Eğitim Gemisi Yol Alıyor Mu?

Eğitim Gemisi Yol Alıyor Mu? 1549312601 1549312601 egitimgemisiyolaliyormu5c58a25e073d5egitimgemisiyolaliyormu5c58a25e073d5 http:yenipusulatvmodulhaberresimlerpslxyzytrtyytr30062006tvvEğitim, “istendik davranışları kazandırma süreci olarak tanımlanır Acaba, “istendik davranışları kazandırma süreci, ülkemizde “faizsiz birey yaratma süreci olarak mı algılanıyor? Bu tanıma bakarak doğumdan başlayarak eğitim doğru istediğini bireyi yaratabilirsiniz Bu birey “savaşcı bir kişiliğe sahip olacağı gibi, “yardımsever bir birey de olabilir Eğitimin bu dek etkin bir işlem olduğunu düşünürsek, “iktidarların, neden eğitimi kendi ideolojilerine kadar yönlendirmek istediklerini anlayışlı olmak mümkündür İşin acayip tarafı, her iktidar kendi eğitim ideolojisiyle, kendi bireylerini yaratmaya çabaladığı için, gerçekten kültür çatışmasının da mimarı olmaktadırlar İktidarların kendi dönemleri içindeki bu tavırları, kuşaklar arasında uçurumlar yaratıyor Bu şekilde farklı ideolojilerle yetişen gençlik, kendilerine zıt fikirleri anlayamamaktadır Farklı düşünceye tutku geliştirmek yerine, onlara önyargıyla yaklaşmaktadırlar Burada Einstein’in bir sözünü yâd etmek gerekir : “Önyargıları kırmak atomu parçalamaktan daha zordur Bugünkü sosyal çatışmaların, gençliğin uzlaşma geleneğine sahip olmayışının, olur ya de en büyük nedeni siyasetin eğitim üzerindeki gölgesidir Gençler değiştirmek, anlaşmak istese de bilinçaltında yatan ideolojilerin esiri olmaktan kurtulamıyorlar Bir noktaya saplanıp, kesintisiz benzer yönde düşünce beyân etme eğiliminde kalıyorlar Bu şart bireyi evvelden programlanmış bir robot yapıyor adetâ İkinci bir çatışma süreci ise, özellikle çevre değiştiren bireyin yeni duruma ahenk sağlamasında ortaya çıkıyor Mesela, üniversite yıllarında yetiştiği çevreden fazla farklı bir ortama giren kişi, o güne kadar benimsediği görüşleri sorgular ışık halkası geliyor Bu durumda, geçmiş yörüngesinden sıyrılma konusunda çatışmaya düşüyor “Bugüne dek öğrendiklerim bir hiç mi? sorusuyla karşısında karşıya gelebiliyor Ülkemizin, eğitimi “yardımsever temelli ele almayışının, bugün en fazla hissedilen sonucu “kutuplaşmaya eğilimli gençler yaratmasıdır Bundan Böyle gençler, “ağız dalaşı kavramını “kavga etme biçiminde algılıyor Çünkü, onlara aktarılan bilgiler bu sonucu doğuruyor Daha minik yaşlardan model aldıkları kişiler de bu yönlerinin gelişmesine muavin oluyor Siyasal erklerin, eğitim sistemindeki çarpıklığın sorumluluğunu “geçmiş iktidarlara yükleme geleneği sürüp gidiyor Bu durum, “çözüm yaratamayan zihniyetin farklı alanlara yönlendirilmiş bahanelerle gerçeklerden kaçış yoludur Manâlı olan, ülkenin ihtiyacını, insan profilini dikkate alarak, talepistek dengesine göre bireyler yetiştirmektir Kısa vadeli çözümlerle eğitim süreci yürütülmüyor Bu nesil uygulamalar, ülke geleceğini ötelemekten başka bir netice yaratmıyor Bugün yapılan “kirleri halı altına süpürmekten başka bir şey yok sonuç olarak, ülke geleceğinin siyasî ideolojilerden bağımsız, köklü bir eğitim süreciyle şekillendirilebileceği gerçeği değil sayılmamalıdır Bu açıdan bir lahza önce bilimsel düzeyde, insancıl hoşgörüyle, yeni bir eğitim sistemi oluşturulmalı, bu sistem tüm iktidarlar göre daimî olarak desteklenmelidir Kısacası eğitim işi biraz olsun “siyaset üstü düşünülerek yapılmalıdır Bu ülkenin uzun vadeli bir yeniden yapılanma programı bile değil Eğitim sistemi yazboz tahtasına dönmüş Başlatılan projeler bile gibi yarıda kesilebiliyor Bir Takım projeler iyi olsa bile sadece eski iktidarın ürünü olduğu için rafa kaldırılabiliyor Sonuçtan etkilenen daima ülkenin gençleri oluyor Mitinglerde, medya önünde aralıksız dillendirilen cümleler klasikleşti : “Türkiye genç, devingen nüfusa sahip bir ülkedir ve gençlerimiz geleceğimizdir Bu söylem dillere pelesenk oldu bundan böyle Gençlere bu değin güvenen yönetimler ne yaptılar bu gençler için? Bu ülkenin kısa sürede kalkınmasını istiyorsak, iyi bir eğitim sistemi yaratmalıyız Eğitim gemisi alarm veriyor! Umarım bu gemi batmadan, bu büyük okyanusta rotasını bulur