Evren, Big Bang ’den sonradan %99999999 Hidrojen ve Helyum ’dan oluşmaktaydı Milyarlarca yıl daha sonra, yarışa üçüncü bir rakip katıldı “Iş atomlara geldiğinde, dil yalnızca şiirlerdeki gibi kullanılabilir Şiirlerin de, görüntüler yaratırken gerçekleri ifade ettiği düşünülmez Niels BohrVar oluşun en muhabere gerçeği şudur; gördüğümüz, dokunduğumuz, etkileşimde bulunduğumuz her madde aynı iki şeyden oluşmaktadır: artı yüklü atom çekirdeği ve olumsuz yüklü elektronlar Atomların birbirleriyle etkileşime girme şekilleri birbirlerini itip çekmeleri, bono kurarak yeni istikrarlı enerji seviyelerine geçmeleri, bugünkü fizik Dünya ’yı oluştururhttp:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f616388e22Evrenimizin var olduğu gibi olmasını karşılayan şey, bu atomların kuantum ve elektromanyetik özellikleridir Bugün bildiğimiz malzemelerin oluşmasını sağlayacak bütün atomların en baştan beri var olmadığını da ayrım etmeliyiz Bu kadar çok varyasyonu olan tahvil yapılarını yaratmak, her şeyin temelinde ve yapısında bulunan kompleks molekülleri yaratmak için, fazla dağıtılmış atomlara gereklilik vardı Yalnızca arz olarak da değil, aynı zamanda çekirdeklerinde bulunan proton sayısı açısından da (atomun karakteri buna bağlıdır) önemli miktarda farklılık gerekiyorduKendi vücutlarımız dahi, karbon, nitrojen, fosfor, kalsiyum, demir ve oksijen temel elde etmek üzere bir fazla elementin varlığına gereklilik duyar; ama bu elementlerin hiç biri evren oluşmaya başladığında mevcut değildi Dünyamız da silikon ve periyodik tabloda aşağılara dek inerken doğal olarak bulunan fazla sayıda en ağır elementleri Uranyum ve eksik miktardaki Plütonyuma kadar barındırmaktadırhttp:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f616392204Aslında Güneş Sistemimizde bulunan tüm gezegenler, devirli tabloda (insanlar laboratuvar ortamında kalanını üretmeden önce) kendiliğinden doğal olarak bulunan tüm elementlerin yüzde 90 ’ını yaratıcı bu ağır elementleri barındırdıklarına dair izler taşır gerçi insanlardan, yaşamdan, Güneş Sistemimizin oluşmasından, taşsı gezegenlerin ve hatta birincil yıldızların da oluşmasından fazla daha önce, evrenin ilk zamanlarında sadece proton, nötron ve elektronlardan oluşmuş fazla sıcak iyonize bir doku vardıBu genç ultraenerjik cihan soğuyor ve genişliyordu Sonunda da proton ve nötronlar hemen patlayıp birbirlerinden uzaklaşmalarına mahal vermeyecek şekilde bir araya geldihttp:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f6163eaf8d Sol dikey mil log (kütle dağılımı) – yatay dingil log t (saniye) – Big Bang Çekirdek Sentezi – “Burada nötron ve protonların birleşmesinden Helyum4 çekirdeğini yaratıcı reaksiyon dizgelerinden biri gösteriliyor Diğer dizgeler de muhtemel olmakla birlikte ilk tepkime ‘gama foton ’u ile gerçekleşen ışılparçalanma (photodistintegration) olayından nedeniyle geri çevrilebilir biz özelliğe sahip Ned Wright ’ın kozmolojiye girişi (L); ∂³Σx², :thespectrumofriemanniumwordpresscomtagbigbangnucleosynthesisBir tepkime zincirinden daha sonra, Evren bundan böyle, %93 Hidrojen , %8 civarı Helyum, %000000001 Lityum ve 1019 dek da Berilyum içeriyorduDöteryum üretebilecek dek soğumak için – ama daha ağır elementlerin üretilmesi için gereken tepkime zincirlerinin birincil adımı budur – Evren ’in çok soğuması gerekti Nispeten daha düşük sıcaklıklara ve daha az yoğunluklara ulaştığında bile hala fazla minik ve eksik miktarlarda helyumdan başka bir şey üretilemiyordu Kesin bir süre sonradan ise, devirli tablodaki üçüncü element olan lityum üretilmeye başlamış ve evrendeki en yaygın üçüncü element haline gelmiştiiframe src MEDIA youtubeeJ9a4dbwIMEDIA 620 340scrolling noframeborder 0İlk yıldız doğduğu anda (Big Bang ’den 50100 milyon sene daha sonra) fazla miktarda hidrojen birleşerek helyum atomlarını oluşturdu Daha da önemlisi, en büyük kütleli yıldızlar (Güneş ’deri en düşük 8 kat daha büyük kütleli yıldızlar) bu yakıtlarını çok çabuk, bir kaç milyon yıl içinde yakarak tüketti Çekirdeklerindeki hidrojen bitince ise bu yıldızlar, helyum çekirdeği kendi içine dürüst sıkışmaya ve her üç Helyum ’un füzyonu ile bir karbon atomu oluşturmaya başladı Bu ağır yıldızlardan yalnızca bir trilyon kadarı ile lityum yenildi ve üçüncü en yaygın element karbon olduhttp:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f6163f36a8Peki karbon yeni rekortmen element olabilecek miydi? Yıldızlar, elementleri soğan katmanları gibi katmanlar halinde barındırdığı için böylece sanabilirsiniz Helyum ’lar karbon almak üzere birleşti Karbonlar, oksijen; oksijenler, silikon ve sülfür; en son silikonlar, demir elde etmek üzere birleşti Zincirin en sonunda demir atomları diğer bir şey meydana getirmek üzere birleşemezdi ve çekirdek patlaması ile süpernova oluşurduBu süpernova patlamaları ise Âlem ’i yıldızların dış katmanları ile zenginleştiriyordu Buna hidrojen, helyum, karbon, oksijen, silikon ve öteki süreçlerde oluşmuş geri kalan tüm elementlerin bitmiş kazanılması da dahildi Peki bu ‘öteki süreçler ’ ile kastedilen nedir?The sprocess – Yavaş nötron yakalaması, bu işlem elementlerin sırayla oluşmasını sağlar;Helyum çekirdeğinin diğer ağır bir element ile füzyonu ( neon, magnezyum, argon, kalsiyum vb bu şekilde oluşmuştur); veThe rprocess – Süratli nötron yakalaması, uranyum ve daha ötesinde bulunan ağır elementlerin oluşmasını sağlarhttp:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f616407ac9Birçok yıldız jenerasyonu baştan başa bu işlem, kendini her seferinde gelişen içerik ve madde miktarıyla yeniden eder durur Hidrojen füzyonu ile helyum üretmek yerine, büyük yıldızlar hidrojenleri CNO (karbon – azot – oksijen) döngüsü içine iterek karbon ve oksijen miktarlarını artırarak zamanla nispeten daha az azot oluşmasını sağlarYıldızlar helyum füzyonu ile karbon üretmeye başladıklarında, oksijen üretmek için de helyum bulmaları hiç baskı değildir; hatta oksijen ile helyumu birleştirerek neon cet gazını dahi oluşturmaya yetecek kadar helyumları da vardır Bizim minicik Güneş ’imiz zeka ilerde kızıl dev fazında bunu yapacakBir yıldız, karbonlarını yakarak oksijene çevirebilecek değin büyüdüğünde, bu süreç tamamlanır ve daha önce oluşmuş olana göre fazla daha artı oksijen oluşturur ve hatta oksijen önceden mevcut olan karbon miktarını da aşarak üçüncülük kürsüsüne çıkar Tam da böyle oldu!http:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f61640fd67Dev yıldızların süpernova kalıntılarına ve Güneş gibi minik yıldızların gezegenvari bulutumsu kalıntılarına baktığımızda her seferinde oksijenin karbonu sayısal olarak ezip geçtiğini görüyoruz Ayrıca, herhangi başka ağır elementin bu miktarlara yaklaşamadığını da görüyoruzYukarda yazılmış bu üç işlem, Evren ’in hayat süresi ve yıldızların var olduğu zaman miktarı ile kombine edilmesi bize Oksijen ’in en yaygın ve baskın üçüncü element olduğunu açıkça gösteriyor Oysa oksijen, hala hidrojen ve helyumdan fazla daha eksik miktarda bulunuyorYeterince uzun zaman periyotlarından sonradan, (Evren ’in şimdiki yaşının yüz binlerce hatta daha yüksek bir ihtimale kadar milyonlarca katı yıl daha sonra) Helyum hidrojeni geçerek en çok miktarda yer alan element olacak Bunun muhtemel sebebi ise “bir noktada hidrojenlerin füzyon sürecinin tamamlanacağı ve hidrojenler bitince duracağı teorisidir Sınırların da ötesinde uzak bir vakit dilimine ulaştığımızda ise galaksimizden kaçamayan maddelerin aralıksız birbirleri üstüne sürüklenip birleşerek karbon ve oksijenin helyumu geçmesi de son derece muhtemel görülüyor Simülasyonlara göre son derece muhtemelAşağıdaki tabloda, günümüzde var olan bütün elementlerin esas olarak nereden geldiği gösteriliyorhttp:bilgilihocamcominternaldatasenyayginucuncuelementnedir5c2f6164180d4Bekleyin, bir yere ayrılmayın, çünkü Cihan acilen bile değişiyor! Bugün evrendeki en etken üçüncü element oksijendir ve çok, fazla uzakta bir gelecekte Hidrojen değin yaygın bir element haline gelecektir Her nefes alıp huzurlu hissettiğinizde, bizden fazla fazla önce yaşamış yıldızlara teşekkür edin, çünkü bugün soluduğumuz bütün oksijenin sebebi onlardırKaynakBilimFilicom, “En Yaygın Üçüncü Element Nedir?http:bilimfilicomenyayginucuncuelementnedir#prettyPhoto sizlere bilgilihocamcom farkıyla sunulmuştur