En değerli hazine masalı
Bir varmış bir yokmuş Evvel zaman icinde kalbur saman icinde ulkelerden birinde Hasan, Osman, Ali isimlerinde uc kardeş ve babaları yaşarmış Bir gun sohbet ederlerken babaları:
Ben gencken tum ulkeyi dolaşmıştım Gezdiğim, gorduğum yerleri hic unutamadım Aradan bunca zaman gecti Neler değişti, neler aynı, cok merak ediyorum, demiş
Hasan:
Biz de hep kasabamızın dışındaki yerleri merak edip duruyoruz İzin verirsen uc kardeş ulkemizi gezip gorelim, sana gorduklerimizi anlatırız
Sizden ayrı kalmaya dayanamam ki, demiş babaları
Eğer ucumuz de ayrı yonlere gidersek, altı ay icinde tum ulkeyi gezer doneriz demiş Ali
Babaları oğullarının heyecanla baktığını gorunce, isteklerini kabul etmiş Yolculuk hazırlıklarına başlamışlar Yanlarına biraz altın, biraz da yolluk yiyecek almışlar Babalarının elini operken Altı ay sonra mutlaka doneceğizdemişler Atlarına binerek koyden cıkmışlar Yol ayrımına geldiklerinde Hasan kuzeye, Osman doğuya, Ali de batıya yonelmiş
Aradan bir ay gecmiş Babaları bahcede odun kırarken Osman'ı karşısında bulmuş bir anda:
Hoşgeldin gozumun bebeği hoşgeldin, cok da tez geldin demiş
Hoşbuldum beybabam Az dolaştım cok buldum Bir sandık altınla dondum
Babası başka bir şey sormamış, sandığı alarak bir odaya kilitlemiş Aradan bir ay daha gecmiş, bu sefer Hasan eve donmuş Babasının elini opup başına koymuş Babası:
Hoşgeldin gozumun bebeği hoşgeldin cok da tez geldin, demiş
Seni ozledim, erken dondum Gelirken de bir sandık elmas getirdim Babası birşey sormadan elmasları da altınların yanına kapatmış
Aradan dort ay gecmiş Babaları ve abileri her gun Ali'nin donmesini bekliyorlarmış Babaları bir gun iki oğlunu yanına cağırmış:
Oğullarım, siz evden ayrılmanızdan bu yana iki mevsim gecti Siz dondunuz ama Ali donmedi Ondan bir haber de cıkmadı, demiş
Hasan:
Ben yola cıktığımda yollarda haramiler vardı Atımı hep kuytuda surdum Gunduz saklandım gece dolaştım Bir sandık hazine bulunca da eve dondum Belki Ali'yi haramiler yakalamıştır, demiş
Osman ise:
Benim gittiğim yonde ise bir ejderha nam salmıştı Halktan caldığı altınları sarayına kilitler, yakaladığı insanlara turlu işkenceler edermiş Ben birgun bir sandık elmas bulunca, ejderha yakalar diye korktum hemen eve dondum Belki de Ali'yi ejderha yakalamıştır, demiş
Babaları sessizce duşunmekteymiş İşte tam o sırada kapı vurulmuş, gelen Ali imiş Babasının elini opmuş, ağabeyleriyle sarılmış
Bunca zaman ne yaptın anlat hele, demişler Ali anlatmaya başlamış:
Yola cıktığımda yolumu bir harami cetesi kesti Tum varımı yoğumu, atımı aldılar Eve donmeye karar verdim Yolda bir kuyudan su cekerken kuyuda
haramilerin hazinesini buldum Onları cıkarttım Eve getirecektim ama haramilerin onları halktan caldığını anlayınca, en yakın koye gittim Koylulerin yardımı ile hazineyi taşıdık ve halka dağıttık Beni baş asker sectiler Sonra haramilere savaş actık, onları yendik Kazandığımız hazineleri aramızda paylaştık
Komşu şehirlerden bir haber geldi; bir ejderha halkın parasını toplayıp sarayında saklamakta ve halk yoksulluktan inlemekteymiş Onlara yardım etmeye karar verdik Komşu şehirle guclerimizi birleştirdik Ejderha bizi karşısında kalabalık gorunce, hepimizle başa cıkamayacağını anladı, sarayı bıraktı kactı Saraydaki hazineleri de halka dağıttık Sonra ben eve donmeye karar verdim Ama halk beni bırakmadı 'Sen bizim beyimiz ol' dediler Ben de sizi gormeye gelebilmek icin bir hafta musaade istedim
Uc gundur yoldayım Yarın sabah donmek icin yola cıkmam gerekiyor
Ali anlatmayı bitirince Osman ayağa kalkmış:
Baba musaaden olursa benim getirdiğim hazineyi de bizim kasabadaki yoksullara dağıtalım, demiş
Hasan:
Benim getirdiğim elmasları da dağıtalım herkese, diye eklemiş
Babaları evlatlarına bakmış:
Hazine sadece altın, elmas değildir Sizler gibi oğulları olması, bir baba icin en buyuk hazinedir, demiş
Bir varmış bir yokmuş Evvel zaman icinde kalbur saman icinde ulkelerden birinde Hasan, Osman, Ali isimlerinde uc kardeş ve babaları yaşarmış Bir gun sohbet ederlerken babaları:
Ben gencken tum ulkeyi dolaşmıştım Gezdiğim, gorduğum yerleri hic unutamadım Aradan bunca zaman gecti Neler değişti, neler aynı, cok merak ediyorum, demiş
Hasan:
Biz de hep kasabamızın dışındaki yerleri merak edip duruyoruz İzin verirsen uc kardeş ulkemizi gezip gorelim, sana gorduklerimizi anlatırız
Sizden ayrı kalmaya dayanamam ki, demiş babaları
Eğer ucumuz de ayrı yonlere gidersek, altı ay icinde tum ulkeyi gezer doneriz demiş Ali
Babaları oğullarının heyecanla baktığını gorunce, isteklerini kabul etmiş Yolculuk hazırlıklarına başlamışlar Yanlarına biraz altın, biraz da yolluk yiyecek almışlar Babalarının elini operken Altı ay sonra mutlaka doneceğizdemişler Atlarına binerek koyden cıkmışlar Yol ayrımına geldiklerinde Hasan kuzeye, Osman doğuya, Ali de batıya yonelmiş
Aradan bir ay gecmiş Babaları bahcede odun kırarken Osman'ı karşısında bulmuş bir anda:
Hoşgeldin gozumun bebeği hoşgeldin, cok da tez geldin demiş
Hoşbuldum beybabam Az dolaştım cok buldum Bir sandık altınla dondum
Babası başka bir şey sormamış, sandığı alarak bir odaya kilitlemiş Aradan bir ay daha gecmiş, bu sefer Hasan eve donmuş Babasının elini opup başına koymuş Babası:
Hoşgeldin gozumun bebeği hoşgeldin cok da tez geldin, demiş
Seni ozledim, erken dondum Gelirken de bir sandık elmas getirdim Babası birşey sormadan elmasları da altınların yanına kapatmış
Aradan dort ay gecmiş Babaları ve abileri her gun Ali'nin donmesini bekliyorlarmış Babaları bir gun iki oğlunu yanına cağırmış:
Oğullarım, siz evden ayrılmanızdan bu yana iki mevsim gecti Siz dondunuz ama Ali donmedi Ondan bir haber de cıkmadı, demiş
Hasan:
Ben yola cıktığımda yollarda haramiler vardı Atımı hep kuytuda surdum Gunduz saklandım gece dolaştım Bir sandık hazine bulunca da eve dondum Belki Ali'yi haramiler yakalamıştır, demiş
Osman ise:
Benim gittiğim yonde ise bir ejderha nam salmıştı Halktan caldığı altınları sarayına kilitler, yakaladığı insanlara turlu işkenceler edermiş Ben birgun bir sandık elmas bulunca, ejderha yakalar diye korktum hemen eve dondum Belki de Ali'yi ejderha yakalamıştır, demiş
Babaları sessizce duşunmekteymiş İşte tam o sırada kapı vurulmuş, gelen Ali imiş Babasının elini opmuş, ağabeyleriyle sarılmış
Bunca zaman ne yaptın anlat hele, demişler Ali anlatmaya başlamış:
Yola cıktığımda yolumu bir harami cetesi kesti Tum varımı yoğumu, atımı aldılar Eve donmeye karar verdim Yolda bir kuyudan su cekerken kuyuda
haramilerin hazinesini buldum Onları cıkarttım Eve getirecektim ama haramilerin onları halktan caldığını anlayınca, en yakın koye gittim Koylulerin yardımı ile hazineyi taşıdık ve halka dağıttık Beni baş asker sectiler Sonra haramilere savaş actık, onları yendik Kazandığımız hazineleri aramızda paylaştık
Komşu şehirlerden bir haber geldi; bir ejderha halkın parasını toplayıp sarayında saklamakta ve halk yoksulluktan inlemekteymiş Onlara yardım etmeye karar verdik Komşu şehirle guclerimizi birleştirdik Ejderha bizi karşısında kalabalık gorunce, hepimizle başa cıkamayacağını anladı, sarayı bıraktı kactı Saraydaki hazineleri de halka dağıttık Sonra ben eve donmeye karar verdim Ama halk beni bırakmadı 'Sen bizim beyimiz ol' dediler Ben de sizi gormeye gelebilmek icin bir hafta musaade istedim
Uc gundur yoldayım Yarın sabah donmek icin yola cıkmam gerekiyor
Ali anlatmayı bitirince Osman ayağa kalkmış:
Baba musaaden olursa benim getirdiğim hazineyi de bizim kasabadaki yoksullara dağıtalım, demiş
Hasan:
Benim getirdiğim elmasları da dağıtalım herkese, diye eklemiş
Babaları evlatlarına bakmış:
Hazine sadece altın, elmas değildir Sizler gibi oğulları olması, bir baba icin en buyuk hazinedir, demiş