Muğla Turkuleri,Muğla yoresi turkuleri,Muğla Turku sozleri,Muğla Turku hikayereleri,
En guzel Muğla Turkuleri
Bodrum Hakimi
Cokertme
Ferahidir Gızın Adı
Karaova duğunu
Ormancı
Cokertme Turkusu Hikayesi
Memleketin keşmekeş icinde olduğu, işgal ordularının yurdu parsellediği yıllardıEge de Yunan varEli silah tutan tum genclerin bellerinde pistov,
ellerinde Rus filintası, sırtlarında yatakları, dağları, taşları, ovaları mesken tuttukları yıllarKucuk Menderes ten, Koyceğiz'e, Denizli den Bodrum'a her karış toprakta onların alın teri
Bir yandan işgalcilerle boğuşuyorlar, bir yandan da devletin secip gonderdiği yoneticilerleBir yandan duşmanı kovalarken diğer yandan da işbirlikcilerle boğuşuyorlarİşte o yıllarda Halil adlı yiğit bir delikanlı vardıMerttiİyi silah kullanır, uc kuruşluk mevkiye boyun eğmezdiCam yarması gibi, kaşı gozu ,eli yuzu duzgun, cesurduYiğitliği de dillerdeydiBir de Bodrum kaymakamı
vardıHalk duşmanı , astığı astık, kestiği kestikİstanbul un da gozde adamıAdına da Cerkez Kaymakam derlerdiHalk arasında Kalleş Kaymakam Bir eli yağda bir eli baldaSandal sefaları,
gece alemleriEtrafında etek openler, fedailik yapanlarMilletin kıtlıktan kırıldığı gunlerde yağlı ballı yemeklerle donatılmış sofralar
Bir de guzelliği tum yorenin dilinde Cakır Gulsum vardıBitez yalısında otururduSahilde şipşirin bir koyKoyun yakınlığından adına Bitez yalısı demişlerHerkes guzel Gulsum u yiğit Halil e yakıştırıyordu
Gulsum adı Halil le beraber anılırdıBunca dillenen guzellik Bodrum Kaymakamının kulağına da ulaşmıştıEtrafındaki dalkavuk comezler kaymakamın kulağını doldurmuşlarGulsum guzel kızSaraylara layıkHalil
gibi baş kaldırmış bir eşkıyanın eline duşerse yazık olurSen evet de on Gulsum getirelim sanaZaten Halil dağda, cetelerle dolaşıyor diyerek şişirmişlerAmacları kaymakama yaranmak, hem de cıkarlarına
taş koyan Halil e zarar vermek
Cerkez Kaymakamın ın cok hoşuna gitmiş bu duşunce Hem guzel Gulsum'e sahip olacak, hem de buyuklerinin kulağına gitmiş bir efenin nişanlısını kacırıp daha da yaranacak onlar kaymakam Bitez yalısına gondermiş kolcularını
Bir feryat, bir figan sarıp sarmalıyıp goturduler Gulsum uGulsum un apar topar icine atıldığı sandal kıyıdan uzaklaşmak uzereyken cokertme tarafından hızlı hızlı gelen sandal gorunduSandalın kurekleri kanat gibi acılıp kapanıyordu
Bir yanda kaymakam kolcularının sandalı bir diğer yanda da Bitez yalısına girdi girecek olan Halil'in sandalıYanında en guvendiği arkadaşı İbrahim Cavuşİbrahim Cavuş asılmış kureklere, Halil ise ayakta gozunu siperlemiş eliyle kolcuları
gozluyorMillet sahile dokulmuş yurekleri ağzında seyrediyor onları
Halil'in sandalı ucuyor gibiİki sandal burun buruna geldi vuruşma başladıPatlayan silah sesleriVe ardından Gulsum'un figanıİbrahim Cavuş'un figanı İbrahim Cavuş kapanmış sandala haykırıyorduGittiYiğit Halil gittiVurdular Halil'iKalleş
Kaymakamın adamları vurdu Halili
Kolcuların sandalı Bodrum'a hızla Gulsum u gotururken, Halil'in sandalı da ağır ağır sahile yaklaşıyorduSonra sandaldan cıkardılar Halil'iOluk oluk kan akıtordu İbrahim Cavuş'un kollarında verdi son nefesiniSonra kalabalığı bir uğultu sardı
Bir hıckırık, bir gozyaşı seliBunların arasından da yanık icli bir ses yukseldiAğlayan,ağlatan
Bodrum Hakimi Turkusu Hikayesi
Intihar eden Mefaret Hanim'in oykusu yarim asirdir filmlere konu oldu, turkusu Bodrum ve Milas yoresinin dilinden dusmedi ama kimse gercegibilemedi Bodrum Hakimi, simdi, Tolga Candar'in cikardigi Turkuleri Egenin 2albumune adini verdi Iste size birden fazla gercegi olan yasanmis bir oyku
Bodrumlular erken bicer ekini
Felege kurban mi gittin
Bodrum Hakimi
Turkiye'nin ilk kadin hakimlerindendi Bodrum Hakimi Tek gorev yeri Bodrum degildi elbet, ama Bodrumlular onu oyle sevmislerdi ki Bu durust, gozupek, erkek gibihakim hanima saygiyla karisik bir sevgi duyuyorlardi Aslen nereli oldugu onemli degildi, Bodrum Hakimiidi o
Mefaret Tuzun (Bodrum Hakimi) Tavsanli 1906 Bodrum 1954
Turkiye'nin ilk kadin hakimlerinden olan Tuzun, 24 Eylul 1951 yilinda Bodrum'da goreve basladi Kesiflere at sirtinda gidip gelen hakime hanim, cesurlugu ve girisimciligiyle kisa zamanda yore halkinin sevgisini kazanmisti 1954'te kaybettigi nisanlisinin ardindan Tuzun'un de beklenmedik olumu, Bodrum'da buyuk uzuntu yaratti Bodrumlular, Hakim'e olan sevgilerini adina bir turku yakarak yasatmaya calismislardir
Bodrum'da iz birakanlar takviminde boyle tanitiliyor Bodrum Hakimi Mefaret Tuzun Hakkinda bundan fazlasini ogrenmek de pek mumkun degil zaten Denediginiz zaman resmi makamlardan da Bodrum'un yaslilarindan da ayni tepkiyi aliyorsunuz: Niye soruyorsunuz? Gecmis zaman, ne olmussa olmus bitmis iste, ogrenip de ne yapacaksiniz?Bodrumlular soz birligi etmiscesine 43 yildir sakliyor Mefaret Hanim'in olume goturen sirri
Mefaret Hanim'in arkasindan halkin yaktigi turkuyu yillar sonra seslendirip yeni albumune alan Tolga Candar, uzun sure bu sirrin izini surmus Ama zar zor actigi her kapinin arkasinda birbirinden farkli oykuler cikmis karsisina
Bunlardan bir tanesine gore, Hakim Hanim Bodrum'da bir gence idam cezasi vermis Bunun uzerine cocugun agabeyi onu kacirip Turgutreis'in karsisindaki Catal adalarinda tecavuz etmis Bundan cok etkilenen Mefaret Hanim da donuste kendisini oldurmus
Anlatilan diger oykuler ise ayrintilari farkli olsa da Mefaret Hanim'in olumunun arkasinda bir ask oldugu yolunda Bunlardan biri, Bodrum Hakimifilmine de konu olan oyku Turkan Soray'in butun azametiyle canlandirdigi muhtesem hakim hanimin hicbir zor karsisinda egilmeyen basi sonunda bir aska yenik dusuyordu Ya sevdigi adama olum cezasi verecekti, ya da Ikinci yolu secti Bodrum Hakimi
Su Bodrum'un daglarinda ceylanlar dolasir
Kara haber Mefaret Hanima pek tez ulasir
Bodrum'da siki siki muhurlenmis agizlardan yarim yamalak dokulenler ise, hakim hanimin sevgilisinin filmdeki gibi bir suclu degil, Bodrum'un savcisi oldugu yonunde Ama bu askin Mefaret Hanim'i neden intihara surukledigi konusunda rivayet muhtelif Karsiliksiz degildi aski besbelli Ama herhalde evlenemeyeceklerdi Ama neden? Savci evli miydi, ya da once evlilik vaadettigi Mefaret Hanim'i sonra terk mi etti Buyuk olasilikla Bodrumlular pek sevdikleri hakim hanimlarina boyle gayrimesru bir iliskiyi yakistirmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile nisanlisisifatini kullanmayi tercih ediyorlar
Mefaret Hanim'in son gecesine iliskin anlatilanlar ise daha da hazin Milasli Turk sanat muzigi bestekari Zeki Duygulu'nun konseri var o gece Bodrumlular ciple Milas'in yolunu tutuyor Mefaret Hanim da aralarinda Ve o gece konserde bir sarkiyi tam uc kez caldiriyor:
Uslu dur kadinim cildirtma beni
Ben artik bildigin o ten degilim
Bir baska yagmurla islak mendilim
Yeter artik aglatma beni
Uslu dur kadinim cildirtma beni
Dokulmus yapragim, sararmis guzum
Cigli kirpiklerle yaslidir gozum
Bu gurbet ellerde ben bir oksuzum
Yeter artik aglatma beni
Uslu dur kadinim cildirtma beni
Bu konser Bodrumlular'in Mefaret Tuzun'u son gorusu oluyor Tolga Candar o gece kendini asan hakim hanimin olumunun Bodrum'da ne buyuk bir uzuntu yarattigini annesinden dinlemis O zamanlar henuz cocuk olan annesi tarlada calisirken gelen ve mola veren otobusu ve ustundeki cenazeyi hic unutmamis Yillarca ne bu oyku dusmus dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin turkusu
Hakim Hanim'in memleketi Kutahya Tavsan
Hakim Hanim sen eyledin bizleri perisan
Bu Kutahya konusu da ayri bir muamma Takvimde de turkude de Mefaret Hanim'in Tavsanlili oldugu soylense de bunun asli yok gibi Tavsanli kaymakamiyla konusan Tolga Candar Hakim Hanim'in bir sure Tavsanli'da gorev yaptigini, tipki Bodrum'daki gibi yore halki tarafindan cok sevildigini, giderken de gozyaslari icinde konvoylarla ugurlandigini ogrenmis Mefaret Tuzun'un gercekte Tekirdagli oldugu saniliyor
Candar, kendisini cocuklugundan beri derinden etkileyen bu kadinin pesini birakmamaya kararli Elinde Bodrum kaymakamligindan zar zor edindigi sararmis bir fotograf var Hakim'in sevgilisi oldugu soylenen savciyi aramis, bulamamis, akrabalarina sormus, ogrenememis, simdi Adalet Bakanligi'nda arastirmalarina devam ediyor Bu arada da hic olmazsa bir turkuyle bu talihsiz kadina bir selam gonderiyor
Turku, Bodrumlular'in yaktigi bir agit ama Milasli radyo sanatcisi Nazmi Yukselen onu TRT repertuvarina girecek sekilde duzenlemis ve 60'li yillarda plağa okumus Isin ilginc yani, Tolga Candar Yunan adasi Kos'ta da dinlemis bu turkuyu Hemen sormus bu ne?diye, karsida yasanmis bir oykudemisler Simdi Tolga Candar'in sesiyle yeniden hayat buluyor Bodrum Hakiminin oykusu Cok sade, tek bir baglamayla, kirk yil uzaktan yurekleri daglamaya devam ediyor:
Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gumuş bıcak ile doğradılar tenini
Ormancı Turkusu Hikayesi
Muğlanın Yatağan ilcesine bağlı Gevenes koyunde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa cocuğudur Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir Koy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır Herke bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar Neredeyse her akşam koy kahvesinde bu iki arkadaş dama macı duzenlerler iddialı ve dostca yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir Cunku bu olayların mukafatını, izleyiciler almaktadır 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gununde bu arkadaşlığa kan damlar, ofke seli karışır Uğursu hadise cezaevinde sonuclanarak, elli beş yıldır soylenegelen bir drama donuşur
Sıcak bir temmuz gunu Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine koy kahvesi ne gider O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirliyi gormeğe, Yatağan ilce Milli Eğitim Mufettişi ile tahsildar gelmiştir Muhtar olmadığı icin misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama gorevini ustlenir İki misafiri alıp yemeğe goturur Donduklerinde Muhtarı kendilerini bekler gorurler O gun iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, cıkagelir Mehmet, sarhoştur Bir gun once, komşu olan Ciftlik koyunde yangın olmuştur 1946 secimlerinin evrakları Yatağana gonderilecektir Secim evrakını Yatağana, koy bekcisinin goturmesi zorunludur Ormancı ise, yangın evrakının bir an once ilceye goturulmesi icin, bekciyi Muhtardan ister Muhtar:
Olmaz, daha acil olan secim sonuclarının ulaştırılması gerekiyor Bekciyi gonderemem der Bunun uzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar Muhtar en sonunda:
Ayıp ediyorsun Mehmet, bize musaade et, der
Ormancı kahveye girip tekrar geri doner, gelir Dama masasını bir yumrukta darmadağın eder Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammul edemez ve Ormancıya bir tokat atar Olayın buyuyeceğini anlayan koyluler, adamı alıp sakinleşmesi icin kahvenin arka tarafına gotururler Ormancı oradan bağırarak kufurler savurmaktadır Kufurler Mustafa Şahbudakın tahammul sınırını daha da zorlar Yerinden kalkar, Ormancının uzerine yurur Ormancı Mehmetin, kamasını cıkarıp Mustafa Şahbudakın sol kolunun pazısından yaralar O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak icin, belindeki tabancayı cıkarır, yere doğru ateş eder İşte ne olursa, o an olur!
Muhtar, Ormancının ikinci kez kama vurmaması icin elini tutar Fakat, Mustafa Bey tetiği coktan cekmiştir Ormancı bunun uzerine kacmaya başlar Mustafa Şahbudak kacmasın diye, bir el daha ateş eder Bu ateş de oldurmek icin değil, kacmasına engel olmak icindir ikinci atış uzerine Mehmet in, yere duşer
Arka cebinde tabaka olduğu icin, ona hic bir şey olmaz Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfiki vurur O gunlerin imkansızlıkları icerisinde Tevfiki, tahta bir sal uzerinde Muğla devlet hastahanesine gotururler Tevfik, cok kan kaybetmektedir Mustafa, Doktor Veli Beye:
Babamın selamı var, bu adamı iyileştir der
Veli Bey:
O olecek, once senin kolunu saralım der O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafayı yanına cağırarak:
Ben oluyorum hakkını helal et der
Mustafa:
Hayır, sen olmeyeceksin! derken ağlamaya başlar Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir Ancak Mustafa, arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır
Gercekten de biraz sonra Tevfik, hayata gozlerini kapar Mustafa, en yakın arkadaşını oldurduğu icin polise teslim olur, Bu olay uzerine dort yıl ceza yer Ceza evindeyken her gece Tevfik ruyasına girer Ancak Ormancıya kini gittikce artar Bu acı olaydan sonra koyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister
Kavaklıdere Orman Mudurluğune atanır Aslen Marmarislidir Emekliliğinden sonra oraya yerleşir Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmariste olur
Mustafa Şahbudak cezaevinden cıktıktan sonra, anılarla dolu o koyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir
Cok sevdiği, gunlerini birlikte gecirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirliyi tek
kurşunla oldurduğunde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve uc cocuk bırakır Muhtarın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkac yıl sonra aklı dengesini yitirir Oğlanın biri İzmire yerleşir Diğer oğlanla kız, koyde evlenirler ve hayatlarını orada surdurmeye devam etmekteler
Yıllardır her şeyi unutmaya calışan Mustafaya bir gun arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda turku de bestelemektedir İşte Gevenes koyunde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir Duğunlerde okunan, herkesin diline duşen turku Ormancıdır Bir gun, radyodan duyduğu bu turku ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur Radyoyu kapatır, bu turkuden cok incinmiştir
Ormancı turkude Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise Bay Mustafa adı ile yer almıştır
Ormancı Mehmetin bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak odedi demek yanlış olur
Alıntı
En guzel Muğla Turkuleri
Bodrum Hakimi
Cokertme
Ferahidir Gızın Adı
Karaova duğunu
Ormancı
Cokertme Turkusu Hikayesi
Memleketin keşmekeş icinde olduğu, işgal ordularının yurdu parsellediği yıllardıEge de Yunan varEli silah tutan tum genclerin bellerinde pistov,
ellerinde Rus filintası, sırtlarında yatakları, dağları, taşları, ovaları mesken tuttukları yıllarKucuk Menderes ten, Koyceğiz'e, Denizli den Bodrum'a her karış toprakta onların alın teri
Bir yandan işgalcilerle boğuşuyorlar, bir yandan da devletin secip gonderdiği yoneticilerleBir yandan duşmanı kovalarken diğer yandan da işbirlikcilerle boğuşuyorlarİşte o yıllarda Halil adlı yiğit bir delikanlı vardıMerttiİyi silah kullanır, uc kuruşluk mevkiye boyun eğmezdiCam yarması gibi, kaşı gozu ,eli yuzu duzgun, cesurduYiğitliği de dillerdeydiBir de Bodrum kaymakamı
vardıHalk duşmanı , astığı astık, kestiği kestikİstanbul un da gozde adamıAdına da Cerkez Kaymakam derlerdiHalk arasında Kalleş Kaymakam Bir eli yağda bir eli baldaSandal sefaları,
gece alemleriEtrafında etek openler, fedailik yapanlarMilletin kıtlıktan kırıldığı gunlerde yağlı ballı yemeklerle donatılmış sofralar
Bir de guzelliği tum yorenin dilinde Cakır Gulsum vardıBitez yalısında otururduSahilde şipşirin bir koyKoyun yakınlığından adına Bitez yalısı demişlerHerkes guzel Gulsum u yiğit Halil e yakıştırıyordu
Gulsum adı Halil le beraber anılırdıBunca dillenen guzellik Bodrum Kaymakamının kulağına da ulaşmıştıEtrafındaki dalkavuk comezler kaymakamın kulağını doldurmuşlarGulsum guzel kızSaraylara layıkHalil
gibi baş kaldırmış bir eşkıyanın eline duşerse yazık olurSen evet de on Gulsum getirelim sanaZaten Halil dağda, cetelerle dolaşıyor diyerek şişirmişlerAmacları kaymakama yaranmak, hem de cıkarlarına
taş koyan Halil e zarar vermek
Cerkez Kaymakamın ın cok hoşuna gitmiş bu duşunce Hem guzel Gulsum'e sahip olacak, hem de buyuklerinin kulağına gitmiş bir efenin nişanlısını kacırıp daha da yaranacak onlar kaymakam Bitez yalısına gondermiş kolcularını
Bir feryat, bir figan sarıp sarmalıyıp goturduler Gulsum uGulsum un apar topar icine atıldığı sandal kıyıdan uzaklaşmak uzereyken cokertme tarafından hızlı hızlı gelen sandal gorunduSandalın kurekleri kanat gibi acılıp kapanıyordu
Bir yanda kaymakam kolcularının sandalı bir diğer yanda da Bitez yalısına girdi girecek olan Halil'in sandalıYanında en guvendiği arkadaşı İbrahim Cavuşİbrahim Cavuş asılmış kureklere, Halil ise ayakta gozunu siperlemiş eliyle kolcuları
gozluyorMillet sahile dokulmuş yurekleri ağzında seyrediyor onları
Halil'in sandalı ucuyor gibiİki sandal burun buruna geldi vuruşma başladıPatlayan silah sesleriVe ardından Gulsum'un figanıİbrahim Cavuş'un figanı İbrahim Cavuş kapanmış sandala haykırıyorduGittiYiğit Halil gittiVurdular Halil'iKalleş
Kaymakamın adamları vurdu Halili
Kolcuların sandalı Bodrum'a hızla Gulsum u gotururken, Halil'in sandalı da ağır ağır sahile yaklaşıyorduSonra sandaldan cıkardılar Halil'iOluk oluk kan akıtordu İbrahim Cavuş'un kollarında verdi son nefesiniSonra kalabalığı bir uğultu sardı
Bir hıckırık, bir gozyaşı seliBunların arasından da yanık icli bir ses yukseldiAğlayan,ağlatan
Bodrum Hakimi Turkusu Hikayesi
Intihar eden Mefaret Hanim'in oykusu yarim asirdir filmlere konu oldu, turkusu Bodrum ve Milas yoresinin dilinden dusmedi ama kimse gercegibilemedi Bodrum Hakimi, simdi, Tolga Candar'in cikardigi Turkuleri Egenin 2albumune adini verdi Iste size birden fazla gercegi olan yasanmis bir oyku
Bodrumlular erken bicer ekini
Felege kurban mi gittin
Bodrum Hakimi
Turkiye'nin ilk kadin hakimlerindendi Bodrum Hakimi Tek gorev yeri Bodrum degildi elbet, ama Bodrumlular onu oyle sevmislerdi ki Bu durust, gozupek, erkek gibihakim hanima saygiyla karisik bir sevgi duyuyorlardi Aslen nereli oldugu onemli degildi, Bodrum Hakimiidi o
Mefaret Tuzun (Bodrum Hakimi) Tavsanli 1906 Bodrum 1954
Turkiye'nin ilk kadin hakimlerinden olan Tuzun, 24 Eylul 1951 yilinda Bodrum'da goreve basladi Kesiflere at sirtinda gidip gelen hakime hanim, cesurlugu ve girisimciligiyle kisa zamanda yore halkinin sevgisini kazanmisti 1954'te kaybettigi nisanlisinin ardindan Tuzun'un de beklenmedik olumu, Bodrum'da buyuk uzuntu yaratti Bodrumlular, Hakim'e olan sevgilerini adina bir turku yakarak yasatmaya calismislardir
Bodrum'da iz birakanlar takviminde boyle tanitiliyor Bodrum Hakimi Mefaret Tuzun Hakkinda bundan fazlasini ogrenmek de pek mumkun degil zaten Denediginiz zaman resmi makamlardan da Bodrum'un yaslilarindan da ayni tepkiyi aliyorsunuz: Niye soruyorsunuz? Gecmis zaman, ne olmussa olmus bitmis iste, ogrenip de ne yapacaksiniz?Bodrumlular soz birligi etmiscesine 43 yildir sakliyor Mefaret Hanim'in olume goturen sirri
Mefaret Hanim'in arkasindan halkin yaktigi turkuyu yillar sonra seslendirip yeni albumune alan Tolga Candar, uzun sure bu sirrin izini surmus Ama zar zor actigi her kapinin arkasinda birbirinden farkli oykuler cikmis karsisina
Bunlardan bir tanesine gore, Hakim Hanim Bodrum'da bir gence idam cezasi vermis Bunun uzerine cocugun agabeyi onu kacirip Turgutreis'in karsisindaki Catal adalarinda tecavuz etmis Bundan cok etkilenen Mefaret Hanim da donuste kendisini oldurmus
Anlatilan diger oykuler ise ayrintilari farkli olsa da Mefaret Hanim'in olumunun arkasinda bir ask oldugu yolunda Bunlardan biri, Bodrum Hakimifilmine de konu olan oyku Turkan Soray'in butun azametiyle canlandirdigi muhtesem hakim hanimin hicbir zor karsisinda egilmeyen basi sonunda bir aska yenik dusuyordu Ya sevdigi adama olum cezasi verecekti, ya da Ikinci yolu secti Bodrum Hakimi
Su Bodrum'un daglarinda ceylanlar dolasir
Kara haber Mefaret Hanima pek tez ulasir
Bodrum'da siki siki muhurlenmis agizlardan yarim yamalak dokulenler ise, hakim hanimin sevgilisinin filmdeki gibi bir suclu degil, Bodrum'un savcisi oldugu yonunde Ama bu askin Mefaret Hanim'i neden intihara surukledigi konusunda rivayet muhtelif Karsiliksiz degildi aski besbelli Ama herhalde evlenemeyeceklerdi Ama neden? Savci evli miydi, ya da once evlilik vaadettigi Mefaret Hanim'i sonra terk mi etti Buyuk olasilikla Bodrumlular pek sevdikleri hakim hanimlarina boyle gayrimesru bir iliskiyi yakistirmak istemediklerinden susuyorlar bu konuda, takvimlerinde bile nisanlisisifatini kullanmayi tercih ediyorlar
Mefaret Hanim'in son gecesine iliskin anlatilanlar ise daha da hazin Milasli Turk sanat muzigi bestekari Zeki Duygulu'nun konseri var o gece Bodrumlular ciple Milas'in yolunu tutuyor Mefaret Hanim da aralarinda Ve o gece konserde bir sarkiyi tam uc kez caldiriyor:
Uslu dur kadinim cildirtma beni
Ben artik bildigin o ten degilim
Bir baska yagmurla islak mendilim
Yeter artik aglatma beni
Uslu dur kadinim cildirtma beni
Dokulmus yapragim, sararmis guzum
Cigli kirpiklerle yaslidir gozum
Bu gurbet ellerde ben bir oksuzum
Yeter artik aglatma beni
Uslu dur kadinim cildirtma beni
Bu konser Bodrumlular'in Mefaret Tuzun'u son gorusu oluyor Tolga Candar o gece kendini asan hakim hanimin olumunun Bodrum'da ne buyuk bir uzuntu yarattigini annesinden dinlemis O zamanlar henuz cocuk olan annesi tarlada calisirken gelen ve mola veren otobusu ve ustundeki cenazeyi hic unutmamis Yillarca ne bu oyku dusmus dilinden ne de Bodrum Hakimi'nin turkusu
Hakim Hanim'in memleketi Kutahya Tavsan
Hakim Hanim sen eyledin bizleri perisan
Bu Kutahya konusu da ayri bir muamma Takvimde de turkude de Mefaret Hanim'in Tavsanlili oldugu soylense de bunun asli yok gibi Tavsanli kaymakamiyla konusan Tolga Candar Hakim Hanim'in bir sure Tavsanli'da gorev yaptigini, tipki Bodrum'daki gibi yore halki tarafindan cok sevildigini, giderken de gozyaslari icinde konvoylarla ugurlandigini ogrenmis Mefaret Tuzun'un gercekte Tekirdagli oldugu saniliyor
Candar, kendisini cocuklugundan beri derinden etkileyen bu kadinin pesini birakmamaya kararli Elinde Bodrum kaymakamligindan zar zor edindigi sararmis bir fotograf var Hakim'in sevgilisi oldugu soylenen savciyi aramis, bulamamis, akrabalarina sormus, ogrenememis, simdi Adalet Bakanligi'nda arastirmalarina devam ediyor Bu arada da hic olmazsa bir turkuyle bu talihsiz kadina bir selam gonderiyor
Turku, Bodrumlular'in yaktigi bir agit ama Milasli radyo sanatcisi Nazmi Yukselen onu TRT repertuvarina girecek sekilde duzenlemis ve 60'li yillarda plağa okumus Isin ilginc yani, Tolga Candar Yunan adasi Kos'ta da dinlemis bu turkuyu Hemen sormus bu ne?diye, karsida yasanmis bir oykudemisler Simdi Tolga Candar'in sesiyle yeniden hayat buluyor Bodrum Hakiminin oykusu Cok sade, tek bir baglamayla, kirk yil uzaktan yurekleri daglamaya devam ediyor:
Nasıl astın Mefaret Hanım ipe de kendini
Altın makas gumuş bıcak ile doğradılar tenini
Ormancı Turkusu Hikayesi
Muğlanın Yatağan ilcesine bağlı Gevenes koyunde Mustafa Şahbudak adın da, 1922 yılında bir efe doğar Babası ağadır, dolayısıyla Mustafa da bir ağa cocuğudur Mustafa hiddetli bir kişiliğe sahiptir Koy Muhtarı Tevfik Cezayirli en yakın canciğer arkadaşıdır Herke bu ikilinin arkadaşlığına gıpta ile bakar Neredeyse her akşam koy kahvesinde bu iki arkadaş dama macı duzenlerler iddialı ve dostca yapılan bu karşılaşmalar, kahvedekiler tarafından ilgi ile izlenir Cunku bu olayların mukafatını, izleyiciler almaktadır 1946 yılı, Temmuz ayının sıcak bir gununde bu arkadaşlığa kan damlar, ofke seli karışır Uğursu hadise cezaevinde sonuclanarak, elli beş yıldır soylenegelen bir drama donuşur
Sıcak bir temmuz gunu Mustafa Şahbudak, her zamanki gibi yine koy kahvesi ne gider O sırada kahveye Muhtar Tevfik Cezayirliyi gormeğe, Yatağan ilce Milli Eğitim Mufettişi ile tahsildar gelmiştir Muhtar olmadığı icin misafirleri her zaman olduğu gibi, Mustafa Şahbudak ağırlama gorevini ustlenir İki misafiri alıp yemeğe goturur Donduklerinde Muhtarı kendilerini bekler gorurler O gun iki misafirden izin isteyip, yine dama tahtasının başına otururlar Oyunun yarısında orman memuru, Mehmet İn, cıkagelir Mehmet, sarhoştur Bir gun once, komşu olan Ciftlik koyunde yangın olmuştur 1946 secimlerinin evrakları Yatağana gonderilecektir Secim evrakını Yatağana, koy bekcisinin goturmesi zorunludur Ormancı ise, yangın evrakının bir an once ilceye goturulmesi icin, bekciyi Muhtardan ister Muhtar:
Olmaz, daha acil olan secim sonuclarının ulaştırılması gerekiyor Bekciyi gonderemem der Bunun uzerine Ormancı ile Muhtar arasında, bir tartışma başlar Muhtar en sonunda:
Ayıp ediyorsun Mehmet, bize musaade et, der
Ormancı kahveye girip tekrar geri doner, gelir Dama masasını bir yumrukta darmadağın eder Mustafa Şahbudak, bu davranışa tahammul edemez ve Ormancıya bir tokat atar Olayın buyuyeceğini anlayan koyluler, adamı alıp sakinleşmesi icin kahvenin arka tarafına gotururler Ormancı oradan bağırarak kufurler savurmaktadır Kufurler Mustafa Şahbudakın tahammul sınırını daha da zorlar Yerinden kalkar, Ormancının uzerine yurur Ormancı Mehmetin, kamasını cıkarıp Mustafa Şahbudakın sol kolunun pazısından yaralar O zaman, Mustafa Şahbudak Ormancıyı korkutmak icin, belindeki tabancayı cıkarır, yere doğru ateş eder İşte ne olursa, o an olur!
Muhtar, Ormancının ikinci kez kama vurmaması icin elini tutar Fakat, Mustafa Bey tetiği coktan cekmiştir Ormancı bunun uzerine kacmaya başlar Mustafa Şahbudak kacmasın diye, bir el daha ateş eder Bu ateş de oldurmek icin değil, kacmasına engel olmak icindir ikinci atış uzerine Mehmet in, yere duşer
Arka cebinde tabaka olduğu icin, ona hic bir şey olmaz Bu arada ne yazık ki, Mustafa Şahbudak, kaza kurşunu ile dostu Tevfiki vurur O gunlerin imkansızlıkları icerisinde Tevfiki, tahta bir sal uzerinde Muğla devlet hastahanesine gotururler Tevfik, cok kan kaybetmektedir Mustafa, Doktor Veli Beye:
Babamın selamı var, bu adamı iyileştir der
Veli Bey:
O olecek, once senin kolunu saralım der O sırada Tevfik eliyle işaret edip Mustafayı yanına cağırarak:
Ben oluyorum hakkını helal et der
Mustafa:
Hayır, sen olmeyeceksin! derken ağlamaya başlar Aslında orada herkes efelerin ağlamadığını bilir Ancak Mustafa, arkadaşının bu durumuna dayanamamıştır
Gercekten de biraz sonra Tevfik, hayata gozlerini kapar Mustafa, en yakın arkadaşını oldurduğu icin polise teslim olur, Bu olay uzerine dort yıl ceza yer Ceza evindeyken her gece Tevfik ruyasına girer Ancak Ormancıya kini gittikce artar Bu acı olaydan sonra koyde kalamayacağını anlayan Ormancı, tayin ister
Kavaklıdere Orman Mudurluğune atanır Aslen Marmarislidir Emekliliğinden sonra oraya yerleşir Doksanlı yılların başında, kendi memleketi olan Marmariste olur
Mustafa Şahbudak cezaevinden cıktıktan sonra, anılarla dolu o koyde yaşayamayacağını anlayıp, Muğla merkeze yerleşir
Cok sevdiği, gunlerini birlikte gecirdiği arkadaşını Muhtar Tevfik Cezayirliyi tek
kurşunla oldurduğunde arkada yirmi beş yaşında bir eş ve uc cocuk bırakır Muhtarın eşi Pembe, bu acıya dayanamayınca birkac yıl sonra aklı dengesini yitirir Oğlanın biri İzmire yerleşir Diğer oğlanla kız, koyde evlenirler ve hayatlarını orada surdurmeye devam etmekteler
Yıllardır her şeyi unutmaya calışan Mustafaya bir gun arkadaşları, Tahir Usta adında bir değirmenciden bahsederler Bu değirmenci, annesinin akrabasıdır Değirmenci Tahir Usta aynı zamanda turku de bestelemektedir İşte Gevenes koyunde yaşanan bu acı olay da bu kişi tarafından bestelenmiştir Duğunlerde okunan, herkesin diline duşen turku Ormancıdır Bir gun, radyodan duyduğu bu turku ile unutmak istediği olayları, tekrar yaşar gibi olur Radyoyu kapatır, bu turkuden cok incinmiştir
Ormancı turkude Ormancı adı ile, Mustafa Şahbudak ise Bay Mustafa adı ile yer almıştır
Ormancı Mehmetin bir anlık sarhoşluğunun musibetini, yıllarca pişmanlık
duyarak ve memleketinde barınamayarak odedi demek yanlış olur
Alıntı