iltasyazilim
FD Üye
EDEBİYAT NEDİR, EDEBİYATIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
Okuyanlara estetik (sanatsal) bir doyum sağlamak amacıyla yazılı, veya böyle bir amacı olmasa bile biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen tüm yazılmış eserlere edebiyat denir Edebiyat bir anlatım biçimidir Fikir ve duyguları güzel ve etkin bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir Herhangi bir metnin edebiyat eseri sayılabilmesi için sanatsal değerler taşıması gerekir
Edebiyatın ne olduğunu anlayabilmek için onun, dilden, hitabe ve düzyazı dilinden farklı olan yanlarını ortaya düzenlemek gereklidir
Tavır ve düzyazı dilinde, dil bir araç, sözcükleri kullanmakla girişilmiş, muhakkak bir amaca dönük eylemdir Doğruyu araştırma, ortaya koyma, başkalarına iletme aracıdır Söylev ve yazı dilinde sözcükler görevini yaptıktan sonradan işe yaramaz ışık halkası kazanç Önemli olan meydana getireceği sonuçlardır Netice yani kasıt, onu okuyan, ya da dinleyendeki değişimdir Düşüncemizi dile getiren sözcükleri nasıl biçimlendirdiğimizi unuturuz Onlar aracılığı ile düşüncemizi ilettiğimiz birey de onların nasıl biçimlendirildiğine dikkat etmez Unutur Dil, bizi direkt öteki insanlarla yada eşya ve düşüncelerle karşısında karşıya getirir Konuşma ve yazı dilinde sözcükler saydamdır Uçarıdır Aradan kaybolur gider
Ama şiir ve edebiyatta bunların bütün tersi oluşmaktadır Şiir ve edebiyatta dil bir araç yok, birazcık amaçtır Şiir ve edebiyatta dil, sözcükler, cümleler ve biçimler objektif (tarafsız) ışık halkası gelirler, şeyleşirler İnsanla öteki insanların, eşyanın ve düşüncelerin arasına girip saydamlaşmaz şiir Uçarı hale gelmez hitabe ve düzyazı da olduğu gibi Bütün aksine, karşımıza çıkar Resim gibi, heykel, müzik, inşa gibi (eşya) değeri kazanır
Şair cümle kurmaz, bir nesne meydana getirir Sözcüklerle, güzel, unutulmaz biçimler yaratır Sözcüklerin bir araya özel biçimler altında getirilişinde derin eğilimler dürtüsü vardır Şair, dilde olduğu gibi sözcüklerden yararlanmaz Onlara yardımcı olur Renk, ses, hacim gibi onları şeyleştirir, kırar, bozar ve her yerde birleştirerek bir şiir dünyası kurar
Sözlerin ve sözcüklerin nesnelleştirilerek özel işaretler, deyişler, tılsımlı biçimler haline getirilmesi, bunların sihir ve sihir alanında kullanılması, unutulmayan, ezberlenen özel biçimlerle yeniden edilmesi, şiirin doğuşunu hazırlayan en eski etkenlerdir Bu yönden denilebilir oysa, yazı şöyle dursun, bütün konuşma dilinin bile gerçekleşmediği, insanın ve insanlığını en eski tarihinde şiir ve şiir dili vardır Seslenmek ama, edebiyat, dilden önce idi
aynı zamanda gerçek şiir ve edebiyat yazının bulunup kullanılmasından daha sonra gelişmiştir Sanat dışı konularda (politika, hukuk, mektup vb alanlarda) bile birincil yazılmış metinler, edebiyata yakın, destanî, alımlılık iddiası ile yüklü oldukça nesnel eserler olmuşlardır *
Okuyanlara estetik (sanatsal) bir doyum sağlamak amacıyla yazılı, veya böyle bir amacı olmasa bile biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen tüm yazılmış eserlere edebiyat denir Edebiyat bir anlatım biçimidir Fikir ve duyguları güzel ve etkin bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir Herhangi bir metnin edebiyat eseri sayılabilmesi için sanatsal değerler taşıması gerekir
Edebiyatın ne olduğunu anlayabilmek için onun, dilden, hitabe ve düzyazı dilinden farklı olan yanlarını ortaya düzenlemek gereklidir
Tavır ve düzyazı dilinde, dil bir araç, sözcükleri kullanmakla girişilmiş, muhakkak bir amaca dönük eylemdir Doğruyu araştırma, ortaya koyma, başkalarına iletme aracıdır Söylev ve yazı dilinde sözcükler görevini yaptıktan sonradan işe yaramaz ışık halkası kazanç Önemli olan meydana getireceği sonuçlardır Netice yani kasıt, onu okuyan, ya da dinleyendeki değişimdir Düşüncemizi dile getiren sözcükleri nasıl biçimlendirdiğimizi unuturuz Onlar aracılığı ile düşüncemizi ilettiğimiz birey de onların nasıl biçimlendirildiğine dikkat etmez Unutur Dil, bizi direkt öteki insanlarla yada eşya ve düşüncelerle karşısında karşıya getirir Konuşma ve yazı dilinde sözcükler saydamdır Uçarıdır Aradan kaybolur gider
Ama şiir ve edebiyatta bunların bütün tersi oluşmaktadır Şiir ve edebiyatta dil bir araç yok, birazcık amaçtır Şiir ve edebiyatta dil, sözcükler, cümleler ve biçimler objektif (tarafsız) ışık halkası gelirler, şeyleşirler İnsanla öteki insanların, eşyanın ve düşüncelerin arasına girip saydamlaşmaz şiir Uçarı hale gelmez hitabe ve düzyazı da olduğu gibi Bütün aksine, karşımıza çıkar Resim gibi, heykel, müzik, inşa gibi (eşya) değeri kazanır
Şair cümle kurmaz, bir nesne meydana getirir Sözcüklerle, güzel, unutulmaz biçimler yaratır Sözcüklerin bir araya özel biçimler altında getirilişinde derin eğilimler dürtüsü vardır Şair, dilde olduğu gibi sözcüklerden yararlanmaz Onlara yardımcı olur Renk, ses, hacim gibi onları şeyleştirir, kırar, bozar ve her yerde birleştirerek bir şiir dünyası kurar
Sözlerin ve sözcüklerin nesnelleştirilerek özel işaretler, deyişler, tılsımlı biçimler haline getirilmesi, bunların sihir ve sihir alanında kullanılması, unutulmayan, ezberlenen özel biçimlerle yeniden edilmesi, şiirin doğuşunu hazırlayan en eski etkenlerdir Bu yönden denilebilir oysa, yazı şöyle dursun, bütün konuşma dilinin bile gerçekleşmediği, insanın ve insanlığını en eski tarihinde şiir ve şiir dili vardır Seslenmek ama, edebiyat, dilden önce idi
aynı zamanda gerçek şiir ve edebiyat yazının bulunup kullanılmasından daha sonra gelişmiştir Sanat dışı konularda (politika, hukuk, mektup vb alanlarda) bile birincil yazılmış metinler, edebiyata yakın, destanî, alımlılık iddiası ile yüklü oldukça nesnel eserler olmuşlardır *