iltasyazilim
FD Üye
Duygu düzenleme nedir? Gün içinde bilinçli olarak yoksa olmaksızın geliştirdiğimiz, uyguladığımız duygu düzenleme stratejilerinin farkına varalım
Duygu düzenleme; jurnal yaşamda herhangi bir olay karşı hissettiğimiz öfke, endişe, mutluluk, şaşma gibi başlıca duyguların yanına umutsuzluk, endişe, heyecan vb duyguları davranışa dönüştürmeden önce, içinde bulunduğumuz duruma kadar “düzenleyebilme şeklinde açıklama edilebilir
Misal olarak, can sıkıcı olaylar yaşadığımız bir günümüzü hatırlayalım Ertesi sabahleyin işe gitmek zorunda olduğumuz ve alıştırma tempomuza bu durumu yansıtmamak için kendi içimizde olabildiğince çaba harcadığımız bir günü düşünelim İşte burada kendimize doğru içe “üzüntümü dengelemem gerekiyor, akşam eve gidene dek şu dosyaları tamamlamam lüzum, bu üzüntünün işimi aksatmasına müsade vermemeliyim cümlelerini fısıldayışımız kendimizce uyguladığımız bir “duygu düzenleme stratejisi Veya öfkeli bir anımızda karşımızdakine kırıcı bir söz söylememek için kendimizi kısa bir süreliğine toparlayıp “Şu an kendimi iyi hissetmiyorum, biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var Konuşursam seni kıracağımdan üzüntü ediyorum diyebilmemiz de o anki öfke duygusunu düzenlemiş olmamız demektir
Mutluluk duygusunu düzenlemeye değindiğimizde, bir yönüyle empati kurabilme becerisiyle de ilişkili olduğunu görebiliriz Çok sevdiğimiz futbol takımı bir kupa kazandığında, fazla yakın bir akrabamız evlendiğinde mutluluğumuzu çevremizdeki insanları rahatsız edecek biçimde sokaklarda korna çalarak, yüksek sesle şarkılar söyleyerek dışa yansıtmamız ya da evde televizyonun sesini komşuların duyacağı ölçüde yüksekliğe çıkarmamız sevinç duygumuzu düzenlemek için çalışmamız gerektiğinin birer göstergesi Böyle coşkulu anlarımızda geçmişteki kederli bir günümüzü, kuvvet bir zamanımızı hatırlayarak çevremizde bu durumda ırk olabileceğini düşünmeli, mutluluğumuzu onları üzecek bir şekilde yansıtmamaya çaba etmeliyiz, işte bu mutluluğumuzu düzenlemede empati becerisinden yardım almamız demektir
Mutluluğu düzenlemenin bir başka yönüne bakacak olursak, bir anda çok sevindiğimiz bir koşul yaşadığımızda onu paylaşacak insan aradığımız bir durumu hatırlayabiliriz Ama anlatmayı düşündüğümüz insan defalarca mutluluğumuzu paylaşma yönünde aklımızdan geçen tepkiyi vermeyebilmektedir Örnek olarak biz “Yaa pek mi, doğrusu çok hayret verici bir durum olmuş ve bu sürprize ben de çok sevindim şeklinde heyecanlı bir hitabe beklerken arkadaşımızdanyakınımızdan “Ya iyi, güzel olmuş yönlü ifadeler içeren daha sakin bir cevap da alabiliriz Bu durumda mutluluk hissimiz gölgede kalıp yerini bir endişe, hayal kırıklığı da alabilir hatta İşte burada da işin içine duygu düzenleme becerisi giriyor Yeniden empati kurduğumuzda şu ihtimalleri düşünebiliriz; belki anlattığımız insan telefonun birazcık öncesinde fazla üzücü bir haber aldı veya o gün hastalık, bitkinlik vb sebeplerle kendini iyi hissetmiyordur belki buna rağmen heyecanlı konuşarak mutluluğa ortak olmalıydı diyeceğiz; ama yine durup düşünelim, biz olsak bunu yapabilir miydik acaba veya bir başka noktaya odaklanırsak, o anki mutluluğumuzu bir yerde bekleterek o arkadaşımıza, gerçekten ona değer verdiğimiz için, bunu uygulamak için ona “Hayırdır AliArzu senin sesin de iyi gelmiyor, bir sıkıntın mı var? diye sorabilmemizdir güzel olan… Pek ya, insan mutluluğunu kiminle paylaşmak ister; sevdikleri, değer verdikleri ile… Ve o birey o lahza bizim duygumuzun aksine fazla üzgünse, mutluluğumuzun şiddeti onun üzüntüsünü görmemize engel olmamalı, onu gölgelememeli… Onun için mutluluktan doğan heyecanımızı dengelemeli, o duyguyu düzenlemeli ve onun elinden tutabilmeliyiz… Sahiden bu örnek olay önceki paragraftaki örneklere köprü kurmuş oldu, mutluluğun devlete ait bizim için karşıdakini görmezden gelmek olmamalı; o an evinde bebeğini uyutmaya çalışan ya da hasta yatağında ağrılar çeken insanları unutmamıza sebep olmamalı kazanılan bir kupa yoksa yapılan bir düğün…
Genel resme baktığımızda, gün içinde büyük minik pek fazla durum içinde “duygu düzenleyebilme stratejilerimizin etkin olduğunu ayrım edebiliyoruz Ve bu becerilerin de pek çok şey gibi mücadele harcadıkça geliştiğini Kenara koyduğumuz bardağı saatlerce bekletmeden, “bir şey olmaz demeden, “üşensem de kalkıp bunu yıkayacağım; çünkü masamda benekli kadeh varken yazdığım ödeve odaklanamıyorumbeklerse dibindeki sütlü kahve katılaşacak ve o kiri arındırmak için daha çok vakit harcamam gerekecek vb diyebilmekten, az önce daha fazla üzerinde durmaya çalıştığımız sosyal ilişkilere kadar hayatımızın pek fazla noktasına tesir etmekte
Biz çabaladıkça gelişme yolu açık ve minik adımlarla kalıcı, güzel alışkanlıklara kavuşma yolu da…
Duygularımızı uygun, dinç biçimde ifade edebildiğimiz, düzenleyebildiğimiz nice mutlu günler dileğiyle…
Duygu düzenleme; jurnal yaşamda herhangi bir olay karşı hissettiğimiz öfke, endişe, mutluluk, şaşma gibi başlıca duyguların yanına umutsuzluk, endişe, heyecan vb duyguları davranışa dönüştürmeden önce, içinde bulunduğumuz duruma kadar “düzenleyebilme şeklinde açıklama edilebilir
Misal olarak, can sıkıcı olaylar yaşadığımız bir günümüzü hatırlayalım Ertesi sabahleyin işe gitmek zorunda olduğumuz ve alıştırma tempomuza bu durumu yansıtmamak için kendi içimizde olabildiğince çaba harcadığımız bir günü düşünelim İşte burada kendimize doğru içe “üzüntümü dengelemem gerekiyor, akşam eve gidene dek şu dosyaları tamamlamam lüzum, bu üzüntünün işimi aksatmasına müsade vermemeliyim cümlelerini fısıldayışımız kendimizce uyguladığımız bir “duygu düzenleme stratejisi Veya öfkeli bir anımızda karşımızdakine kırıcı bir söz söylememek için kendimizi kısa bir süreliğine toparlayıp “Şu an kendimi iyi hissetmiyorum, biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var Konuşursam seni kıracağımdan üzüntü ediyorum diyebilmemiz de o anki öfke duygusunu düzenlemiş olmamız demektir
Mutluluk duygusunu düzenlemeye değindiğimizde, bir yönüyle empati kurabilme becerisiyle de ilişkili olduğunu görebiliriz Çok sevdiğimiz futbol takımı bir kupa kazandığında, fazla yakın bir akrabamız evlendiğinde mutluluğumuzu çevremizdeki insanları rahatsız edecek biçimde sokaklarda korna çalarak, yüksek sesle şarkılar söyleyerek dışa yansıtmamız ya da evde televizyonun sesini komşuların duyacağı ölçüde yüksekliğe çıkarmamız sevinç duygumuzu düzenlemek için çalışmamız gerektiğinin birer göstergesi Böyle coşkulu anlarımızda geçmişteki kederli bir günümüzü, kuvvet bir zamanımızı hatırlayarak çevremizde bu durumda ırk olabileceğini düşünmeli, mutluluğumuzu onları üzecek bir şekilde yansıtmamaya çaba etmeliyiz, işte bu mutluluğumuzu düzenlemede empati becerisinden yardım almamız demektir
Mutluluğu düzenlemenin bir başka yönüne bakacak olursak, bir anda çok sevindiğimiz bir koşul yaşadığımızda onu paylaşacak insan aradığımız bir durumu hatırlayabiliriz Ama anlatmayı düşündüğümüz insan defalarca mutluluğumuzu paylaşma yönünde aklımızdan geçen tepkiyi vermeyebilmektedir Örnek olarak biz “Yaa pek mi, doğrusu çok hayret verici bir durum olmuş ve bu sürprize ben de çok sevindim şeklinde heyecanlı bir hitabe beklerken arkadaşımızdanyakınımızdan “Ya iyi, güzel olmuş yönlü ifadeler içeren daha sakin bir cevap da alabiliriz Bu durumda mutluluk hissimiz gölgede kalıp yerini bir endişe, hayal kırıklığı da alabilir hatta İşte burada da işin içine duygu düzenleme becerisi giriyor Yeniden empati kurduğumuzda şu ihtimalleri düşünebiliriz; belki anlattığımız insan telefonun birazcık öncesinde fazla üzücü bir haber aldı veya o gün hastalık, bitkinlik vb sebeplerle kendini iyi hissetmiyordur belki buna rağmen heyecanlı konuşarak mutluluğa ortak olmalıydı diyeceğiz; ama yine durup düşünelim, biz olsak bunu yapabilir miydik acaba veya bir başka noktaya odaklanırsak, o anki mutluluğumuzu bir yerde bekleterek o arkadaşımıza, gerçekten ona değer verdiğimiz için, bunu uygulamak için ona “Hayırdır AliArzu senin sesin de iyi gelmiyor, bir sıkıntın mı var? diye sorabilmemizdir güzel olan… Pek ya, insan mutluluğunu kiminle paylaşmak ister; sevdikleri, değer verdikleri ile… Ve o birey o lahza bizim duygumuzun aksine fazla üzgünse, mutluluğumuzun şiddeti onun üzüntüsünü görmemize engel olmamalı, onu gölgelememeli… Onun için mutluluktan doğan heyecanımızı dengelemeli, o duyguyu düzenlemeli ve onun elinden tutabilmeliyiz… Sahiden bu örnek olay önceki paragraftaki örneklere köprü kurmuş oldu, mutluluğun devlete ait bizim için karşıdakini görmezden gelmek olmamalı; o an evinde bebeğini uyutmaya çalışan ya da hasta yatağında ağrılar çeken insanları unutmamıza sebep olmamalı kazanılan bir kupa yoksa yapılan bir düğün…
Genel resme baktığımızda, gün içinde büyük minik pek fazla durum içinde “duygu düzenleyebilme stratejilerimizin etkin olduğunu ayrım edebiliyoruz Ve bu becerilerin de pek çok şey gibi mücadele harcadıkça geliştiğini Kenara koyduğumuz bardağı saatlerce bekletmeden, “bir şey olmaz demeden, “üşensem de kalkıp bunu yıkayacağım; çünkü masamda benekli kadeh varken yazdığım ödeve odaklanamıyorumbeklerse dibindeki sütlü kahve katılaşacak ve o kiri arındırmak için daha çok vakit harcamam gerekecek vb diyebilmekten, az önce daha fazla üzerinde durmaya çalıştığımız sosyal ilişkilere kadar hayatımızın pek fazla noktasına tesir etmekte
Biz çabaladıkça gelişme yolu açık ve minik adımlarla kalıcı, güzel alışkanlıklara kavuşma yolu da…
Duygularımızı uygun, dinç biçimde ifade edebildiğimiz, düzenleyebildiğimiz nice mutlu günler dileğiyle…