Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Ebû bekr kettânî

Ebû bekr kettânî
0
224

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,677
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
61
EBÛ BEKR KETTÂNÎ HAYATI

Evliyânın büyüklerinden Künyesi, Ebû Bekr, adı Muhammed bin Ali bin Câfer Bağdâdî elKettânî'dir Aslen Bağdâtlı olup, ömrünün büyük bir kısmını Mekke'de geçirmiştir Ebû Bekr Kettânî, Cüneydi Bağdâdî'nin talebesidir Ebû Saîdi Harrâz, Abbâs bin Mühtedî, Amr elMekkî, Ebü'lHüseyin Nûrî gibi âlimlerin sohbetinde bulundu 933 (H322) senesinde Mekke'de vefât etti

Ebû Bekr Kettânî; verâ, takvâ, haram ve şüphelilerden kaçmada zühd, dünyâya düşkün olmama ve mârifette son derece ileri olup, Hicaz âlimlerinin büyüklerinden idiMücâhede ve riyâzette nefsin isteklerini yapmama, istemediklerini yapmada sahiden ileride ve dağıtılmış ilimlerde kâmil olup, bilhassa hakîkat ve mârifet ilimlerinde böylece derin idi

Kendisine Harem'in kandili derlerdi Sabaha değin namaz kılar ve Kur'ânı kerîm okurdu Kâbe'de otuz yıl, altın oluğun aşağı ibâdet etti Bu vakit içinde, yirmi dört saatte bir defâ abdestini tâzelerdi Tavaf yaparken, Kur'ânı kerîmi pekçok defâ hatm etmiştir Ona, Resûlullah efendimizi sallallahü aleyhi ve sellem rüyâsında fazla gördüğü için Muhammed aleyhisselâmın talebesi derlerdiPeygamberimizi rüyâda hangi gece göreceğini bilirdi Kendisine sorulan sorulardan bâzılarını, rüyâda Resûlullah'a talep eder, cevaplarını alırdı

Bir rüyâsını şöyle anlatır: Bir gece rüyâmda sevgili Peygamberimizi gördüm O'na; Kalbimdeki hevânın, nefsin arzu ve arzularının yok olması ve bundan kurtulmak için nasıl duâ edeyim?diye sordum Buyurdular ancak: Her gün kırk kez hulûsi niyetle, yâ Hayyû, yâ Kayyûm, yâ lâ ilâhe illâ ente es'elüke en tuhyiye kalbî binûri ma'rifetike edeben, dersen, kalbindeki hevâ kaybolur

Emîrülmüminîn hazreti Ali'ye aleyhinde, bende birazcık soğukluk vardı Bunun sebebi de; Resûlullah efendimiz; Ali'den diğer yiğit yokturbuyurmuşlardır Gerçi hazreti Ali adalet üzere idi Ama halîfeliği hazreti Muâviye'ye bırakıp çekilseydi, bunca kan dökülmezdi Asıl cesaret budurdiyordum

Kendisi şöyle anlatır:

Safâ ile Merve aralarında bir evim vardı Resûlullah efendimizi rüyâmda gördüm Eshâbıyla birlikte oturuyorlardı Beni yanlarına çağırıp, hazreti Ebû Bekr'e işâret ederek; Bu kimdir?buyurdu Ben; Hazreti Ebû Bekr'dirdedim Sonra; hazreti Ömer'e işâret ederek; Bu kimdir?buyurdu Hazreti Ömer'dirdedim Sonradan hazreti Osman'a işâret ederek; Bu kimdir?buyurdu Ben de; Hazreti Osman'dırdedim Daha Sonra hazreti Ali'yi işâret ederek; Bu kimdir?buyurunca, ona karşı kalbimde olan kırgınlık nedeniyle utandım Peygamber efendimiz beni hazreti Ali ile kardeş yaptılar Daha Sonra kucaklaştık ve Eshâbı kirâm dağıldılar Hazreti Ali ile başbaşa kaldık Bana; Ebû Kubeys Dağına çıkalımdeyince kabûl edip, bu dağın tepesine çıkıp oradan Mekke'yi seyretmeye başladık Uyandığım vakit kendimi bu dağın başında buldum Bu rüyâdan sonra hazreti Ali ve hazreti Muâviye'nin kıymetini daha iyi anladım

Şöyle anlatır: Gençliğimde hacca gitmek için annemden müsade alıp yola çıkmıştım Çölde bu vesileyle, üzerim kirlendi Galiba şartlarına uygun bir şekilde yola çıkmadım, diyerek geri döndüm Eve gelince annemi kapının ardındaki oturup bekler gördüm Anneciğim bana müsade vermemiş miydin?dedim Verdim lakin bu evi sensiz görmek gücüme gitti Sen yola çıkalıdan beri oturuyorum Dönüp gelmene kadar buradan kalkmamaya karar vermiştimdedi

Biri benim sohbetime devâm ederdi Ama onun sohbetimde bulunması bana ağır geliyordu Hediyeleşiniz, sevişirsinizhadîsi şerîfine uyarak ona armağan verdim Yine kalbimdeki duygu gitmedi Nihâyet bu zâtı evime götürdüm; Ayağını yüzüme basdedim, fakat basmadı, ısrâr ederek ayağını yüzüme bastırdım Kırgınlık gidip, kalbime sevgi yerleşene kadar ayağını yüzümden kaldırtmadım

Bir gün üzerinde ridâsı, paltosu bulunan nûrânî yüzlü bir zât, Mescidi Haramın, Benî Şeybe kapısından devasa bir şekilde içeri girdi Başını önüne eğmiş duran Kettânî hazretlerinin yanında gelip selâm verdi Daha Sonra; Ey imâm! Makâmı İbrâhime niçin gidip de, kısa senedlerle hadîs nakleden hocalardan hadîs dinlemiyorsun?dedi Bunun üzerine Kettânî hazretleri doğrularak; O, kimden hadîs rivâyet ediyor?diye sordu İhtiyâr zât; Ma'mer' den, Zührî'den, Ebû Hüreyre'den ve Resûlullah'ın senediyle Abdullah'tandedi Kettânî hazretleri; Sen uzun senedli olarak bahsettin Onların isnadla bahsettiği hadîsi, ben şurada isnadsız dinliyorumdedi Kimden dinliyorsun?dediğinde; Haddesenî kalbî lahza Rabbî'den, yâni kalbim, sözü yüce olan Allahü teâlâdan dinlemektedirdedi Ihtiyar zât; Peki bu sözün senedi nedir?diye sordu Kettânî; Delil şudur ki, sen Hızır aleyhisselâmsın dedi O süre Hızır aleyhisselâm; Ebû Bekr Kettânî'yi görene kadar, Allahü teâlânın velîlerinden tanımadığım yoktur sanırdım Kettânî ise beni tanıdı fakat, ben onu tanıyamadım Anladım fakat, Allahü teâlânın beni tanıyan, fakat benim kendilerini tanımadığım birçok dostları vardırdedi

Bir zât şöyle anlatır: Bir vakit, helâl yoldan elime yirmi dirhem gümüş para geçti Kettânî'nin huzûruna vardım ve bu parayı seccâdesinin bir kenarına koydum İhtiyaçlarına bu parayı harcarsın dedim Bana göz ucuyla şöyle bakarak; Ben, içinde bulunduğum şu hâli, elimde yer alan her şeyi vermekle kazandım Sen ise, dünyâ malı vererek kazandıklarımı kaybettirmek istiyorsundedi ve kalktı Seccâdesini silkeledi ve oradan gitti Ben dağılan gümüş paraları yerden toplarken; Onun yüksekliği kadar yüksek, benim de aşağılığım dek bayağılık olan bir şeyi aslâ görmedim O ne dek yüksek, ben ne dek aşağıyımdiye düşündüm

Kettânî anlatıyor: Bir gün yanıma gözyaşları içinde bir yoksul geldi ve; On günden beri karnım aç, arkadaşımdan birine karnım aç diye yakınmış, sonradan pazara gitmiştim Yolda bulduğum (Allah kadar gönderilen) bir dirhem üzerinde şöyle yazıyordu: Hak teâlâ aç olduğunu bilmiyor mu ancak, ona bu şikâyette bulunuyorsundiyordu

Ölümü yaklaştığı zaman Kettânî'ye; Hayatta iken ne durumda idin de, bu makâma ulaştın?diye sordular Şâyet ecelim yaklaşmamış olsaydı söylemezdimdedi ve devâm etti: Kırk yıl kalbimin bekçisi oldum Allahü teâlâdan başka her şeyi kalpten uzaklaştırdım Nihâyet yürek, Allahü teâlâdan başkasını bilmez hâle geldi

Buyurdu fakat: İbâdet yetmiş iki bölümdür Onların yetmiş biri Allahü teâlâdan hayâ etmek, diğeri de bütün iyiliklerdir

Bedeninle dünyâda, kalbinle âhirette ol

Allahü teâlânın yarattığı şeylere dalıp teselli etmek, kula bir cezâdır Dünyâyı ve dünyâyı sevenlere yakın durmak, onlara güvenmek ise felâkettir

Nefsin arzuları, şeytanın taktığı bir yulardır Kim, şeytanın o yularına takılırsa, doğru onun yanına gider ve ona esir olur

Ya göründüğün gibi ol ya da olduğun gibi görün

Zâhid; nefsi istediği halde dünyâdan yüz çeviren, Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yolunda ve izinde yürüyen, gâyesi âhiret olan, eli açık olup, Rabbine yönelendir

Allahü teâlânın, Arşın aşağı sabâ isimli bir rüzgârı vardır Bu yel, seher vakti eser ve seher vakti gönülden pişmanlık ve istiğfâr edenlerin hallerini Allahü teâlâya götürür

İstigfâr, tövbedir Tövbe, şu altı şeyi ihtivâ eder: Yaptığına tövbe etmek bir daha günah işlemeyeceğine azmetmek Kaçırdığı farzları gerçekleştirmek Üzerinde olan hakları sâhiplerine vermek Haramdan hâsıl olan vücuttaki fazlalıkları atmak Bedene, günahın tadını tattığı gibi, ibâdet zevkini tattırmak

Allahü teâlâ, bir mümin kulunun dilini özür dilemek için açtığı vakit, peşinden de bağışlama ve mağfiret kapısını açar

Takvâ sâhibi; nefsinin isteklerine uymayan, İslâmiyetin emirlerine bütün uyan, yakîn ile huzur bulan, tevekkül direğine dayanan kimsedir

Yakînin en faydalısı, Adalet teâlâyı büyük görmek, O'ndan başkasını küçük görmek, nefret ve ümidi kalbinde bir arada tutmaktır

Pişmanlık; kötü şeylerden tamâmen yürüyüp gitmek, Allahü teâlânın emirlerine yönelmek, sıkıntılara göğüs germek, nefsin arzularına karşı koymak, sıkıntılara sebât etmek, dürüst yola kavuşmak, Allahü teâlânın dostluğuna ve yardımına mazhâr olmaktır

Medîne, Irak, Şam ve Kûfe âlimlerinin üzerinde birleştikleri husus şudur: Dünyâya düşkün olmamak, eli açık olmak ve halka karşısında samîmi muamele etmek, insanlara tavsiye etmektir

Ameller, kulluk elbisesidir Allahü teâlâ mahrûm ettiği kimselerden bu elbiseyi çıkarır Kendisine yaklaştırmak istediği kimselere şefkat eder, devamlı bu elbise içinde kalmalarını nasîb eder

Bir müminin kalbini hoş tutmak, bana nâfile hac yapmaktan iyi gelir

Altmış yaşındaki bir kimse nefsini hesâba çekmişti Bunu gün olarak hesapladı yirmi bir bin beş yüz gün çıktı Bu gün sayısını görünce feryad etti Düşüp bayıldı Ayılınca âh eyvah bana Rabbime gideceğim Eğer her gün bir günah işlemiş olsam bu hesâba sığmaz günahlarla hâlim nice olur? dedi Daha Sonra eyvâh, dünyâya daldım! Âhiretimi harâb ettim! Çok ihsân edici Rabbime aleyhinde, isyânkâr oldum Sonradan da harâbe gibi olan bu dünyâdan saâdet yeri olan âhirete gitmekten kaçınıyorum Kıyâmette hesap günü amelsiz, sevapsız bir halde nasıl hesap vereceğim! dedi

Dostlarımdan birini vefâtından sonradan rüyâmda gördüm Sana ne muâmele yapıldı? diye sordum Günahlarımdan bana birer birer bildirilip, böyle böyle yaptın mı? denildi Evet, dedim Amel defterimde yazılmış günahlarımın herbiri gösterilip bunları yaptın mı? denildikçe evet, deyip çok utanç duydum Uzun müddet bu şekilde utanç içinde terler döktüm Sonra Rabbim beni ihsânı ile affetti, dedi
*
 

Similar threads

Ebû Bekr ElBetaihi Kimdir Irak'ta yetişen evliyânın büyüklerindendir İsmi Ebû Bekr olup, babasının adı Hüvârâ'dır Irak'ta Betâih'te yaşadığı için Betâihî nisbesi ile ünlü oldu On ikinci asrın sonları ile on üçüncü asrın başlarında yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir Irak'ın...
Cevaplar
0
Görüntüleme
199
EBÛ BEKR ELBETÂİHÎ HAYATI Irak'ta yetişen evliyânın büyüklerinden İsmi Ebû Bekr olup, babasınınki Hüvârâ'dır Irak'ta Betâih'te yaşadığı için Betâihî nisbesi ile meşhur oldu On ikinci asrın sonları ile on üçüncü asrın başlarında yaşadı Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir Irak'ın Hüvârîn ya...
Cevaplar
0
Görüntüleme
200
Ebû Bekr Bin Sa'dan Kimdir? Hayatı, Evliyânın büyüklerindendir Din bilgilerinde büyük âlimdir Hikmet ve beyan sâhibidir İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Ahmed bin Ebî Sa'dan olup, künyesi Ebû Bekr'dir Ebû Bekr Sa'dan diye Meşhûr olmuştur Doğum târihi muhakkak değildir Aslen Bağdâd'lıdır...
Cevaplar
0
Görüntüleme
201
EBÛ BEKR TAMİSTÂNÎ HAYATI Onuncu yüzyılda İran'da yaşamış büyük velîlerden İsmi Ebû Bekr'dir Tamistânî nisbesiyle meşhur olmuştur Doğum târihi bilinmemektedir 951 (H340) senesinde Nişâbur'da vefât etti Zamânındaki âlim ve velîlerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulunarak ilimde ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
286
EBÛ BEKR BENZERŞELÎ HAYATI Yemen'in büyük velîlerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden İsmi, Ebû Bekr bin Ahmed bin Ebû Bekr'dir Meşreü'rRevî kitabının müellifi olan Muhammed bin Ebû Bekir'in babasıdır Hazreti Hüseyin'in neslinden olup, seyyiddir Hazreti Ali'nin soyuna mensûb olanlar...
Cevaplar
0
Görüntüleme
174
858,506Konular
983,057Mesajlar
33,112Kullanıcılar
fekaSon üye
Üst Alt