Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Düşüncelerimizin dizginleri kimin elinde?

Düşüncelerimizin dizginleri kimin elinde?
0
117

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Düşüncelerimizin dizginleri kimin elinde?

Hepimiz kendi aklımızın buyruklarına göre hareket ettiğimizi sanırız Oysa bu koskoca bir aldatmaca İngiltere'nin önde gelen sinirbilimcilerinden David Oakley ve Peter Halligan bilincin kurallarını yeniden gözden geçiriyor

Kendi duygu ve düşüncelerimizle birlikte, birey olarak kendimizin farkında olmanın, kısaca bilinçli olmanın ne demek olduğunu biliriz Çoğunluk olarak düşünce ve davranışlarımızdan kendimizi sorumlu tutarız Davranış ve düşüncelerimize kendimiz karar verdiğimizi sanırız Oysa bu çok büyük yanılgıdır Bilinç konusunda sahip olduğumuz tüm deneyimler kendi kendimizi kandırmaktan başka bir değildir

Beynin belirli bir bölgesi üzerine deneyimli nöropsikologlar ve araştırmacılar, davranış ve algı yeteneğimizin beynin bilinçsiz kısmı tarafından yönetildiğine karar verdiler Örneğin, bir cisme uzanıp, elinize almak istediğinizde, cismin tam ölçülerinin bilincinde olmak zorunda değilsiniz Ayrıca cismi tutmak için hangi kasları kullanmanız gerektiğine karar vermek zorunda da değilsiniz

Ne var ki, düşünce ve duygular gibi bir üst düzey zihinsel faaliyetler için bunun geçerli olmadığı fikri yaygındır Pek çok insan ve bilim adamı bunların bilinçli bölgeden çıktığını sanır Ancak biz bu görüşe katılmıyoruz

Geleneksel olarak bilinç ürünü olduğu düşünülen düşünce, fikir, duygu, inanç ve tutumların, davranış ve algılamada olduğu gibi, bilinçsiz bir sürecin sonucunda ortaya çıktığına inanıyoruz Londra Psikiyatri Enstitüsü'nden Jeffrey Grey 'in belirttiği gibi, bilinç zihinsel işlemlerin sonuçlarını etkileyemez, çünkü çok geç bir tarihte ortaya çıkar

Herkes zihinsel faaliyetlerinin kontrolunu elinde tuttuğunu sanır Ancak bu fikrin nasıl oluştuğunu hiç düşündünüz mü? Eğer durup düşünürseniz, bu fikrin birdenbire oluştuğunu fark edeceksiniz Tıpkı diğer düşüncelerinizde olduğu gibi Bu arada bu makalenin geri kalanını okumaya karar verdiniz Olanaklarınız elveriyorsa okumaya devam edin Makale bittiğinde kendinizi eskisi gibi görmeyebilirsiniz

Bir daha birisiyle konuşurken, bir sonraki sözcüklerinizin ne olacağı hakkında tahminde bulunun Eğer konuşma, aklınızın bilinçli yanının bir ürünü ise, bunu kolayca yaparsınız Ancak kesin olarak, ne olduğunu anlamadan önce, konuşulan sözcükleri duyuncaya kadar beklemek zorundasınız Aynı şey yazı yazma konusunda da geçerlidir Pek çok yazar bir sonraki cümlenin neler söyleyeceğini veya öykünün bir sonraki aşamada nasıl gelişeceğini bilemediğini itiraf eder

Çocuk öyküleri yazarı Enid Blyton, öykülerini nasıl yazdığını psikolog Peter McKellar'a şöyle anlatır: Önce gözlerimi kapar, beklerim Daktilom önümde, öykü karakterlerinin zihnimde canlanması ve harekete geçmeleri için zaman tanırım Öyküyü satır satır önceden düşünememPeki kurgu nasıl gelişir? Bu sonunun yanıtını şöyle verebiliriz Blyton'un beyni, karakterleri bilinçli bölümünün dışında yaratıyor Blyton düşünceler, konuşmalar, hatta espriler oluştuktan sonra bunların farkına varıyor

Bizim görüşlerimize göre, konuşma, yazma ve beynin diğer bilgi işlem faaliyetleri beynin bilinçsiz bölümünde meydana gelir Kendiniz ve dünya ile ilgili bilinçli deneyim oluşumu bu aşamadan sonra ortaya çıkar Bizim kurduğumuz modelde beynin bu bilinçsizkısmına Düzey 2 adını veririz Bu düzeyin içinde mutlaka bir karar verme mekanizması, yani merkezi idari yapı (MİY) yer almaktadır MİY beynin herhangi bir zamanda gerçekleştirdiği en önemli işlevi tanımlar; aynı zamanda beynin durumunu en iyi şekilde tamlayan bilgiyi seçer İşte ancak bu aşamadan sonra bilgi, bilinçli deneyimlerimizden oluşan Düzey 1'e dahil edilir

Şu anda rahatsız bir koltukta oturduğunuzu ve bir konuşmayı dinlediğinizi varsayın Konuşma ilginç ise konuşmacının ses tonunun, neler söylediğinin ve belki de konuşmacının çevresinde olup bitenlerin farkında olursunuz Bütün bunlar Düzey 2'de gerçekleşen işlemlerin bir ürünüdür MİY bunların içinden önemli gördüğünü Düzey 1'e postalar; dolayısıyla siz de bunları deneyimlerinize dahil edersiniz

Aynı zamanda Düzey 2, rahatsız sandalye, odanın havası, dışarıdan karışan sesler, arkanızdaki kişilerin fısıltı ile sürdürdükleri sohbet ile ilgili bilgileri de işlemden geçirir Bütün bunlar konuşmayı dinleme işlevi ile doğrudan ilişkili olmadığı için MİY bunları Düzey 1'e atmaya gerek görmez Ve siz böylece bunların farkında olmazsınız

Öte yandan, eğer konuşma sıkıcı ise, MİY sandalyeden kaynaklanan sıkıntıyı giderici çözümlere öncelik verir ve siz sandalyenin ne kadar rahatsız olduğunu fark edersiniz Daha dramatik olarak, arkanızdaki sohbette adınızın geçtiğini duyarsanız, konferans ile ilgili tüm bağlarınız kopar, tüm dikkatinizi arkadaki konuşmaya verirsiniz Ancak bu durumda sizarkadaki konuşmayı dinlemeyi bilinçle seçmiş olmazsınız Bu bilgi MİY tarafından Düzey 2'den Düzey 1'e kapı dışarı edildiğiiçin farkına varırsınız

Kapı dışarı edilme, konuşma veya yazma şeklinde kalabalıklarda da ortaya çıkabilir, veya tümüyle duygu ve düşünce şeklinde kişisel bazda görülebilir Bu kapı dışarı edilen bilgiler, ister kalabalıklarda, ister kişisel bazda olsun kendisine özgü bir yapıya sahiptir Bunlar her zaman burada ve şimdiye aittir ve kişinin kendisiile ilgilidir Davranışlar, özellikle kişinin kendisinden kaynaklanıyorsa istemli olarak tanımlanır Kapı dışarı etme işleminde herhangi bir düşünce, fikir, inanç, tutum ve davranış sizinolabilir ve özgür iradeye bağlı olarak ortaya çıkar

Bu bağlamda bilinç ve özgür irade kavramını bilimsel platforma oturtmak zor olabilir, çünkü pek çok insan düşüncelerinin kendi bilinçlerinin bir ürünü olduğunu sanmaktadır Düzey 1'in içeriği ikinci elolsa bile, bunlar sizintarafınızdan birinci elolarak algılanır Fakat günlük deneyimlerimizden uzaklaşıp, hipnozun etkileri üzerinde kafa yorarsak, bilincimizin içeriğini kontrol ettiğimizi sanmanın ne denli yanıltıcı olduğunu anlayabiliriz

Kolay hipnotize olan insanlarda körlük, sağırlık, felç ve ağrıya duyarsızlık gibi duyguları aşılamak kolaydır Sydney'de University of New South Wales'den Richard Bryant ve Kevin McConkey adında iki psikolog, hipnotizma yoluyla körleştirilmiş insanların görsel bilgiye yanıt verdiğini keşfetti

Hipnozun, hipnozu uygulayan kişinin telkinleri gibi bir dış uyarının etkisiyle MİY'in karar verme sürecini etkilediği düşünülüyor Hipnotik körlük gibi durumlarda, hipnozcu MİY'i ikna ederek görsel bilginin Düzey 1'e kabulünü engeller Hipnoz altındaki kişi göremediğini iddia etse de, uygun bir dille ikna edildiği zaman görme yetisi yerine gelir Bunlar hipnotik olarak görme yetilerini yitirdikleri zaman bile görsel sinyallere yanıt verdikleri için, Düzey 2 hâlâ ilgili bilgiyi işleme sokuyor olabilir MİY, yalnızca bunları bilinç düzeyine dahil edeceği verilerin içine sokmaktan vazgeçmiştir Sonuç olarak kişi görsel sinyali algılamaz ve dürüstçe hiçbir şey görmediğiniifade eder

Bilincin pek çok yönü ile, bir önceki bilinçsizişlem düzeyinin ürünlerini temsil ettiği fikri yeni değil 1879 yılında Leipzig'de ilk psikoloji laboratuvarını kuran Hermann von Helmholtz ve Wilhelm Wundt , pek çok zihinsel faaliyetin solunum, sindirim, ve dolaşım sistemlerinin fizyolojik işlemlerinden farklı olmadığını fark etti Bütün bunlar bizim bilincimizin dışında otomatik olarak oluşan işlemlerdi Ancak pek çok kişi bilinçli deneyimlerle desteklenen zihinsel faaliyelerin bir üst düzey işlemin etkisi altında olduğunu sanıyor Ancak biz aynı fikirde değiliz Bizim kurduğumuz modele göre bilinçle gerçekleştirilmiş her şey, daha önce bilinçsiz düzeyde alt yapısını oluşturmuştur Düzey 2'nin seçilmiş ürünleri ve Düzey 1'in içeriği tek bir unsurdur ve ve aynı şeydir Bunların aralarındaki tek fark, bu ürünler seçilir seçilmez kapı dışarı edilir ve bilinçli davranışların bir parçası haline gelirler Düzey 1'deki bilinçli davranışlar daha ileri bir işlemden geçmez veya doğrudan başka işlemleri etkilemez Yalnızca Düzey 2'nin bir sonraki güncel olayları ile yer değiştirir

Bilincin işlevi

University of West of England'dan Susan Blackmore 'un belirttiği gibi bilincin belirli bir işlevi yoktur, yalnızca şu anda benim nasıl olduğumile ilgilidir Ancak bu bilincin hiçbir işe yaramadığı anlamına gelmemeli Bizim davranışlarımıza koşut olarak başkaları bizim hakkımızda fikir sahibi olur Karmaşık bir sosyal yapı içinde hayatta kalmak için bu imajın mümkün olduğunca tutarlı ve mantıklı olması gereklidir Toplum ayrıca davranışlarımızın sorumluluğunu da taşımamızı talep eder Son olarak, Düzey 2'nin en önemli yaratılarından biri kişinin kendisineduyduğu inançtır Düzey 2'de oluşan düşünce ve duygular, Düzey 1'e kabul edildiği zaman Ben düşünüyorum, Ben hissediyorumşeklinde ifade edilir

Düzey 2, tutarlı bir kişilik ifadesinin yaratılmasından ve sürdürülmesinden sorumludur Bunu yapmak için, biyografik bellek şeklinde kapı dışarı edilenlerin izini sürmesi gerekir London School of Economics'den psikolog ve felsefeci Nicholas Humprey, güçlü bir kişilik ifadesinin diğerlerini anlamakta ve diğerlerinin de bizi anlamasında temel oluşturduğunu ileri sürüyor Dış dünyaya gösterdiğimiz kimliğimiz Düzey 2 tarafından yaratılmış bir kurgu, Düzey 1'de edindiğimiz deneyimlerdir Hanover, Dartmouth College'dan sinirbilimci Michael Gazzaniga 'ya göre bilincin bir işlevi de güvenilir bir sözcügibi davranmasıdır Bunu elde etmek için Düzey 1'de üretilenlerin daha önce dışarı atılan malzeme ile uyumlu olması gerekir

Kontrol yanılgısı

Benlik kavramına bağlı olarak, Düzey 2 davranışlarımızın kontrolumuz altında olduğuna ilişkin bir yanılgıya zemin hazırlar Genellikle istemli davranışlarımıza özgür irademizin yol açtığını düşünürüz Bu bir yanılgıdır Burada önemli olan, Düzey 2'yi kabul edip, karar verme aşamasında benlikkavramını bu düzeye dahil etmeyi öğrenme gerekliliğidir

Belki de hepimizin bilmesi gereken, Benin, bilinçaltımızda yanlı ve taraflı daha büyük bir benin parçası olduğunu kabullenmektir Kendimizi, içimizdeki benin bilinçli olduğu konusunda kandırmaktan vazgeçmeliyiz Pek çok açıdan bu ben, beynimizin bilinçaltı bölgesinde oluşan olayları gösteren veya kaydeden bir gösterge veya kayıt cihazıdır

Reyhan Oksay
Kaynak: New Scientist

Yazarlar:
Peter W Halligan: Cardiff Üniv, Psikoloji Departmanı
David AOakley: University College London
 
858,496Konular
981,719Mesajlar
29,787Kullanıcılar
noeltollenSon üye
Üst Alt