iltasyazilim
FD Üye
Edirne Gezilecek Yerler
Edirne Gezilecek Yerler Nereler
Edirne Gezilecek Mekanlar
Ülkemizdeki nehirler arasında denge profilini oluşturmuş tek dere: Meriç
Meriç Nehri ,Rumeli'nin Arda nehri ile birlikte en büyük nehirlerden biridir
Bulgaristan'da Rodop dağlarının kuzeyınden doğar ,Fılıbe ovasından gecerek Edirne üzerinden Türkiye'ye girer Arda ve Tunca ile birleşerek Yunanistan ve Türkiye sınırını oluşturur İpsala civarında Ergene Nehrini içine alırİki kola ayrılırİlk kol Yunanıstan topraklarına gecerÖteki kol ise Enez ilçesinde Ege Denizi'ne karışır
Meriç nehri Türkiye'nin 10 büyük nehridir
Meriç Irmağı 490 km uzunluğundadır Türkiye'de kalan bölümü ise 211 km'dir
Meriç Nehri, Yunanistan ile Türkiye sınırının bir kısmını oluşturur
Bulgaristan'da doğarak Türkiye'ye giren ve Edirne üzerinde Ege Denizi'ne dökülen ırmaktır
Meriç Irmağı 490 km uzunluğundadır
Meriç Nehri Türk sınırları içinde başlangıçta Edirne kuzeyinde Arda ile karışır
Bundan daha sonra Edirne güneyinde Tunca Nehri Meriç Nehri ile birleşir Uzun bir vakit TürkYunan sınırını çizerek akan Meriç Nehrine İpsala yakınlarında Balabancık Köyü batı kısmında Ergene Nehri karışır
Meriç Nehri İpsala güneyinde iki kola ayrılır Birinci kol Türk sınırını İçterk ederek Yunanistana geçer ve Saros Körfezine dökülür Diğer kol ise bataklıklar oluşturarak Gala gölü gibi göllenmeler yaparak Türk topraklarından Enez yakınlarında Saros Körfezine (EGE DENİZİ) dökülür Rumeli'nin en büyük nehirlerinden biri
Rodop dağının kuzey eteği yakınlarından çıkar Bulgaristan'ın Filibe ovasını, Edirne şehrini, Batı Trakya'yı suladıktan sonradan, Ege Denizine dökülür Uzunluğu 490 kilometredir Bunun 172 kilometresi Türkiye'dedir kolları Ergene, Arda ve Tunca'dır
Edirne şehrinin batısı ve güneyinden akıp giden, yağmurlu zamanlarda kardeşi tunca nehriyle taşmak suretiyle birleşen nehrimizdir
Ayrıca ülkemizdeki nehirler arasında denge profilini oluşturmuş tek nehirdir
tuna nehrinin bir kolu olup edirne'nin enez ilçesinden ege denizine dökülmektedir
meriç nehri yunanistan ile de sınırımızı oluşturmaktadır
üzerindeki köprü ile akarsu o kadar bir tamlık sağlamıştır fakat neredeyse bir tabloya bakıyormuşsunuz hissi uyandırır etrafındaki kafelerde çayınızı yudumlayıp, manzaraya dalıyorsunuz
Hafızağa Konağı ve Vali Fahri Yücel Şehir Halkı M
Edirne Vali Fahri Yücel Büyük Kasaba Tarihi Müzesi
Edirne Vali Fahri Yücel Büyük Kasaba Tarihi Müzesi, maddi kültür öğelerini toplayan ve izleyiciye gösteren müzelerden farklı olarak; soyut tarihi maddesel ifadelere dönüştüren ve halkı izleyici olmaktan, müze kullanıcısı olmaya yönlendiren modern bir deneyimdir Şehir Müzesi, Edirnemizin yaşadığı tarihi serüveni canlandıran, geçmişin kültürel birikimini bugünle buluşturan, Edirnelinin kentle ilişki kurmasını, kentine bağlanmasını özendirme eden bir olgudur Edirne Büyük Kasaba Tarihi Müzesi, paylaşılmış geleneklerden ve iki taraflı tarihten gelen vakit ve mekan duygusunu geliştirmeyi amaçlayan, kentin geleceği için yararlı olacak uğraşılarda rol üstlenmeyi planlayan bir kuruluştur
Müzede ziyaretçiye kentle ilgili bir çıkış noktası verilmekte, anahtar veri ve nesneler gösterilmektedir Kurulma çalışmaları sürekli arşiv ve veri operasyon merkezinde, ziyaretçilerin veri ve belgeleri dijital ortamda tedarik edebileceği, bilimsel incelemeler yapabileceği bir bilgi tabanı programı oluşturulmaktadır Bilginin depolandığı bu müze, ziyaretçiyi veri arayışına özendirme edecek, tarih bilincini geliştirme ve bunu gelecek kuşaklara aktarmada rol üstlenecektir Edirnenin tarihöncesi çağlardan günümüze uzanan öyküsünün yazı ve fotoğraflarla anlatıldığı Büyük Kasaba Tarihi Müzesinde; bu topraklar üstünde yaşayan insanların yarattıkları uygarlık birikimi, kültürel miras, kentli insanın yaşam biçimi, gelenekleri ziyaretçiye aktarılmakta ve kente öbür bir bakış açısı kazandırılmaktadır
Hafızağa Konağı; Bir Kültür Mirası
Hafızağa Konağı, Edirnenin tarihsel ve kültürel yaşamında özel bir yere sahiptir Anıtsal mimari eserlerin bulunduğu tarihi şehir halkı dokusu içinde yer alan konağın ilk sahibi Hafız ağa dönemin siyasi olayları içinde yer almış bir kişiydi Osmanlının son döneminde siyasi gelişmelere de şahit olan Hafızağa Konağı İttihat ve Terakki cemiyetinin rahat toplantılarına ev sahipliği yapmıştı Hafızağadan sonra konağın mülkü oğlu Bekir Kovankayaya; 1940 yılında, onun çocukları Mehmet ve Fatma Dervişe, 1967de de Fatma Naciye Kovankayaya geçmiştir Varislerince 1989 yılında Abdurrahman Akgüne satılan Hafızağa Konağı, 2000 yılının Kasım ayında Edirne Valiliği ve TBMM Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığının ödeneğiyle satın alınmıştır
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Alan Kurulunun onayladığı Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon projeleri ÇEKÜL Vakfı göre yaptırılmıştır Edirne Valiliği binanın restorasyonu, bütün mimari öğeleri aslına uygun düşmek üzere, büyük bir özenle 14 ayda tamamlamıştır
Uzunkum
1700 metre uzunluğunda, 200 dönüm arazi üstünde yer alan Uzunkum koyunun sağ tarafı meşelik, çadır kurma, kamp yeri Buraya aynı zamanda İtalyan Koyu, Kale de deniyor Hiç kazı çalışması yapılmamış Bizans dönemi harabeler bulunuyor Sol taraf ise 200 metrelik Deniz Arasıdenilen bir diğer doğal koy Sahilin Mecidiye Beldesine uzaklığı yalnızca 3 km Araçlarına binip gelenler sahil boyunca araçları park ediyor, kaldıkları vakit içinde araçlarını beraberlerinde getirdikleri için, araçlar ev gibi de kullanılıyor Tesis bulunmayan doğanın bakirliğine âşık olanlar, temiz deniz ve Kaz Dağlarından kopup, Edremit Körfezi'nden dönüp gelen temiz havanın tadını pırıl pırıl kumlarda yaz her tarafında, hatta sene her tarafında doyasıya çıkarıyorlar Fiilen hangi mevsim giderseniz gidin yörede mutlaka birkaç balık adam, amatör balıkadam görebiliyorsunuz Keşan Mecidiye Beldesi belediye hizmeti olarak tuvalet, duş, soyunma kabini, ağaç gölgelikler yapmış Bir turizm görevli tahsis edip çöpleri birleştirme gibi hizmetlerde bulunuyor Tüm bu işler için araçla gelen ziyaretçilerden 5 YTL antre ücreti toplanıyor
Turizm görevlisi (Ümit Yaşar Ergen: Gsm: 0544 513 43 38) Kışın Mecidiye Belediyesinde, yazın Uzunkum'da tayin yapıyor
Dünya üstünde kirlenmemiş deniz sayısı şipşak azalırken, sanayi bulunmadığı ve atık olmadığı için deniz dibi netlik mesafesi olabildiğince uzun gösterme sağlıyor Her yönden esen körfeze özgü rüzgâr, her gün taşıdığını bir ertesi gün alıp açıklara geri götürüyor Deniz rengi ise tarifi imkânsız mavilikler barındırıyor Gözü dinlendiren mavi tonlara sahip deniz Akdeniz'e oranla daha eksik tuz olması balıkları da kendi sularına çekmeyi başarıyor Her çeşit balığın bulunduğu Saroz'da yörenin en ünlü balığı ise tartışmasız Saroz Levreği sayılıyor Uzunkum'un olağanüstü güzellikte kumsalı üstünde güneşlenip piknik yapan aileler günübirlik başvuru formu alanında kurdukları çadırlarda veya geçici süre için yapılmış ilkel gölgelikler aşağıda günlerini geçiriyor çam ve deniz kokulu rüzgârla hem bünyelerini keza ruhlarını dinlendiriyor
Sualtı cenneti
Saroz Körfezinin ve kıyı her tarafında yer alan koyların en büyük özelliği sualtı avcılığı ve su altı fotoğrafçılığı için zengin bir plato olması, farklı alanlara yönlendirilmiş kompozisyonlara imkân vermesi Çevrede ikâmetgâh olmadığı için balıklar insanlardan korkmuyor Ola Ki de böylece körfezin açıklarında 30 kiloluk orfozlara 20 kiloluk mercanlara 4 kiloluk ıstakozlara rastlanabiliyor İnanması güç gelebilir ama karşılaşmalarda denizin karanlık derinliklerine kaçmıyor Korkmasını az önce öğrenmemiş balıklar öylece durup size bakıyor, hareketlerinizi temkinli izliyorlar Temiz denizlerin göstergesi denizkestanelerinden bir kaçını minik bir taşla kırıp, etrafa içindeki havyarı dağıtırsanız, önceleri deniz birazcık bulanıyor, sonrasında çevredeki bütün balıklar üşüşüyor İbrice Limanından Yunanistan'a dek sığ olan koyda menekşeye benzer 20 cm boyunda ki yosunlar bir takım yerlerde güya çim tepeler oluşturmuş Deniz dibi kumlu, bu yüzden kabukların, salyangozların, minarelerin, istiridyelerin, midyelerin su altındaki yumuşak, ahenkli hareketlerini, dansını çıplak gözle bile bakmak olası olabiliyor giderken yanınızdan uskumru ya da kefal sürülerinin geçtiğine tanık oluyorsunuz Merakınıza yenilip bu zevki daha ileriye götürmek isterseniz Uzunkum'da Uluslar arası ARGOS adlı bir de dalış okulu etkinlik gösteriyor Her türlü gereklilik malzemesi vasıta ve gereçlere sahip mektep clup dahilinde yörede her hafta dalış talimleri, sualtı araştırmalarıyla eğitim veriliyor
Kuşların hevesli konseri
Baharla beraber başlayan kuş göçünde kısa boylu maki türü ot gibi yaşama florya, saka, kuşların yuvalandığı yerler oluyor Mevsiminde doğal hayatta beslenmiş, yağlanmış kilolu bıldırcınlarda uğruyor Yürekleri yaşama sevinci dolduran yörede deniz mevsimi biraz geç başlıyor Haziran ayı ortasında fakat ısınmaya başlayan mavi sular, deniz mevsimini 15 Eylül'e dek sürdürüyor Bu tarihten daha sonra artarak esen sert esinti, su akıntılarına alt nedenlerle deniz aniden soğuyor
Ekim ise yalnızlığı sevenlerle balıkadam giysili dalgıçların seçim ettiği ay oluyor *
Edirne Gezilecek Yerler Nereler
Edirne Gezilecek Mekanlar
Ülkemizdeki nehirler arasında denge profilini oluşturmuş tek dere: Meriç
Meriç Nehri ,Rumeli'nin Arda nehri ile birlikte en büyük nehirlerden biridir
Bulgaristan'da Rodop dağlarının kuzeyınden doğar ,Fılıbe ovasından gecerek Edirne üzerinden Türkiye'ye girer Arda ve Tunca ile birleşerek Yunanistan ve Türkiye sınırını oluşturur İpsala civarında Ergene Nehrini içine alırİki kola ayrılırİlk kol Yunanıstan topraklarına gecerÖteki kol ise Enez ilçesinde Ege Denizi'ne karışır
Meriç nehri Türkiye'nin 10 büyük nehridir
Meriç Irmağı 490 km uzunluğundadır Türkiye'de kalan bölümü ise 211 km'dir
Meriç Nehri, Yunanistan ile Türkiye sınırının bir kısmını oluşturur
Bulgaristan'da doğarak Türkiye'ye giren ve Edirne üzerinde Ege Denizi'ne dökülen ırmaktır
Meriç Irmağı 490 km uzunluğundadır
Meriç Nehri Türk sınırları içinde başlangıçta Edirne kuzeyinde Arda ile karışır
Bundan daha sonra Edirne güneyinde Tunca Nehri Meriç Nehri ile birleşir Uzun bir vakit TürkYunan sınırını çizerek akan Meriç Nehrine İpsala yakınlarında Balabancık Köyü batı kısmında Ergene Nehri karışır
Meriç Nehri İpsala güneyinde iki kola ayrılır Birinci kol Türk sınırını İçterk ederek Yunanistana geçer ve Saros Körfezine dökülür Diğer kol ise bataklıklar oluşturarak Gala gölü gibi göllenmeler yaparak Türk topraklarından Enez yakınlarında Saros Körfezine (EGE DENİZİ) dökülür Rumeli'nin en büyük nehirlerinden biri
Rodop dağının kuzey eteği yakınlarından çıkar Bulgaristan'ın Filibe ovasını, Edirne şehrini, Batı Trakya'yı suladıktan sonradan, Ege Denizine dökülür Uzunluğu 490 kilometredir Bunun 172 kilometresi Türkiye'dedir kolları Ergene, Arda ve Tunca'dır
Edirne şehrinin batısı ve güneyinden akıp giden, yağmurlu zamanlarda kardeşi tunca nehriyle taşmak suretiyle birleşen nehrimizdir
Ayrıca ülkemizdeki nehirler arasında denge profilini oluşturmuş tek nehirdir
tuna nehrinin bir kolu olup edirne'nin enez ilçesinden ege denizine dökülmektedir
meriç nehri yunanistan ile de sınırımızı oluşturmaktadır
üzerindeki köprü ile akarsu o kadar bir tamlık sağlamıştır fakat neredeyse bir tabloya bakıyormuşsunuz hissi uyandırır etrafındaki kafelerde çayınızı yudumlayıp, manzaraya dalıyorsunuz
Hafızağa Konağı ve Vali Fahri Yücel Şehir Halkı M
Edirne Vali Fahri Yücel Büyük Kasaba Tarihi Müzesi
Edirne Vali Fahri Yücel Büyük Kasaba Tarihi Müzesi, maddi kültür öğelerini toplayan ve izleyiciye gösteren müzelerden farklı olarak; soyut tarihi maddesel ifadelere dönüştüren ve halkı izleyici olmaktan, müze kullanıcısı olmaya yönlendiren modern bir deneyimdir Şehir Müzesi, Edirnemizin yaşadığı tarihi serüveni canlandıran, geçmişin kültürel birikimini bugünle buluşturan, Edirnelinin kentle ilişki kurmasını, kentine bağlanmasını özendirme eden bir olgudur Edirne Büyük Kasaba Tarihi Müzesi, paylaşılmış geleneklerden ve iki taraflı tarihten gelen vakit ve mekan duygusunu geliştirmeyi amaçlayan, kentin geleceği için yararlı olacak uğraşılarda rol üstlenmeyi planlayan bir kuruluştur
Müzede ziyaretçiye kentle ilgili bir çıkış noktası verilmekte, anahtar veri ve nesneler gösterilmektedir Kurulma çalışmaları sürekli arşiv ve veri operasyon merkezinde, ziyaretçilerin veri ve belgeleri dijital ortamda tedarik edebileceği, bilimsel incelemeler yapabileceği bir bilgi tabanı programı oluşturulmaktadır Bilginin depolandığı bu müze, ziyaretçiyi veri arayışına özendirme edecek, tarih bilincini geliştirme ve bunu gelecek kuşaklara aktarmada rol üstlenecektir Edirnenin tarihöncesi çağlardan günümüze uzanan öyküsünün yazı ve fotoğraflarla anlatıldığı Büyük Kasaba Tarihi Müzesinde; bu topraklar üstünde yaşayan insanların yarattıkları uygarlık birikimi, kültürel miras, kentli insanın yaşam biçimi, gelenekleri ziyaretçiye aktarılmakta ve kente öbür bir bakış açısı kazandırılmaktadır
Hafızağa Konağı; Bir Kültür Mirası
Hafızağa Konağı, Edirnenin tarihsel ve kültürel yaşamında özel bir yere sahiptir Anıtsal mimari eserlerin bulunduğu tarihi şehir halkı dokusu içinde yer alan konağın ilk sahibi Hafız ağa dönemin siyasi olayları içinde yer almış bir kişiydi Osmanlının son döneminde siyasi gelişmelere de şahit olan Hafızağa Konağı İttihat ve Terakki cemiyetinin rahat toplantılarına ev sahipliği yapmıştı Hafızağadan sonra konağın mülkü oğlu Bekir Kovankayaya; 1940 yılında, onun çocukları Mehmet ve Fatma Dervişe, 1967de de Fatma Naciye Kovankayaya geçmiştir Varislerince 1989 yılında Abdurrahman Akgüne satılan Hafızağa Konağı, 2000 yılının Kasım ayında Edirne Valiliği ve TBMM Kültür ve Sanat Dairesi Başkanlığının ödeneğiyle satın alınmıştır
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Alan Kurulunun onayladığı Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyon projeleri ÇEKÜL Vakfı göre yaptırılmıştır Edirne Valiliği binanın restorasyonu, bütün mimari öğeleri aslına uygun düşmek üzere, büyük bir özenle 14 ayda tamamlamıştır
Uzunkum
1700 metre uzunluğunda, 200 dönüm arazi üstünde yer alan Uzunkum koyunun sağ tarafı meşelik, çadır kurma, kamp yeri Buraya aynı zamanda İtalyan Koyu, Kale de deniyor Hiç kazı çalışması yapılmamış Bizans dönemi harabeler bulunuyor Sol taraf ise 200 metrelik Deniz Arasıdenilen bir diğer doğal koy Sahilin Mecidiye Beldesine uzaklığı yalnızca 3 km Araçlarına binip gelenler sahil boyunca araçları park ediyor, kaldıkları vakit içinde araçlarını beraberlerinde getirdikleri için, araçlar ev gibi de kullanılıyor Tesis bulunmayan doğanın bakirliğine âşık olanlar, temiz deniz ve Kaz Dağlarından kopup, Edremit Körfezi'nden dönüp gelen temiz havanın tadını pırıl pırıl kumlarda yaz her tarafında, hatta sene her tarafında doyasıya çıkarıyorlar Fiilen hangi mevsim giderseniz gidin yörede mutlaka birkaç balık adam, amatör balıkadam görebiliyorsunuz Keşan Mecidiye Beldesi belediye hizmeti olarak tuvalet, duş, soyunma kabini, ağaç gölgelikler yapmış Bir turizm görevli tahsis edip çöpleri birleştirme gibi hizmetlerde bulunuyor Tüm bu işler için araçla gelen ziyaretçilerden 5 YTL antre ücreti toplanıyor
Turizm görevlisi (Ümit Yaşar Ergen: Gsm: 0544 513 43 38) Kışın Mecidiye Belediyesinde, yazın Uzunkum'da tayin yapıyor
Dünya üstünde kirlenmemiş deniz sayısı şipşak azalırken, sanayi bulunmadığı ve atık olmadığı için deniz dibi netlik mesafesi olabildiğince uzun gösterme sağlıyor Her yönden esen körfeze özgü rüzgâr, her gün taşıdığını bir ertesi gün alıp açıklara geri götürüyor Deniz rengi ise tarifi imkânsız mavilikler barındırıyor Gözü dinlendiren mavi tonlara sahip deniz Akdeniz'e oranla daha eksik tuz olması balıkları da kendi sularına çekmeyi başarıyor Her çeşit balığın bulunduğu Saroz'da yörenin en ünlü balığı ise tartışmasız Saroz Levreği sayılıyor Uzunkum'un olağanüstü güzellikte kumsalı üstünde güneşlenip piknik yapan aileler günübirlik başvuru formu alanında kurdukları çadırlarda veya geçici süre için yapılmış ilkel gölgelikler aşağıda günlerini geçiriyor çam ve deniz kokulu rüzgârla hem bünyelerini keza ruhlarını dinlendiriyor
Sualtı cenneti
Saroz Körfezinin ve kıyı her tarafında yer alan koyların en büyük özelliği sualtı avcılığı ve su altı fotoğrafçılığı için zengin bir plato olması, farklı alanlara yönlendirilmiş kompozisyonlara imkân vermesi Çevrede ikâmetgâh olmadığı için balıklar insanlardan korkmuyor Ola Ki de böylece körfezin açıklarında 30 kiloluk orfozlara 20 kiloluk mercanlara 4 kiloluk ıstakozlara rastlanabiliyor İnanması güç gelebilir ama karşılaşmalarda denizin karanlık derinliklerine kaçmıyor Korkmasını az önce öğrenmemiş balıklar öylece durup size bakıyor, hareketlerinizi temkinli izliyorlar Temiz denizlerin göstergesi denizkestanelerinden bir kaçını minik bir taşla kırıp, etrafa içindeki havyarı dağıtırsanız, önceleri deniz birazcık bulanıyor, sonrasında çevredeki bütün balıklar üşüşüyor İbrice Limanından Yunanistan'a dek sığ olan koyda menekşeye benzer 20 cm boyunda ki yosunlar bir takım yerlerde güya çim tepeler oluşturmuş Deniz dibi kumlu, bu yüzden kabukların, salyangozların, minarelerin, istiridyelerin, midyelerin su altındaki yumuşak, ahenkli hareketlerini, dansını çıplak gözle bile bakmak olası olabiliyor giderken yanınızdan uskumru ya da kefal sürülerinin geçtiğine tanık oluyorsunuz Merakınıza yenilip bu zevki daha ileriye götürmek isterseniz Uzunkum'da Uluslar arası ARGOS adlı bir de dalış okulu etkinlik gösteriyor Her türlü gereklilik malzemesi vasıta ve gereçlere sahip mektep clup dahilinde yörede her hafta dalış talimleri, sualtı araştırmalarıyla eğitim veriliyor
Kuşların hevesli konseri
Baharla beraber başlayan kuş göçünde kısa boylu maki türü ot gibi yaşama florya, saka, kuşların yuvalandığı yerler oluyor Mevsiminde doğal hayatta beslenmiş, yağlanmış kilolu bıldırcınlarda uğruyor Yürekleri yaşama sevinci dolduran yörede deniz mevsimi biraz geç başlıyor Haziran ayı ortasında fakat ısınmaya başlayan mavi sular, deniz mevsimini 15 Eylül'e dek sürdürüyor Bu tarihten daha sonra artarak esen sert esinti, su akıntılarına alt nedenlerle deniz aniden soğuyor
Ekim ise yalnızlığı sevenlerle balıkadam giysili dalgıçların seçim ettiği ay oluyor *