Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Dünya Kiliseler Konseyi Doğu Afrika Genel Sekreteri Rahibin Müslüman Oluşu

Dünya Kiliseler Konseyi Doğu Afrika Genel Sekreteri Rahibin Müslüman Oluşu

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
KİLİSE’DEN CAMİYE EBU BEKİR JOHN MWAİPO’NUN GERÇEĞİ ARAYIŞI

Ayten Yadigar


HİDAYET ÖYKÜLERİ


KİLİSE’DEN CAMİYE

EBU BEKİR JOHN MWAİPO’NUN GERÇEĞİ ARAYIŞI


“Dünya Kiliseler Konseyi Doğu Afrika Genel Sekreterliğine atanmış bir rahibin,

yeryüzündeki tek gerçek dini bulma yolundaki ilginç arayış öyküsü



Hazırlayan: Ayten Yadigâr


ALTMIŞ BİR YIL KADAR ÖNCE, Tanzanya’da, Uganda sınırına yakın bir yerleşim yerinde doğdum İsmimi Martin John koyan ailem tarafından, iki yaşındayken vaftiz edildim Yedi yaşına geldiğimde, benim diğer çocuklardan farklı olduğumu düşünen ailem için âdeta bir gurur kaynağıydım Kilisede ayinler esnasında rahip yardımcılığını mükemmel bir şekilde yürüttüğümü gören babam, bundan etkilenerek, geleceğim hakkında kendince plânlar yapıyordu Daha sonraları yatılı okulda okurken bana bir mektup yazarak, rahip olmamı istediğini belirtti Hemen her mektubunda bu isteğini dile getiriyordu Halbuki ben polis olmak istiyordum

AFRİKADA’Kİ yaygın gelenek, çocukların belli bir yaştan sonra ailelerinden bağımsız olarak istediklerini yapabildikleri Avrupa’daki anlayıştan tamamen farklıydı ve anne babanın isteklerine öncelik verilirdi Babam da, ölmeden önce benim bir rahip olduğumu görmek istiyordu Ben de kendi isteğimden vazgeçerek, 1964’te kilise yönetimi üzerine eğitim görmek amacıyla İngiltere ve Almanya’da bulundum Eğitimimi tamamladıktan bir yıl sonra, aktif göreve başladım Bu arada mastır ve doktora çalışmalarıma devam ettim Bu dönem hiçbir şeyi sorgulamaksızın, sadece yapılması gerektiğini düşündüğüm şeyleri yerine getirdiğim yıllardı


Bilgim arttıkça değişmeye başladığımı hissettim ve doktora çalışmam sırasında kendi kendime sorular sormaya başladım

“Hıristiyanlık, İslâm, Musevilik ve Budizm gibi dinlerin her biri gerçek din olduğunu iddia ediyor Peki gerçek hangisi? Ben gerçeği bulmak istiyorum

Bu tür düşüncelerle başlayan araştırmalarım neticesinde mevcut dinleri bir elemeye tâbi tutarak sonunda dört büyük din olduğu kanaatine vardım Bu arada İslâm’ın kutsal kitabı olan Kur’an’ı satın alıp incelemeye karar verdim

Kur’an’ı okuyup anlamaya çalışırken rastladığım, “De ki, O Allah birdir Herşey her hâlinde o Allah’a muhtaçtır; O hiçbir şeye muhtaç değildir O doğmamış, doğurulmamıştır Hiçbir şey O’na denk olmamıştır (İhlas Suresi) ifadeleri son derece dikkatimi çekmişti Belki o zamanlar farkında değildim ama, bugün, o sureyi okuduğum sırada, yüreğime ilk İslâm tohumlarının ekilmiş olduğuna inanıyorum Daha sonraki araştırmalarım neticesinde Kur’an’ın vahy edildikten sonra insanlar tarafından tahrif edilmemiş tek mukaddes kitap olduğunu keşfettim Doktora tezimin sonuç kısmında bunu ifade ettim Doktora derecemi verip vermeyecekleri konusunda tereddütlerim vardı Ancak bunu önemsemiyordum Çünkü bu noktada sadece gerçeği arayan biriydim ve gerçek de buydu


BİR GÜN birlikte çalıştığım ve değer verdiğim bir profesörün gözlerinin içine bakarak:

“Dünyadaki tüm dinler içinde hangisi en gerçek? sorusunu yönelttim

“İslâm diye cevapladı

“O halde niçin Müslüman değilsin? diye tekrar sorduğumda ise:

“Bir kere Araplardan hiç hoşlanmam İkincisi sahip olduğum lüks hayat şartlarını görmüyor musun? İslâm için tüm bunlardan vazgeçeceğimi mi düşünüyorsun? yanıtını aldım

Profesörün verdiği cevabı ve içinde bulunduğum durumu düşündüm Ben de bulunduğum mevki itibarıyla sahip olduğum imkânlardan vazgeçebilecek bir konumda değildim ve bu düşünceyle bir yıl kadar İslâm’ı zihnimden uzak tutmaya çalıştım Ancak rüyalarımda, özellikle de Cuma geceleri, sık sık Kur’an âyetleri ve beyazlar giymiş insanların çağrılarını duyuyordum


NİHAYET 22 Aralık 1986’da, Noel’den tam iki gün önce İslâm dinini resmen kabul ettiğimi açıkladım Hristiyanlığı bırakarak İslâm’ı seçtiğimi ilân ettiğimde, kilise cemaati büyük bir şok yaşadı Kilise yönetiminde yer alanlar benim delirmiş olduğumu düşündüler Hatta bu ‘deli’ adamın alınıp götürülmesi için polis bile çağırdılar Ve Müslüman bir arkadaşım gelip kefaretimi ödeyene kadar, bütün geceyi orada geçirdim

Bundan sonra hayatımda bir dizi değişiklikler meydana geldi Öncelikle kilise, bana tahsis edilen ev ve arabayı geri aldı Din değiştirdiğimi öğrenen eşime Müslüman olması konusunda bir baskı yapmayacağımı söylememe rağmen söylediklerimi dinlemedi bile, çocukları da alarak beni terk etti Annem ve babam da kendilerini ziyaret etmezden önce her şeyi duymuşlardı Görüştüğümüzde babam hemen İslâm’ı reddettiğimi ifade eden bir açıklama yapmamı, annem de benden kesinlikle saçma sapan şeyler duymak istemediğini söyledi Yapayalnız kalmıştım Bana karşı böyle bir tavır almış olsalar da onları affediyorum Çünkü bilinçli hareket etmemişlerdi Onların İncil’i bizzat okuyamadıklarını, tüm dinî bilgilerinin rahibin okuyup anlattıklarıyla sınırlı olduğunu biliyordum


BİR GECE aileme misafir olduktan sonra atalarımın geldiği topraklar olan Kyela bölgesine doğru yola çıktım Yolculuğum sırasında ileride eşim olacak Rahibe Gertrude ile karşılaştım Busale adında bir köyde konakladım Yaşlı bir adamın yardımıyla geceyi geçirebileceğim bir yer temin ettim Sabah olduğunda okuduğum ezan köylüleri oldukça şaşırttı ve benim gibi ‘deli’ bir adamı ne diye misafir ettiği konusunda ev sahibime sorular sormaya başladılar Rahibe Gertrude, benim deli olmadığımı söyledi ve İslâm dinine mensup biri olduğumu açıkladı

Bir başka zaman da hastalandığımda, hastane masraflarını ödeme konusunda onun çok yardımını gördüm

Daha sonraki günlerde kendisiyle ilginç diyaloglarımız oldu Mesela bir keresinde niçin haç taktığını sordum

“Haça gerilen İsa’nın anısına hürmeten cevabını verdi

“O zaman birisi babanı silahla öldürse sen de göğsünde bir silah taşıyarak mı dolaşacaksın? diye sordum

Böyle bir soru rahibe Gertrude’u düşünmeye sevk etmişti Belli ki beni tanıdıktan sonra kafası epey karışmıştı

Birbirimizi daha iyi tanıdığımıza kanaat getirdikten sonra ona evlenme teklif ettim Müslüman olmayı da kabul eden eşim, Zeynep adını aldı ve gizlice evlendik Dört hafta kadar sonra eşim kilise yöneticilerine bir mektup yazarak durumundan haberdar etti ve ayrılma kararını bildirdi Bana ev tahsis eden eşimin amcası ve babası evlendiğimizi duyduklarında müthiş bir tepki gösterdiler Her şeye rağmen nezaketimizi muhafaza ederek kendilerine veda ettik ve Kyela’ya gitmek üzere köyden ayrıldık Burada yeni bir hayata başladık


Daha önce sahip olduğumuz lüks imkânlar artık geçmişte kalmıştı Rahip iken büyük bir evde oturmaktaydım Şimdi ise çamurdan yapılmış sade bir kulübede yaşamaktayım Dünya Kiliseler Konseyi Doğu Afrika Genel Sekreteri olarak iyi bir kazanca sahipken, şimdi ağaç kesimi ve çift sürme gibi işlerde çalışarak geçimimi temin ediyorum Bunların dışındaki zamanlarımda halka açık İslâmî bilinçlenme vaazları veriyorum Zaman zaman anlattıklarım Hristiyanlık dinine hakaret olarak algılandığı için kısa süreli hapis cezalarına çarptırıldım 1988 Hac mevsiminde bir trajedi yaşadık Evim bombalandı ve üç çocuğum bu şekilde öldürüldü Bu suikastı düzenleyenler arasında uzaktan akrabam olan biri bile vardı Böyle bir üzüntü ve kaybın bizi yolumuzdan döndüreceğini düşünmüşlerdi Ama düşünülenin tam tersi oldu ve her geçen gün İslâm’ı kabul edenlerin sayısı arttı Bu arada eşimin babası da Müslüman oldu 1992’de ihanetle suçlanarak on ay tutuklu kaldım

Domuz eti satılan dükkanlar aleyhine yaptığım konuşma sonrası birkaç dükkân bombalandığı için suçlu görülmüştüm Evet bu tür dükkânlar aleyhine konuşmuştum Ancak zaten 1913’ten beri anayasal olarak Darüsselam, Tanga, Mafya, Lindi ve Kigoma gibi şehirlerde bar, klüp ve domuz eti satan dükkânlara karşıt kanunlar yürürlükteydi Sonuçta aklandım ve serbest bırakıldıktan sonra ülkemden ayrılarak Zambiya’ya geçtim


TÜM MÜSLÜMANLARA mesajım şu: “Bugün İslâm’ın yanlış anlaşılmasından kaynaklanan ciddi bir İslâm karşıtlığı problemi mevcut Tüm dünyaya İslâm’ı doğru anlatma gayreti içinde olmalıyız Müslümanlar, barbar kökten dinciler olarak tanınmamalı Hepimiz bencilliği bir kenara bırakarak birlikte hareket etmenin yollarını aramalıyız Kendinizi güvende hissedebilmeniz için komşunuzu da müdafaa etmeyi bilmelisiniz İslâm’a en iyi hizmet bilinçlenmek ve iyi örnek olmaktır Allah doğruların yardımcısıdır
 
858,496Konular
982,202Mesajlar
30,125Kullanıcılar
JubeydSon üye
Üst Alt