Duygulanmamak Ne MÜmkÜn??

Duygulanmamak Ne Muhtemel?? İlkokulu bitirip kursa gelmişti Ailesi isteyerek geldiğini söylemişti Kayıt gerçekleştirmek için adını sorduğumda: Fatma , dedi Hiç de çekinmeyen bir tavırla Ve ekledi: Eğer hafız yaptırmazsanız tescil yaptırmak istemiyorum Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyordu Tebessümle: Korkmayın minik bayan siz isteyin hafız da yaparız, öğretmen da O küçük gözlerinin içi parıldadı birdenbire Annesi: Hoca bayan kusuruna bakma hele sen, ille de hafız olacam der de başka bir şey demez Bizim köyün hocasından duymuş Peygamberimiz hafız olanlara cennette taç giydirilecek demiş her hâlükarda Siz daha iyi bilirsiniz ya köylü kafası, biz de bu dek duyduk anladık Bu da çocuk işte Tabi teyze ne çağırmak, keşke herkes sizin gibi duyduklarından etkilense de teslim olsa Siz hiç merak etmeyin kızınız önce Allah'a daha sonra bize emanet Kadıncağız elime yapıştı, öpecekken geri çektim, utandım Tuttum, ben onun elini öptüm Gözleri yaşardı Hoca hanım bu eller, gözler her zaman günahlı belli başlı sizinkiler öpülmeye layık Estağfirullah teyze , dedim O ahirette kesin olur Bu konuşmadan daha sonra kaydını yaptığım Fatıma'nın Erzurumlu olduğunu öğrendim Bir an düşündüm Minik nasıl kalacak bu kadar süre buralarda Vakit ilerledikçe Fatıma'nın terbiyeli tavırları daha da fazla etkiledi beni Azimliydi Geceleri uykusunun aralarında ayetleri sayıklarken görüyordum çoğu kere Böyle devam ederken arada bir bana gelip sorular soruyordu Bir gün: Hocam hafız elde etmek için Kur'lahza ı son vermek mi lâzım diye sordu Ben de: Tabiiki hepsini ezberleyeceksin fakat hafız adını alacaksın Bu cevabıma fazla üzülmüş gibiydi Birşeyler aramak istiyordu benzeri Teşekkür etti ve döndü arkasını gitti Derslerim arasında onlara kesintisiz Kur'an ezberlemekle işin bitmeyeceğini mutlaka içindekileri uygulamanın gerektiğini hatırlatıyordum Talebelerden biri: Hocam , dedi Fatma'nın annesi ona abdestli olmayanın hafızlara okunamayacağını söylemiş dürüst mu diye sorduFazla ilginçti doğrusu Maşallah dedim Osmanlı vaktinde atalarımız Kur'an'a ve hafıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış dedim Çok hoşlarına gitmişti bu iş Tümü hemen hemen kendilerini ulaşılması baskı, kasa içindeki altın gibi görüyorlardı Görsünler dedim içimden, bu yaşta buralara gelmişler Allah'ın kelamını ezberliyorlar, onlara pozitif görmem bunu bu arada Fatma arada bir rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu Zaman geçtikçe Fatma'nın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu Bir gün dersini 2 defa aksatınca sordum Ne oldu yahut anneni mi özledin Hayır , dedi Neden moralin bozuk Sık sıkta hasta oluyorsun dedim Hatalı anlamayın, inan fakat annemi özleyipte gitmek istediğim değil Burayı fazla seviyorum Allah'ım'dan fazla korkuyorum Buraları terk edersem bana ahirette hesabını sormaz mı Bir şey diyemedim Suçlu bile hissettim kendimi O ufak kalpte bu ne imandı Ya Rabbi! Onu hayranlıkla izliyordum Bir gün fazla rahatsızlandı Doktora götürmek zorunda kaldık Bir çok tahlillerden daha sonra arkadaşım olan doktor bayan: Hoca hanım derhal bu talebeyi ailesinin yanına bayrak direği dedi şaşkınlıkla: Niçin diye sordum Bana: Olur Ya üzülecek hatta inanmayacaksın ama bu talebe Kanser Adeta başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü Sanki her tarafıma Rabbimin Rahmet sıfatı tecelli etmiş, şefkat sarmıştı Hastahaneden ayrılırken Fatma'ya hiç bir şey diyemedim Fakat anlamış gibi bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu Kulağıma eğilerek Hocamdedi Azrâil insanların canını alırken nasıldır Ağlamamak için şiddet tuttum kendimi: Güzel bir surettedir, mü'min kullara , dedim Sevindi, sanki mırıldandı: Şayet hafız olamam lakin Elhamdülillah mü'minim diye acilen anlamıştım bana önceden sormuş olduğu soruyu Demekki hastalığını biliyordu Hafız almak için Kur'an ı son vermek gerektiğini söylediğimde niçin üzüldüğünü derhal anlamıştım Bir kaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık Çünkü dayanılmaz acılar içinde olduğunu görüyorduk Evine gitmesi gerekiyordu Ailesi geldi Fatma yanıma gelerek: Bana kızmadınız değil mi Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız Ne çağrıda bulunmak nasıl kızarım sana dedim Ayrıca sonra sakın üzülme hafızlığımı bitiremedim diye Bu yola girdin ya Rabbim seni hafızlar zümresinden yazmıştır ınşaallah , dedim O Kadar sevindi fakat sarıldı boynuma; Doğrusu ben şu anda hafız sayılır mıyım Anne bak duydun değil mi Ya Rabbi bu ne aşktı Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı şu Fatma ne güzel bir kul olurdu Böylece Fatma'yı Erzurum'a uğurladık Fazla geçmedi Bir iki hafta sonradan ailesi ağırlaştığı haberini verdi Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım Bana hep hafızlık tacını merak ettiğini, rüyalarına bile girdiğini yazıyordu Bir gün sabahleyin namazından sonradan telefon çaldı Fatmanın annesiydi karşımdaki ses Acıklı bir sesle: Öğretmen hanım Fatma'yı uğurladık Rica etsem bir hatim okurmusunuzdeyince bende dayanamadım ağlamaya başladım Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan: Size ölmeden önce şunu söylememi istedi , dedi Hıçkırarak: Anneciğim hocama söyle Azrâil söylediğinden de güzelmiş Ey Rabbim senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu sen son nefesinde yalnız bırakır mısın hiç