Ece Sükan ve aşk aşık olunca karnına ağrılar girdiğini söyleyen oyuncu aşk için bakalım neler söyledi MANTIK DEĞIL, AŞK VE ARZU ÖNEMLI! 1548636288 1548636288 ecesukanveask5c4e508461973ecesukanveask5c4e508461973 http:wwwgeccecomserviceMakeThumbaspx?Image webimageshabersukan23mart&w 415&Alt webimageshaberhaberlrg ‘AŞK YAKAR’ DİZİSİYLE MODADA OLDUĞU KADAR OYUNCULUKTA DA İDDİALI OLDUĞUNU İSPATLAYAN ECE SÜKAN, KONU AŞKTAN AÇILINCA MANTIKLI BİR KADIN OLMADIĞINI SÖYLÜYOR “Aşk ve arzu benim hayatımda daha önemli’ diyen Sükan, sanattan beslenen bir insanın mantık karşı aşk ve tutkuyu seçmemesinin muhtemel olmadığını da ekliyor Türkiye’de moda ve vintage denince akıllara gelen birincil isim şüphesiz ki Ece Sükan Şimdilerde ‘Aşk Yakar’ dizisiyle Kanal D ekranlarında izlediğimiz Sükan ile Nişantaşı’ndaki mağazasında buluştuk Modadan yola çıktık, podyumlarda ilerledik, eğitimciliğinden oyunculuğuna dek geldik Ece Sükan’ı son zamanlarda ‘Aşk Yakar’ dizisiyle konuşuyoruz ancak Ece Sükan denilince akıllara oyunculuktan fazla moda ve vintage geliyor Söze modadan başlamadan önce, üniversite yıllarınıza gitmek istiyorum ODTÜ’de psikoloji okumuşsunuz Modaya ilginiz ne zaman başladı? Daima vardı gerçekten Şu Anda geriye dönüp baktığım vakit ortaokulda da, lisede de ilgimin olduğunu görüyorum Çok bilinçli olarak moda takibi değildi benimki lakin giyinmeyi seviyordum Öbür aksesuarlar kullanırdım örneğin Ankara’da çok pozitif mağaza olmamasına karşın pasajların yıkıntıilginç yerlerinde yıkıntıilginç butikler keşfederdim Annem tiyatro oyuncusudur Annemle beraber oynadığı oyunlara gittiğimde vaktimin çoğunu kuliste geçirirdim O kostümleri fazla severdim Okula giderken bile formama bir şeyler yapardım belli Üniversite bittikten sonradan İstanbul’a taşınmaya karar verdim Modayla ilgili bir şeyler gerçekleştirmek istiyordum Psikolojiyi fazla seviyorum fakat gün olur master’ımı yapıp psikolojiye dönerim dedim Moda ve dergilerle ilgili bir şey gerçekleştirmek istedim New York’a gitmeniz ve orada bir zaman kalmanız moda açısından önemli bir yer teşkil ediyor olmalı hayatınızda Neler yaptınız New York’ta? New York’ta aslında çok beslendim Algılarım fazla açık gittim Bir şeye nasıl bir niyetle başlar ve ne olmak üzere giderseniz, o olur O yüzden orada geçirdiğim her gün bir şeyler öğrendim Ilk etapta kendime anında bir resim makinesi aldım ve her günümü fotoğrafladım FIT’nin (Moda Teknoloji Enstitüsü) styling derslerine gittim Benim Türkiye’de iki senelik bir Marie Claire portfolyom vardı Oradan ders edinmek için görüşmeye gittiğimde okulun birim başkanı beni ilk derse misafir öğretmen olarak sokmuştu Portfolyoma inanamamışlardı Türkiye’den de böyle bir şey beklemiyorlardı Bir yanlamasına restoranda hosteslik yapıyordum, bir yana da Türkiye’den bağlantılarımı koparmamak ve orada yaptığım çekimlerin Türkiye’de yayımlanması için uğraşıyordum Sonradan W Hotel’lerin imaj çekimleri için beni istediler O vakit yanımda muavin değil, hiçbir şey değil New York’ta nasıl giysi alınır derken mahsul toplayıp iyi bir çekim çıkarmıştım Aralıksız vintage ile alakalı dergi ve kitap edinmek için kitapçılara gidiyordum Saatlerce zaman geçiriyordum oralarda Orada meşhur isimlere de rastlıyorsunuz Çünkü herkes eski kitaplardan ilham alıyor Orada dinç bağlantılar kurmuştum Ne değin devam ettiniz moda editörlüğüne? Türkiye’ye döndükten sonradan da devam ettim, hâlâ da devam ediyorum Eskiden daha yoğundum ve daha fazla bağlıydım dergiye Son birkaç senedir dışarıdan yapıyorum Hâlâ Marie Claire’e çekim yapıp yolluyorum, ikiüç ayda bir Yoğunluk azaldı sadece Kopmadım Firmalara, katalog ve kampanyalara da çekimler yapıyorum Türkiye’ye döndüğünüzde kendinizi nerede buldunuz? Burada da aniden ivme yakaladım Orada kendimi pek güzel beslemiştim ki, enerjim burada da algılandı Olur Ya de ihtiyaç vardı Burada işlerim daha çok ilerledi Pişmiş olarak gelmiştim çünkü Ayrıca modellikte keza editörlükte Bazen düşünüyorum, orada kalsaydım da fazla başarılı olurdum O network’ün içine girdim ve gördüm çünkü İyi ancak dönmüşüm çünkü burada da yerine getirmek istediklerimi yapabileceğim bir yol açıldı önüme İstanbul’un en gözde semti olan Nişantaşı’nda bir vintage mağazanız var Bu mağazayı açmaya nasıl karar verdiniz? Çok spontane bir karardı Bana bundan üç yıl evvel Nişantaşı’nda bir mağaza açacağımı söyleseniz “Yok canım ne işim olur mağazada? derdim Fakat belli olmuyor işte Ben kendi kendime giysi ve aksesuar topluyordum Çünkü bir moda editörü için önemlidir böyle şeyler; bir gün bir çekimde mutlaka lüzumlu olur Evim buraya fazla yakın Haftalarca bu dükkanın camında kiralık ilanı asılı kaldı Gelip geçip ilana bakıyordum Fiyatını sormadım bile çünkü biliyorum oysa fazla fiyatı yüksek burada kiralar Fakat bu dükkan beni bekledi resmi olarak Böyle bir yerin ikiüç hafta beklemesi imkansızdır çünkü Bir gün üşenmedim telefon açtım Fazla uygun geldi fiyatı “Ee, hadi bari deyip gözümü kararttım Fazla düşününce yapılacak bir iş yok fiilen Fazla detaylı düşünseydim vazgeçerdim Benim yaptığım iş, ticaret işi değildi Çağrıda Bulunmak oysa paldır küldür girmem doğruymuş Dünyadaki vintage çılgınlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Fazla olumlu değerlendiriyorum Çünkü artık akım o yönde Insanlar bundan böyle bireyselliğini arıyor modada Cümbür Cemaat her şeyi alabiliyor, giyebiliyor Biraz para biriktirir, alırsın O markaları giymek şiddet bir şey yok Manâli olan New York, Paris, Londra gibi gelişmiş moda şehirlerinde vintage giyme ricası ön plana çıkıyor Çünkü o vakit sen bireyselliğini ön plana itiyorsun Bu da en büyük stil sırrıdır hayattaki O vakit ne oluyor, sürüden ayrılıyorsun Modanın emir ediciliğine karşısında durabiliyorsun Moda bu sene küçük etekse ben giymeyeceğim, uzun vintage elbisemi giyeceğim diyorsun Gelişmiş moda şehirlerinde insanların üzerinde aynı şeyleri görmekten sıkılmışlar id Sizce Türkiye ne durumda, ikinci el eşyalar fazla talep görüyor mu? Daha fazla kimler seçim ediyor ikinci elleri? Bizde maalesef yolu var hâlâ bu işin Çünkü hâlâ belirli bir çantayı takmak bir statü sembolü muhakkak bir kesim arasında Bu aşılamıyor daha