En Acıtanı Ne Biliyor Musun ? En acıtanı ne biliyor musun ? hani o gidişlerin var ya sessizce sessiz kırılan sen olduğun halde kendisiymis gibi hani o arkasına deha bakmadan gidişleri hani senin o anoracıktafakatgerisinde baka kaldığın anın durması için yalvardığın, tutup ucundan geri çevirmeye çalıştığı lahza varya, hani yapabilsen o mereni, hani yapabilsen o kapıyı, hani yapabilsen o sokağı tutup ucundan geri çevirmeye canını bile verebileceğin o an o işteen acıtanı o hani o tıpatıp elinden düşen en sevdiğin, en hoş şeyin gibi hani o tıpkı tutamadığı gibi hani o tıpkı bütün gidenlerde yaşadığı gibi hani o bir ince sancı varya içe içe akan hah iştetam pek fidan gibi yırtarak kayan düşen kanatan acıtan tutamadığın parçalanan tuzla buz olan zamana savrulan zamanda akıp giden hani o zamanla catistigin fakat vakit içinde değil olmayan herkesin inandığı o iri vakit her şeyin ilacıdıryalanı bunun bir yalan olduğunu tekrardan hatırladığın lahza ve kendini kandırmaya başladığın an gönülsüzce inanmaya başladığın an o işteen acıtanı o fakat senin orda oldugunu hep bildiğin ama senin hep hissettiğin lakin bir üstelik olmayan ama zaten hiç senin olmayan lakin senin her zaman bildiğin ama senin defalarca hissettiğin fakat bir daha sana geri gelmeyecek olan ama buna karşın gelmeyeceğini mahsus senin beklediğin o işteen acıtanı o sonra o kocaman iri, akıp gitmek bilmeyen süre o durduramadığın an' ın karmaşası tezatlığı kördüğüm oluşu o acabalarla, keşkelerledoymuş soruların içindeki kısır döngülerin ve o lahza hiç bir şey yapamamanın çaresizliği o işteen acıtanı o belki de sadece çaresizliğin çaresizliğimlütfen beni artık acıtma