Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

En Buyuk Şİrk:tasavvuf: Papaz Seyhle Mi

En Buyuk Şİrk:tasavvuf: Papaz Seyhle Mi

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
ŞİRKİ EKBER TASAVVUF
Kınayanın kınamasından korkmayan, tevhidi öğretme, şirki iptal etme azminde olan, hiç tanımadığı ve hatta görmediği bir yabancının bile cehennemden kurtulması için, hak olan tek ilahlı tek din İslam'ı öğretmeyi ve öğretmeyi en mühim vazife bilen muvahhidlere selam olsun


Senelerdir okuduğum, tasavvuf terimi içeren dökümanlardan, enine boyuna araştırma niteliği taşıyan kitaplara kadar nice bilir kişi raporları, ümmet nezdindeki islamın bünyesine bulaşan tasavvuf mikrobunu tesbit etmelerine rağmen, kendi dinlerine bulaştırmasalar dahi, ümmeti bu şirkten sakındırma sadedinde hiçbir gayret göze çarpmamaktadır Bu bilir kişiler tasavvufçuların şerri bulaşır korkusuyla ondan kaçmayı çare sanmışlardır Halbuki tanıdığı bu mikroptan kaçmakla kendisini kurtarsa bile uyarıcı olmamak ve safını belirginleştirmemek yüzünden kendi neslini bile koruyamayacaklardır Tâ ki apaçık tevhid safında yer aldığını ilan edip, şirke savaş açana kadar

Sırtımızı yasladığımız dağ gibi ilahiyatçılar ordusu, küfrü tevil etmeyi kendilerine meslek edinmişken, ağzına baktığımız muvahhidler sus diyen olmadan dilleri tutulmuşken, canının derdine düşmüş gariplere, elif cüzü öğrenen hacı anneye, cami avlusunda ezan bekleyen ak sakallı dedeye merhamet eden bir alim bekliyoruz 'O, cehennemliklerin inancıyla ölmüş' denmesin diye çırpınan bir can bekliyoruz Kendisini cehenneme yakıştıramayan milyonlarca insana şu şirkten vazgeçin diyecek, cennetin yolunu gösterecek bir muallim arıyoruz Yok mu?

İslam ümmetinin tevhidini şirke tahvil eden müşrikleri ilk rauntta nakavt etmek gibi bir hayalimiz olmasa da küfrün ve şirkin karşısına çıkacak cesaretimiz var elhamdulillah

Tevhidi bilen alimlerimizin çeşitli maslahatlarla, ağır devirde yol aldığı ve kendilerince bazı mefsedetlerin def'i için geri geri gittiği şu mâkus zaman dilimi şeytanın tam kapasite çalışmasına zemin hazırlamıştır Galiba alimlerin sustuğu dönemde (… gün, ay ve yıllar boyunca) şirk üzere ölenlerin hiç kıymeti yoktur! !

Şu tasavvufun tevhide aykırı şirkini, Kuran'a aykırı küfrünü, sünnete aykırı bidatlarını, hülasa İslam'a aykırı bir din olduğunu tesbit etmiş olmalarına rağmen, onu reddetmenin fazilet olduğunu kavrayamadıklarından mı, elini taşın altına koyamayacak kadar kalem tutan elleri kıymetli olduğundan mı nedir, bir türlü bu batılı reddedip, yalın İslam'ı savunamamışlardır

İslam ümmetinin dağınıklığı her sahada olduğu gibi hakikatleri dile getirenlerin ferdi gayretlerini yalnız bırakma sahasında da maalesef yükselme yönündedir

Bugün bırakın dünyaya nizam vermeyi, evinin içine nizam veremeyecek kadar aciz müslümanların bu içler acısı durumunun sebebi, inancının bünyesinde taşıdığı bulaşıcı mikroplardır Bu mikropların hastalık sebebi olduğunu söyleyemeyecek kadar mikroptan korkan tabipler bu hastalıkla mücadele edemezler ve mücadele edilmeyen bu mikrop ümmetin iflahını kesmiştir Ümmet aklını başına almalı mikroptan korkan tabipleri de, mikrop enjekte edenleri de terketmelidir ki ebedi hayatını hüsran etmesin

Mikrobun varlığını biz nereden anlarız? Bize göre mikrop nedir?

Öncelikle sağlıklı vücudun tanınması gerekir İnançta sağlık sahih kaynağa müstenid (dayalı) olmak anlamına gelir İslamın kaynağı Kur'an ve Sahih Sünnettir1 Bundan başka din adına bir inanç, Kur'an ve sahih sünnette bulunmayan bir din anlayışı, bir ibadet işittiğimizde, biliriz ki bu, mutlaka sahih kaynağın muhalifi, düşmanı, bir mikroptur Çünkü Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ' Sözlerin en güzeli Allah'ın kelamıdır Yolların en hayırlısı Muhammed'in (S) yoludur İşlerin en şerlisi dine sonradan sokulanlardır Dine sonradan sokulan her şey bid'at,2 her bid'at sapıklık ve her sapıklık da cehennemliktir3

Bu gün İslam ümmetinin dağınıklığı, vurdum duymazlığı, gamsız, gayesiz, büyülenmiş gibi garip gidişatları, ne kan abdesti bozar mı ihtilafından ne şerbetle abdest alınıp alınmayacağından kaynaklanan mezhebî ayrılıklar değildir Toplumların mübtelası olduğu israf düzeni, hayasızlığın teşviki ve yaygınlaşması mikrobundan da değildir Bunların hepsine zemin hazırlayan asıl sebep, gerçek alimlerin suskun, deccallerin faal olmasıdır Samimi Müslümanlara din diye mağara hayatının gösterildiği, mücadele ruhunun köreltildiği gûya dinî toplantılarla ümmetin pasifize edilmiş ve ediliyor olmasıdır

Tasavvuf bunun neresinde sorusunun tam yeridir

Önce kısa bir tanışma uygun olur sanırım

Etini sütünü kuzu kuzu teslim etmeyen Müslümanları koyunlaştırma mesleğinin adı tasavvuftur4 Hatta saf koyunların saf yünlerini de kullanmak, tasavvuf teriminin sırrına kadem basmaktır Bu sırra kadem basan hrıstiyanı, yahudisi, mecusisi, emperyalisti, kapitalisti, komünisti ve her kimisi varsa, elini ayağını öptüre öptüre, camiye hapsedilmeyi reddeden müslümanı dergaha hapsetmiştir

Dergâh mı? Tezgah mı?

Bu dergahlardan geçen veya orada kalan Müslümanların, islami bilgisi artmalı, din kardeşine sevgisi artmalı, dünyanın birçok yerinde ve burnunun dibinde katledilen Müslümanlar için sancısı, çare arayışı artmalı diye dört gözle bekleşirken bir de ne görelim! Milyonlarca bay mürid –tasavvufî telkinatlar gereği şeyhinin kerametlerini ezber etmede; öyle ya hâfız (!) olacak ümmete kıraat edecek ki sevap kazana!

Tıpkı okusun da adam olsun, memlekete fenni tekniği getirsin diye Avrupa'ya gönderilen soytarıların, Şekspir bozması tiyatrocu olup, Avrupanın modasından ve hayasızlığından başka işe yarar hiçbir şey getirmedikleri ve Osmanlıyı yıkacak yönetimlerin başını çektikleri gibi, bu tasavvuf zâdeler de hem o zaman hem bu zaman avamın dinini ineğe tapanların dinine çevirmişlerdir Allah'tan başka kutsal tertemiz bir inek de olsa koyun postunda oturan adam da olsa, şirk inancının objesi olduğundan teşbihte hata yoktur

İslam dininin insanlar nezdinde tahrif olmasının birinci amili tasavvuftur İslamla hiçbir alakası olmayan inançlar önce tasavvufta yerini bulmuş, sonra tasavvufa İslam kisvesi giydirilmiştir

Tarihi gelişim safhalarını tek tek ele almak bu risalenin boyutunu aşar, fakat özetle belirtmek istediğimiz bir nokta var ki, toplumların İslam’ı kabul etmeleri, birden bire bütün eski inançlarını terk ederek olmamıştır Hinduizm'in, Şamanizm'in öğretileri, nesilden nesile hikaye edilmiş ve bir türlü kökü kazınamamıştır Bu inançlardan İslam’a bulaşan ölülerin ruhlarının diriler arasına geleceği, o ruhu memnun etme gereği sayılabilir Bunun yanı sıra bu dinlerin temelini oluşturan felsefî yaklaşımlar İslam’ı anlamada etkili olmuştur ve Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ın öğretisi, eski inançlarla birleşerek, insanların kalplerinde sapma göstermiştir

Çok tanrılı Mısır ve Yunan mitolojisinden etkilenmeler de din anlayışının bozulmasında çok etkili olmuştur Büyük ilahın yardımcısı, küçük ilahlar olabileceği, dünyada olan biten işlerin birtek ilah tarafından yapılmayıp yardımcıları olması gerektiği inancı da bir yerlerden İslam’a sızmıştır Sızmıştır kelimesi haddi zatında pek iyimser kalmakta, zira hem hrıstiyanların, hem Yahudilerin hem bütün putperestlerin çanına ot tıkayan İslam dininin ne çok düşmanı olabileceği göz önünde bulundurulunca, kasten islamı tahrif etme gayretlerinin varlığı daha kolay anlaşılacaktır Bu gayret Müslüman olduğunu iddia eden münafıklar tarafından içerden devam ettiği gibi dışarıdan da sınırsız destek bulmuştur Bu gün bile müsteşrikler, (gûyâ islamı araştıran, batılı kafirler) İslam’ı karalamak için ellerinden geleni yaparken, tasavvufu övmekte, ayrılıkları, islamı tahrif etme faaliyetlerini teşvik etmekte, her türlü bölücü unsuru, değerlendirmektedirler

TASAVVUFUN İSLAMA SOKULDUĞU KAPI
Kapı yapılır bir eve insan girip çıksın diye, bir de bakarsın ki, haşerat da oradan girer hırsız da Her ne kadar tasavvuf İslam’a giremezse de, Müslümanların inançlarına girmiştir Tasavvufun İslam’da yeri olduğunu iddia edenler, tasavvufun içerisindeki islamî olan şeyleri kastediyorlar Halbuki tasavvufta islamilik vardır demek ayrı, islamda tasavvuf vardır demek ayrı manaları ifade eder Bunun örneği elmada su vardır, demekle şarapta elma suyu vardır demek gibidir İki cümle ayrı manalar ifade etmektedir Bu farkı önemsemek gerekir Birçok tevhid ehli ilahiyatçının ve hocanın tasavvufun şirkini reddederken “İslamda tasavvuf vardır fakaaat diyerek söze başlaması yanıltıcı bir referanstır, buna dikkat etmek gerekir İslamda tasavvuf yoktur Muhammed aleyhisselamın nübüvvetinin tarihi bellidir, İslam davetinin ne zaman nerelerde yapıldığı vahyin kaç yıl devam ettiği ve Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ın ne zaman vefat ettiği bellidir Tasavvuf itikadı ve amelleri bunun neresinde tebliğ edilmiş ki İslam’da tasavvuf olsun…

İslam dini Kur'an ve sahih sünnetten alındığı müddetçe Allah'ın kıyamete kadar koruyacağını vaad ettiği dindir Onun içerisine ne bir şey katılabilir, ne de ondan bir şey çıkarılabilir Onun üzerine atılan necasetler onun muhteviyatını değiştiremez Allah onu kıyamete kadar koruyacağına göre onun içerisine ondan olmayan şey giremeyecektir, tasavvuf ise zaten İslam peygamberinin öğretmediği, hatta men ettiği şirklerle dolu ayrı bir din olduğundan İslam’a giremeyecek ve onu bozamayacaktır İşte bu yüzden ne peygamber zamanında ne de tabiin ve tebei tabiin zamanında 'Ben Allah'ım' diyen kimse çıkmamıştır Bu örnekler ve ilgili ayrıntı ileride gelecek

Tasavvufta İslam vardır cümlesine gelince bu genel manada yanlış olsa da nisbî olarak doğru sayılabilecek bir cümledir Tasavvufta islamın tevhid öğretisi iptal edilmiştir, fakat islamın tavsiye ettiği bazı güzel ameller vardır Bu durum bir fıçı necasetin içerisine bir kepçe su dökmeye benzer ki bu fıçıda su vardır demek o necis fıçının temiz olacağı manasına gelmez

İslamî literatürde birr, takva, olarak isimlendirilen Allah'tan saygı ile korkma, sadece Allah'ın rızasını arama, dünyayı geçici bilip gerektiği kadar önem verme, insanlara faydalı olma, kalbini ve amelini güzelleştirme olarak tarif edeceğimiz bu terimler İslamîdir Bunlar sahabeden, tabiinden ve sonrakilerden birçoğunun, peygamberden öğrendiği şekilde yapa geldiği işlerdir

Kalbin ve bedenin salih amellerini kendisine kalkan edinip, bir yığın bid'at, hurafe ve şirki İslam'a bulaştıran müşriklerin Allah'a inanması da ibadet etmesi de boşunadır Şayet son peygamberin tebliğ ettiği tevhidi ve şeriatı kabul edip şirkten vazgeçmek gerekli olmasaydı, nice papazlar bir çok şeyhden evvel cennete girerdi Çünkü kalpleri temiz, amelleri salih nice müşrikler vardır fakat onların yeri şirklerinden dolayı ebedi ateştir

Allah Kur'anı Kerim'de şöyle buyurmaktadır

Allah kendisine şirk koşulmasını asla bağışlamaz5 Müşriklerin bütün amelleri kaybolup gitmiştir…

Tevhidden şirke, şeriattan küfre, sünnetten bidata kaçışlarını örtbas etmek için sürekli geveledikleri muhabbetullah (Allah aşkı) , sünneti seniyye ifadeleri kendilerine ve etraflarındakilere telkin ettikleri bir uyuşturucudur Müşriklerin bu aldanma ve aldatmacasını Allah şu ayetle reddetmiştir

(Ey! Muhammed) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın…(ali imran 31)

O halde Allah'ı sevmek peygamberine uymakla mümkün oluyormuş Burada bir anekdot düşmek sanırım yerinde olur Bir kişi bana falanca şeyhi gördüğünden bahsetti ve ' Ben şeyh efendiyi gördüm, dört dörtlük sünnete uyuyordu' dedi Bu iddiası üzerine ona sordum Bana bir tek hadis söyler misin? ' Cevap çok ilginç 'Ben hadis bilmem ki! peki kardeşim bir tek hadis bilmezsin de dört dörtlük sünneti ne biliyorsun, yani sünnetin hepsini! bir tek hadis bilmeyen adamın söylediği “şeyhi gördüm dört dörtlük sünnete uyuyordu sözü yalancılık mıdır, cahillik midir, ayrı bir konu, asıl korkunç olan şu ki bu sözler halk arasında pervasızca yayılıyor

Bir tek hadis bilmeyen adamın gördüğü şeyhin sakallı sarıklı olması onun gözüne göre dört dörtlük sünnettir Kalp akçeyi altın zanneden bilgisizin ceplerini sarrafın önüne dök de gör bakalım kaç kuruş eder Kalpazanlar sahte para basmaktan vazgeçmeyeceğine göre eline para alan adam gözünü açmalı Bir sarıkla sakalla şeyh olanlar bu saltanattan vazgeçmeyeceğine göre de mürid olmak için değil Müslümanlığı kaptırmamak için halk gözünü açmalıdır Tevhidi bilen alimler de irşad etmeli ki mürşid kılığına giren müşrikler halkın inancını ifsad etmesin
 
858,503Konular
982,772Mesajlar
30,566Kullanıcılar
Üst Alt