Ege Bolgesinin Turkuleri Nelerdir, Ege Bolgesinin Manileri, Ege Bolgesinin Şarkıları
Turkulerin coğunun olduğu gibi Ege Turkulerinin de hikayeleri vardırHemde birkac tane birdenHer yore kendi hikayesiyle anlatır turkuleriNasıl sahiplenmesinlerBu gun bile kendimizden bir şeyler buluruz turkulerimizde
Cıktım Belen Kahvesine: Ormancı Turkusunun Doğuşu
Muğla'nın Yatağan ilcesine bağlı Gevenes koyunde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa cocuğudur Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir Koy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır Herke bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar Neredeyse her akşam koy kahvesinde bu iki arkadaş dama macı duzenlerler iddialı ve dostca yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir Cunku bu olayların mukafatını, izleyiciler almaktadır 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gununde bu arkadaşlığa kan damlar, ofke seli karışır Uğursu hadise cezaevinde sonuclanarak, elli beş yıldır soylenegelen bir drama donuşur
Sıcak bir temmuz gunu Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine koy kahvesi ne gider O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirli'yi gormeğe, Yatağan ilce Milli Eğitim Mufettişi ile tahsildar gelmiştir Muhtar olmadığı icin misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama gorevini ustlenir İki misafiri alıp yemeğe goturur Donduklerinde Muhtar'ı kendilerini bekler gorurler O gun iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, cıkagelir Mehmet, sarhoştur Bir gun once, komşu olan Ciftlik koyunde yangın olmuştur 1946 secimlerinin evrakları Yatağan'a gonderilecektir Secim evrakını Yatağan'a, koy bekcisinin goturmesi zorunludur Ormancı ise, yangın evrakının bir an once ilceye goturulmesi icin, bekciyi Muhtar'dan ister Muhtar:
Olmaz, daha acil olan secim sonuclarının ulaştırılması gerekiyor Bekciyi gonderemem der Bunun uzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar Muhtar en sonunda:
Ayıp ediyorsun Mehmet, bize musaade et, der
Ormancı kahveye girip tekrar geri doner, gelir Dama masasını bir yumrukta darmadağıneder Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammul edemez ve Ormancı'ya bir tokat atar Olayın buyuyeceğini anlayan koyluler, adamı alıp sakinleşmesi icin kahvenin arka tarafına gotururler Ormancı oradan bağırarak kufurler savurmaktadır Kufurler Mustafa Şahbudak'ın tahammul sınırını daha da zorlar Yerinden kalkar, Ormancı'nın uzerine yurur Ormancı Mehmet'in, kamasını cıkarıp Mustafa Şahbudak'ın sol kolunun pazısından yaralar O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak icin, belindeki tabancayı cıkarır, yere doğru ateş eder İşte ne olursa, o an olur!
Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması icin elini tutar Fakat, Mustafa Bey tetiği coktan cekmiştir Ormancı bunun uzerine kacmaya başlar Mustafa Şahbudak kacmasın diye, bir el daha ateş eder Bu ateş de oldurmek icin değil, kacmasına engel olmak icindir ikinci atış uzerine Mehmet in, yere duşer
Arka cebinde tabaka olduğu icin, ona hic bir şey olmaz Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurur O gunlerin imkansızlıkları icerisinde Tevfik'i, tahta bir sal uzerinde Muğla devlet hastahanesine gotururler Tevfik, cok kan kaybetmektedir Mustafa, Doktor Veli Bey'e:
Babamın selamı var, bu adamı iyileştir derVeli Bey:
O olecek, once senin kolunu saralım der O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına cağırarak:
Ben oluyorum hakkını helal et der
Mustafa:
Hayır, sen olmeyeceksin! derken ağlamaya başlar Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir Ancak Mustafa, arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır
Gercekten de biraz sonra Tevfik, hayata gozlerini kapar Mustafa, en yakın arkadaşını oldurduğu icin polise teslim olur, Bu olay uzerine dort yıl ceza yer Ceza evindeyken her gece Tevfik ruyasına girer Ancak Ormancı'ya kini gittikce artar Bu acı olaydan sonra koyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister
Kavaklıdere Orman Mudurluğune atanır Aslen Marmarislidir Emekliliğinden sonra oraya yerleşir Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmaris'te olur
Mustafa Şahbudak cezaevinden cıktıktan sonra, anılarla dolu o koyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir
Cok sevdiği, gunlerini birlikte gecirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek kurşunla oldurduğunde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve uc cocuk bırakır Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkac yıl sonra aklı dengesini yitirir Oğlanın biri İzmir'e yerleşir Diğer oğlanla kız, koyde evlenirler ve hayatlarını orada surdurmeye devam etmekteler
Yıllardır her şeyi unutmaya calışan Mustafa'ya bir gun arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda turku de bestelemektedir İşte Gevenes koyunde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir Duğunlerde okunan, herkesin diline duşen turku ''Ormancıdır'' Bir gun, radyodan duyduğu bu turku ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur Radyoyu kapatır, bu turkuden cok incinmiştir
Ormancı turkude Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise ''Bay Mustafaadı ile yer almıştır
Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak odedi demek yanlış olur
Cunku o turku yaşadığı muddetce kotu adam olarak anılacaktır ve tarihe oyle gececektir
ORMANCI TURKUSU
Cıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa cağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Soz dinlemez Ormancı, cekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Koyumuze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in ortasında, değirmen doner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e doner,
Tevfik' in feryatları, yurekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Koyumuze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in suları hoştur icmeye,
Ustunde koprusu var, gelip gecmeye,
Tevfik' imi vurdular, hic mi hic yere,
Yazık ettin Ormancı, koyun iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı
Koyumuze bıraktın yoktan bir acı
İntihar eden Mefaret Hanım'ın oykusu yarım asırdır filmlere konu oldu, turkusu Bodrum ve Milas yoresinin dilinden duşmedi ama kimse gerceğibilemedi Bodrum Hakimi, şimdi, Tolga Candar'ın cıkardığı Turkuleri Egenin 2albumune adını verdi İşte size birden fazla gerceği olan yaşanmış bir oyku
Bodrumlular erken bicer ekini
Feleğe kurban mı gittin
Bodrum Hakimi
Turkiye'nin ilk kadın hakimlerindendi Bodrum Hakimi Tek gorev yeri Bodrum değildi elbet, ama Bodrumlular onu oyle sevmişlerdi ki Bu durust, gozupek, erkek gibihakim hanıma saygıyla karışık bir sevgi duyuyorlardı Aslen nereli olduğu onemli değildi, Bodrum Hakimiidi o
Mefaret Tuzun (Bodrum Hakimi) Tavşanlı 1906 Bodrum 1954
Turkiye'nin ilk kadın hakimlerinden olan Tuzun, 24 Eylul 1951 yılında Bodrum'da goreve başladı Keşiflere at sırtında gidip gelen hakime hanım, cesurluğu ve girişimciliğiyle kısa zamanda yore halkının sevgisini kazanmıştı 1954'te kaybettiği nişanlısının ardından Tuzun'un de beklenmedik olumu, Bodrum'da buyuk uzuntu yarattı Bodrumlular, Hakim'e olan sevgilerini adına bir turku yakarak yaşatmaya calışmışlardır
Bodrum'da iz bırakanlar takviminde boyle tanıtılıyor Bodrum Hakimi Mefaret Tuzun Hakkında bundan fazlasını oğrenmek de pek mumkun değil zaten Denediğiniz zaman resmi makamlardan da Bodrum'un yaşlılarından da aynı tepkiyi alıyorsunuz: Niye soruyorsunuz? Gecmiş zaman, ne olmuşsa olmuş bitmiş işte, oğrenip de ne yapacaksınız?Bodrumlular soz birliği etmişcesine 43 yıldır saklıyor Mefaret Hanım'ın olume goturen sırrı
Mefaret Hanım'ın arkasından halkın yaktığı turkuyu yıllar sonra seslendirip yeni albumune alan Tolga Candar, uzun sure bu sırrın izini surmuş Ama zar zor actığı her kapının arkasında birbirinden farklı oykuler cıkmış karşısına
Bunlardan bir tanesine gore, Hakim Hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermiş Bunun uzerine cocuğun ağabeyi onu kacırıp Turgutreis'in karşısındaki Catal adalarında tecavuz etmiş Bundan cok etkilenen Mefaret Hanım da donuşte kendisini oldurmuş
Anlatılan diğer oykuler ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın olumunun arkasında bir aşk olduğu yolunda Bunlardan biri, Bodrum Hakimifilmine de konu olan oyku Turkan Şoray'ın butun azametiyle canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hicbir zor karşısında eğilmeyen başı sonunda bir aşka yenik duşuyordu Ya sevdiği adama olum cezası verecekti, ya da İkinci yolu secti Bodrum Hakimi
Şu Bodrum'un dağlarında ceylanlar dolaşır
Kara haber Mefaret Hanıma pek tez ulaşır
Bodrum'da sıkı sıkı muhurlenmiş ağızlardan yarım yamalak dokulenler ise, hakim hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suclu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yonunde Ama bu aşkın Mefaret Hanım'ı neden intihara suruklediği konusunda rivayet muhtelif Karşılıksız değildi aşkı besbelli Ama herhalde evlenemeyeceklerdi Ama neden? Savcı evli miydi, ya da once evlilik vaadettiği Mefaret Hanım'ı sonra terk mi etti Buyuk olasılıkla Bodrumlular pek sevdikleri hakim hanımlarına boyle gayrimeşru bir ilişkiyi yakıştırmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile nişanlısısıfatını kullanmayı tercih ediyorlar
Mefaret Hanım'ın son gecesine ilişkin anlatılanlar ise daha da hazin Milaslı Turk sanat muziği bestekarı Zeki Duygulu'nun konseri var o gece Bodrumlular ciple Milas'ın yolunu tutuyor Mefaret Hanım da aralarında Ve o gece konserde bir şarkıyı tam uc kez caldırıyor:
Uslu dur kadınım cıldırtma beni
Ben artık bildiğin o ten değilim
Bir başka yağmurla ıslak mendilim
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım cıldırtma beni
Dokulmuş yaprağım, sararmış guzum
Ciğli kirpiklerle yaşlıdır gozum
Bu gurbet ellerde ben bir oksuzum
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım cıldırtma beni
Bu konser Bodrumlular'ın Mefaret Tuzun'u son goruşu oluyor Tolga Candar o gece kendini asan hakim hanımın olumunun Bodrum'da ne buyuk bir uzuntu yarattığını annesinden dinlemiş O zamanlar henuz cocuk olan annesi tarlada calışırken gelen ve mola veren otobusu ve ustundeki cenazeyi hic unutmamış Yıllarca ne bu oyku duşmuş dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin turkusu
Hakim Hanım'ın memleketi Kutahya Tavşan
Hakim Hanım sen eyledin bizleri perişan
Bu Kutahya konusu da ayrı bir muamma Takvimde de turkude de Mefaret Hanım'ın Tavşanlılı olduğu soylense de bunun aslı yok gibi Tavşanlı kaymakamıyla konuşan Tolga Candar Hakim Hanım'ın bir sure Tavşanlı'da gorev yaptığını, tıpkı Bodrum'daki gibi yore halkı tarafından cok sevildiğini, giderken de gozyaşları icinde konvoylarla uğurlandığını oğrenmiş Mefaret Tuzun'un gercekte Tekirdağlı olduğu sanılıyor
Candar, kendisini cocukluğundan beri derinden etkileyen bu kadının peşini bırakmamaya kararlı Elinde Bodrum kaymakamlığından zar zor edindiği sararmış bir fotoğraf var Hakim'in sevgilisi olduğu soylenen savcıyı aramış, bulamamış, akrabalarına sormuş, oğrenememiş, şimdi Adalet Bakanlığı'nda araştırmalarına devam ediyor Bu arada da hic olmazsa bir turkuyle bu talihsiz kadına bir selam gonderiyor
Turku, Bodrumlular'ın yaktığı bir ağıt ama Milaslı radyo sanatcısı Nazmi Yukselen onu TRT repertuvarına girecek şekilde duzenlemiş ve 60'lı yıllarda plağa okumuş İşin ilginc yanı, Tolga Candar Yunan adası Kos'ta da dinlemiş bu turkuyu Hemen sormuş bu ne?diye, karşıda yaşanmış bir oykudemişler Şimdi Tolga Candar'ın sesiyle yeniden hayat buluyor Bodrum Hakiminin oykusu Cok sade, tek bir bağlamayla, kırk yıl uzaktan yurekleri dağlamaya devam ediyor:
Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gumuş bıcak ile doğradılar tenini
Turkulerin coğunun olduğu gibi Ege Turkulerinin de hikayeleri vardırHemde birkac tane birdenHer yore kendi hikayesiyle anlatır turkuleriNasıl sahiplenmesinlerBu gun bile kendimizden bir şeyler buluruz turkulerimizde
Cıktım Belen Kahvesine: Ormancı Turkusunun Doğuşu
Muğla'nın Yatağan ilcesine bağlı Gevenes koyunde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa cocuğudur Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir Koy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır Herke bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar Neredeyse her akşam koy kahvesinde bu iki arkadaş dama macı duzenlerler iddialı ve dostca yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir Cunku bu olayların mukafatını, izleyiciler almaktadır 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gununde bu arkadaşlığa kan damlar, ofke seli karışır Uğursu hadise cezaevinde sonuclanarak, elli beş yıldır soylenegelen bir drama donuşur
Sıcak bir temmuz gunu Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine koy kahvesi ne gider O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirli'yi gormeğe, Yatağan ilce Milli Eğitim Mufettişi ile tahsildar gelmiştir Muhtar olmadığı icin misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama gorevini ustlenir İki misafiri alıp yemeğe goturur Donduklerinde Muhtar'ı kendilerini bekler gorurler O gun iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, cıkagelir Mehmet, sarhoştur Bir gun once, komşu olan Ciftlik koyunde yangın olmuştur 1946 secimlerinin evrakları Yatağan'a gonderilecektir Secim evrakını Yatağan'a, koy bekcisinin goturmesi zorunludur Ormancı ise, yangın evrakının bir an once ilceye goturulmesi icin, bekciyi Muhtar'dan ister Muhtar:
Olmaz, daha acil olan secim sonuclarının ulaştırılması gerekiyor Bekciyi gonderemem der Bunun uzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar Muhtar en sonunda:
Ayıp ediyorsun Mehmet, bize musaade et, der
Ormancı kahveye girip tekrar geri doner, gelir Dama masasını bir yumrukta darmadağıneder Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammul edemez ve Ormancı'ya bir tokat atar Olayın buyuyeceğini anlayan koyluler, adamı alıp sakinleşmesi icin kahvenin arka tarafına gotururler Ormancı oradan bağırarak kufurler savurmaktadır Kufurler Mustafa Şahbudak'ın tahammul sınırını daha da zorlar Yerinden kalkar, Ormancı'nın uzerine yurur Ormancı Mehmet'in, kamasını cıkarıp Mustafa Şahbudak'ın sol kolunun pazısından yaralar O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak icin, belindeki tabancayı cıkarır, yere doğru ateş eder İşte ne olursa, o an olur!
Muhtar, Ormancı'nın ikinci kez kama vurmaması icin elini tutar Fakat, Mustafa Bey tetiği coktan cekmiştir Ormancı bunun uzerine kacmaya başlar Mustafa Şahbudak kacmasın diye, bir el daha ateş eder Bu ateş de oldurmek icin değil, kacmasına engel olmak icindir ikinci atış uzerine Mehmet in, yere duşer
Arka cebinde tabaka olduğu icin, ona hic bir şey olmaz Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfik'i vurur O gunlerin imkansızlıkları icerisinde Tevfik'i, tahta bir sal uzerinde Muğla devlet hastahanesine gotururler Tevfik, cok kan kaybetmektedir Mustafa, Doktor Veli Bey'e:
Babamın selamı var, bu adamı iyileştir derVeli Bey:
O olecek, once senin kolunu saralım der O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafa'yı yanına cağırarak:
Ben oluyorum hakkını helal et der
Mustafa:
Hayır, sen olmeyeceksin! derken ağlamaya başlar Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir Ancak Mustafa, arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır
Gercekten de biraz sonra Tevfik, hayata gozlerini kapar Mustafa, en yakın arkadaşını oldurduğu icin polise teslim olur, Bu olay uzerine dort yıl ceza yer Ceza evindeyken her gece Tevfik ruyasına girer Ancak Ormancı'ya kini gittikce artar Bu acı olaydan sonra koyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister
Kavaklıdere Orman Mudurluğune atanır Aslen Marmarislidir Emekliliğinden sonra oraya yerleşir Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmaris'te olur
Mustafa Şahbudak cezaevinden cıktıktan sonra, anılarla dolu o koyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir
Cok sevdiği, gunlerini birlikte gecirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirli'yi tek kurşunla oldurduğunde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve uc cocuk bırakır Muhtar'ın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkac yıl sonra aklı dengesini yitirir Oğlanın biri İzmir'e yerleşir Diğer oğlanla kız, koyde evlenirler ve hayatlarını orada surdurmeye devam etmekteler
Yıllardır her şeyi unutmaya calışan Mustafa'ya bir gun arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda turku de bestelemektedir İşte Gevenes koyunde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir Duğunlerde okunan, herkesin diline duşen turku ''Ormancıdır'' Bir gun, radyodan duyduğu bu turku ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur Radyoyu kapatır, bu turkuden cok incinmiştir
Ormancı turkude Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise ''Bay Mustafaadı ile yer almıştır
Ormancı Mehmet'in bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak odedi demek yanlış olur
Cunku o turku yaşadığı muddetce kotu adam olarak anılacaktır ve tarihe oyle gececektir
ORMANCI TURKUSU
Cıktım Belen kahvesine baktım ovaya
Bay Mustafa cağırdı, dam oynamaya,
Ormancı da gelir gelmez, yıkar masayı,
Soz dinlemez Ormancı, cekmiş kafayı
Aman Ormancı, canım Ormancı
Koyumuze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in ortasında, değirmen doner,
Değirmenin suları, dağından iner,
Ormancı'ya atılan kurşun, Tevfik' e doner,
Tevfik' in feryatları, yurekler deler,
Aman Ormancı, canım Ormancı
Koyumuze bıraktın yoktan bir acı
Gevenes' in suları hoştur icmeye,
Ustunde koprusu var, gelip gecmeye,
Tevfik' imi vurdular, hic mi hic yere,
Yazık ettin Ormancı, koyun iki gencine
Aman Ormancı, canım Ormancı
Koyumuze bıraktın yoktan bir acı
İntihar eden Mefaret Hanım'ın oykusu yarım asırdır filmlere konu oldu, turkusu Bodrum ve Milas yoresinin dilinden duşmedi ama kimse gerceğibilemedi Bodrum Hakimi, şimdi, Tolga Candar'ın cıkardığı Turkuleri Egenin 2albumune adını verdi İşte size birden fazla gerceği olan yaşanmış bir oyku
Bodrumlular erken bicer ekini
Feleğe kurban mı gittin
Bodrum Hakimi
Turkiye'nin ilk kadın hakimlerindendi Bodrum Hakimi Tek gorev yeri Bodrum değildi elbet, ama Bodrumlular onu oyle sevmişlerdi ki Bu durust, gozupek, erkek gibihakim hanıma saygıyla karışık bir sevgi duyuyorlardı Aslen nereli olduğu onemli değildi, Bodrum Hakimiidi o
Mefaret Tuzun (Bodrum Hakimi) Tavşanlı 1906 Bodrum 1954
Turkiye'nin ilk kadın hakimlerinden olan Tuzun, 24 Eylul 1951 yılında Bodrum'da goreve başladı Keşiflere at sırtında gidip gelen hakime hanım, cesurluğu ve girişimciliğiyle kısa zamanda yore halkının sevgisini kazanmıştı 1954'te kaybettiği nişanlısının ardından Tuzun'un de beklenmedik olumu, Bodrum'da buyuk uzuntu yarattı Bodrumlular, Hakim'e olan sevgilerini adına bir turku yakarak yaşatmaya calışmışlardır
Bodrum'da iz bırakanlar takviminde boyle tanıtılıyor Bodrum Hakimi Mefaret Tuzun Hakkında bundan fazlasını oğrenmek de pek mumkun değil zaten Denediğiniz zaman resmi makamlardan da Bodrum'un yaşlılarından da aynı tepkiyi alıyorsunuz: Niye soruyorsunuz? Gecmiş zaman, ne olmuşsa olmuş bitmiş işte, oğrenip de ne yapacaksınız?Bodrumlular soz birliği etmişcesine 43 yıldır saklıyor Mefaret Hanım'ın olume goturen sırrı
Mefaret Hanım'ın arkasından halkın yaktığı turkuyu yıllar sonra seslendirip yeni albumune alan Tolga Candar, uzun sure bu sırrın izini surmuş Ama zar zor actığı her kapının arkasında birbirinden farklı oykuler cıkmış karşısına
Bunlardan bir tanesine gore, Hakim Hanım Bodrum'da bir gence idam cezası vermiş Bunun uzerine cocuğun ağabeyi onu kacırıp Turgutreis'in karşısındaki Catal adalarında tecavuz etmiş Bundan cok etkilenen Mefaret Hanım da donuşte kendisini oldurmuş
Anlatılan diğer oykuler ise ayrıntıları farklı olsa da Mefaret Hanım'ın olumunun arkasında bir aşk olduğu yolunda Bunlardan biri, Bodrum Hakimifilmine de konu olan oyku Turkan Şoray'ın butun azametiyle canlandırdığı muhteşem hakim hanımın hicbir zor karşısında eğilmeyen başı sonunda bir aşka yenik duşuyordu Ya sevdiği adama olum cezası verecekti, ya da İkinci yolu secti Bodrum Hakimi
Şu Bodrum'un dağlarında ceylanlar dolaşır
Kara haber Mefaret Hanıma pek tez ulaşır
Bodrum'da sıkı sıkı muhurlenmiş ağızlardan yarım yamalak dokulenler ise, hakim hanımın sevgilisinin filmdeki gibi bir suclu değil, Bodrum'un savcısı olduğu yonunde Ama bu aşkın Mefaret Hanım'ı neden intihara suruklediği konusunda rivayet muhtelif Karşılıksız değildi aşkı besbelli Ama herhalde evlenemeyeceklerdi Ama neden? Savcı evli miydi, ya da once evlilik vaadettiği Mefaret Hanım'ı sonra terk mi etti Buyuk olasılıkla Bodrumlular pek sevdikleri hakim hanımlarına boyle gayrimeşru bir ilişkiyi yakıştırmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile nişanlısısıfatını kullanmayı tercih ediyorlar
Mefaret Hanım'ın son gecesine ilişkin anlatılanlar ise daha da hazin Milaslı Turk sanat muziği bestekarı Zeki Duygulu'nun konseri var o gece Bodrumlular ciple Milas'ın yolunu tutuyor Mefaret Hanım da aralarında Ve o gece konserde bir şarkıyı tam uc kez caldırıyor:
Uslu dur kadınım cıldırtma beni
Ben artık bildiğin o ten değilim
Bir başka yağmurla ıslak mendilim
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım cıldırtma beni
Dokulmuş yaprağım, sararmış guzum
Ciğli kirpiklerle yaşlıdır gozum
Bu gurbet ellerde ben bir oksuzum
Yeter artık ağlatma beni
Uslu dur kadınım cıldırtma beni
Bu konser Bodrumlular'ın Mefaret Tuzun'u son goruşu oluyor Tolga Candar o gece kendini asan hakim hanımın olumunun Bodrum'da ne buyuk bir uzuntu yarattığını annesinden dinlemiş O zamanlar henuz cocuk olan annesi tarlada calışırken gelen ve mola veren otobusu ve ustundeki cenazeyi hic unutmamış Yıllarca ne bu oyku duşmuş dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin turkusu
Hakim Hanım'ın memleketi Kutahya Tavşan
Hakim Hanım sen eyledin bizleri perişan
Bu Kutahya konusu da ayrı bir muamma Takvimde de turkude de Mefaret Hanım'ın Tavşanlılı olduğu soylense de bunun aslı yok gibi Tavşanlı kaymakamıyla konuşan Tolga Candar Hakim Hanım'ın bir sure Tavşanlı'da gorev yaptığını, tıpkı Bodrum'daki gibi yore halkı tarafından cok sevildiğini, giderken de gozyaşları icinde konvoylarla uğurlandığını oğrenmiş Mefaret Tuzun'un gercekte Tekirdağlı olduğu sanılıyor
Candar, kendisini cocukluğundan beri derinden etkileyen bu kadının peşini bırakmamaya kararlı Elinde Bodrum kaymakamlığından zar zor edindiği sararmış bir fotoğraf var Hakim'in sevgilisi olduğu soylenen savcıyı aramış, bulamamış, akrabalarına sormuş, oğrenememiş, şimdi Adalet Bakanlığı'nda araştırmalarına devam ediyor Bu arada da hic olmazsa bir turkuyle bu talihsiz kadına bir selam gonderiyor
Turku, Bodrumlular'ın yaktığı bir ağıt ama Milaslı radyo sanatcısı Nazmi Yukselen onu TRT repertuvarına girecek şekilde duzenlemiş ve 60'lı yıllarda plağa okumuş İşin ilginc yanı, Tolga Candar Yunan adası Kos'ta da dinlemiş bu turkuyu Hemen sormuş bu ne?diye, karşıda yaşanmış bir oykudemişler Şimdi Tolga Candar'ın sesiyle yeniden hayat buluyor Bodrum Hakiminin oykusu Cok sade, tek bir bağlamayla, kırk yıl uzaktan yurekleri dağlamaya devam ediyor:
Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gumuş bıcak ile doğradılar tenini