Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Duaya Cevap; Fiilî ve Hâlî Dua, Kalbî ve Kâlî Dua

Duaya Cevap; Fiilî ve Hâlî Dua, Kalbî ve Kâlî Dua

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
İmân, duâyı bir vesîlei katiye olarak iktizâ ettiği; ve fıtratı insaniye onu şiddetle istediği gibi, Cenâbı Hak dahi Duânız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?meâlinde, 1 ferman ediyor Hem, 2 emrediyor

Eğer desen: Birçok defa duâ ediyoruz, kabul olmuyor Halbuki, âyet umumidir; her duâya cevap var,ifade ediyor

Elcevap: Cevap vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır Her duâ için cevap vermek var; fakat kabul etmek, hem aynı matlûbu vermek Cenâbı Hakkın hikmetine tâbidir

Meselâ, hasta bir çocuk çağırır: Yâ hekim, bana bak
Hekim Lebbeyk,der Ne istersin?Cevap verir
Çocuk Şu ilâcı ver banader
Hekim ise, ya aynen istediğini verir, yahut onun maslahatına binâen ondan daha iyisini verir, yahut hastalığına zarar olduğunu bilir, hiç vermez

İşte, Cenâbı Hak Hakîmi Mutlak, hâzır, nâzır olduğu için, abdin duâsına cevap verir Vahşet ve kimsesizlik dehşetini, huzûruyla ve cevabıyla ünsiyete çevirir Fakat, insanın hevâperestâne ve heveskârâne tahakkümüyle değil, belki hikmeti Rabbâniyenin iktizâsıyla, ya matlûbunu veya daha evlâsını verir veya hiç vermez

Hem, duâ bir ubûdiyettir; ubûdiyet ise, semerâtı uhreviyedir Dünyevî maksadlar ise, o nevi duâ ve ibâdetin vakitleridir; o maksadlar, gâyeleri değil Meselâ, yağmur namazı ve duâsı bir ibâdettir Yağmursuzluk, o ibâdetin vaktidir; yoksa, o ibâdet ve o duâ, yağmuru getirmek için değildir Eğer sırf o niyet ile olsa, o duâ, o ibâdet hâlis olmadığından, kabule lâyık olmaz Nasıl ki, güneşin gurûbu, akşam namazının vaktidir; hem güneşin ve ayın tutulmaları, küsûf ve husûf namazları denilen iki ibâdeti mahsusanın vakitleridir Yani, gece ve gündüzün nurânî âyetlerinin nikaplanmasıyla bir azameti İlâhiyeyi ilâna medâr olduğundan, Cenâbı Hak, ibâdını, o vakitte bir nevi ibâdete dâvet eder Yoksa, o namaz, açılması ve ne kadar devam etmesi, müneccim hesâbiyle muayyen olan ay ve güneşin husûf ve küsûflarının inkişafları için değildir Aynı onun gibi, yağmursuzluk dahi, yağmur namazının vaktidir Ve beliyyelerin istilâsı ve muzır şeylerin tasallutu, bâzı duâların evkâtı mahsusalarıdır ki, insan o vakitlerde aczini anlar; duâ ile, niyaz ile Kadîri Mutlakın dergâhına ilticâ eder Eğer duâ çok edildiği halde, beliyyeler def' olunmazsa, denilmeyecek ki, Duâ kabul olmadıBelki denilecek ki, Duânın vakti, kazâ olmadıEğer Cenâbı Hak, fazl ve keremiyle, belâyı ref' etse, nurun alâ nur, o vakit duâ vakti biter, kazâ olur

Demek duâ, bir sırrı ubûdiyettir Ubûdiyet ise, hâlisen livechillâh olmalı Yalnız aczini izhâr edip, duâ ile Ona ilticâ etmeli; Rubûbiyetine karışmamalı Tedbîri Ona bırakmalı, hikmetine itimad etmeli, rahmetini ittiham etmemeli

Evet, hakikati halde, âyâtı beyyinâtın beyânıyla sabit olan budur ki: Bütün mevcudât, herbirisi birer mahsus tesbih ve birer hususi ibâdet, birer has secde ettikleri gibi; bütün kâinattan dergâhı İlâhiyeye giden, bir duâdır

Ya istidad lisâniyledir bütün nebâtât ve hayvanâtın duâları gibi ki, herbiri lisânı istidadıyla Feyyâzı Mutlaktan bir sûret talep ediyorlar ve esmâsına bir mazhariyeti münkeşife istiyorlar

Veya ihtiyacı fıtrî lisânıyladırbütün zîhayatın, iktidarları dahilinde olmayan hâcâtı zarûriyeleri için duâlarıdır ki, herbirisi o ihtiyacı fıtrî lisâniyle Cevâdı Mutlaktan idâmei hayatları için bir nevi rızık hükmünde bâzı metâlibi istiyorlar

Veya lisânı ıztırârıyla bir duâdır ki, muztar kalan herbir zîruh, katî bir ilticâ ile duâ eder, bir hâmîi meçhûlüne ilticâ eder, belki Rabbi Rahîmine teveccüh eder

Bu üç nevi duâ bir mâni olmazsa dâimâ makbuldür

Dördüncü nevi ki, en meşhurudur, bizim duâmızdır Bu da iki kısımdır: Biri fiilî ve hâlî, diğeri kalbî ve kâlîdir

Meselâ, esbâba teşebbüs, bir duâi fiilîdir Esbâbın içtimâı, müsebbebi icad etmek için değil, belki lisânı hal ile müsebbebi Cenâbı Haktan istemek için, bir vaziyeti marziye almaktır Hattâ çift sürmek, hazînei rahmet kapısını çalmaktır Bu nevi duâi fiilî, Cevâdı Mutlakın isim ve ünvânına müteveccih olduğundan, kabule mazhariyeti ekseriyeti mutlakadır

İkinci kısım, lisân ile, kalb ile duâ etmektir; eli yetişmediği bir kısım metâlibi istemektir Bunun en mühim ciheti, en güzel gâyesi, en tatlı meyvesi şudur ki: Duâ eden adam anlar ki, birisi var; onun hâtırâtı kalbini işitir, her şeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder

İşte ey âciz insan ve ey fakir beşer! Duâ gibi hazînei rahmetin anahtarı ve tükenmez bir kuvvetin medârı olan bir vesîleyi elden bırakma Ona yapış; âlâyı illiyyîni insaniyete çık Bir sultan gibi, bütün kâinatın duâlarını kendi duân içine al, bir abdi küllî ve bir vekili umumi gibi de, kâinatın güzel bir takvîmi ol


1 Furkan Sûresi: 77
2 Bana duâ edin, size cevap vereyim (Mü'min Sûresi: 60)


Bediüzzaman Said Nursî


 
858,472Konular
981,207Mesajlar
29,544Kullanıcılar
Aal01Son üye
Üst Alt