Erdoğan: İsa da Musa da peygamberim +0 1549051301 1549051301 erdoganisadamusadapeygamberim5c54a5a9b1513erdoganisadamusadapeygamberim5c54a5a9b1513 http:fotogalerihaber7cominner48760403121912143g414 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Oxford İslami Etütler Merkezi'nde, ''Medeniyetler İttifakı ve Türkiye'nin Rolü'' konulu bir hitabe yaptı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ben, Hz Musa Aleyhisselama kendi peygamberim gibi iman ediyorum, hürmet duyuyorum ve onu peygamber olarak görüyorum Benzer şekilde Hz İsa Aleyhisselama kendi peygamberim gibi iman ediyor ve onu bir peygamber olarak biliyor ona aynı şekilde saygı duruyorum Ama aynı anlayışı ben Musevi'den, Hristiyan'dan da beklerim Onlar da benim peygamberime aynı şekilde saygı göstermek durumdadır'' dedi Farklı dinlere ve kültürlere mensup kişiler arasındaki diyalog eksikliğinin, ön yargılar ve husumetin en düşük emniyet sorunları dek dünyayı korkutma ettiğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, tarihte çoğu üzücü olayın bu tehlikeli potansiyelin günü geldiğinde en zararlı silahtan daha yıkıcı olabileceğinin örnekleri ile doymuş olduğunu söyledi New York'ta 2001'de, 2003'de İstanbul'da, 2004'te Madrid'te, 2005'te Londra'da, 2008'de Mumbai'de bu yıkımlara şahit olunduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Bu husumetin tahripkar rüzgarı, dünyanın birçok bölgesinde esmeye devam ediyor'' dedi Erdoğan, şöyle devam etti: ''Bu rüzgar, dünyada iddiaya göre bir medeniyetler çatışması bulunduğuna dair senaryoları da ne yazık ki güçlendiriyor Son yıllarda sık sık rastladığımız bu yöndeki spekülasyonlar özellikle bu yanlış ve temelsiz varsayımı savunanlar, terörizmi, adını barıştan bölge İslamiyet ile özdeşleştirecek kadar ileri götürebiliyorlar Bu durum, İslamifobi'yi küreselleştirmeye çalışanlara malzeme sağlıyor Türkiye, kaynağı ve kökeni ne olursa olsun, terörün her türlüsüne karşıdır Hiçbir dini inanç terörü haklı göstermeye makine edilemez Bu konudaki görüşümüz ne değin kesinse dini inanç ve kültür temelinde insanlar aralarında kategorik farklılıklar gözetilmesine ve böylelikle husumet tohumlarının ekilmesine de benzer derecede karşıyız Nitekim, çoğunluğu Müslüman olan bir nüfusa sahip çağdaş, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, medeniyetler çatışmasını savunanlara en güzel yanıtı veriyor Bu konuda öncü almak sadece çağdaş sorumluluğumuzun, anlayışımızın değil hoşgörüyle yoğrulmuş geleneklerimizin de gereğidir'' Yunus Emre'nin, ''Yaradılanı severim, yaradandan ötürü'' sözüyle, Mevlana'nın ''Her ne olursan ol yeniden gel'' sözlerini anımsatan ve bunun tüm insanlığa kucak açan bir felsefe ortaya koyduğuna sinyâl eden Başbakan Erdoğan, ''Bizlere 1492 yılında inançları ve yaşamları aralarında tercihte bulunmaya zorlanan Yahudi toplumuna kucak açtıran da bu insan sevgisidir'' dedi MEDENİYETLER İTTİFAKI GİRİŞİMİ İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ile Medeniyetler İttifakı Girişimi'ni başlattıklarını anımsatan ve bu süreci anlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''Medeniyetler İttifakı'yla son yıllarda Müslüman ülkeler ve Batılı toplumlar aralarında görülen müşterek belirsizlik nefret edilen şey ve kutuplaşma ortamının değişik aşırı unsurlarca istismar edilmesinin önünü geçmeyi hedefledik Milletlerarası istikrarı korkutma edebilecek dereceye yakında olacak olan bu durumun daha da kötüleşmesini fakat ayrıntılı bir koalisyonun önleyebileceği anlayışından hareket ettik Eğer biz barışma ve kardeşliği savunuyorsak, küresel barışı savunuyorsak böyle bir ittifakı oluşturmamız gerekli Kültürler aralarında iki taraflı saygı aracılığıyla bu eğilime aleyhinde koymayı amaçladık İspanya ile karşılıklı girişimimizi sürdürüyoruz 1516 Ocak 2008'de Medeniyetler İttifakı Birinci Yılı Anma Günü düzenledik Hemen ikincisini 67 Nisan tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştireceğiz Ön yargılardan arınmak için Batı toplumlarının İslam alemini daha yakından tanımalarını nasıl bekliyorsak, İslam aleminin de Batı'yı daha yakından tanımasını istiyoruz Bir yanlamasına nüfusunun tamamına yakını Müslüman olan öteki yandan Batı değerlerini özümsemiş ve devletini bu değerler üzerine kurmuş bir ülke olarak Türkiye, bu eşsiz konumunu en iyi şekilde kullanmaya kararlıdır Bu doğrultuda İslam dünyası ile ilişkilerinde önemli bir işlev gören İKÖ'deki öncü kurumumuzdan etkili şekilde yararlanmaya devam ediyoruz İKÖ, daha demokratik ve transparan bir kurumsal hüviyet kazanmış durumda Bu gibi evrensel, ideal değerlerin İslam dünyasında da daha geniş zemin bulmasına katkı sağlamaya devam edeceğiz'' Başbakan Erdoğan, Batı toplumlarının da benzer işbirliğini ve diyaloğa açık yaklaşımı çoğalan şekilde benimsemelerini ümit ettiklerini dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu noktada, bir hususun üzerine vurguda bulunmak istiyorum; ifade özgürlüğü ve özgürlük yayın hakkı gibi demokratik bazı özgürlüklerin arkasına sığınılması suretiyle İslam dünyasının alıngan olduğu konuları art niyetle hoyratça ve rencide edici şekilde işlemenin kabul edilemeyeceği bilinmelidir Hakkın kötüye kullanımı anlamına gelen bu teşebbüs, modern hukuk anlayışı göre da himaye görmez Demokratik özgürlükler ile başkalarının kültür ve inançlarına saygı sınırları çok daha hassas bir şekilde gözetilmelidir İslam alemini içeren bu sorumlulukta herkesin maksimum duyarlılığı göstermesini diliyorum Altını çizerek şunu söylüyorum; yaşadığımız bir işlem oldu Ben Hz Musa Aleyhisselama kendi peygamberim gibi iman ediyorum, saygı duyuyorum ve onu peygamber olarak görüyorum Benzer şekilde Hz İsa Aleyhisselama kendi peygamberim gibi iman ediyor ve onu bir peygamber olarak biliyor ona aynı şekide hürmet duruyorum Lakin benzer anlayışı ben Musevi'den Hristiyan'dan da beklerim Onlar da benim peygamberime aynı şekilde saygı duymak durumdadır İnanıyorum ki dünya o arzuladığı barışı yakalayacaktır Yani din temelinde, inanç temelinde millet birbirine saldıramayacaktır Bundan nasibini alan bir insanın kalkıp da bir diğer insanı öldürmesi bana kadar olası değildir, fakat bundan nasibini alamamış olan kalkıp da insan öldürebiliyor'' TÜRKİYE'NİN AB'YE KATILIM SÜRECİ Konuşmasında, Türkiye'nin AB'ye katılım sürecine de değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bu süreci kararlılıkla devam ettirdiğini belirtti Türkiye'nin önüne zaman zaman engeller çıkarıldığını, sürecin yavaşlatıldığını oysa Türkiye'nin reformları yaparak belirlediği yıllık çerçevesinde yoluna devam etiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Türkiye, halkı genelde Müslüman bir ülke olarak AB içinde yerini almak için yoğun çaba gösteriyor Türkiye'nin bu çabası Avrupa içindeki halklar dek İslam ülkelerinin vatandaşları kadar da yakından izleniyor Zira, 'Batı ile Doğu'nun, İslam ile öteki dinlerin uzlaşamayacağı' tezi, medeniyetler çatışması tezi Türkiye'nin üyelik sürecinde geçerliliğini yitiriyor Bunun hayati derecede manâlı olduğunu her fırsatta vurguluyoruz Küreselleşme çağında toplumlar arasında görünmez duvarlar örmek artık imkansız hale gelmiştir Batı ile Doğu dinç bir diyalog zeminine kavuşmak zorundadır Bu zemini, bu fırsatı Türkiye'nin içinde bulunduğu bir gayretle en iyi şekilde sağlayabileceğini AB üyeliğinin de bu zemini güçlendireceğine inanıyorum Türkiye'nin üyeliğinin bu perspektifle de değerlendirilmesi gerekir'' ''ILIMLI İSLAM'' Başbakan Erdoğan, son zamanlarda özellikle gündeme sokulmak istenen ''Ilımlı İslam'' kavramını da değinmek istediğini belirterek, bunun üzerinde durmak istediğini söyledi Erdoğan, şöyle devam etti: ''O da şu; özellikle Türkiye üstünde ılımlı İslam'ın temsilcisi gibi yakıştırma yapıyorlar Böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil Türkiye, katiyen böyle bir düşünceyi ya da böyle bir anlayışı temsil eden bir ülke değildir Kaldı ki Müslüman'ın ılımlısı ılımsızı olmaz, Müslüman Müslüman'dır Bunu özellikle vurgulamak istiyorum Şunu ifade edeyim; aşırılıklar defalarca tehlikelidir Onu da söyleyeyim En hayırlı olan orta yolu kabullenmek ve orta yoldan gidebilmektir Biz, aşırılıklar hangi dinde olursa olsun, hangi inançta olursa olsun, fikir grubunda olursa olsun benim tavsiyem şudur; sakın aşırılıklara sapmayın Orta yolu bulun Ne varsa orta yolda var Sevgi, barış, kardeşlik burada Uçlara kayanlar her zaman batmıştır Aşırılıklara kaymamayı öğüt ediyorum''