığınırım
(Ebü Ümâme) der ki: Ben bu duayı yaptım, Allah benden gamımı giderdi, borcumu ödedi
Ebü Dâvud, Salât 367, (1555)
1816 Hz Ebu Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Fâtıma (radıyallâhu anhâ) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek bir hizmetçi taleb etmişti Resülullah ona:
Şu duayı oku(man senin için hizmetçi edinmenden daha hayırlı)dedi:
Allahım! Sen yedi semânın Rabbi, Arşı Âzam'ın Rabbisin Sen bizim Rabbimiz ve herşeyin Rabbisin Tevrat, İncil ve Furkân'ı indiren, tohum ve çekirdekleri açansın Her şeyin şerrinden sana sığınıyorum Her şeyin alnından yapışmışsın (dizginleri senin elindedir) Evvel sensin, senden önce bir şey yoktur Ahir sensin, senden sonra da bir şey kalmayacak Sen zâhirsin, senin üstünde bir şey mevcut değildir Sen bâtınsın, senin dışında bir şey yoktur Benim borcumu öde, beni fukaralıktan kurtar, zengin kıl
Tirmizi, Daavât 68, (3477); İbnu Mâce, Dua, 2 (3831)
1817 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı bir şey üzecek olsa şu duayı okurdu: Yâ Hayyu ya Kayyum, birahmetike estağisu (Ey diri olan, ey Kayyüm olan Rabbim rahmetin adına yardımını talep ediyorum)Ve keza şöyle derdi: Elizzu biyâze'lcelâli ve'lİkrâm(Yâ ze'lcelâli ve'likrâm)i devamlı söyleyin!
Tirmizi Daavât 99, (3522)
1818 Esmâ Bintu Umeys (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: Sana sıkıntı zamanında okuyacağın bir duayı öğreteyim mi?diye sordu ve şu duayı söyledi: Allâhu, Allâhu Rabbi lâ üşriku bihi şey'en (Rabbim Allah'tır, Allah! Ben ona hiçbir şeyi ortak koşmam!)
Ebu Dâvud, Salât 361, (1525), İbnu Mâce, Dua 17, (3882)
1819 İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh) demiştir ki: Kimin sıkıntısı artarsa şu duayı okusun:
Allahım ben senin kulunum, kulunun oğluyum, câriyenin oğluyum, senin avucunun içindeyim, alnım senin elinde Hakkımdaki hükmün caridir Kazan ne olursa hakkımda adalettir Kendini tesmiye ettiğin veya kitabında indirdiğin veya nezdinde mevcut gayb hazinesinden seçtiğin, sana ait her bir isim adına senden Kur'ân'ı kalbimin baharı, sıkıntı ve gamlarımın atılma vesilesi kılmanı dilerim
Bu duayı okuyan her kulun gam ve sıkıntısını Allah gidermiş, yerine ferahlık vermiştir
Mecmau'z Zevaid'de (10, 136) mevcuttur Hâkim'in Müstedrek'inde de (1,509) kaydedilmiş
HAFIZAYI GÜÇLENDİRME DUALARI
1820 Hz İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Hz Ali İbnu Ebi Tâlib (radıyallâhu anh) Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek: Annem ve bâbam sana kurban olsun, şu Kur'àn göğsümde durmayıp gidiyor Kendimi onu ezberleyecek güçte göremiyorumdedi Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ona şu cevabı verdi: Ey EbülHüseyin! (Bu meselede) Allah'ın sana faydalı kılacağı, öğrettiğin takdirde öğrenen kimsenin de istifade edeceği, öğrendiklerini de göğsünde sabit kılacak kelimeleri öğreteyim mi?
Hz Ali (radıyallâhu anh): Evet, ey Allah'ın Rasülü, öğret bana!dedi Bunun üzerine Hz Peygamber şu tavsiyede bulundu:
Cuma gecesi (perşembeyi cumaya bağlayan gece) olunca, gecenin son üçte birinde kalkabilirsen kalk Çünkü o an (meleklerin de hazır bulunduğu) meşhüd bir andır O anda yapılan dua müstecabtır Kardeşim Yà'kub da evlatlarına şöyle söyledi: Sizin için Rabbime istiğfàr edeceğim, hele cuma gecesi bir gelsinEğer o vakitte kalkamazsan gecenin ortasında kalk Bunda da muvàffàk olamazsan gecenin evvelinde kalk Dört rek'àt namaz kıl Birinci rek'atte, Fâtiha ile Yàsin süresini oku, ikinci rek'atte Fâtiha ile Hâmim, edDuhân süresini oku, üçüncü rek'atte Fâtiha ile Eliflammim Tenzilü'ssecde'yi oku, dördüncü rek'atte Fatiha ile Tebareke'lMufassal'ı oku Teşehhüdden boşaldığın zaman Allah'a hamdet, Allah'a senayı da güzel yap, bana ve diğer peygamberlere salat oku, güzel yap Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar ve senden önce gelip geçen mü'min kardeşlerin için istiğfar et Sonra bütün bu okuduğun duaların sonunda şu duayı oku:
Allahım, bana günahları, beni hayatta baki kıldığın müddetçe ebediyen terkettirerek merhamet eyle Bana faydası olmayan şeylere teşebbüsüm sebebiyle bana acı Seni benden râzı kılacak şeylere hüsni nâzar etmemi bana nasib et Ey semâvât ve arzın yaratıcısı olan celâl, ikram ve dil uzatılamayan izzetin sâhibi olan Allahım Ey Allah! ey Rahman! celalin hakkı için, yüzün nuru hakkı için kitabını bana öğrettiğin gibi hıfzına da kalbimi icbâr et Seni benden razı kılacak şekilde okumamı nasib et Ey semâvât ve arzın yaratıcısı, celâlin ve yüzün nuru hakkı için kitabınla gözlerimi nurlandırmanı, onunla dilimi açmanı, onunla kalbimi yarmanı, göğsümü ferahlatmanı, bedenimi yıkamanı istiyorum Çünkü, hakkı bulmakta bana ancak sen yardım edersin, onu bana ancak sen nasib edersin Herşeye ulaşmada güç ve kuvvet ancak büyük ve yüce olan Allah'tandır Ey Ebu'lHasan, bu söylediğimi üç veya yedi cuma yapacaksın Allah'ın izniyle duana icâbet edilecektir Beni hak üzere gönderen Zâtı Zülcelâl'e‚ yemin olsun bu duayı yapan hiçbir mü'min icâbetten mahrum kalmadı
İbnu Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki: Allah'ayemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş veya yedi cuma geçti ki Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar gelerek:
Ey Allah'ın Resülü! dedi, geçmişte dört beş âyet ancak öğrenebiliyordum Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp) gidiyorlardı Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve onları kendi kendime okuyunca Kitabullah sanki gözümün önünde duruyor gibi oluyor Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu Bugün hadis dinleyip sonra onu bir başkasına istediğimde ondan tek bir harfi kaçırmadan anlatabiliyorum
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) bu söz üzerine Hz Ali (radıyallâhu anh)'ye: Ey Ebü'lHasan! Kâbenin Rabbine yemin olsun sen mü'minsin!dedi
Tirmizi, Daavât 125, (3565)
1821 Şeddad İbnu Evs (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) namazda şu duayı okumamızı öğretiyordu:
Allàhım! Senden işte (dinde) sebat etmeyi, doğruluğa da azmetmeyi istiyorum Keza nimetine şükretmeyi, sana güzel ibadette bulunmayı taleb ediyor, doğruyu konuşan bir dil, eğriliklerden uzak bir kalb diliyorum AIIahım, senin bildiğin her çeşit şerden sana sığınıyorum, bilmekte olduğun bütün hayırları senden istiyorum, bildiğin günahlarımdan sana istiğfàr ediyorum!
Tirmizi, Daavât 22, (3404); Nesâi, Sehv 61
GİYİNME VE YEMEK DUALARI
1822 elHudri (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalatu vesselam) elbiseyi yenilediği zaman şu duayı okurdu:
Allahım! Hamd sanadır (giydiği şey ne ise) ismen söyleyerek Bunu bana sen giydirdin Bunun hayırlı olmasını, yapılış gayesine uygun olmasını diliyor, şerrinden ve yapılış gayesine uygun olmamasından da sana sığınıyorum
Ebu Dâvud, Libas 1, (4020); Tirmizi, Libâs 29, (1767)
1823 Ebu Ümâme (radıyallâhu anh) anlatıyor: İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) yeni bir elbise giymişti ve şöyle dua etti: Avretimi örtebileceğim ve hayatta güzellik sağlayabileceğim bir elbise giydiren AIlah'a hamd olsun
Sonra şunu söyledi: Ben Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim: Kim yeni bir elbise giyer, böyle söyler, daha sonra da eskittiği elbiseyi tasadduk ederse, sağken de öldükten sonra da Allah'ın himâyesi, hıfzı ve örtmesi altında olur
Tirmizi, Daavât 119, (3555); İbnu Mâce, Libâs 2, (3557)
1824 Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir şey yeyip içti mi şu duayı okurdu: Bize yedirip içiren ve bizi Müslümanlardan kılan Allah'a hamdolsun
Tirmizi, Daavât 75, (3453); Ebu Dâvud, Et'ime 53, (3850); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3283)
1825 Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim bir şey yer ve: Bana bu yiyeceği yediren ve tarafımdan hiçbir güç ve kuvvet olmadan bunu bana rızık kılan Allah'a hamdolsunderse geçmiş günahları aff olunurdedi
Ebu Dâvud, Libâs 1, (4023); Tirmizi, Da'avât 75, (3454); İbnu Mâce, Et'ime 16, (3285)
Ebu Dâvud'un rivayetinde şu ziyâde var: Kim bir elbise giyer ve: Bunu bana giydirip, tarafımdan bir güç ve kuvvet olmaksızın beni bununla rızıklandıran Allah'a hamdolsunderse geçmiş ve gelecek günahları affedilir
1826 Muâz İbnu Enes (radıyallâhu anh) der ki: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Muhakkak ki Allah, kulun bir şey yiyip hamdetmesinden veya bir şey içip hamdetmesinden razı olur
Müslim, Zikr 89, (2734); Tirmizi, Et'ime 18, (1817)
1827 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd İbnu Ubâde'nin yanında ekmek ve zeytinyağı yemişti Sonunda şöyle bir dua buyurdu:
Yanınızda oruçlular yemek yesin, yemeğinizden ebrarlar yesin, üzerinize melekler dua etsin
Ebu Dâvud, Et'ime 55, (3854)
Ebu Dâvud'un Hz Câbir (radıyallâhu anh)'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir:
Ebû'lHeysem bir yemek hazırladı, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) ve Ashâbın'ı (radıyallâhu anhüm) dâvet etti Hz Peygamber yemekten kalkınca: Kardeşinizi mükâfaatlandırın!buyurdu Ashâb: Mükâfaatı da ne?diye sordular Efendimiz: Kişinin evine girilip yemeği yendi, içeceği içildi mi ev sâhibi için dua edilir İşte bu onun mükâfaatıdırcevabını verdi
KAZAYI HACET DUASI
1828 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) kazâyı hâcet için helâya girdiği zaman şu duayı okurdu:
Allahümme inni eüzu bike mine'lhubsi ve'lhabais (Allahım, pislikten ve (cin ve şeytan gibi) kötü yaratıklardan sana sığınırm
Buhâri, Vudü 9, Da'avât 15; Müslim, Hayz 122, (375); Tirmizi, Tahâret 4, (5); Ebü Dâvud Tahâret 3, (4,5); Nesâi, Tahâret 18, (1, 20)
1829 Hz Âişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) helâdan çıkınca: Gufrâneke (affını taleb ediyorum) derdi
Ebu Dâvud, Tahâret 17, (30); Tirmizi, Tahâret 5, (7); İbnu Mâce, Tahâret 10, (300)
Tirmizi'nin Hz Ali'den kaydettiği diğer bir rivâyette şöyle denir: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Helâya girdiği zaman insanoğlunun avretleri ile cinnilerin gözleri arasındaki perde, kişinin bismillahdemesidir
MESCİDE GİRİŞ ÇIKIŞ DUALARI
1830 Fâtıma Bintu'lHüseyin İbni Ali, büyükannesi Fâtımatu'lKübrâ (radıyallâhu anhâ)'dan naklen anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) mescide girdiği zaman Muhammed (aleyhissalatu vesselam)'e salât (dua) okur, sonra da: Rabbim! günahımı affet, rahmet kapılarını bana açderdi, Çıkarken de yine Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm)'e salât okur, sonra da: Rabbim! günahımı affet, lütuf kapılarını benim için açderdi
Tirmizi, Salât 234, (314)
HİLALİ GÖRÜNCE OKUNACAK DUALAR
1831 Talha İbnu Ubeydillah (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) hilâli görünce şu duayı okurdu: Allahım, Ay'ın hilâl devresini bize bereketli, imanlı, selâmetli ve İslâm üzere geçir (Ey hilâl) benim de senin de Rabbin Allah'tır
Tirmizi, Daavât 52, (3447)
1832 Katâde (rahimehullah)'ye ulaştığına göre, Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) hilâli görünce şu duayı okurmuş: Hayırlı ve istikametli bir ihtilaI (devresi diliyorum)bunu üç kere söyledikten sonra, Seni yaratan AIIah'a inandım
Bunu da üç kere tekrar ettikten sonra: Ayını çıkarıp Ayını getiren Allah'a hamdolsundermiş
Ebu Dâvud, Edeb 111 (5092)
Ebü Dâvud'un yine Katâde'den kaydettiği bir diğer rivâyetinde:
Resulullah (aleyhissalatu vesselâm), hilâli görünce yüzünü ondan çevirirdidenmektedir
GÖK GÜRLEYİNCE, RÜZGÂR ESİNCE, BULUT ÇIKINCA OKUNACAK DUA
1833 İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) gök gürleyip, şimşek çakınca şu duayı okurdu:
Allah'ım bizi gadabınla öldürme, azabınla da helâk etme, bu (azabı)ndan önce bize afiyet (içinde ölüm) ver
Tirmizi, Daavât 51, (3446)
1834 Hz Âişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) ufukı semâda bir bulut belirtisi gördü mü işi terkeder, namazda idiyse kısa keser ve şu duayı okurdu: Allah'ım, bunun şerrinden sana sığınırımYağmur başlarsa: Allah'ım, boI yağmur, faydalı yağmur (ver)derdi
Ebü Dâvud, Edeb,113, (5099); İbnu Mâce, Dua 21, (3889)
1835 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) rüzgâr estiği zaman şu duayı okurdu: AIIah'ım, senden bunun hayrını ve bunda olan (menfaatların da) hayrını ve bunun gönderiliş maksadındaki hayrı da istiyorum Bunun şerrinden, bunda olanın şerrinden, burcunla gönderilen şeyin şerrinden de sana sığınıyorum
Buhâri, Bed'ülHalk 5, Tefsir, Ahkâf 2, Edeb, 68; Müslim, İstiskâ 14, (899); Tirmizi, Daavât 50, (3445)
1836 Yine Tirmizi'de Übey İbnu Kà'b (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) buyurdular ki: Rüzgâra küfretmeyin Hoşunuza gitmeyen bir rüzgar görünce: Allah'ım, senden bunun hayrını taleb ediyorumdeyin
Tirmizi, Fiten 64, (2253)
AREFE GÜNÜ VE KADİR GECESİ DUASI
1837 Amr İbnu Şuayb an Ebihi an Ceddihi (radıyallâhu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Duaların en faziletlisi àrefe günü yapılan duadır Ben ve benden önceki peygamberlerin söyledikleri en faziletli söz, lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike leh lehü'lmülkü ve lehü'lhamdü ve hüve alâ külli şey'in kadir (Allah'tan başka ilah yoktur, O tektir, O'nun ortağı yoktur, mülk O'nundur, hamd O'na aittir O, herşeye kâdirdir) sözüdür
Muvatta, Kur'ân 32, (1, 214, 215); Tirmizi, Da'avât 133, (3579)
1838 Hz Aişe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: Ey Allah'ın Resülü, dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?Şu duayı okumamı söyledi:
Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'lafve fa'fu anni (Allahım! Sen affeedicisin, affı seversin, beni affet
Tirmizi, Da'avât 89, (3508)
HAPŞIRANIN DUASI
1839 Âmir İbnu Rebia (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)ın arkasında namaz kılan birisi, namazda hapşırdı ve şu duayı okudu: Mübarek (heyrı boI), ihlaslı ve çok hamdle Allah'a hamdederiz, tâ Rabbimiz razı oluncaya kadar; dünya ve âhiret işindeki rızasından sonra da (hamdimize devam ederiz)Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namazdan çıktıktan sonra: Namazda dua okuyan kimdi?diye sordu Ancak okuyan kişi süküt etti Resülullah (aleyhissalatu vesselâm) tekrar sordu:
Duayı kim okudu? Zira fena bir şey söylemediBunun üzerine adam: Bendim, bu dua ile sâdece hayır murad ettimdedi Efendimiz:
(Duanız) Rahman'ın Arşına kadar yükseldibuyurdu
Ebü Dâvud, Salât 121, (770, 774); Tirmizi, Salât 296, (404); Buhâri, Ezan 115, (muhtasaran); Muvatta, Kur'àn 25, (1, 212); Nesâi, İftitah 112 (2,196)
1840 Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Sizden biri hapşırınca Elhamdülillah alâ külli hâl(Her hal için elhamdülillah) desin Kardeşi de yahut arkadaşı da ona Yerhamükâllahdiye cevap versin (Kardeşi bunu) kendisi için söyleyince, hapşıran da Yehdikümullah ve yuslih baleküm (Allah size de hidâyet versin ve işinizi düzeltsin) desin
Buhâri, Edeb 126, Ebü Dâvud, Edeb 99, (5033)
HZ DAVUD (aleyhisselam)'UN DUASI
1841 Ebü'dDerdâ (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Hz Dâvud (aleyhisselâm)'un duaları arasında şu da vardır: Allahım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak ameli taleb ediyorum Allah'ım! Senin sevgini nefsimden, âilemden, malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl
Ebü'dDerdâ der ki: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz Dâvud'u zikredince, onu insanların en âbidi (yani çok ve en ihlaslı ibadet yapanı)olarak tavsif ederdi
Tirmizi, Da'avât 74, (3485)
Hz YUNUS (aleyhisselam) KAVMIN DUASI
1842 Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) Resülullah'a ref ederek demiştir ki: Yunus kavminin duaları arasında şu da vardı: Ey diri olan, ey (mahlükata) kıyam veren, ey hiçbir hayat sâhibinin olmadığı zamanda hayat sâhibi olan, ey hayat veren, ey ölüm veren, ey celâl ve ikrâm sâhibi!
Rezin ilavesidir
BELAYA UĞRAYANI GÖRÜNCE OKUNACAK DUA
1843 Hz Ömer ve Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anhümâ) anlatıyorlar: Resülullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: Kim bir belaya uğrayanı görünce şu duayı okursa: Seni imtihan ettiği şeyde bana âfiyet veren ve birçok yarattığından beni üstün kılan Allah'a hamdolsun!Artık yaşadığı müddetçe, bu bela ne olursa olsun ona mâruz kalmaktan muaf kılınır
Tirmizi, Da'avât 38, (3427, 3428); İbnu Mâce, Dua 22, (3892)
Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh)'nin bir rivayetinde sâdece: Bu bela ona isâbet etmezdenmiştir
SEBEBE VE VAKTE BAĞLI OLMAYAN DUALAR
1844 Hz Ebü Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) dua ederken şunu söylerdi: Allahım, dinimi doğru kıl, o benim işlerimin ismetidir Dünyamı da doğru kıl, hayatım onda geçmektedir Ahiretimi de doğru kıl, dönüşüm orayadır Hayatı benim için her hayırda artma (vesilesi) kıl Ölümü de her çeşit şerden (kurtularak) rahat(a kavuşma) kıl
Müslim, Zikr 71, (2720)
1845 Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah'ın duasının çoğu: Allahümme âtina fi'ddünya haseneten ve fi'l âhireti haseneten ve kınâ azâbe'nnâr (Allahım bize dünyada da bir hayır, ahirette de bir hayır ver, bizi cehennem azâbından koruidi
Buhâri, Daavât 55, Tefsir, Bakara 36; Müslim, Zikr 26, (2690; Ebü Dâvud, Salât 381, (1519)
1846 Yine Hz Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Kim cenneti üç kere isterse, cennet: AIIah'ım onu cennete koyder Kim AIIah'tan üç sefer ateşe karşı koruma taleb ederse, cehennem: AIIah'ım onu ateşten koruder
Tirmizi, Cennet 27, (2575); Nesâi, İsti'âze 56, (8, 279); İbnu Mâce, Zühd 39, (4340)
1847 Hz AIi (radıyallâhu anh)'nin anlattığına göre, Bir mükâteb ona gelerek: Kitâbet borcumu ödemekten âciz kaldım, bana yardım etdedi Ona şu cevabı verdi: Sana, Resülullah (aleyhissalâtu vesseIâm)'ın bana öğretmiş bulunduğu bir duayı öğreteyim (Onu okuduğun takdirde) Sıyr dağı kadar borcun da olsa, Allah onu sana bedel öder Şöyle diyeceksin: AIIah'ım, yeterince helalinden vererek beni haramından koru Lütfunla ver, başkasına muhtaç etme
Tirmizi, Daavât 121, (3558)