iltasyazilim
FD Üye
Ebû EyyûbilEnsârî ra Hazretlerinin, vefât etmek üzereyken şöyle dediği nakledilmiştir: Resûlüllah sav’tan duyduğum ve şimdiye kadar gizlediğim bir hadisi şerifi size haber veriyorum:
Eğer siz (hiç) günah işlemeyecek olsaydınız (Allah sizi yok eder), günah işleyecek bir başka millet yaratır; (af dilemeleri üzerine de) onları bağışlardı
(Hadisi şerif, Müslim, Sahîh, Tevbe, 9)
Hadîsi şerifte günaha ve günah işlemeye teşvik değil, günahkârı sonsuz bir ümitle Allah’ın rahmet ve mağfiretini istemeye özendirme, ümitsizliği ve karamsarlığı reddetme vardır
Ebû Eyyûb ra Hazretlerinin bu hadisi şerifi son âna kadar rivayetten çekinmesi, muhtemelen hadisin taşıdığı müjde unsurunun çok yüksek olması ve duyanların fazlaca bir emniyet duygusuna kapılıp, günahlara karşı gereken hassâsiyeti göstermemeleri endişesinden kaynaklanmış olabilir Son anda haber vermesi ise, ilmi gizlemiş olmamak içindir
Mühim olan hatada ısrar etmemektir Dinimizde hatada bile bile ısrara musâmaha yoktur Bilhassa Müslüman kendi hatasına hiç musâmaha etmemelidir
Bu husus bir âyeti kerimede şöyle açıklanmıştır:
Onlar (takvâ sahibi müminler), bir kötülük yaptıklarında, ya da bizzat kendilerine zulmettiklerinde Allahı zikredip günahlarından dolayı hemen istiğfâr ederler Zâten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler
(Âli İmrân, 135)
Peygamberimiz sav bir hadîsi şeriflerinde, Kötülüğün peşi sıra hemen bir iyilik işle ki, önceki kötülüğü yok etsin(Tirmizî, Sünen, Birr, 55) tavsiyesinde bulunmuşlardır
Önemsenmeyip ısrar edilen küçük günahlar büyür, istiğfarla da büyük günahlar küçülür, hatta silinir O halde, hata ve günahlarımız ne kadar çok ve ne kadar büyük olursa olsun, onu bağışlayacak olan Rabbimizin rahmetinin ve bağışlamasının büyüklüğünü düşünüp, daima ümitvâr olmalıyız Tevbe ve istiğfârı hayatımızın her safhasına yaymalıyız
Her derdin bir devası vardır, Günahların devası da istiğfar etmektir
Fazilet takvimi
Eğer siz (hiç) günah işlemeyecek olsaydınız (Allah sizi yok eder), günah işleyecek bir başka millet yaratır; (af dilemeleri üzerine de) onları bağışlardı
(Hadisi şerif, Müslim, Sahîh, Tevbe, 9)
Hadîsi şerifte günaha ve günah işlemeye teşvik değil, günahkârı sonsuz bir ümitle Allah’ın rahmet ve mağfiretini istemeye özendirme, ümitsizliği ve karamsarlığı reddetme vardır
Ebû Eyyûb ra Hazretlerinin bu hadisi şerifi son âna kadar rivayetten çekinmesi, muhtemelen hadisin taşıdığı müjde unsurunun çok yüksek olması ve duyanların fazlaca bir emniyet duygusuna kapılıp, günahlara karşı gereken hassâsiyeti göstermemeleri endişesinden kaynaklanmış olabilir Son anda haber vermesi ise, ilmi gizlemiş olmamak içindir
Mühim olan hatada ısrar etmemektir Dinimizde hatada bile bile ısrara musâmaha yoktur Bilhassa Müslüman kendi hatasına hiç musâmaha etmemelidir
Bu husus bir âyeti kerimede şöyle açıklanmıştır:
Onlar (takvâ sahibi müminler), bir kötülük yaptıklarında, ya da bizzat kendilerine zulmettiklerinde Allahı zikredip günahlarından dolayı hemen istiğfâr ederler Zâten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrar etmezler
(Âli İmrân, 135)
Peygamberimiz sav bir hadîsi şeriflerinde, Kötülüğün peşi sıra hemen bir iyilik işle ki, önceki kötülüğü yok etsin(Tirmizî, Sünen, Birr, 55) tavsiyesinde bulunmuşlardır
Önemsenmeyip ısrar edilen küçük günahlar büyür, istiğfarla da büyük günahlar küçülür, hatta silinir O halde, hata ve günahlarımız ne kadar çok ve ne kadar büyük olursa olsun, onu bağışlayacak olan Rabbimizin rahmetinin ve bağışlamasının büyüklüğünü düşünüp, daima ümitvâr olmalıyız Tevbe ve istiğfârı hayatımızın her safhasına yaymalıyız
Her derdin bir devası vardır, Günahların devası da istiğfar etmektir
Fazilet takvimi