iltasyazilim
FD Üye
Dünyanın Fiziki Özellikleri
Dünya kutuplarından hafif basık olan bir küre şeklindedir Çapı; Ekvatorda 12 756 km, kutuplar arasında 12 712 km ’dir Hacmi; 1 083 260 km3 , kütlesi 61 x1024 kg ’dır
Dünyanın Yoğunluğu: Yoğunlukları bakımından dünyayı meydana getiren barisfer, çekirdek zarfları, sima ve sial bambaşka değerler göstermektedir Barisferin yoğunluğu öteki zarflardan fazladır Dünyanın derinliklerindeki aşırılık farklılaşması merkezden yeryüzüne dürüst azalarak devam etmektedir Dünyanın ortalama yoğunluğu 552 dir
Yeriçinin sıcaklığı: Yerin sıcaklığı yaklaşık olarak 30 m derinlikte hissedilmeye başlar ve buradan sonra derinlere inildikçe sıcaklık artar Maden ocaklarında tünel ve petrol kuyularında bu sıcaklık en iyi şekilde hissedilir
Yeryuvarı bir ısı makinesi gibidir Yerin iç kısmından yeryüzüne içten kesintisiz bir ısı akımı (ısı akışı) vardır Yeriçindeki ısı, güneşten gelen ısıya kıyasla az olmasına karşın, birçok volkanlar, depremler ve dağ oluşumu için zorunlu enerjinin kaynağını meydana getirir Yeryuvarının litosfer ve üst manto bölgesindeki yüksek radyoaktivite ile daha derinlerde faktör olan gravitasyon enerjisinin termal enerjiye dönüşümü, yeriçi ısısının ve sıcaklığının başlıca kaynaklarıdır
En çok rastlanan mağmatik kayaçlardaki radyoaktif ısı üretimi, bunların içerdikleri radiojenik Uranyum, Toryum ve Potasyumun miktarlarına tarafından değişmektedir maksimum radyoaktif element içeren granit ve granitik kayaç grupları en çok ısı üretirler
Jurnal yaşantımızda yer ısısının haberdar olmayışımızın nedeni, yer kabuğunun ısı iletkenliğinin düşük olması, ısının yeryüzüne çok yavaş gelmesidir
Dünyanın merkezine dürüst inildikçe ısı sürekli olarak artar Yerin sıcaklığının 1 C0 artması için inilmesi gereken derinlik her bölgede benzer değildir adeta her 33 mde yerin sıcaklığı 1 C0 artar Buna Jeotermik gradyan denir
Yerin içinden yeryüzüne doğru akıcı ısı enerjisine yerin ısı akısı denir Bunun değeri jeotermik gradyana alt olduğu gibi, ısının içinden geçtiği kayaç kütlesinin ısı iletkenliğine bağlıdır
Jeotermik derece; ısının bir derece yükselmesi için bilinmesi gereken derinlik olup, ortalama 300 m ’dir Yer ısısı derecesine aşağıdaki faktörler tesir eder
• Geçilen tabakanın iletkenliği ya da yalıtkanlığı
• Kayaçların cinsleri
• Tabakaların Şistozite dereceleri
• Bölgede volkanik faaliyetin olup olmadığı
• Radyoaktif minerallerin yokluğu yada varlığı
Yerçekimi ve İzostasi; Serbestçe salınım yapan bir sarkacın kesintisiz hareketi, boşluğa bırakılan veya havaya fırlatılan bir cismin yeryüzüne düşmesi, yeryuvarının bir çekim kuvvetine sahip olduğunun açık belirtileridir
Yerçekimi değeri, çekim kuvvetinin ivmesi ile belirtilir ve g ile gösterilir Yeryuvarı geometrik olarak bütün bir küre olmadığından, yerçekimi ivmesinin kutuplardaki değeri ekvatordaki değerinden fazladır (Kutuplarda 983 gal, ekvatorda 978 gal)
Yeryüzünde bir noktadaki çekim kuvveti; bu noktanın yer merkezine olan uzaklığına, noktanın deniz seviyesine göre yüksekliğine ve noktayı çevreleyen maddelerin yoğunluğuna bağlı olarak değişir
Yer kabuğunun kütleleri ve yoğunlukları birbirinden öbür büyük parçaları arasındaki denge durumuna izostasi denir Jeolojik olaylarla yerkürede birçok değişiklikler meydana kazanç Sedimantasyon, yer kabuğu hareketi ve mağmatik etkinlikler izostatik dengeyi bozar
Dünyanın mıknatıslığı: Mıknatıslık özelliğinin büyük bir kısmı litosfere aittir Litosfer yapısındaki minerallerin ayrı mıknatıslanma kabiliyetinde olmaları, muhtelif litosfer bölgelerindeki magnetik alan şiddetlerinin farklı olmasına sebep olmaktadır Kuvars, kalsit, kayatuzu gibi mıknatıslanma kabiliyeti eksik olan (0001 gauss) diamagnetik minerallerin bulundukları litosfer bölgelerinde, magnetik alan şiddetleri azalır Buna mukabil mıknatıslanma kabiliyetleri artı olan (2002000 Gauss) minerallein bulundukları bölgelerde ise, litosferin magnetik alan şiddeti artar Dünyanın magnetik alan şiddeti 05 gauss ’tur Mıknatıslanma kabiliyetleri artı olan minerallere paramagnetik mineraller denir Litosferin muhtelif bölgelerindeki magnetik bölge şiddetlerini magnetometre ile değerlendirmek mümkündür
Dünyanın Kimyasal Yapısı
Dünyanın kimyasal yapısı merkezinden yeryüzüne doğru şansın dönmesi göstermektedir Yerin kimyasal bileşimi başlıca Manto ve çekirdeğin bileşiminden oluşur Çekirdeğin genelde demirden ve buna eksik miktarda (%10) karışan Ni, C,Si ve S gibi hafif elementlerden oluştuğu kabul edilmektedir
Mantonun bileşiminde Mg ve Fe ’in silikatları ve oksitleri ile bunlara ikincil olarak katılan Al, Ca,Na,K ve benzerlerinin silikat ve oksitleri yeralmaktadır Mantonun çekirdeğe nazaran en keskin özelliği, manto bileşiminde oksijen oranının yüksek oluşudur
Yerkabuğunun bileşimi hakkında daha fazla ve daha belli bilgiler vardır Yer kabuğunun kütlesi manto kütlesinin hemen hemen % 06 ’sı değin olmasına karşın, kabukta U, Ba,Rb ve az da olsa Sr mantoya göre dehe fazladır Kıtasal kabuğun sıradan bileşimi granitik değil ara bileşimlidir Okyanus tabanlarında ince bir sediment örtü altındaki okyanusal kabuğun kimyasal –mineralojik bileşim ise, kıtasal kabuğun bileşiminden epeyce farklıdır
Elementler Jeokimyasal derecelendirme yöntemlerine göre Goldschmidt göre üç grupta toplanmıştır
1 Siderofil Elementler: Bunlar metalik demirle birlikte yeralma eğilimi gösteren , atomik özelliği sebebiyle diğer elementlerle kimyasal bileşimler yapmaya kullanışlı olmayan, nabit metal halinde elementlerdir Başlıca örnekleri; Fe, Co, Ni, Pt, Au, Mo, Sn,C, P, Ge,Os ’dir Bunlar daha fazla yerin çekirdeğinde bulunurlar
2 Kalkofil Elementler: Bunlar, kükürtle zahmetsizce birleşme eğilimi belirten, kükürde karşı kimyasal yakınlığı olan elementlerdir Genel Olarak sülfürleri meydana getirirler ve en çok yerin manto kısmında bulunurlar örnekleri; S, Zn, Pb, Birli, Sb, Bi, Ag, Hg ve Cd ’dir
3 Litofil Elementler: Bunlar oksijenle kolayca birleşme eğilimi gösteren, oksijene karşı kimyasal yakınlığı artı olan elementlerdir Genelde oksitleri ve silikatları meydana getirirler ve en çok yer kabuğunun bileşimine katılırlar Başlıca örnekleri O, Si, Al, Fe, Mg, Na, K, Li, Ca, Mn, Sr, Ba, Ti, W, Cr, Zr, F, Rb, Be *
Dünya kutuplarından hafif basık olan bir küre şeklindedir Çapı; Ekvatorda 12 756 km, kutuplar arasında 12 712 km ’dir Hacmi; 1 083 260 km3 , kütlesi 61 x1024 kg ’dır
Dünyanın Yoğunluğu: Yoğunlukları bakımından dünyayı meydana getiren barisfer, çekirdek zarfları, sima ve sial bambaşka değerler göstermektedir Barisferin yoğunluğu öteki zarflardan fazladır Dünyanın derinliklerindeki aşırılık farklılaşması merkezden yeryüzüne dürüst azalarak devam etmektedir Dünyanın ortalama yoğunluğu 552 dir
Yeriçinin sıcaklığı: Yerin sıcaklığı yaklaşık olarak 30 m derinlikte hissedilmeye başlar ve buradan sonra derinlere inildikçe sıcaklık artar Maden ocaklarında tünel ve petrol kuyularında bu sıcaklık en iyi şekilde hissedilir
Yeryuvarı bir ısı makinesi gibidir Yerin iç kısmından yeryüzüne içten kesintisiz bir ısı akımı (ısı akışı) vardır Yeriçindeki ısı, güneşten gelen ısıya kıyasla az olmasına karşın, birçok volkanlar, depremler ve dağ oluşumu için zorunlu enerjinin kaynağını meydana getirir Yeryuvarının litosfer ve üst manto bölgesindeki yüksek radyoaktivite ile daha derinlerde faktör olan gravitasyon enerjisinin termal enerjiye dönüşümü, yeriçi ısısının ve sıcaklığının başlıca kaynaklarıdır
En çok rastlanan mağmatik kayaçlardaki radyoaktif ısı üretimi, bunların içerdikleri radiojenik Uranyum, Toryum ve Potasyumun miktarlarına tarafından değişmektedir maksimum radyoaktif element içeren granit ve granitik kayaç grupları en çok ısı üretirler
Jurnal yaşantımızda yer ısısının haberdar olmayışımızın nedeni, yer kabuğunun ısı iletkenliğinin düşük olması, ısının yeryüzüne çok yavaş gelmesidir
Dünyanın merkezine dürüst inildikçe ısı sürekli olarak artar Yerin sıcaklığının 1 C0 artması için inilmesi gereken derinlik her bölgede benzer değildir adeta her 33 mde yerin sıcaklığı 1 C0 artar Buna Jeotermik gradyan denir
Yerin içinden yeryüzüne doğru akıcı ısı enerjisine yerin ısı akısı denir Bunun değeri jeotermik gradyana alt olduğu gibi, ısının içinden geçtiği kayaç kütlesinin ısı iletkenliğine bağlıdır
Jeotermik derece; ısının bir derece yükselmesi için bilinmesi gereken derinlik olup, ortalama 300 m ’dir Yer ısısı derecesine aşağıdaki faktörler tesir eder
• Geçilen tabakanın iletkenliği ya da yalıtkanlığı
• Kayaçların cinsleri
• Tabakaların Şistozite dereceleri
• Bölgede volkanik faaliyetin olup olmadığı
• Radyoaktif minerallerin yokluğu yada varlığı
Yerçekimi ve İzostasi; Serbestçe salınım yapan bir sarkacın kesintisiz hareketi, boşluğa bırakılan veya havaya fırlatılan bir cismin yeryüzüne düşmesi, yeryuvarının bir çekim kuvvetine sahip olduğunun açık belirtileridir
Yerçekimi değeri, çekim kuvvetinin ivmesi ile belirtilir ve g ile gösterilir Yeryuvarı geometrik olarak bütün bir küre olmadığından, yerçekimi ivmesinin kutuplardaki değeri ekvatordaki değerinden fazladır (Kutuplarda 983 gal, ekvatorda 978 gal)
Yeryüzünde bir noktadaki çekim kuvveti; bu noktanın yer merkezine olan uzaklığına, noktanın deniz seviyesine göre yüksekliğine ve noktayı çevreleyen maddelerin yoğunluğuna bağlı olarak değişir
Yer kabuğunun kütleleri ve yoğunlukları birbirinden öbür büyük parçaları arasındaki denge durumuna izostasi denir Jeolojik olaylarla yerkürede birçok değişiklikler meydana kazanç Sedimantasyon, yer kabuğu hareketi ve mağmatik etkinlikler izostatik dengeyi bozar
Dünyanın mıknatıslığı: Mıknatıslık özelliğinin büyük bir kısmı litosfere aittir Litosfer yapısındaki minerallerin ayrı mıknatıslanma kabiliyetinde olmaları, muhtelif litosfer bölgelerindeki magnetik alan şiddetlerinin farklı olmasına sebep olmaktadır Kuvars, kalsit, kayatuzu gibi mıknatıslanma kabiliyeti eksik olan (0001 gauss) diamagnetik minerallerin bulundukları litosfer bölgelerinde, magnetik alan şiddetleri azalır Buna mukabil mıknatıslanma kabiliyetleri artı olan (2002000 Gauss) minerallein bulundukları bölgelerde ise, litosferin magnetik alan şiddeti artar Dünyanın magnetik alan şiddeti 05 gauss ’tur Mıknatıslanma kabiliyetleri artı olan minerallere paramagnetik mineraller denir Litosferin muhtelif bölgelerindeki magnetik bölge şiddetlerini magnetometre ile değerlendirmek mümkündür
Dünyanın Kimyasal Yapısı
Dünyanın kimyasal yapısı merkezinden yeryüzüne doğru şansın dönmesi göstermektedir Yerin kimyasal bileşimi başlıca Manto ve çekirdeğin bileşiminden oluşur Çekirdeğin genelde demirden ve buna eksik miktarda (%10) karışan Ni, C,Si ve S gibi hafif elementlerden oluştuğu kabul edilmektedir
Mantonun bileşiminde Mg ve Fe ’in silikatları ve oksitleri ile bunlara ikincil olarak katılan Al, Ca,Na,K ve benzerlerinin silikat ve oksitleri yeralmaktadır Mantonun çekirdeğe nazaran en keskin özelliği, manto bileşiminde oksijen oranının yüksek oluşudur
Yerkabuğunun bileşimi hakkında daha fazla ve daha belli bilgiler vardır Yer kabuğunun kütlesi manto kütlesinin hemen hemen % 06 ’sı değin olmasına karşın, kabukta U, Ba,Rb ve az da olsa Sr mantoya göre dehe fazladır Kıtasal kabuğun sıradan bileşimi granitik değil ara bileşimlidir Okyanus tabanlarında ince bir sediment örtü altındaki okyanusal kabuğun kimyasal –mineralojik bileşim ise, kıtasal kabuğun bileşiminden epeyce farklıdır
Elementler Jeokimyasal derecelendirme yöntemlerine göre Goldschmidt göre üç grupta toplanmıştır
1 Siderofil Elementler: Bunlar metalik demirle birlikte yeralma eğilimi gösteren , atomik özelliği sebebiyle diğer elementlerle kimyasal bileşimler yapmaya kullanışlı olmayan, nabit metal halinde elementlerdir Başlıca örnekleri; Fe, Co, Ni, Pt, Au, Mo, Sn,C, P, Ge,Os ’dir Bunlar daha fazla yerin çekirdeğinde bulunurlar
2 Kalkofil Elementler: Bunlar, kükürtle zahmetsizce birleşme eğilimi belirten, kükürde karşı kimyasal yakınlığı olan elementlerdir Genel Olarak sülfürleri meydana getirirler ve en çok yerin manto kısmında bulunurlar örnekleri; S, Zn, Pb, Birli, Sb, Bi, Ag, Hg ve Cd ’dir
3 Litofil Elementler: Bunlar oksijenle kolayca birleşme eğilimi gösteren, oksijene karşı kimyasal yakınlığı artı olan elementlerdir Genelde oksitleri ve silikatları meydana getirirler ve en çok yer kabuğunun bileşimine katılırlar Başlıca örnekleri O, Si, Al, Fe, Mg, Na, K, Li, Ca, Mn, Sr, Ba, Ti, W, Cr, Zr, F, Rb, Be *