Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Dünden Bugüne İhya ve İhya Hareketleri

Dünden Bugüne İhya ve İhya Hareketleri

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Insan, ilahi bir misyon geregi yaratilmislarin en üstünü olarak, ulvi meziyetlerle en güzel bir sekilde yaratilmistir Fizyolojik üstünlükler basta olmak üzere mükemmel bir yaratilisa sahip olan insanin en önemli özelligi isimleri bilmesidirİnsanin bu özelligi, sosyal hayat sartlarinda karsilasmis oldugu her türlü olay ve olguyu teshis edebilmesidir Bu özelligin en önemli unsuru akildüsünmedir

Hiç süphe yok ki, insani diger yaratiklardan ayiran en önemli özelligi, akilli olmasi ve bunun neticesinde günden güne degisiyor ve gelisiyor olmasidir Fakat, insanin bu degisimi ve gelisimi sosyal hayat sartlarindan bagimsiz olarak düsünülemeyeceginden ötürü, insanin bu degisim ve gelisim yüce yaraticinin koymus oldugu kevni kaidenin bir parçasi olarak degerlendirilmelidir

Ilk insanin yaratilisindan itibaren sayilari bile belli olmayanpeygamberlerin gönderilisi insanin, tarihten günümüze süregelen bu degisiminin bir örnegidir Her peygamber kendisinden önceki peygamberin seriatini ortadan kaldirmak suretiyle yeni bir seriat ile gönderiliyor ve sartlarin degismesiyle de onun da yerine baska bir peygamber gönderilerek sosyal ve dini hayat belirli ama geçici kurallara baglaniyordu Bu degisimin son halkasiysa Peygamberimiz(sav)(dir

Islam ve Degisim

Islam, sosyal sartlarin degismesine paralel olarak gündeme gelen ve yenilenen bir dindir Gelisen sartlar sürekli olarak dini kültürün yenilenmesini zorunlu kilmaktadir Çünkü Islam, Yüce Yaratici'nin kanunlarinin pratik hayata indirgenmesi, uyarlanmasi demektir Pratik hayat gelistikçe, Ilahi hükmü pratige indirgemenin sekli de degiseceginden ötürü hayata iliskin pratikler, seriatin gerektirdigi hareket biçimleri olarak yansimalidir Zira bu yönde olmayan bir degisim degisim olmaktan çok bir sapma olacaktir

Diger taraftan degisime konu olan düsüncenin vahye dayali olmasi degisimin hangi boyut ve sinirlarda olmasi gerektigi sorununu beraberinde getirmektedir

O halde Islami düsünce nasil yenilenmelidir?

Dini düsünce, müslüman bireylerin akliyla dinin hükümleri arasindaki etkilesim sonucu ortaya çikan bir düsüncedir Bu düsünce müslümanlarin sahip olduklari bilgi birikimiyle sekillenir ve sartlardan etkilenir Bu düsüncenin, reailetyle iç içe olmasi realiteye bagli olarak degismesini de beraberinde getirmektedir Pratikle böyle bir etkilesim halinde olan Islami düsünce, pratigin degisen yönü ve degisim hizi oraninda degisiklige ugrar Degismeyen mutlak ve ezeli bir hakikate dayanan dini düsüncenin degismesi demek, bu düsüncenin sahip oldugu kültürel, sosyal ve entellektüel unsurlarin degismesi demektir

Islami düsüncenin, gelisen hayat sartlarina bagli olarak degismesi neticesinde dini hayatta ortaya çikacak yenilenme hamlesi, ihya olarak tanimlanabilir Dini düsünce için gerekli olan ihya hareketi kesintisiz bir yasamin geregidir Zira degisen hiç bir durum veya geçen hiç bir zaman dilimi yoktur ki, imani bir sekilde imtihan etmesin Bu da hiç süphe yok ki, yeni durum karsisinda imanin yenilenmesini gerektirmektedir Kuran'in sürekli olarak inananlara iman etmelerini, salihlere de iyilik yapmalarini tavsiye etmesinden kasit, hayat esnasinda varilan yeni merhale için imani bir tavir gelistirmelerini istemesidir

Dünden Bugüne Ihya Hareketleri

Islam'da ihya hareketleri, düsüncenin gelismesine bagli olarak belirli dönemlerde yogun bir sekilde ortaya çikmisken, kimi dönemlerde düsünsel atalete bagli olarak kesintiye ugramistir Hz Adem'den günümüze kadar degisen sartlarin etkisiyle ortaya çikan bu ihya hareketlerinin en önemli önderleri süphe yok ki peygamberlerdir Bu gelenegin en son temsilcisi Hz Muhammed (sav)'dir

Hz Adem'e dayanan Islam düüncesi genel itibariyle en son ve nihai seklini Hz Peygamberimiz (sav) döneminde almistir Kemale ermis bir dinin Ilahi esaslarina dayanan bu düsünce temel ilkeler itibariyle ilelebet degismeyecek bir temele dayanmaktadir Bu temel ise vahiydir Iste dinanizmini bu temelden alan Islami düsünce ve bu düsünceye dayali olarak hayatin insa edilmesi Hz Peygamber tarafindan gerçeklestirilmekteydi Seçilmis bir önder olarak Hz Peygamber (sav) kendi dönemi için sosyal hayatin düzenlenmesi ve dini düsüncenin degisen sartlara göre vahiy dogrultusunda sekillendiricisi konumundadir Hayatin yeni sorun ve sorumluluklarina karsi tek merci 23 sene boyunca ilahi bir kaynaktan beslenen Hz Peygamber (sav)'dir Hz Peygamber'den (sav) sonraki dönemde ise; Sahabe ve Tabiün, Peygamber'in kendileri için insa etmis oldugu, Kur'an ve Sünnet'e dayali düsünce sistemini benimsemislerdir O dönemlerde, sosyal yapinin kompleks bir mahiyet arzetmemesi, yakin zamanda yasamis olan Peygamber'in örnekligipratikligi, onlar için yol gösterici konumundadir

Emeviler Dönemi

Islam, ilk dönemlerde bütün gayretini kendi çagrisini

daha genis kitlelere yaymak amacina sarfetmistir Bu davet, Emeviler döneminde mahiyet ve kimlik degistirmistir Çünkü fetihler neticesinde Islam'a kazandirilmis degisik kültürler, müslümanlari asli koruma adina bid'atlere ve inançsal bozulmalara yöneltmistir Düsünsel anlamdaki bu mücadele inanci korumak amaciyla distan içe dogru bir yola izlemistir Nitekim, akilci metod araciligiyla inançsal bozulmalara maksimum düzeyde çözüm bulabilen mutezile mezhebi de bu dönemde tesekkül etmistir Bu noktadan itibaren gerek devlet adamlari ve gerekse Islam alimleri, Islam'in yayilip gelismesi için degil; İslam'ın bekasi ve selameti için mücadele vermislerdir

Abbasiler Dönemi

Emeviler döneminde baslayan ve İslam'in selametini öngören çabalar Abbasiler döneminde daha yogun bir sekilde görülmektedir Bir yandan resmi çabalar diger taraftan devlet destekli tercüme faaliyetleri bu dönemde baslamistir

Abbasiler döneminde Bagdat'in Mogollar tarafindan isgal edilerek sagmalanmasi, yakilip yikilmasi ve Bagdat'ta bulunan kütüphanelerin yakilmasi müslümanlar üzerinde yapmis oldugu tahribatin yaninda, o dönemden itibaren genel anlamda bir duraklama dönemine girmelerine sebep oldu Bu dönemde yasanan düsünsel ataletin bir sebebi olarak mevcudu muhafaza ederek onnla yetinme mantigi duraklamaya sebep olurken, o dönemde ortaya çikmis müstesna kisilikler konjönktürün etkisiyle sivri çikislar yapmislardir Ancak bu, yasanan dönemle sinirli olarak kaldi ve sartlarin da degismesiyle etki gücünü kaybetti Iste bunlardan birisi, felsefeye getirmis oldugu elestirilerle taninan ve bütün mesaisini dönemin taassubunu ayiklama çabasi içersinde harcayan Ibni Teymiyye'dir

O, herseye ragmen Allah'ıin rizasi olan tek din İslam'ı hakim kilmak, O'nu gönderildigi sekilde açiklamayi amaçlamistir O dönemde son derece yaygin olan tasavvufu elestiri konusu edinen Ibni teymiyye içtihadin ilk dönem alimlerinde oldugu gibi, sorunlara çözüm arama vesilesi olmaktan çikartilarak dejenere olmasina da elestiri getirir Bu sekilde kavramlarin gerçek anlamini kazandirma çabasi içersinde olan Ibni Teymiyye'nin öze dönüsçagrisi engellemeler neticesinde karsiligini bulamamistir Genel itibarla konjonktür adamıdiye nitelenebilecek olan Ibni teymiyye'nin pek fazla basarili olmadigiini söylemek yanlis olmayacaktir

Sah Veliyullah Dehlevi

Hindistan'da Delhi (Dehli) yakinlarinda yasayan Sah Veliyullah Dehlevi, döneminin cahiliyye adetlerine karsi vermis oldugu mücadele ile taninir Bu mücadelesi yasadigi sartlar geregi fiili olmayip, Islam'ın yüce degerlerini savunarak cahili gelenege karsi bir mücadele mahiyetindedir

Dehlevi, Ilk olarak tarihmefhumunun yeni bastan ele alinmasi gerektigini söyler O, Islam tarihini, müslümanlarin tarihinden ayirarak, Islam tarihinin ayri ayri dönemlerini incelemeye çalisir Bu dönemlerde müslümanlarin inançlarina karisan cahili unsurlari ayirarak, gerek estetik, gerekse ilim ve siyaset alanlarinda bir takim yozlasmalari tesbit etmeye çalisir Özellikle hilafetin gerçek misyonunun icra edilmediginden, dolayisiyla sosyal haytta birtakim müesseselerin kontrolsüz kaldigini düsünen Dehlevi, içtihad ruhunun yok olusundan ötürü muzdariptir Taklidin insanlari birtakim dogmalara sevkettigini belirterek, içtihadi terkeden alimleri agir bir sekilde elestirir

 
858,496Konular
981,802Mesajlar
29,869Kullanıcılar
lazzooSon üye
Üst Alt