Engelliler ve fizyoterapi

Öncelikle engelli tarifini yeterli yapmak gerekir:

Engelli: Doğuştan yahut sonradan rastgele bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve içtimaî yeteneklerini çeşitli aşamalarda kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama entegrasyon sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine muhtaçlık duyan bireydir.

Türkiye'de 8,5 milyon engelli var ve bu rakamın nüfus içindeki behresi da yaklaşık yüzde 12 civarındadır. Türkiye nüfusunun yüzde 12'sini oluşturan engellilerin, hayatın her ortamında büyük zorlukla karşılaşmaktadırlar. Kıymetli boyutlara ulaşan bu sayının biz ne kadar farkındayız, gereken kıymeti ve hassaslığı gösteriyor muyuz?

Devletimizde hususî eğitim ve rehabilitasyon konusunda büyük adımlar atılmış olmasına karşın, hala kat edilmesi gereken çok büyük handikaplar vardır. Bunların başında eğitilmiş kaliteli işçi, engellilere hususî araç ve gereç eksikliği, verilen hizmetlerde de kaliteli hizmet anlayışının ön plana çıkamaması ile ailelerin desteklenmesi mevzuları başta gelmektedir.

Devlet kurumlarında eğitim alan engelli evlatların fizyoterapiste gereksinimi olmaktadır. Hiç bir devlet mektebinde fizyoterapist çalışmıyor. Meğer bu mekteplere fizyoterapist atandığında fizikî handikabı olan bireyler daha kaliteli hizmet alacaklardır, ömür kaliteleri artacak ve topluluğa daha uygun armoni sağlayabileceklerdir.

Bunların yanında en çok umut tacirliği engelliler üzerinden yapılmaktadır. Örneğin; bedensel engelli ailelerine evladınızı şu kadar vadede yürütürüm yada iyileştiririm denebilmektedir, bedensel engelli rehabilitasyonunu fizyoterapistlerin yapması gerekirken bu halde umut tacirliği yapan kişilere baktığımızda hiçbir eğitimi ve salahiyeti yoktur. Aileler bu mevzuda lütfen dikkatli olsunlar. En azından şu yapılabilir sizden bu halde umut tacirliği yapıp para kazanmaya çalışan kişilere karşılığında " yürüttüğün vakit yada iyileştirdiğin hengam ödeme yapalım" deyin bakalım ne olacak tek taraflı mutabakat olmaz. Bir başka örnek ise hususî rehabilitasyon merkezlerinde yalnızca öğrenci kaybetmemek için bedensel engelli programlarını hiç bir salahiyeti olmayan "fizyoterapist" diyerek kandırdıkları kişiler almaktadır. Engelli bireyler alacağı eğitimden ve gelişmelerden geri kalmaktadır. Velev bir çok sakatlanma ve beklenmedik tesirlerle karşılaşılabilmektedir. Bu hususta bedensel engelli bireylerin aileleri rehabilitasyon merkezine gittiklerinde evlatlarını bedensel eğitim programına alan kişilerin diplomalarını görsünler ki kandırılmış olmasınlar. Engelli bireylerin haklarını daima birlikte koruyalım ve onlara destek olalım.

Unutmayalım ki yarın ne olacağını bilmiyoruz yarın bizde engelli olabiliriz. Engellilerimize sahip çıkalım, acıyarak bakmaktansa onlar için daha çokça ne yapabiliriz onu düşünelim.Bu hepimizin sorumluluğu.Unutmayalım hepimiz bir engelli adayıyız.

Uzm. Fzt.Halil İbrahim KURMAZ