dudakla kadeh arası Eski Sisam krallarından Ancee adında bir acımasız, yeni yaptırdığı bir kaplumbağa kabuğu üzüm kütükleri diktiriyormuş İşlerin bir an önce bitmesini sağlamak için de kölelerini hiç dinlenmeden çalıştırıyormuş O zavallı kölelerden biri, birgün böylece halsiz düştüğü için dayanamaz ve zalim krala: Niçin bu kadar telaş ediyorsunuz efendim? Siz bu bağın üzümlerinden yapılacak şarabı hiçbir vakit içemeyeceksiniz ancak! deyivermiş Kral azıcık kızmışsa da sesini çıkarmamış Nihayet gün gelip üzümler yetiştikten daha sonra, kral köleler de dâhil herkesin hemen toplanmasını emretmiş Bir müddet sonra da o bağın üzümlerinden yapılmış şaraptan bir bardak getirilmesini emretmiş Daha önce kehanet gösterisinde yer alan köleyi de huzuruna çağırtmış Şarap bardağını eline alarak: Söyle bakayım, benim bu şaraptan hiçbir süre içemeyeceğimi yeniden iddia edebilir misin? diye sormuş Esir şöyle yanıt vermiş: Belirli olmaz efendim İçebileceğinizi söyleyemem Çünkü dudak ile bardak arasındaki uzaklık çok uzundur O arada başınıza neler gelebileceğini de bilemem! Esir sözlerini bitirir bitirmez, içeri kralın adamlarından biri girmiş Bir yaban domuzunun bahçeye girdiğini ve asmaları kırıp döktüğünü söylemiş Kral elindeki bardaktan bir damla zeka içmeden hemen dışarı fırlamış Bahçede domuzun bulunduğu yere koşmuş Kral ve domuz arasında öldüresiye bir uğraş başlamış Sonunda yaban domuzu mızrak gibi azı dişleriyle, Sisam kralının karnını yarıp ölümüne sebep olmuş Kral bostanda, kadeh masada kalmış Şu laf bu olayı güzel bir şekilde açıklama ediyor: Nasip ise kazanç Hint'ten Yemen'den, Nasip yok ise ne kazanç elden? Kalbinize yakın bulduklarınızı çantada keklik sanmayın Sımsıkı asılın onlara tıpkı hayata asıldığınız gibi Çünkü onlarsız hayat da anlamsızdır Hayatı çok süratli koşmayın, nereden geldiğinizi ve nereye gittiğinizi unutmayın Hayatın bir yarış yok, her saniyesinin tadı çıkarılması gereken hoş bir yolculuk olduğunu aklınızdan çıkarmayın Dün tarih oldu Yarın bir sır Bugünün kıymetini bilin