urgot
FD Üye
İslâm tarihinde "Dört Halife Devri"nden sonra İslâm Devleti'nin başına gelen hanedana verilen ad. "Beni Ümeyye" de denir.
Emevî iktidarı, Doğu ve Batı Emevîleri olmak üzere ikiye ayrılır. Doğu Emevîlerine (661-750) Suriye ya da Şam Emevîleri, Batı Emevîlerine (756-1031) ise Kurtuba ya da Endülüs Emevîleri denir. Hanedanın adı, bu devleti kuran Muaviye bin Ebu Süfyan'ın mensup olduğu Kureyş'in "Beni Ümeyye" soyundan gelmektedir. Halife Hz. Ali'nin şehit edilmesi üzerine İslâm Devleti'nin başına I. Muaviye geçti (661). Muaviye, Hz. Ömer zamanında 640'ta Suriye (Şam) valiliğine atanmıştı. Hz. Osman'ın hilafeti sırasında Muaviye'ye Suriye’deki bütün vilayetlerin sorumluluğu verilmiştir. Hz. Ali'nin ve oğlu Hz. Hasan'ın siyasî başarısızlıklarından yararlanarak halife oldu. 19 yıl bu makamda kaldı. Zamanında İslâm fetihleri devam etti. Sicistan fethedilerek İslâm orduları Afganistan içlerine kadar sokuldu. Semerkant işgal edildi. Anadolu'ya yapılan seferlerde Arap orduları Erzurum'u ele geçirdiler, Yezit komutasındaki birlikler İstanbul'u kuşattılar. Arap donanması, Kıbrıs ve Girit adalarını işgal ederek Sicilya'ya kadar uzanan akınlar düzenledi. Afrika'nın kuzeyi, Cezayir'e dek fethedildi. Muaviye, ölmeden önce oğlu Yezit'i kendi yerine halife yaptı. O zamana kadar halife, Müslümanların en ileri gelenleri arasından seçilirdi. Böylece Emevîler ile birlikte, babadan oğula geçen bir saltanat usulü kurulmuş oldu. Babasının yerine 680 yılında geçen I. Yezit'in halifeliğini Iraklılar tanımadılar. Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'i halife yapmak için Bağdat'a çağırdılar. Hz. Hüseyin'in Irak'a geldiğini haber alan Yezit'in kuvvetleri Hz. Hüseyin'i Kerbelâ'da şehit ettiler (10 Muharrem 680). Peygamberin torununun şehit edilmesi, Araplar arasında Emevîlere karşı düşmanlığın artmasına neden oldu. İç savaşlar çıktı. Yezit'in ölümü üzerine (683) yerine geçen II. Muaviye kısa bir süre sonra halifelikten vazgeçti (684). Yezit'in, yerini dolduracak yaşta başka bir veliaht bırakmaması, Emevî yanlılarını zor duruma düşürdü. Aynı aileden I. Mervan, duruma hâkim olarak halife oldu (684). Suriye'deki düzeni yeniden kurdu. Emevî hanedanı halifelerinin en büyüklerinden biri olan Abdülmelik (685-705), ilk Arap parasını bastırdı. Arapçayı resmî dil olarak kabul etti. Devlet örgütünü esaslı bir şekilde düzenledi. Ülkede geniş yapım faaliyetlerinde bulundu. Ölünce yerine oğlu I. Velit geçti. Gerek I. Velit (705-715) ve gerekse Süleyman (715-717) dönemlerinde, Abdülmelik'in başlattığı düzenlemeler sürdürüldü. Müslüman orduları, bu halifeler zamanında imparatorluğun her yönünde zafer kazandılar. Doğuda Kaşgar alındı, Pencap işgal edildi. İstanbul ikinci kez kuşatıldı. Tarık bin Ziyat, Septe Boğazı'nı geçti ve bugün kendi adıyla anılan Cebelitarık'a çıktı (711). Got Kralı Rodrik'i Kadiks'te büyük bir bozguna uğrattı. Fetih sürdü ve İspanya bir Arap ili hâline getirildi. Büyük dedesi halife Hz. Ömer'i andıran yaşayışıyla Ömer (717-720) Süleyman'dan sonra halife oldu. II. Yezit (720-724) ve onu izleyen Hişam (724-743) devirleri, Emevîlerin en parlak zamanı oldu. Tüm Hişam devrini kaplayan savaşlar sonunda Araplar, Türkleri Maveraünnehir'in ötesine attılar, büyük bir kısmına da Müslümanlığı kabul ettirdiler. Öte yandan Endülüs'e vali atanan Abdurrahman el Gafiki, Galya içine girdi ve Poitiers'de şehit düşünceye kadar Fransa'nın yarısını işgal etti. Hişam, 743'te öldüğü zaman, Emevî Devleti en geniş sınırlarına ulaşmış bulunuyordu. Ancak, onun haleflerinin, yani II. Velit (743-744) ile III. Yezit'in yanlış tutumları yüzünden devlet güçsüz düştü. Suriye ve Ürdün'de bulunan ordular ayaklandılar. II. Velit öldürüldü. Yerine III. Yezit geçti. Fakat anarşi bütün ülkeyi kapladı. Yezit bu durumda daha kendini toparlayamadan öldü ve yerine kardeşi İbrahim (744) geçti. İbrahim, II. Velit tarafından veliaht olarak gösterilen yeğenlerini öldürünce, illerdeki valilerin merkeze olan bağları koptu, Irak ve Yemame'de Şii ve Hariciler başkaldırdılar. Bu durumda, karışıklıklara son vermek için, Ermeniye Valisi Mervan işbaşına çağrıldı. İbrahim, ordusuyla onun karşısına çıktı. Yenilgiye uğradı ve öldürüldü. II. Mervan (744-750) halife oldu. Mısır'ı ve Irak'ı yeniden Emevîlere bağladı. Fakat bütün bu başarılarına rağmen 746-748 yılları arasında doğuda alevlenen Şiilik hareketi, Mervan'ın durumunu sarstı. İran ve Horasan bölgelerinde Emevîlere karşı duyulan hoşnutsuzluk daha da arttı. Ayrıca Emevî halifelerinin güttüğü Arapçılık politikası, Arap olmayan unsurlar arasında olumsuz etkiler yarattı. Abbasîler bundan yararlanmayı bildiler. Ayaklanmaya çok iyi hazırlanmış olan Horasan'a İran asıllı Ebu Müslim'i gönderdiler (746). Ebu Müslim, Emevî ordusunu yenip Horasan'dan atınca (748), İran Yaylası'na egemen oldu. Ertesi yıl Kahtaba komutasındaki Abbasî ordusu, Emevîleri yenilgiye uğratarak Irak'ı ele geçirdi. Kûfe alındı. Ebu'l Abbas halkın biatını kabul etti (749). Son Emevî Halifesi II. Mervan Mısır'a kaçtı (750). Mervan, aşağı Mısır'da yaptığı son savaşta öldürüldü (750). Böylece doksan yıllık bir saltanattan sonra, Emevî hanedanının doğuda iktidarı son buldu. Abbasîler, Emevî Hanedanı'na karşı baskıcı, ezici bir politika izlediler. Emevî ailesinden yalnız bir kişi, Halife Hişam'ın torunu olan I. Abdurrahman, canını kurtarıp Endülüs'e kaçmayı ve orada bir devlet kurmayı başardı (756). Endülüs Emevîleri başlangıçta, halife unvanını kullanmadılar. Emir ya da ibnü'l-halife unvanı ile yetindiler. Ancak III. Abdurrahman'dan itibaren, bu unvanı taşımaya başladılar. Devletin kurucusu I. Abdurrahman'ın hükümdarlığı 33 yıldan fazla sürdü. Abdurrahman, Endülüs kabile başkanlarını, liderlerini zorla ya da tatlılıkla kendisine bağladıktan sonra ülkede birliği kurdu. Kurtuba'da Kasrü'l-emâre'yi (Alcazar) yaptırdı. Ünlü Ulucami'nin (Mezguita) yapımına başlandı. 788'de ölünce yerini alan oğlu I. Hişam (788-796) bozulmaya başlayan güvenliği sağladıktan sonra, tarım ve ticaretin gelişmesi için köklü önlemler aldı. 8 yıllık saltanattan sonra yerine oğlu I. Hakem (796-822) geçti. Hakem, bir yandan çeşitli muhalefet ve ayaklanmalarla, bir yandan da Charlemagne ve Asturia Kralı II. Alfonso'nun saldırıları ile karşılaştı. İlk ayaklanma 805'te Kurtuba'da patlak verdi. Hakem, ayaklanmaları kanlı bir biçimde bastırdı. İç ayaklanmalar, Hakem'in dış politikada zayıf düşmesine yol açtı. II. Abdurrahman (822-852) dönemi de Hakem dönemine benzer olaylarla geçti. Bu emir zamanında iç karışıklıklar ve gittikçe güç kazanan Hristiyan baskısı altında devlet zayıfladı. 852'de yerine geçen oğlu I. Muhammet (852-886), babasından daha sert önlemlerle iç karışıklıklara son vermeye çalıştı. 886'da ölünce yerini oğlu Münzir (886-888) aldı. Şiire meraklı bu hükümdarın saltanatı sırasında Endülüs, sakin bir devir geçirdi. Ölünce tahta kardeşi Abdullah (888-912) çıktı. Onun zamanı da iç karışıklıkların tekrar canlanmasıyla sürekli bir mücadele içinde geçti. Abdullah ölünce yerine vasiyeti üzerine torunu III. Abdurrahman (912-961) geçti. Endülüs, III. Abdurrahman ve halefleri zamanında siyasî, ekonomik ve kültürel üstünlüğün doruğuna ulaştı. III. Abdurrahman'ın 50 yıl süren saltanatının ilk devresi iç huzuru sağlamakla geçti. Onun politikası da iç muhaliflerini ortadan kaldırmak, dışta ise, kuzeydeki Hristiyan devletlere saldırı fırsatı vermemekti. Abdurrahman'ın Müslüman ülkelerle olan ilişkilerinde de gelişmeler oldu. Abbasî Halifeliği'nin iyice zayıflaması üzerine 926'da kendisini "halife" ilân etti. 931'de Septe'yi işgal ederek Magrib'e geçti. Fas'a yayılmış olan Alevî çetelerini kırdı. Abdurrahman ölünce yerine oğlu II. Hakem (961-976) geçti. Bu hükümdar, babasının kurduğu düzeni sürdürdü. Ölümünden sonra tahta, vasiyeti üzerine 12 yaşındaki oğlu II. Hişam çıktı (976). Hişam'ın yaşının küçük olması, yönetimin kısa bir süre içinde Mansur bin Ebi Amir'in eline geçmesine yol açtı. Mansur ve oğlu Abdülmelik ile Abdurrahman, Emevî Devleti'nde tam bir diktatörlük kurdular. Mansur, Katalonya, Leon ve Galicia üzerine yaptığı seferlerle ün kazandı. Afrika'da ise Berberiler egemenlik altına alındı. II. Hişam bu olup bitenlere yıllarca boyun eğdi ve 1009'da yayınladığı bir emirname ile Abdurrahman'ı veliaht ilân etti. Ancak bu karar, Emevî prenslerinin muhaliflerle birleşmesine yol açtı. II. Hişam tahttan indirildi ve II. Muhammet el Mehdi Bi'llah (1008-1010) halife ilân edildi. Yeniden başgösteren karışıklıklar sonucu Mehdi öldürüldü. 1010'da II. Hişam yeniden tahta çıktı. Hişam ayaklanan Berberîler ile anlaşmak istediyse de başarı sağlayamadı. 1013'te II. Hişam tekrar tahttan indirilerek Süleyman el-Müsta'in'e biat edildi. Ancak Septe Valisi Ali bin Hammud, el-Müstain'i öldürüp 1016'da kendini halife ilân etti. Fakat çok geçmeden o da öldürüldü. Bunun üzerine yeniden kargaşalık başgösterdi ve 1031'e kadar bir yandan Hammudiler öte yandan Emevîlerden IV. Abdurrahman (1016-1023), V. Abdurrahman (1023), III. Muhammet (1023-1024) ve III. Hişam (1027-1031) halifelik iddiasında bulundular ve birbirleriyle mücadele ettiler. Merkezdeki bu çözülme üzerine valiler de, kendi bölgelerinde bağımsız beyliklerini ilân ettiler. Böylece, Endülüs Emevî Devleti'nin birliği parçalandı.
Emevî iktidarı, Doğu ve Batı Emevîleri olmak üzere ikiye ayrılır. Doğu Emevîlerine (661-750) Suriye ya da Şam Emevîleri, Batı Emevîlerine (756-1031) ise Kurtuba ya da Endülüs Emevîleri denir. Hanedanın adı, bu devleti kuran Muaviye bin Ebu Süfyan'ın mensup olduğu Kureyş'in "Beni Ümeyye" soyundan gelmektedir. Halife Hz. Ali'nin şehit edilmesi üzerine İslâm Devleti'nin başına I. Muaviye geçti (661). Muaviye, Hz. Ömer zamanında 640'ta Suriye (Şam) valiliğine atanmıştı. Hz. Osman'ın hilafeti sırasında Muaviye'ye Suriye’deki bütün vilayetlerin sorumluluğu verilmiştir. Hz. Ali'nin ve oğlu Hz. Hasan'ın siyasî başarısızlıklarından yararlanarak halife oldu. 19 yıl bu makamda kaldı. Zamanında İslâm fetihleri devam etti. Sicistan fethedilerek İslâm orduları Afganistan içlerine kadar sokuldu. Semerkant işgal edildi. Anadolu'ya yapılan seferlerde Arap orduları Erzurum'u ele geçirdiler, Yezit komutasındaki birlikler İstanbul'u kuşattılar. Arap donanması, Kıbrıs ve Girit adalarını işgal ederek Sicilya'ya kadar uzanan akınlar düzenledi. Afrika'nın kuzeyi, Cezayir'e dek fethedildi. Muaviye, ölmeden önce oğlu Yezit'i kendi yerine halife yaptı. O zamana kadar halife, Müslümanların en ileri gelenleri arasından seçilirdi. Böylece Emevîler ile birlikte, babadan oğula geçen bir saltanat usulü kurulmuş oldu. Babasının yerine 680 yılında geçen I. Yezit'in halifeliğini Iraklılar tanımadılar. Hz. Ali'nin oğlu Hz. Hüseyin'i halife yapmak için Bağdat'a çağırdılar. Hz. Hüseyin'in Irak'a geldiğini haber alan Yezit'in kuvvetleri Hz. Hüseyin'i Kerbelâ'da şehit ettiler (10 Muharrem 680). Peygamberin torununun şehit edilmesi, Araplar arasında Emevîlere karşı düşmanlığın artmasına neden oldu. İç savaşlar çıktı. Yezit'in ölümü üzerine (683) yerine geçen II. Muaviye kısa bir süre sonra halifelikten vazgeçti (684). Yezit'in, yerini dolduracak yaşta başka bir veliaht bırakmaması, Emevî yanlılarını zor duruma düşürdü. Aynı aileden I. Mervan, duruma hâkim olarak halife oldu (684). Suriye'deki düzeni yeniden kurdu. Emevî hanedanı halifelerinin en büyüklerinden biri olan Abdülmelik (685-705), ilk Arap parasını bastırdı. Arapçayı resmî dil olarak kabul etti. Devlet örgütünü esaslı bir şekilde düzenledi. Ülkede geniş yapım faaliyetlerinde bulundu. Ölünce yerine oğlu I. Velit geçti. Gerek I. Velit (705-715) ve gerekse Süleyman (715-717) dönemlerinde, Abdülmelik'in başlattığı düzenlemeler sürdürüldü. Müslüman orduları, bu halifeler zamanında imparatorluğun her yönünde zafer kazandılar. Doğuda Kaşgar alındı, Pencap işgal edildi. İstanbul ikinci kez kuşatıldı. Tarık bin Ziyat, Septe Boğazı'nı geçti ve bugün kendi adıyla anılan Cebelitarık'a çıktı (711). Got Kralı Rodrik'i Kadiks'te büyük bir bozguna uğrattı. Fetih sürdü ve İspanya bir Arap ili hâline getirildi. Büyük dedesi halife Hz. Ömer'i andıran yaşayışıyla Ömer (717-720) Süleyman'dan sonra halife oldu. II. Yezit (720-724) ve onu izleyen Hişam (724-743) devirleri, Emevîlerin en parlak zamanı oldu. Tüm Hişam devrini kaplayan savaşlar sonunda Araplar, Türkleri Maveraünnehir'in ötesine attılar, büyük bir kısmına da Müslümanlığı kabul ettirdiler. Öte yandan Endülüs'e vali atanan Abdurrahman el Gafiki, Galya içine girdi ve Poitiers'de şehit düşünceye kadar Fransa'nın yarısını işgal etti. Hişam, 743'te öldüğü zaman, Emevî Devleti en geniş sınırlarına ulaşmış bulunuyordu. Ancak, onun haleflerinin, yani II. Velit (743-744) ile III. Yezit'in yanlış tutumları yüzünden devlet güçsüz düştü. Suriye ve Ürdün'de bulunan ordular ayaklandılar. II. Velit öldürüldü. Yerine III. Yezit geçti. Fakat anarşi bütün ülkeyi kapladı. Yezit bu durumda daha kendini toparlayamadan öldü ve yerine kardeşi İbrahim (744) geçti. İbrahim, II. Velit tarafından veliaht olarak gösterilen yeğenlerini öldürünce, illerdeki valilerin merkeze olan bağları koptu, Irak ve Yemame'de Şii ve Hariciler başkaldırdılar. Bu durumda, karışıklıklara son vermek için, Ermeniye Valisi Mervan işbaşına çağrıldı. İbrahim, ordusuyla onun karşısına çıktı. Yenilgiye uğradı ve öldürüldü. II. Mervan (744-750) halife oldu. Mısır'ı ve Irak'ı yeniden Emevîlere bağladı. Fakat bütün bu başarılarına rağmen 746-748 yılları arasında doğuda alevlenen Şiilik hareketi, Mervan'ın durumunu sarstı. İran ve Horasan bölgelerinde Emevîlere karşı duyulan hoşnutsuzluk daha da arttı. Ayrıca Emevî halifelerinin güttüğü Arapçılık politikası, Arap olmayan unsurlar arasında olumsuz etkiler yarattı. Abbasîler bundan yararlanmayı bildiler. Ayaklanmaya çok iyi hazırlanmış olan Horasan'a İran asıllı Ebu Müslim'i gönderdiler (746). Ebu Müslim, Emevî ordusunu yenip Horasan'dan atınca (748), İran Yaylası'na egemen oldu. Ertesi yıl Kahtaba komutasındaki Abbasî ordusu, Emevîleri yenilgiye uğratarak Irak'ı ele geçirdi. Kûfe alındı. Ebu'l Abbas halkın biatını kabul etti (749). Son Emevî Halifesi II. Mervan Mısır'a kaçtı (750). Mervan, aşağı Mısır'da yaptığı son savaşta öldürüldü (750). Böylece doksan yıllık bir saltanattan sonra, Emevî hanedanının doğuda iktidarı son buldu. Abbasîler, Emevî Hanedanı'na karşı baskıcı, ezici bir politika izlediler. Emevî ailesinden yalnız bir kişi, Halife Hişam'ın torunu olan I. Abdurrahman, canını kurtarıp Endülüs'e kaçmayı ve orada bir devlet kurmayı başardı (756). Endülüs Emevîleri başlangıçta, halife unvanını kullanmadılar. Emir ya da ibnü'l-halife unvanı ile yetindiler. Ancak III. Abdurrahman'dan itibaren, bu unvanı taşımaya başladılar. Devletin kurucusu I. Abdurrahman'ın hükümdarlığı 33 yıldan fazla sürdü. Abdurrahman, Endülüs kabile başkanlarını, liderlerini zorla ya da tatlılıkla kendisine bağladıktan sonra ülkede birliği kurdu. Kurtuba'da Kasrü'l-emâre'yi (Alcazar) yaptırdı. Ünlü Ulucami'nin (Mezguita) yapımına başlandı. 788'de ölünce yerini alan oğlu I. Hişam (788-796) bozulmaya başlayan güvenliği sağladıktan sonra, tarım ve ticaretin gelişmesi için köklü önlemler aldı. 8 yıllık saltanattan sonra yerine oğlu I. Hakem (796-822) geçti. Hakem, bir yandan çeşitli muhalefet ve ayaklanmalarla, bir yandan da Charlemagne ve Asturia Kralı II. Alfonso'nun saldırıları ile karşılaştı. İlk ayaklanma 805'te Kurtuba'da patlak verdi. Hakem, ayaklanmaları kanlı bir biçimde bastırdı. İç ayaklanmalar, Hakem'in dış politikada zayıf düşmesine yol açtı. II. Abdurrahman (822-852) dönemi de Hakem dönemine benzer olaylarla geçti. Bu emir zamanında iç karışıklıklar ve gittikçe güç kazanan Hristiyan baskısı altında devlet zayıfladı. 852'de yerine geçen oğlu I. Muhammet (852-886), babasından daha sert önlemlerle iç karışıklıklara son vermeye çalıştı. 886'da ölünce yerini oğlu Münzir (886-888) aldı. Şiire meraklı bu hükümdarın saltanatı sırasında Endülüs, sakin bir devir geçirdi. Ölünce tahta kardeşi Abdullah (888-912) çıktı. Onun zamanı da iç karışıklıkların tekrar canlanmasıyla sürekli bir mücadele içinde geçti. Abdullah ölünce yerine vasiyeti üzerine torunu III. Abdurrahman (912-961) geçti. Endülüs, III. Abdurrahman ve halefleri zamanında siyasî, ekonomik ve kültürel üstünlüğün doruğuna ulaştı. III. Abdurrahman'ın 50 yıl süren saltanatının ilk devresi iç huzuru sağlamakla geçti. Onun politikası da iç muhaliflerini ortadan kaldırmak, dışta ise, kuzeydeki Hristiyan devletlere saldırı fırsatı vermemekti. Abdurrahman'ın Müslüman ülkelerle olan ilişkilerinde de gelişmeler oldu. Abbasî Halifeliği'nin iyice zayıflaması üzerine 926'da kendisini "halife" ilân etti. 931'de Septe'yi işgal ederek Magrib'e geçti. Fas'a yayılmış olan Alevî çetelerini kırdı. Abdurrahman ölünce yerine oğlu II. Hakem (961-976) geçti. Bu hükümdar, babasının kurduğu düzeni sürdürdü. Ölümünden sonra tahta, vasiyeti üzerine 12 yaşındaki oğlu II. Hişam çıktı (976). Hişam'ın yaşının küçük olması, yönetimin kısa bir süre içinde Mansur bin Ebi Amir'in eline geçmesine yol açtı. Mansur ve oğlu Abdülmelik ile Abdurrahman, Emevî Devleti'nde tam bir diktatörlük kurdular. Mansur, Katalonya, Leon ve Galicia üzerine yaptığı seferlerle ün kazandı. Afrika'da ise Berberiler egemenlik altına alındı. II. Hişam bu olup bitenlere yıllarca boyun eğdi ve 1009'da yayınladığı bir emirname ile Abdurrahman'ı veliaht ilân etti. Ancak bu karar, Emevî prenslerinin muhaliflerle birleşmesine yol açtı. II. Hişam tahttan indirildi ve II. Muhammet el Mehdi Bi'llah (1008-1010) halife ilân edildi. Yeniden başgösteren karışıklıklar sonucu Mehdi öldürüldü. 1010'da II. Hişam yeniden tahta çıktı. Hişam ayaklanan Berberîler ile anlaşmak istediyse de başarı sağlayamadı. 1013'te II. Hişam tekrar tahttan indirilerek Süleyman el-Müsta'in'e biat edildi. Ancak Septe Valisi Ali bin Hammud, el-Müstain'i öldürüp 1016'da kendini halife ilân etti. Fakat çok geçmeden o da öldürüldü. Bunun üzerine yeniden kargaşalık başgösterdi ve 1031'e kadar bir yandan Hammudiler öte yandan Emevîlerden IV. Abdurrahman (1016-1023), V. Abdurrahman (1023), III. Muhammet (1023-1024) ve III. Hişam (1027-1031) halifelik iddiasında bulundular ve birbirleriyle mücadele ettiler. Merkezdeki bu çözülme üzerine valiler de, kendi bölgelerinde bağımsız beyliklerini ilân ettiler. Böylece, Endülüs Emevî Devleti'nin birliği parçalandı.