Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Edip Cansever Edebi Kişiliği

Edip Cansever Edebi Kişiliği

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Edip Cansever Yazınsal Kişiliği
Edip Cansever Edebi Hayatı
Edip Cansever Kişiliği

Edip Cansever,
Edip Cansever, şiirin yaratıldıktan sonra insan gibi yaşadığına inanır Bu inançla “kendimi yaşama hazırlar gibi kuruyorum şiiri der Şair, şiir yazmaya eğilimli olduğu zamanlarda esini kendi çağırarak o nereden ve nasıl geldiği bilinmeyen sesin sözcüklere dönüştüğünü söyler Şiir yazma sürecini de şu sözlerinde görmekteyiz:
“Şiirlerimi yazı makinesiyle yazarım Yazarken benzer anda şiiri bakmak önemlidir benim için Ön çalışmalarım kalabalıklara karışmak, yolculuklara çıkmak, yıllardır bitiremediğim İstanbul ’u an be an dolaşmaktır bir de denizsiz yapamam Yaşamım bir kıyının yaşamı gibidir

Cansever, şiirde “düşünceyi örtmek alışkanlığı yerine, onu açığa çıkarıp, şiirsel mutluluğa bu yoldan varmayı sınamak Yani düpedüz ‘düşüncenin şiiri ’ni bulmak, onu yaratmak… amacını taşımaktadır Cansever ’e kadar değişik şiir alanları, fakat değişik düşüncelerle, düşünme yöntemleriyle kurulur Dönemindeki şiiri “bir sürü öğelerinden soyarak, ‘sözlerle yeni biçimler hazırlamak ’ biçiminde tanımlar

Edip Cansever ’e tarafından şiir, gereksinilen bir çaba olmaktan öte, yaşama nedeni, öbür hayat kesitlerini gözlemlerken çevresinde oluşmaya başlayan imge atmosferlerine yeni yörüngeler arama etkinliğidir Bu şekilde şiirde daima icat ardından olmuştur

Cansever ’e kadar şiirde gerçek yenilik “salt kendimiz olan bölgelerdeki zenginliğin bulunup çıkarılmasıdır
Şiirlerinde, çelişkilerin dramına ya da bunların toplamı olan bir trajiğe geçme gereksinimi duyduğunu belirtir Yeniliğin ve değişikliğin de bu şekilde ortaya çıktığını düşünür Adnan Benk de Edip Cansever ’in şiirini “aynı düzeydeki iki öğeyi, basmakalıp nesnelerle sıra dışı bir yaşantıyı, dışa dönük ile içe dönüğü birleştirme kaygısı olarak niteler

Cansever, İkinci Yeni şiirini bir akım yok de şiirde yenileşme hareketi olarak değerlendirir:

“ İkinci Yeni ’ye gelince, bu deyimi ilk olarak ortaya atanlar, tutarsız bir anlayışı müdafaa etmek istemişlerdir; ‘sözcüklerin rastlantısallığına ’,‘şiirin toplumsal bir görevi olmadığına ’ inandırmışlardı kendilerini İşte bu yanlış görüş, bu hatalı tanıtma yüzünden “İkinci Yeni denen olguyu kimse benimsemek istemedi Nitekim benzer hafıza önce yadırgandı, sonradan da çürütüldü Çünkü ayrıca manâ, keza de toplumsal öz
bakımından yüklü, olgun, yeni bir şiire varıldı Burada şunu da ayrıntıları ile belirtmek gerekir: “İkinci Yeniye bir akıntı niteliği kazandırmak, ikinci bir yanılgıya düşmek olur O, öbür şairlerin, öbür kişilikler kurduğu bir yenileşme alanıdır olsa olsa…

Edip Cansever, ayrı özellikler belirten şiir ve şairler olması nedeniyle İkinci Yeni ’nin kuramsal olmadığını savunmuştur

Edip Cansever, İkinci Yeni ’nin direkt bir tepki şiiri olmadığını öne sürer Garipçilerin getirdiği yeniliği, bahşedilen şiir örneklerini kendileri için gerçek bir şiir geleneği sayar Çünkü Garipçiler tamamen, böylesi geniş, böylesi sağlam bir şiir ortamı yaratılmıştır “Görünmeyen Fiziki adlı yazısında bu konuyla ilgili olarak şöyle demektedir:
“Yok Edici bir şiir akımı bile yıktığı değerlerle beslenmek, geride bıraktığı dil, biçim, yapı
özelliklerini kaynak yaparak kuvvetlenmek zorundadır
Cansever ’e göre geleneğe karşısında da gelse şiir karşısında çıktığı şiirden de mutlaka etkiler almış demektir bu nedenle Edip Cansever şiiri sürekliliği olan, değişen, yenilenen şiirdir Edip Cansever ’in şiirinde
gördüğümüz özellikler şairin kendine özgü bir şiir oluşturduğunu göstermektedir

Şiirinin her döneminde metamorfoz ve buluş görülmekle birlikte, Edip Cansever ’in vazgeçemediği, alt olduğu tek hipotez TS Eliot ’ın “nesnel karşılık kuramıdır Edip Cansever, bu kuramın kendi şiirlerinde nasıl yer aldığını şu şekilde ifade etmektedir:
“ Her şeyi birtakım nesnelerle vermeyi her zaman yeğlerim Vazgeçemediğim bir şeydir bu Eliot ’ın nesnel karşılık kuramından yola çıkıyorsak coşkularımız, duygularımız, düşüncelerimiz şiire aktarıldığı vakit oradaki tarafsız karşılıklarını bulmalı Bir şiir içindeki nesnelerle, içindeki yaşam biçimleriyle, ilişkilerle ve daha bir sürü ögeyle oluşturulur Ve ben buna çok inanıyorum Bu şiirlerde patavatsız ayrıntı sayılabilecek şeyler gerçekte bir fon gibi gerekli olan ögelerdir

Somut soyut şiir tartışmalarının yapıldığı bu dönem içinde Edip Cansever her ne dek görünmeyen ve kapalı şiir yazmakla eleştirilmişse şiirin bir soyutlama işi olduğunu kabul etmiş, ama somutlama yapılmadan şiirde hiçbir şey elde edilemeyeceğini savunmuştur Şiirdeki somutlama kaygısından ötürü “şiirsel süsleme oluşturma amacıyla şiirinde duyguların tarafsız karşılığı bazı ögeler kullanmıştır

Edip Cansever ’e göre görünmeyen şiir: “ne kapalı, ne anlamsız, ne de toplumcu olmayan şiirlerdir Soyut şiir, olsa olsa daha yazılmamış bir şiirdir; bundan başka yazılı görünüp de, belirlenmiş bir şiir düzeninde yer almamış, geleneğinden kopuk, geleceğe yönelmemiş, salt ozanını ilgilendiren her türlü şiir soyuttur

Edip Cansever ’e kadar mısra işlevini yitirmiştir; şiiri şiir yapan bir birim olarak yürürlükten kalkmış, bir ölçü olmaktan çoktan çıkmıştır Şiire ölçü olarak ise düşşel ve ussal bir ölçü olmalıdır “Usla okumalı, şiiri, usla biriktirmeli bundan böyle; mısra ile yok Diyeceğim ille de bir ölçü gerekliyse, bu, düşünselussal bir ölçü olmalı Tek sesli şiirden polifonik şiire yönelişteki en ayrıntılı ölçü de budur

Cansever ’e göre dil, değişen koşulların, değişen düşüncelerin, değişen beğenilerin, doğal bir sonucudur Düşüncenin durması çağrıda bulunmak, hayatın da durması demektir T S Eliot ’un, bir kelimenin, bir imajın, bir durumun okuyucuda da benzer duyguları uyandıracak şekilde kullanılması olan “objektif karşılık kuramı, şiirlerinde nesnelerin büyük yer tuttuğu bir dekor oluşturan Edip Cansever için oldukça manâlı bir kuramdır Cansever, “Şiirlerim küçük insandan, ufak durumsal anlardan çok, insan dramını,
yani bir çelişkiler, karşıtlıklar bütünlüğünü içermeye karşın olduğundan, bu dekorun nesneleri de, insanları da daha bir hareket halinde görünüyorlar sanırım sözleriyle bu kurama verdiği önemi belirtirken hem bir şairin işinin bir yerde kuramı da bozmak olduğunu söyleyerek, daima şiirin yeniye ve değişime dönük olması gerektiğini savunmaktadır

Nesnelerin Edip Cansever ’in şiirinde bu değin manâlı olmasının nedeni, şiirsel bir dekor oluşturma ilkesiyle ve onun söylemek istediğiyle yani şiirinin amacıyla ilgilidir Cansever, insanı, insanın sorunlarını evrensel bir yapıda ele alarak açıklamak istemektedir Edip Cansever ’e göre hakiki maddedir, nesnelerdir Özdemir İnce de Edip Cansever ’in şiirinin bu nesnelere derinlemesine bakışını şu şekilde değerlendirir:
“Nesnenin geçmiş ve geleceği temsil etmesine, göstermesine gerek değil Edip Cansever ’in şiirinde (veya tüm modern şiirde), çünkü vakit üç boyutuyla şu anda var olan nesnenin kendisidir, kendisindedir

Cansever bilhassa uzun şiirlerinde bir sorunsalı kucaklamak, o sorunsalı genel olarak yanıtsız sorularla büyütmekten yana olduğunu söyler Bu sözleri de ben ’in belirsizliğinin çok yorumluluğu karşılamak amaçlı olduğunu gösteriyor
Edip Cansever ’in modernist oluşu ve insana yönelişi üstüne Ahmet Oktay ’ın tespitleri ise şu sözleriyle ifadesini bulur: “Cansever, son kitabına dek defalarca özcü bir şair olarak kaldı, bildirmek bile artı: Modernistti Gelgelelim bu modernizmi moda olarak yok, çağcıl ve güncel olanın, üstelik insanal olanın iletilmesinin zorunlu bir ögesi olarak anlıyordu

Dünyaya bakışının ürünleri olan “usla okunan, usla biriktirilen şiirlerinde Edip Cansever, insanı, insanla gelen en modern sorunları karşılayabilecek şiirin polifonik bir şiir olması gerektiğini savunur Uzun şiirlerinde ise bir sorunsallık laf konusudur Bu bakımdan, belli bir konusu olabileceği gibi, bir temayı da işleyebilir Kesin bir konuyu ya da temayı ele alırken hikaye ve tiyatro gibi ögelerden yararlanmıştır

Edip Cansever, Oteller Kenti üzerine yaptığı bir konuşmada, “düzyazısal şiir deyimini kullanır Cansever ’e tarafından, bütün sanatsal türler, şiirin potasında eriyebildiğince, şiirin doğal gereçleridir “Düz yazıya geçmiş ozan anlamı genişletip yoğunlaştırıyor Dize yerine devinim, mısrayı ölçü olmak yerine usu ölçü gerçekleştirmek yoluna gitmiştir Şairin Seyir Defteri şiir kitabıyla birlikte şiirde şarkı sözleri, atasözleri, ahali türküleri, halk müziği şiirleri, ilanlar, afişler, millet arasında kullanımı yaygın küfürbaz deyişler ve buna aynı kalıpları olduğu gibi değil değiştirerek ve şiirin içinde eriterek kullandığı görülmektedir
Şair bu şekilde her döneminde şiire yenilikler katmaya çalışmış değişimin ve yeniliğin savunucusu olmaya devam etmiştir Şiirde, dış ses ve iç sese daha eksik önem verirken, şiirde yankı bir yapıya
ulaşmaya çalışmıştır Şiiri bir inşa ve bir mimari olarak ele alıp seslerin dağılımını, tıpkı konser salonundaki gibi şiirsel yapıda dağıtmak ve ortaya fazla öbür bir ses çıkarmaya kastetmek Edip Cansever ’in amacıdır Bu düşüncesinin örnekleri İlkyaz Şikâyetçileri adlı şiir kitabında vermiştir

İkinci Yeni dönemi ve Edip Cansever şiiriyle ilgili olarak en çok tartışılan konulardan biri olan soyut ve maddesel yaklaşımıyla ilgili olarak Cansever kendi yolunu şu şekilde çizer: “Yapacağım meslek fakat doğru ama yanlış görünmeyensomut ikilemini kaldırmayı denemek…

Edip Cansever, şiirindeki sorgulama unsurunun bu kadar fazla olmasının nedenini ise “duyulmamış duyguların tarihçisi olarak sorulacak çok sorusu olması ve bunları kendi kendine sorması olarak değerlendirir Şair bu şekilde içinde yaşadığı toplumun, çevrenin ve kendinin bilincine daha iyi varabilmeyi ister Şiirlerinde bireyi toplum içinde fiziksel olarak görünür duruma getirmek ve daha derinlere inerek bireyin içsel dramını kurcalamak çabasındadır Sorular sormaya ve bu soruları çoğaltmaya çalışır Yazdıkça bilmediklerine, tanımadıklarına, daha önce düşünülmemiş, söylenilmemişe ulaşmaya çalıştığını belirtir
*
 
858,474Konular
981,226Mesajlar
29,547Kullanıcılar
sonertSon üye
Üst Alt