Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Emaneti korumak ile ilgili hadis ve ayetler

Emaneti korumak ile ilgili hadis ve ayetler
0
187

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Emaneti gözetmek ile ilgili hadis ve ayetler

Huzeyfetu'bnu'lYemân (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm), bize iki hadis irad buyurmuştu Ben bunlardan birini gördüm, diğerini de bekliyorum

Buyurmuştu ancak: Itimat (din, yargı duyguları) insanların kalplerinin derinliklerine (yaratılışlarında, fıtrî meyiller olarak) konmuştur Daha Sonra Kur'ânı Kerîm indi (Irk kalplerine konmuş olan bu fıtrî temâyüllerin) Kur'ân ve hadiste te'yîdini buldular

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize bu emanetin kalplerden kalkmasından da bahsetti ve buyurdu ancak: Birey uykuda imiş gibi farkında olmadan kalbinden itimat alınır Geride, benek izi gibi bir iz kalır Sonradan ikinci sefer, yine uykuda imişcesine, kişi farkında olmadan kalbindeki emânet duygusundan bir miktar daha alınır Bunun da, kalpte bir kabarcık izi gibi bir izi kalır, yâni şöyle fakat, ayağın üzerinden bir kor parçasını yuvarlayacak olsan değdiği yerleri kabarmış görürsün Ne var oysa, içinde işe yarar bir şey yoktur Sonra Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) bir çakıl parça başına aldı, onu ayağının üstünde yuvarladı (Ve sözüne devam etti: ) Emanet bu şekilde peyder pey azalmaya devam eder, o hâle gelinir ki bundan böyle) alış verişe giden insanlarda (itimad, güven, doğruluk ve) itimat ayrıntılarıyla kaybolur Hatta dürüstler falanca kabilede doğru halk müziği varmışdiye parmakla gösterilirler Bazan da, kalbinde zerre arz iman olmayan bir kimsenin ne civanmerd, ne kibar, ne zeki kişidiye övüldüğü olur(Huzeyfe devam etti: ) Ben pek günler gördüm ancak, hanginizle alış veriş yaptığıma aldırmazdım Muhâtabım Müslüman idiyse, bana karşı aldanma yapmasına dindarlığı mâni olurdu Muhatabım Yahudi veya Hıristiyan idiyse, onu da, âmiri(nden vâliden gelen nefret ve disiplin) bana aldanma yapmaktan alıkoyardı Ama bugün sizden yalnızca falanca falanca ile (gönül huzuruyla) alış veriş yapabilirim

* Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdu fakat: Emanet kaybedilince kıyameti bekleyinEmanet nasıl kaybolur?diye sordular İşler ehil olmayanlara teslim edilincediye cevapladı

* Yeniden Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in şu sözünü rivayet etmiştir: Sana itimat bırakanın emânetini geri ver Sana ihânet edene ihânet etme

* Ebû Zerr (radıyallâhu anh) anlatıyor: Ey Allah'ın Resûlü! dedim, beni memur ta'yin etmez misin?Bu sözüm üstüne, elini omuzuma vurdu ve sonra da: Ey Ebû Zerr, sen zayıfsın, memurluk ise bir emanettir (Hakkını veremediğin taktirde) kıyamet günü rüsvaylık ve pişmanlıktır Ama kim onu hakederek alır ve onun nedeniyle üstüne düşen vazifeleri eksiksiz edâ ederse o hâriçbuyurdu

* Ebu Sa'id (radıyallahu anh) anlatıyor: Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ancak: hiç kuşkusuz Kıyamet günü, Allah'ın en çok önem vereceği emanet, bayankoca arasındaki emanettir Kadınla koca birbiriyle sıkı fıkı olduktan sonra, kadının esrarını erkeğin neşretmesi, o gün en büyük ihanettir

* Hz Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm, yanındaki cemaate konuşurken, bir adam gelerek: (Ey Allah'ın Resûlü!) Kıyamet ne zaman kopacak?dedi Aleyhissalâtu vesselâm konuşmasına devam etti, sözlerini bitirdiği süre: Sual sâhibi nerede?buyurdular Adam: İşte buradayım ey Allah'ın Resûlü!dedi Aleyhissalâtu vesselâm: Emanet zâyi edildiği zaman Kıyameti bekleyin!buyurdular Adam: Emanet nasıl zâyi edilir?diye sordu Efendimiz: Meslek, ehil olmmayana tevdi edildi mi Kıyamet'i bekleyin!buyurdular

* Hz Ali radıyallahu anh anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): Ümmetim onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!buyurmuşlardı (Yanındakiler: ) Ey Allah'ın Resûlü! Bunlar nelerdir?diye sordular Aleyhissalâtu vesselâm saydı: Ganimet (yani ulusal servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler aralarında) tedavül eden bir metâ haline gelirse,

Emanet (edilen şeyleri emânet bölge kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları süre,

Zekât (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) cinayet telâkki ettikleri süre

Kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;

Babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;

Mescidlerde (rızayı ilâhi gözetmeyen husûmet, alışveriş, misafir etme ve siyâsiyâta vs müteallik) sesler yükseldiği zaman

Kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu;

(Devlet otoritesinin yetersizliği nedeniyle tedhiş ve zulümle insanları sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye derin saygı ettiği;

(Değişik adlarla üretim edilen) içkiler (serbestçe) içildiği;

Ipekli (haram bilinmeyip erkekler göre) giyildiği;

(San'at, bale, konser gibi değişik adlar altında; bar, gazino, dansing ve salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi değişik vasıtalarla yaygın şekilde) şarkıcı kadınlar ve enstrüman aletleri edinildiği;

Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, evvelden gelip geçenlere (dağıtılmış ithamlar ve bahanelerle) hakâret ettiği süre bundan böyle kızıl rüzgârı, (zelzeleyi), yere batışı (hasfı) ya da suret değiştirmeyi (meshi) (ya da gökten taş yağmasını, (kazfi) bekleyin

*Ebû Hüreyre radiya'llâhu anh'den: Şöyle demiştir: Nebiyyi Muhterem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ancak: Münâfık'ın alâmetleri üçtür Laf söylerken yalan söyler Va'd ettiği vakit sözünde durmaz Kendisine bir şey güvenlik edildiği zaman hıyânet eder

* Abdu'llâh b Amr (i'bni'lÂs) radiya'llâhu anhümâ'dan: Şöyle demiştir: Nebiyyi Mükerrem salla'llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: Dört şey, her kimde bulunursa hâlis münâfık olur Her kimde bunların bir parçası bulunursa onu bırakıncaya değin kendisinde münâfıklıkdan bir haslet kalmış olur (Bunlar da) kendisine bir şey güvenlik edildiği zaman hıyânet etmek, laf söylerken yalan söylemek, ahdettiğinde ahdini tutmamak, husûmet (iddiâ ve mürâfaa) zamânında da hakdan ayrılmaktır *
 
858,496Konular
981,671Mesajlar
29,757Kullanıcılar
firat118Son üye
Üst Alt