iltasyazilim
FD Üye
“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki Allah da sizi sevsin (Ali İmran; 31) Saadete kavuşmak isteyen kimse, bütün adetlerini, ibadetlerini ve alışverişlerini, kısaca tüm yaşamını O’na benzetmeye çalışmalıdır
Hz Hüseyin (ra), babası Hz Ali’ye (kv), Hz Peygamber (sav)’in bazı hallerini sormuş, Hz Ali de şu şekilde anlatmıştır:
“Evine izin isteyerek girerdi Evindeki zamanını üç kısma bölerdi Bir kısmını Allah ‘a (ibadet), bir kısmını ailesine ve kendisine Sonra da insanlara ayırırdı Hz Peygamber (sav)’in günlük olarak her zaman yaptığı gibi, sabah namazının farzından önce mutlaka iki rekat sünnet kılardı
Sabah namazı
“Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden hayırlıdır (Müslim, Tirmizi)
Hz Peygamber (sav) bütün namazlarını huşu ve huzur içerisinde korku ve ümit arasında kılardı
Mutarrıf (ra), babasından şöyle nakletmiştir:
Hz Peygamber (sav)’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi inilti çıkıyordu Başka bir rivayette ise; “Göğsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çıkıyordu (Ebu Davud, Nesai)
Hz Peygamber (sav) ümmetine de, bu şekilde namaz kılmalarını emretmiştir Nitekim Ammar bin Yasir’den (ra) rivayetle diğer bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Bir kişi namazını kılınca, kendisine namazdaki dikkatine göre; namazın onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri ve yarısı kadar sevap yazılır (Ebu Davud, Nesai, İbn Hıbban)
Diğer bir hadisi şerifte ise şöyle buyurmuştur:
Farz namazlar teraziye benzer Eksiksiz yapan çok kazanır (Taberani, İbn Hıbban)
Bu sebeple Hz Peygamber (sav) namazlara çok büyük bir önem verirdi Hz Peygamber (sav) sabah namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonra, namazını kıldığı seccadenin üzerine, güneş iyice doğuncaya kadar otururdu (Müslim)
Güneş doğuncaya kadar zikir
Nitekim Enes bin Malik’den (ra) rivayet edilen bir hadisi şerifte Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturarak Allah’ı zikreder, sonra iki rekat namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilir Enes (ra) der ki: “Tam bir hac ve umre sevabı buyurdu Bu sözü üç defa tekrar etti (Tîrmizi)
Hz Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini görmeye gelenleri kabul etmeye başlardı Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı O, çevresindekilere vaaz eder, öğütler verir, sorularını cevaplandırır, hattâ gördükleri rüyaları tabir ederdi Bazen sahabelere kendi rüyalarını anlatırdı
Öğle namazı
“Hz Peygamber (sav) daha sonra Öğle namazı için hazırlık yapardı Öğle vakti girince camiye gider, öğle namazının farzından önce ve sonra kılınan müekked sünnetleri kılmayı ihmal etmezdi
Efendimiz öğleden sonra istirahat ederlerdi…
Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardı Nitekim bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Öğleyin kaylule yapınız Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylule yapmazlar (Müslim)
Kaylûle, öğle namazından sonra yapılan kısa istirahat ve uykuya verilen isimdir Kaylûle yapan insan, bir sünneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinç olur, gece namazlarını, teheccüdü kılacak gücü kendine bulur Fırsatı olan bu sünneti yerine getirirse iyi olur
İkindi namazı
Hz Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) kaylûle yaptıktan sonra İkindi namazına hazırlanırdı İkindi vakti girince, farzından önceki sünnet namazı bazı zaman kılar, bazen de terk ederdi Hz Peygamber (sav) bu sünnet hakkında hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Kim ikindinin farzından önce dört rek’at sünnet kılarsa, Allahu Teala onun vücudunu cehenneme haram eder (Taberani)
Hz Peygamber (sav) ikindi namazını eda ettikten sonra, bir müddet oturduğu yerde kalır zikirle meşgul olurdu Nitekim Enes bin Malik’den (ra) rivayetle Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: İkindi namazından güneş batıncaya kadar, Allah’ı zikreden bir cemaatle oturmayı, İsmailoğullarından her birinin bedeli onikibin dirhem olan, dört köle azat etmeye tercih ederim (Ebu Davud, Ebu Ya’la, İbni Ebi’dDünya)
Eşlerine güzel davranırdı
Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Akşam namazına yakın saadet hanesine döner, eşlerinin her birinin yanına gider, azar azar oralarda kalır, hatırlarını sorardı
Hz Peygamber (sav) hanımlarına güzel ahlakla davranmış, ümmetine de güzel ahlakla davranmalarını emretmiştir Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
İmanı en mükemmel olan mü’min, huyu en güzel olandır Sizin de en hayırlınız, ailesine daha iyi davrananızdır (Ebu Davud, Tirmizi)
Akşam namazı
Bundan sonra akşam namazının hazırlığını yapardı Akşam ezanı okununca Akşam namazını kıldırır, daha sonra olan iki rekat nafile namaz (sünnet) kılardı Hz Peygamber (sav) akşam namazından sonra zikir ve nafile ibadetle (Evvabin Namazı) meşgul olur, böylece yatsı namazının vaktinin girmesini beklerdi
Yatsı namazı
Yatsı namazının vakti girince, Yatsı namazının farzından önce, bazen nafile namaz (sünnet) kılar, bazen de kılmazdı
Yatsı namazının farzından sonra ise iki rekat (müekket sünnet olan) nafile namazı kılmayı ihmal etmezdi Bundan sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı
Nitekim Cabir’den rivayetle bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Gece geç vakitlerde kalkmamaktan endişe eden kimse, vitir namazını yatmadan önce kılsın Kim, gece geç vakitlerde kılmak isterse kılabilir Zira gece kılınan namazda rahmet melekleri hazır bulunurlar, şahit olurlar ve daha faziletlidir (MüslîmTirmizi)
Hz Hüseyin (ra), babası Hz Ali’ye (kv), Hz Peygamber (sav)’in bazı hallerini sormuş, Hz Ali de şu şekilde anlatmıştır:
“Evine izin isteyerek girerdi Evindeki zamanını üç kısma bölerdi Bir kısmını Allah ‘a (ibadet), bir kısmını ailesine ve kendisine Sonra da insanlara ayırırdı Hz Peygamber (sav)’in günlük olarak her zaman yaptığı gibi, sabah namazının farzından önce mutlaka iki rekat sünnet kılardı
Sabah namazı
“Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve içindekilerden hayırlıdır (Müslim, Tirmizi)
Hz Peygamber (sav) bütün namazlarını huşu ve huzur içerisinde korku ve ümit arasında kılardı
Mutarrıf (ra), babasından şöyle nakletmiştir:
Hz Peygamber (sav)’i namaz kılarken gördüm, göğsünden değirmen sesi gibi inilti çıkıyordu Başka bir rivayette ise; “Göğsünden kaynayan tencerenin sesi gibi ses çıkıyordu (Ebu Davud, Nesai)
Hz Peygamber (sav) ümmetine de, bu şekilde namaz kılmalarını emretmiştir Nitekim Ammar bin Yasir’den (ra) rivayetle diğer bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Bir kişi namazını kılınca, kendisine namazdaki dikkatine göre; namazın onda biri, dokuzda biri, sekizde biri, yedide biri, altıda biri, beşte biri, dörtte biri, üçte biri ve yarısı kadar sevap yazılır (Ebu Davud, Nesai, İbn Hıbban)
Diğer bir hadisi şerifte ise şöyle buyurmuştur:
Farz namazlar teraziye benzer Eksiksiz yapan çok kazanır (Taberani, İbn Hıbban)
Bu sebeple Hz Peygamber (sav) namazlara çok büyük bir önem verirdi Hz Peygamber (sav) sabah namazının farzını, cemaate kıldırdıktan sonra, namazını kıldığı seccadenin üzerine, güneş iyice doğuncaya kadar otururdu (Müslim)
Güneş doğuncaya kadar zikir
Nitekim Enes bin Malik’den (ra) rivayet edilen bir hadisi şerifte Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturarak Allah’ı zikreder, sonra iki rekat namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilir Enes (ra) der ki: “Tam bir hac ve umre sevabı buyurdu Bu sözü üç defa tekrar etti (Tîrmizi)
Hz Peygamber (sav) daha sonra uzaktan yakından kendisini görmeye gelenleri kabul etmeye başlardı Gelenler halka şeklinde etrafında toplanırlardı O, çevresindekilere vaaz eder, öğütler verir, sorularını cevaplandırır, hattâ gördükleri rüyaları tabir ederdi Bazen sahabelere kendi rüyalarını anlatırdı
Öğle namazı
“Hz Peygamber (sav) daha sonra Öğle namazı için hazırlık yapardı Öğle vakti girince camiye gider, öğle namazının farzından önce ve sonra kılınan müekked sünnetleri kılmayı ihmal etmezdi
Efendimiz öğleden sonra istirahat ederlerdi…
Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vessellem) öğle namazını kıldıktan sonra, bir miktar uyur, ‘kaylule’ yapardı Nitekim bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Öğleyin kaylule yapınız Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylule yapmazlar (Müslim)
Kaylûle, öğle namazından sonra yapılan kısa istirahat ve uykuya verilen isimdir Kaylûle yapan insan, bir sünneti ihya ettiği gibi aynı zamanda dinç olur, gece namazlarını, teheccüdü kılacak gücü kendine bulur Fırsatı olan bu sünneti yerine getirirse iyi olur
İkindi namazı
Hz Peygamber (sallallahu aleyhi ve selem) kaylûle yaptıktan sonra İkindi namazına hazırlanırdı İkindi vakti girince, farzından önceki sünnet namazı bazı zaman kılar, bazen de terk ederdi Hz Peygamber (sav) bu sünnet hakkında hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Kim ikindinin farzından önce dört rek’at sünnet kılarsa, Allahu Teala onun vücudunu cehenneme haram eder (Taberani)
Hz Peygamber (sav) ikindi namazını eda ettikten sonra, bir müddet oturduğu yerde kalır zikirle meşgul olurdu Nitekim Enes bin Malik’den (ra) rivayetle Hz Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: İkindi namazından güneş batıncaya kadar, Allah’ı zikreden bir cemaatle oturmayı, İsmailoğullarından her birinin bedeli onikibin dirhem olan, dört köle azat etmeye tercih ederim (Ebu Davud, Ebu Ya’la, İbni Ebi’dDünya)
Eşlerine güzel davranırdı
Hz Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) Akşam namazına yakın saadet hanesine döner, eşlerinin her birinin yanına gider, azar azar oralarda kalır, hatırlarını sorardı
Hz Peygamber (sav) hanımlarına güzel ahlakla davranmış, ümmetine de güzel ahlakla davranmalarını emretmiştir Nitekim bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
İmanı en mükemmel olan mü’min, huyu en güzel olandır Sizin de en hayırlınız, ailesine daha iyi davrananızdır (Ebu Davud, Tirmizi)
Akşam namazı
Bundan sonra akşam namazının hazırlığını yapardı Akşam ezanı okununca Akşam namazını kıldırır, daha sonra olan iki rekat nafile namaz (sünnet) kılardı Hz Peygamber (sav) akşam namazından sonra zikir ve nafile ibadetle (Evvabin Namazı) meşgul olur, böylece yatsı namazının vaktinin girmesini beklerdi
Yatsı namazı
Yatsı namazının vakti girince, Yatsı namazının farzından önce, bazen nafile namaz (sünnet) kılar, bazen de kılmazdı
Yatsı namazının farzından sonra ise iki rekat (müekket sünnet olan) nafile namazı kılmayı ihmal etmezdi Bundan sonra yatar, gece kalkıp vitir namazını kılardı
Nitekim Cabir’den rivayetle bir hadisi şerifte şöyle buyurmuştur:
Gece geç vakitlerde kalkmamaktan endişe eden kimse, vitir namazını yatmadan önce kılsın Kim, gece geç vakitlerde kılmak isterse kılabilir Zira gece kılınan namazda rahmet melekleri hazır bulunurlar, şahit olurlar ve daha faziletlidir (MüslîmTirmizi)